Konu: Ruhun Tarihi
Yalnız Mesajı Göster

Ruhun Tarihi

Eski 06-27-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ruhun Tarihi




Diğer inanış ve görüşlerde ruh kavramı
Şamanizm


Altay şamanı

Kimi Asya Şamanizmi toplumlarında, bazı Kuzey Amerika ve Güney Amerika kızılderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yaşadığı öte-âleme “gölgeler diyarı” adı verilir Şamanizm’e göre insanın bir ya da birkaç canı (ruhsal unsurları) vardırKuzey Asya halkları, insanın birden fazla, üç ya da yedi “can”ı olduğuna inanır Örneğin Yakut Türkleri, Çukçiler, Yukagirler ve Buryatlar insanın üç “can”ı olduğuna inanır Bunlardan biri ölüm olayında mezarda kalır, biri “gölgeler diyarı”na iner, üçüncüsü “Göğe” çıkarİnsanın “gölge can”ı öte-âlemin eşiğini bekleyen eşik bekçisine rastlar; sonra kayıkla öte yakaya geçer Gölgeler diyarında ölü, yeryüzünde sürdüğü yaşamı sürer Ölüler, bir süre sonra, yeryüzünde tekrar doğabilirlerBu üç cana ya da üç ruhsal unsura verilen adlar toplumdan topluma değişmektedir Bazı Şamanist Türk topluluklarında bu üçlü “tin”, “sür” ve “kut”olarak, Moğol Şamanizmi’nde ise “suns” (sünesün), “ami” (amin), “suld”(sülde) olarak bilinir
Şamanist anlayışta üç âlem sözkonusudur: Yer, yeraltı, GökFakat bunlar sembolik ifadelerdir Yeraltı terimi Asya’nın kimi Şamanist geleneklerinde öte-âlem anlamında kullanılır, kimi Şamanist geleneklerde ise ölüm olayının akabinde yaşanılan kargaşa ve vicdani hesaplaşma dönemini ifade etmek üzere kullanılır Dolayısıyla, bazı geleneklerde yeraltı denildiğinde, genellikle öte-âlemin aşağı (titreşim düzeyi kaba) ve yoğun ortamları sözkonusudur Yeraltı deyiminin bu anlamda kullanıldığı Şamanist geleneklerde öte-âlemin huzurlu ortamları ise “gölgeler diyarı” gibi başka ifadelerle belirtilmektedirŞamanizm’e göre her üç âlem (Yer, yeraltı denilen âlem ve Gök denilen âlem) de ruhlarla meskundur
Asya Şamanizmi'ne, özellikle Yakut,Altay ve Uygur Türkleri’nin geleneklerine göre, insanların yaşadığı Yer, ölülerin göçtüğü “yeraltı” (öte-âlem) ve spiritüel anlamdaki Kutsal Gök’ten oluşan üç ortam, merkezlerinden geçen, direk ya da kazık denilen bir eksenle birbirine bağlanırlar Bu eksen “Göğün göbeği” ile “Yer’in göbeği” arasında yer alır Bu kavram Altay, Yakut ve Uygur Türkleri’nin geleneklerinde şöyle açıklanır: İnsanların yaşadığı Yer, ölülerin göçtüğü “yeraltı” (öte-âlem) ve spiritüel anlamdaki Gök’ten oluşan üç âlem ya da ortam, merkezlerinden geçen bir eksenle birbirine bağlıdır “Yer’in göbeği” ile “Göğün göbeği” arasındaki bu eksenin geçtiği, bu ortamların ortasındaki delikler ya da açıklıklar bir tür geçittir Şamanlar, “uçuş” (trans deneyimi) sırasında bir ortamdan diğerine geçerken bu irtibat geçitlerinden yararlanırlar Aynı şekilde, ölenler de öte-âleme bu yolla göçerler Öte-âleme giden şamanlar oraya “Yer’in deliği” geçidinden geçerek gider, yine bu delikten ya da kapıdan dönerler
Şaman "gölgeler diyarı"na giderken öncelikle “Yer'in göbeği”ndeki bu delikten “Yer’in Ekseni”ne ulaşmak, sonra da “Yeraltı”nın cehennemî kısmından geçmek zorundadır Ölen kimseler de bu yolculuğu yaparlar ki, bu yolculukta ölünün geçemediği takdirde azap çekmesinin sözkonusu olduğu bir "köprü"yle karşılaşılırKuzey ve Orta Asya Şamanizm’inde yeraltı âlemi 7 veya 9 katlıdır Ölüm olayı ile beden terk edildikten sonra kimileri yeraltı katlarındaki ortamlara, kimileri ise "Gök katları"ndaki ortamlara giderlerŞaman, medyum gibi, ruhlarla doğrudan irtibat kurabilen biri olarak kabul edilirŞaman da, trans deneyimi sırasında, yapacağı uygulamanın amacı ve türüne göre, ya yeraltı âlemine iner ya da Göğe çıkar Örneğin, bir hastayı iyileştirmek için Göğe çıkması, fakat bir ölünün ruhuna eşlik etmek, hastanın ruhunu geri getirmek (ölmemesini sağlamak) veya yeryüzünü terk etmek istemeyen ölüleri ‘gölgeler diyarı’na götürmek için Yeraltı’na iner Fakat herhangi bir nedenle Göğe çıkacak bir şamanın önce Yeraltı denilen âleme inmesi gerekir Yani hiç kimse “Yeraltı”na (öte-âlem) inmeden Göğe çıkamazMoğollar’da ve bazı Türk halklarında Göksel âlemin Tanrısı Ülgen’dir; Orta Sibirya Buryatları’nda bu ad Tengri olurBuryatlar’da 55’i ak renkle, 44’ü kara renkle nitelenen toplam 99 ilah bulunur Altay Türkleri’nde yeraltı âleminin efendisi Erlik Han’dır



Şamanizm'deki üç âlem kavramının şaman davulu üzerindeki resmi

Kişinin ölüm olayı ile bedenini terk etmesinden sonra içine düşeceği teşevvüş Asya Şamanizminin kimi geleneklerinde günahkarların ölüm sonrasında ifritlerle karşılaşma veya “köprü”den geçme dönemi olarak belirtilir Şamanların görevlerinden biri de ölen kimseye bu ifritlerden kurtulmada yardım etmektir [133]Şamanist geleneğe göre insanlar günahkar olduklarından ilahî yasalar gereği öldükten sonra bu ifritlerle karşılaşmak zorunda kalırlar; fakat Tanrı insana acıdığından şamanların insanlara bu konuda yardım etmesi için yeryüzünde şamanlık kurumunu kurmuştur Asya Şamanizmi’nde ölümden sonraki yolculukta ölünün geçemediği takdirde azap çekmesinin sözkonusu olduğu bir köprüyle karşılaşılır Şaman bu köprüyü kolayca geçebildiği gibi, ölenlere de bu köprüyü geçmelerinde yardım edebilir Orta Sibirya Şamanizmi'ne göre, şaman, birkaç ‘ırmağı’ ve bir “köprü”yü geçtikten sonra “gölgeler diyarı”nın uzandığı “Büyük Su”ya gelir Altay Türkleri geleneğinde şamanın gölgeler diyarını ziyaret edişinde bir dağa çıkış olgusu da bulunur Bu diyarda ölüler aynen dünyadaki yaşamlarını sürmektedirler Onlar orada yeryüzünde tekrar doğmaya hazırlanırlar
Ruh göçü kavramına Amerika’nın günümüzde Şamanist topluluklar kapsamında ele alınan birçok Kızılderili kabilesinde de rastlanır Inuit’lerde ruh göçü kutsal kabul edilen bir kavramdır Kuzey Amerika kızılderililerinin birçok kabilesine göre, ölüm olayından sonra ruh ve gölge bedenden ayrılır Ruh, “kurt”un hükmettiği âleme gider; yeryüzündekilerin ilişki kurabilecekleri onun “gölge”sidir Ruh, “gölge”yle birleşince yeni bir varlık oluşturur ve yeryüzünde tekrar doğar Güney Amerika kızılderililerinin çoğunun dillerinde, ruh, gölge ve imaj kavramları aynı sözcükle karşılanır


Alıntı Yaparak Cevapla