Yalnız Mesajı Göster

Türk Hükümdarları (A-Z)

Eski 06-27-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Hükümdarları (A-Z)




Balamber

Adı bilinen ilk Batı Hun Türk hükümdarı (IV yüzyılın ikinci yarısı)

Doğu ve Batı Gotları ortadan kaldırdı Hun topraklarını genişletti Kafkasların kuzeyinde yaşayan Alanları, Volga-Don bölgesindeki Sarmat ve İskitleri buyruğu altına aldı Daha sonra Doğu Got İmparatorluğuyla savaştı ve onları yendi (373-374 arası) Got kralı Ermanarik, intihar etti Balamber, düşmana çok iyi davrandı Memleketlerinde kalmalarına izin verdi Kendilerine kral seçmelerini istedi Yeni kral Vithimir, Doğu Got İmparatorluğunu eski haline getirmek için çalıştı Komşu kavimlere saldırdı Balamber, buna engel oldu Vithimir öldürüldü Halkı ise Batı Gotlara sığındı Fakat bir gece ay ışığında nehri geçen Balamber, Gotları bastı ve bozguna uğrattı Volga'dan, Aşağı Tuna'ya uzanan bir Hun İmparatorluğu kurdu


Belek Bey

Haçlılara karşı büyük zaferler kazanan Artuklu emiri İsmi, Belek bin Behram bin Artuk olup, lakabı Nuruddevle’dir Doğum tarihi bilinmemektedir Amcası İlgazi, Artukluların Mardin; diğer amcası Sökmen ise Hısn-Keyfa (Hasankeyf) kolunun beyiydi

Sökmen Bey, Haçlılara karşı gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Selçuklu Sultanı Tutuş tarafından kendilerine verilen Surve şehrini yeğeni Belek’e verdi Ancak 1098 senesinde, Kudüs ve havalisinin Fatımilerin eline geçmesinden az sonra, Suruç, Hıristiyanların eline düştü Belek Bey, bundan sonra bir süre daha amcası Sökmen ve İlgazi’nin hizmetinde bulundu

Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar’ın 1110 senesinde bütün Türk emirlerini Mevdud’un komutasında haçlılara karşı sefere memur etmesi üzerine, Belek Bey de muharebeye katıldı Büyük yararlılık gösterdi 1113 senesinde amcası İlgazi’nin yardımı ile Harput ve Palu bölgesini ele geçiren Belek Bey, bu bölgede, Artukluların Harput kolunu kurdu Malatya ile Mengücüklere ait Dersim (bugünkü Elazığ ve Tunceli çevresi) bölgesini ele geçirerek hakimiyet bölgesini genişletti

Belek Bey, yine amcası İlgazi ile 1119 senesinde Antakya üzerine yürüdü Frankları Antakya civarında büyük bir hezimete uğratarak pek çok ganimet elde etti Bu sırada Mengücük oğlu İshak Bey ile Trabzon Dukası Konstantin Gabras, Belek Beye karşı ittifak etmişlerdi Belek Bey, süratle harekete geçerek müttefik kuvvetleri Şiran bölgesinde imha etti (1120) Beş bin civarında Rum ele geçirildi Esirler arasında Trabzon Dukası ile, Melik İshak da bulunuyordu Duka Gabras, 30000 dinar fidye ödemek suretiyle serbest bırakıldı Melik İshak ise, Melik Gazinin damadı olduğu için esir muamelesi görmedi Bu sırada amcası İlgazi’nin ölümü üzerine Haçlılara karşı yapılan savaşların idaresini Belek Bey üstlendi 1122 senesinde Urfa kontu Jocelin ile Birecik senyörü Galeran’ın ordusunu imha ederek, kontu ve senyörü esir aldı ve Harput Kalesine hapsettirdi Böylece Haçlıların önemli bir kolunu ortadan kaldırdı Kudüs Kralı İkinci Baudouin intikam almak ve Haçlı kontlarını kurtarmak için büyük bir orduyla harekete geçti Fakat, Belek Bey, daha hızlı davranarak, Haçlıları Raban’da pusuya düşürüp kılıçtan geçirdi Kudüs Kralını ve yeğenini esir alarak, Harput Kalesine hapsetti Selçuklu Sultanı Mahmud, kazandığı zaferlerden dolayı Belek Beyi Haçlılara karşı savaşan Türk kuvvetlerine baş kumandan tayin etti Harran ve Tel-başer’i ele geçiren Belek Bey, Halep üzerine yürüdü Kısa bir sürede Halep'e giren Belek Bey, şehri İsmaililerden temizledi

Bu sırada Harput Kalesinin tamirinde çalışan Gerger Ermenileri, isyan ederek kaledeki esir Haçlı kralı ile kontları kurtardılar Durumu haber alan Belek Bey, on beş günde Halep’ten Harput’a geldi Bu işte parmağı bulunanları ve ihanet edenleri cezalandırdı Kudüs kralı ile arkadaşlarını Harran’a göndererek orada hapsettirdi Sonra tekrar Frankların üzerine sefer düzenledi Müşhile mevkiinde Haçlıları hezimete uğrattı ve Mucaddat Kalesini fethetti

Menbic Emiri Hasan bin Gümüştekin’in bazı hareketlerinden şüphelendi ve bu şehri ondan almaya karar verip, amcasının oğlu Timurtaş’ı bu işe memur etti Timurtaş, Hasan’ı ele geçirdi Fakat, Hasan’ın kardeşi İsa kaleye kapandı ve teslim olmayı kabul etmedi Ayrıca, Franklara haber göndererek yardım istedi Bunun üzerine, Maraş kontu Geofroy komutasında on bin kişilik Haçlı ordusu, Menbic önüne geldi Kuşatmayı kaldırmayarak arkasını sağlama alan Belek Bey, 1124 senesi Mayıs ayının beşinde Haçlı ordusuyla karşılaştı Çok şiddetli geçen muharebe, Türk ordusunun büyük zarferi ile sona erdi Maraş kontu dahil olmak üzere, zulümleri ile meşhur Haçlı şövalyeleri öldürüldü ve pek çoğu esir edildi

Bu zaferden sonra Belek Bey, Menbic’in muhasarasını şiddetlendirdi Ancak Belek Bey, kuşatma sırasında mancınıkların yerleştirilmesi gereken yerleri gösterirken kaleden atılan bir ok, sol köprücük kemiğine saplandı Oku bizzat kendisi çıkaran Belek Bey; “Bu ok bütün Müslümanlara vurulmuş bir darbedir” diyerek ruhunu teslim etti (1124) Yeğeni Timurtaş, ordunun komutasını ele alarak, cenazeyi Halep’e yolladı; İbrahim aleyhisselamın makamı önüne defnedildi Daha sonra buraya mükemmel bir mezar yapıldı

Belek Bey, ömrünü Haçlılara karşı savaşmakla geçirdi Adil, dindar, devrinin en kahramanı ve Türkiye Selçuklu Sultanı Birinci Kılıç Arslan’ın takdirini kazanmış bir beydi Ölümü, bütün İslam alemini mateme boğdu Hıristiyan teb'ası bile, böyle adil ve şefkatli bir beyi kaybetmekten üzüldü Haçlılar ise, onun ölümüne ve ondan kurtulmuş olduklarına sevindiler Belek Bey, Müslümanlığın, Allahü tealanın emirlerini yapmak, yarattıklarına merhamet etmek olduğunu hakkıyla bildiğinden, herkese iyi davrandı ve insanların takdirini kazandı



Berkyaruk

Büyük Selçuklu İmparatorluğunun beşinci sultanı Melikşah’ın büyük oğludur Babasının ölümü üzerine henüz çok küçük olan oğlu Mahmud, sultan ilan edildi Ancak buna rıza göstermeyen vezir Nizamülmülk ve taraftarları, Rey şehrinde Berkyaruk’u tahta çıkarıp, sultan ilan ettiler Kardeşinin kuvvetlerini Berucird mevkiinde bozguna uğratan Berkyaruk, daha sonra kendisini tanımak şartıyla ona, İsfahan ve Fars eyaletlerini devretti Bu arada amcası Tutuş da harekete geçerek Musul’u ele geçirmişti Berkyaruk Tutuş’u yenerek Bağdat’a girdi ve adına hutbe okuttu Mücadeleye devam eten Tutuş, Halep, Harran ve Urfa’yı ele geçirerek, tekrar Sultanın üzerine yürüdü Zor durumda kalan Berkyaruk, İsfahan’a kardeşi Mahmud’un yanına sığındı Bu sırada Mahmud’un ölümü ile onun kuvvetlerine de sahip oldu Daha sonra, Rey yakınlarında Tutuş’la giriştiği muharebeyi kazandı Savaş sırasında Tutuş’un öldürülmesi ile de ülke içerisinde birlik ve beraberliği sağladı

Sultan Berkyaruk, bundan sonra Anadolu ve Suriye’yi işgale başlayan haçlılar üzerine kuvvetler sevk etti Ancak emirler arasındaki rekabetler ve Şii Fatımilerin aleyhte faaliyetleri sonucu, Haçlılara karşı kesin bir zafer elde edemedi

Bu arada Berkyaruk’un karşısına Gence Melik’i ve kardeşi Mehmed Tapar, saltanat iddiasıyla çıktı Berkyaruk, 1100 yılında Sefid-rud’da mağlup oldu ise de; Mehmed Tapar’ı arka arkaya dört defa bozguna uğrattı Ahlat’a sığınan Mehmet Tapar, buranın hükümdarı Sökmen’i ve Ani emiri Menuçehr’i hizmetine alarak yeniden savaşa hazırlandı Sultan Berkyaruk, çok kan aktığını, memleketin harap, emir ve askerlerin yorgun olduğunu, hazinenin boş kaldığını, vergilerin tahsil edilemez bir hale geldiğini ve nihayet İslam düşmanlarına fırsat verildiğini beyan ederek, gönderdiği bir elçi ile, kardeşini barışa ikna etti Böylece, 1104’te Azerbaycan’da Sefid-rud hudut olmak üzere Kafkasya’dan Suriye’ye kadar bütün vilayetler Mehmed Tapar’da kalmak ve Bağdat'ta hutbe Berkyaruk namına okunmak şartıyla, bir antlaşmaya varıldı

Selçuklu İmparatorluğu, iki devlete ayrılmak suretiyle Türkiye ile birlikte üç Selçuk sultanı meydana çıktı Lakin bu durum çok kısa sürdü Zira, Berkyaruk, vücutça hasta olduğu için, 1104 yılında yirmi altı yaşında öldü Sultan Berkyaruk, ülkesini düşünen ve milletinin refahı için çalışan bir kimse idi Ancak, kardeş kavgalarının hem de birlik ve beraberliğe en muhtaç olunduğu bir döneme rastlaması, Berkyaruk’u çok üzmüştü Buna rağmen fırsat buldukça Haçlı kuvvetleri üzerine asker sevk etmekten ve onlara darbeler vurmaktan geri kalmadı



Bilge Kağan

Göktürkleri, elli yıllık Çin esaretinden kurtararak, ikinci defa Göktürk Hakanlığını kuran, İlteriş (İl’i, devleti toplayıp tanzim eden) unvanı ile anılan Kutluk Kağanın büyük oğlu 684 yılında doğdu Babası Kutluk Kağan öldüğü zaman kardeşi Kültigin’le birlikte, küçük yaşta olmaları sebebiyle, amcaları Kapağan Kağanın ve millet emektarı, büyük müşavir Vezir Bilge Tonyukuk’un himayesinde büyüdü O zaman Bilge Kağan 8, Kültigin Han 7 yaşında idiler

Amcası Kapağan Kağan tarafından 14 yaşında “şad” tayin edilerek devlet hizmetine girdi Vezir Tonyukuk kumandasında, Göktürk Hakanlığının İnal ile birlikte sevk ettikleri batı orduları grubunda yer aldı İnal Kağanla birlikte Altayları aşarak Bolçu’da On-ok ordusunu mağlup etti ve Seyhun (Sir derya= İnci Nehri) kıyılarına ulaştı Tonyukuk’un başkumandanlığını yaptığı bu ordunun başında Maveraünnehir’e kadar dayanan Bilge Kağan, Kızıl Kum Çölüne girerek güney istikametini aldı Göktürk Abidelerinde tezik şeklinde zikredildiği gibi, ilk defa olarak batıda Müslüman Araplarla karşılaşıldı (701) 709 yılında Kırgızlar’ın komşusu olan ve Yukarı Kem-İrtiş arasında bulunan Çikler ile Isıg Gölünün batısında yaşayan Azları, Hakanlığa bağladı 710 yılında kardeşi Kültiginle birlikte zaman zaman başkaldıran Kırgızları mağlup etti 714’te Çin’in yığınak merkezi olan Beşbalık’ın kuşatılmasına, İnal Kağan, Tung-lu Tekin ve eniştesi ile birlikte katıldı 22 Temmuz 716 tarihinde Çinlilerle münasebet kuran Bayırkular’ın amcaları Kapağan Kağanı pusuya düşürerek öldürmeleri üzerine karışıklığa sürüklenmiş olan devletin yükünü, Kapağan Kağanın oğullarını ve taraftarlarını bertaraf ederek, kardeşi Kültigin’le birlikte yüklendi Kültigin’le birlikte seferler yaptı Memlekette karışıklıklar çıkaran Dokuz Tatarlar ve Oğuzlar üzerine yürüyerek bozguna uğrattı Kültigin’in aşırı derece ısrarı üzerine 716 yılında hükümdar oldu Göktürk orduları başkumandanlığını yüklendi O zamana kadar bu vazifede bulunan baba yadigârı, Bilge Kağanın kayın babası vezir Tonyukuk da devlet müşaviri olarak kaldı İçte ve dışta yaptığı mücadelelerde büyük başarılar kazandı Yurtsuz milleti yurtlu, fakir halkı zengin ettiği gibi, devleti ve milleti için canla başla çalıştı 717 yılında Uygur İl-teber’i Kargan Savaşında yendi Bir yıl sonra da isyana teşebbüs eden Karluklarla savaştı ve galip geldi

Bilge Kağan, Çinlilerle iyi münasebet kurmak istiyordu Bu Tonyukuk’un da arzu ettiği bir durumdu Fakat Çinliler, Türk birliğini bozmak için Beşbalık’taki Basmıllar ile anlaşmışlardı Bütün bunlar, Çinlileri çok iyi tanıyan ve vaktiyle Kutluk (İlteriş) Kağanla birlikte istiklal mücadelesi veren Vezir Tonyukuk tarafından gayet iyi biliniyordu Onun planı sayesinde Basmıllar, Beşbalık’ta kuşatılarak mağlup edildi Entrikalarının boşa çıktığını gören Çin de baskı altına alındı Çin ordusu, Kan-su’da bozguna uğratıldı (Eylül 720) Daha sonra çeşitli seferler düzenlendi Kitanlar ve Tatabılar saf dışı bırakıldı (722-723)

Bütün bu hadiselerden sonra Çin, iyi geçinme noktasına geldi 725 yılında Çin İmparatoru tarafından gönderilen elçiyi Bilge Kağan, Kültigin ile Tonyukuk’un hazır bulunduğu bir mecliste kabul etti

Bilge Kağan, 725 yılında kayınbabası Tonyukuk’u 731 yılında da 47 yaşında olan kardeşi Kültigin’i kaybetti Bu iki Türk büyüğünün ölümü, hakanlıkta büyük boşluklar meydana getirdiği gibi, millet de, başta Bilge Han olmak üzere büyük üzüntü içine düştü Orhun Kitabeleri’nde bu husus: “Küçük kardeşim Kültigin öldü, görür gözüm görmez oldu, bilir bilgim bilmez oldu, zamanın takdiri Tanrı’nındır Kişi-oğlu ölmek için yaratılmıştır, kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryad ederek yanıp yakıldım” şeklinde Bilge Kağan’ın ağzından, kendi inançlarına göre, bir nevi tevekkül içinde anlatılmaktadır

Bu iki büyük millet ve devlet emektarının hatırasına, Bilge Kağan zamanında bengü taşlar (kalıcı eserler) dikilmiş, hizmetleri ve düşünceleri kendi ağızlarından verilmiştir

734 yılının yazında K’i-tan ve Tatabılara karşı Töngez Dağında kazanılan savaş, Bilge Kağanın en son zaferi oldu Bütün ömrünü milletinin birliği ve büyüklüğü için geçirmiş olan Bilge Kağanın, 19’u “şad” 19’u da “kağan” olmak üzere 38 senelik bir hizmeti vardır Son zamanlarında, Çinli bir prenses ile evlenme arzusu, Çin imparatoru tarafından kabul edilmişse de, Çinlilerce aldatılan Buyruk-çor tarafından zehirlenmiş ve 25 Kasım 734 tarihinde, milleti büyük bir yas içinde bırakarak 50 yaşında vefat etmiştir Adına, oğlu tarafından Baykal Gölünün güneyinde, Orhun Nehri Vadisinde, Koşo Tsaydam Gölü civarında Bilge Kağan Abidesi diktirilmiştir Abideyi, yeğeni Yollug Tigin kaleme almış ve 34 günde tamamlatmıştır

Kitabelerde görüleceği üzere, Bilge Kağan, milletine bağlı, dindar bir hükümdardır Böyle olmasına rağmen, yeni bir dinin arayışı içinde olduğunu söylemek mümkündür Çünkü onun yerleşik hayata geçmek isteği ve kuracağı şehirlerde Budist mabetlerine yer verme teklifi, kayın babası Tonyukuk tarafından reddedilmiştir Şayet sağlıklarında İslamiyet, ülkelerine ulaşabilseydi, Türklüğün eski yurdunda alperenlerin, gazilerin daha erken görüleceği büyük ihtimal dahilindeydi Tonyukuk’un, Bilge Kağanı bu iki düşüncesinden men edişi, Çin’e karşı kendilerini müdafaa şuuru iledir Fakat bu fikir, netice olarak sonraları Türk dünyasının İslam'a girmesine zemin hazırlamıştır


Bumin Kağan

Göktürk Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı Göktürkler târih sahnesine çıktıkları sıralarda Juan-juanlara tâbi olarak, Altay Dağlarında an’anevî sanatları demircilikle uğraşıyorlar ve bu devlete silah îmâl ediyorlardı Devrin Çin yıllıklarından, Göktürklerin bu sıralarda da dağınık halde bulunmadıkları ve federatif bir mahiyette Juan-juanlara bağlı oldukları görülmektedir Nitekim Tu-wa adlı başbuğun yerine hânedânın başına geçen Bumin, 534 yılında Kuzey-Tabgaç idârecileriyle siyâsî münâsebet kurdu 542’de akıncıların başında Huagn-ho Nehri yakınlarına kadar ilerledi 546’da Juan-juan Devletine karşı ayaklanan Tölesleri itaat altına aldı Bu başarısından sonra Juan-juan Devleti hükümdarı ile eş değerde olduğunu göstermek maksadıyla kızına tâlip oldu Ancak bu isteğinin kabaca reddedilmesi üzerine üst üste vurduğu darbelerle Juan-juan Devletini çökertip arâzisini tamâmen hâkimiyeti altına aldı İl-kağan unvanını alarak tahta çıktıktan sonra eski Hun başkenti Ötüken’i ele geçirerek devlet merkezi yaptı (552)

Bumin Kağan, hükümdarlığını ilan ettikten sonra, küçük kardeşi İstemi’ye, Yabgu unvanıyla ülkenin batı kanadının idâresini verdi İstemi Han, yeni yerler fethederek Batı Göktürk Kağanlığının temellerini atarken, Bumin Kağan, tahta çıktığı yıl içerisinde öldü Yerine, oğlu Kolo (Kara) ve bunun genç yaşta ölümü üzerine de diğer oğlu Mu-kan Kağan geçti


Alıntı Yaparak Cevapla