Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyamızı Tehdit Eden Olaylar
4 Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal Silahlar ile Mayınların Kullanımı
Kısaca, kitle imha silahları (KİS) olarak bilinen nükleer, biyolojik ve kimyasal (NBC) silahlar, insanlığın geleceği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır
Son yıllarda özellikle Orta Doğu ülkelerinin bir kısmında giderek artan bir silahlanma yarışı gözlenmektedir Endişe verici en önemli gelişmeler, çok sayıda insanın birden ölümünü ve stratejik tesislerin yok olmasını hedefleyen nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar alanında olmaktadır Bu silahların fırlatılmalarını sağlayan füzelerin 600-1000 km arasındaki uzaklıklara kadar etkili olmaları, kullanılmaları halinde insanlığa büyük zararlar verecektir
Yurdumuzun çevresinde bulunan bazı komşu ülkelerin, söz konusu silahları geliştirme yönündeki çalışmaları, Türkiye ve dünya tarafından yakından ve kaygıyla izlenmektedir Bu çerçevede ülkemiz ve daha pek çok ülke, bu silahların yapılmasının, kullanılmasının ve yayılmasının önlenmesine ilişkin uluslar arası anlaşmalara üye olmuştur Ancak bu silahların yapımı, yayılması, kullanılması ve denenmesi çeşitli antlaşmalarla yasaklanmasına rağmen, bazı ülkelerin bu silahlarla ilgili gizli çalışmaları olduğu belirtilmektedir Bu durumda nükleer silahlar insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam etmektedir İnsanlık için bir felaket oluşturan bu silahların yapılması ve kullanılması mutlaka engellenmelidir Bu konuda, Dünya devletlerine önemli görevler düşmektedir
5 Başlıca Bulaşıcı Hastalıklar
Her hastalık önemlidir Ancak sık görülen ve birçok kişinin ölümüne veya sakat kalmasına yol açan hastalıkların toplum açısından ayrı önemi vardır Böyle hastalıklara önemli hastalıklar denir Bulaşıcı hastalıklar da tarih boyunca önemli hastalıkların başında gelmiştir, Günümüzde de bazı bulaşıcı hastalıklar hala önemini korumaktadır Her yıl binlerce kişi bu hastalıklara yakalanmakta ve yaşamını yitirmektedir
Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, boğmaca gibi hastalıklar Özellikle çocuklar için büyük önem taşımaktadır Tifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık (hepatit), AİDS, trahom, sıtma ve kuduz gibi hastalıklar da insanların ölümüne neden olabilen önemli bulaşıcı hastalıklardır Bu hastalıklar hasta kişiyle doğrudan temas yoluyla bulaşabildiği gibi, su, besin, kan ve havayla da bulaşabilir Ayrıca bazı sineklerin sokması, bazı hasta hayvanların ısırması ve tırmalaması yoluyla da bulaşması mümkündür
Bunlardan; özellikle çocuklar için önemli olan hastalıklar, hasta kişinin öksürük ve hapşırmasıyla çevreye yaydığı mikroplar aracılığıyla bulaşır Tifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık ve AİDS gibi hastalıklar ise daha çok su, besin ve kan yoluyla bulaşan hastalıklardır Sıtma (sivrisinekle) ve trahom (karasinekle) sineklerin sokması, kuduz da hasta hayvanların (köpek, kedi gibi) ısırması ile bulaşır
Çağımızda insanlığı tehdit eden en önemli hastalıklardan biri de AİDS'tir Bu hastalık vücudun başka hastalıklara karşı direncini azaltarak ölüme yol açar Etkeni bir virüstür Hem kan yoluyla hem de cinsel ilişki ile bulaşan bu hastalığın henüz tedavisi ve aşısı yoktur AİDS hastalığına yakalanma riskinin en çok olduğu gruplar; güvenli cinsel ilişkisi olmayanlar, kan ürünleri kullanması gerekenler, uyuşturucu bağımlıları ve sağlık personelidir Bu hastalıktan korunmak için; kan ürünleri kullanması gerekenler, mutlaka gerekli tahlilleri yapılmış kan ürünlerini tercih etmelidirler Ayrıca kullanılan birtakım aletlerin (cerrahi, diş fırçası, manikür aletleri vb ) sterilize edilerek kullanılması gerekmektedir Bunun yanında sağlıklı cinsel ilişki kurallarına uyulmalıdır
Çağımızda henüz tedavisi olmayan bir diğer önemli bulaşıcı hastalık da HEPATİT B (sarılık)'dir Bu hastalık da kan yoluyla ve cinsel ilişki ile bulaşmaktadır Bu hastalığa yakalananlarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri oluşma ihtimali yüksektir
Hepatit B'den korunmak için aşı yaptırmalı, test edilmemiş kan kullanılmamalı, tıbbi aletler sterilize edilerek kullanılmalıdır Ayrıca bir defa kullanılan enjektörler atılmalı, güvenli cinsel ilişki ve tek eşlilik kurallarına uyulmalıdır
6 Eğitimsiz Nüfus ve İşsizlik
Eğitim, insanların en temel hakkıdır Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile eğitim sistemleri arasında çok sıkı bir bağ vardır Ancak dünya ülkeleri arasında okuryazar oranı konusunda çok büyük ayrılıklar vardır Gelişmiş ülkelerde okuryazar oranı %95'i aşarken pek çok ülkede bu oran oldukça düşüktür Okuryazar olmayanların oranı özellikle Afrika ülkelerinde fazladır Bu ülkelerde okuryazar olmayanlar, nüfusun %60'ından daha fazlasını oluşturuyor Okuryazar oranının düşük olduğu ülkeler; dünyada nüfus artışının en yoğun olduğu ülkelerdir İllimi karşılık yoksulluk nedeniyle bu ülkelerin eğitime ayırabildiği ödenek oldukça azdır Oysa zengin ülkeler, eğitim için çok büyük harcamalar yapmaktadır Örneğin, Fransa'da milli eğitimin bütçesi, devletin en önemli harcaması haline gelmiştir
Yoksul ülkelerde, temel bilgilerin verilmesinde bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır Eğitimin dershane yerine açık havada yapılması, öğretmenlerin yeterince eğitilememiş ve sınıfların kalabalık olması (80-100 kişi), okul araç ve gereçlerinin yetersizliği vb bu sorunlara örnektir Bu ülkelerde çok sayıda çocuk ilköğretime devam edememekte veya hiç okula gidememektedir Çünkü bu çocukların büyük çoğunluğunu yoksul ve eğitimsiz ailelerin çocukları oluşturmaktadır Bu nedenle, ailelerine maddi katkıda bulunmak amacıyla küçük yaşta çalışmak zorunda kalan bu çocukların zamanla kötü alışkanlıklar kazanmaları kaçınılmaz olmaktadır
Gelişmemiş ülkelerde kız çocukları ile erkek çocukları arasında, okula gitme ve eğitilme konusunda oldukça belirgin bir eşitsizlik vardır Çünkü bu ülkelerde, kız çocuklarını daha çok aile çevresi içerisinde tutmaya yönelik bir anlayış hakimdir Bu durum kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal hayatın dışında kalmasına neden olmaktadır Bu eşitsizliğe küçük oranda da olsa sanayileşmiş ülkelerde de rastlanmak mümkündür Oysa ki bir ülkenin eğitilmiş kadın nüfusu, ne kadar çok olursa o ülkenin sosyal durumu da o kadar yüksek olur Çünkü eğitilmiş kadın, çocuğunu da iyi eğiten kadındır Böylece toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yönlerden düzeyini yükseltmiş olmaktadır
Son yıllarda yoksul ülkelerde cehalete karşı büyük bir savaş açılmıştır 196O'lı yıllardan itibaren pek çok ülke, bu konuya öncelik vermeye başlamıştır Okul çağındaki çocukları eğitebilmek için çok büyük harcamalar yapılmaktadır Okuryazar olmayan yetişkinler için de bu konuda büyük gayretler sarf edilmekte ve olumlu sonuçlar alınmaktadır Buna rağmen dünyada okuma yazma bilmeyenlerin sayısı oldukça yüksektir Bu konuda ciddi çalışmaların yapılması gerekmektedir
Ülkemizde de devletimizin, her vatandaşın okuryazar olması konusunda büyük gayretleri vardır Bu amaçla en küçük yerleşim birimine kadar eğitim hizmetlerini götürmeye çalışmaktadır Bunun mümkün olmadığı yerlerde taşımalı sistemle çocuklarını eğitmektedir Ayrıca yatılı bölge okulları açmakta ve daha pek çok proje ile çocuklarına bu hizmeti sağlamaya çalışmaktadır
Devletimiz, eğitim hizmetlerini yalnızca okul çağında olan çocuklarına değil, ayrıca yetişkinlere de götürmeye çalışmaktadır Bu hizmetiyle okuma yazma bilmeyenler için açtığı kurslarla vatandaşlarına okuryazar duruma getirdiği gibi, onlara beceri kursları ile meslek de kazandırmaktadır Etkin bir temel eğitim, ekonomik kalkınmanın da temel öğesidir Çünkü eğitim, ekonomik büyümenin ve işsizliği önlemenin de ön koşuludur Eğitim; çocuklara, gençlere, hatta yetişkinlere temel beceriler kazandırır Onların topluma etkin bir biçimde katılmalarını sağlar Bu durum ekonomik gelişmeyi hızlandırır Toplumsal ilişkileri geliştirir Bunun böyle olmaması halinde toplumda bunalımlar olur, yoksulluk ve işsizlik başlar
İşsiz insan, çalışabilir durumda olduğu halde işten yoksun olan ve karşılığında para kazanacağı bir iş arayan kimsedir Günümüzde işsizlik, ekonomik özelliklerine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin bile sorunu olmaktadır Bu sorun gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde hızlı nüfus artışına paralel olarak kendini daha çok belli eder
Ülkemizde de bir yandan hızlı nüfus artışı, öte yandan tarım topraklarının daha çok insan tarafından bölüşülmek zorunda kalınması, kırdan kente göç hareketleri ile işsizlik sorunu yaşanmaktadır
|