Prof. Dr. Sinsi
|
Prag / Çekoslovakya - Çek Cumhuriyeti- Çekoslovakya Çek Cumhuriyeti Resimleri

National Museum / Ulusal Müze

M S 730 yılında Prag'ı kuran Prenses Libuse ölüm döşeğindeyken oğlu Nezanyeli yanına çağırır ve şöyle bir kehanette bulunur: "Torunun tahta çıkacağı zaman, tek Allah'a inanan, başkaları tarafından horlanmış, ezilmiş küçük bir kavim topraklarımıza gelip bize sığınmak isteyecek O insanlara iyi davranılmalı, çünkü beraberlerinde bize bereket getirecekler " 100 yıl sonra iktidarda olan Prens Hostivit,, İkinci Bet Hamikdaş döneminden kaldığını düşündükleri kazıların üstüne inşa etmeyi uygun görürler İskoç asıllı Lirensky adında bir mimar inşaatın sorumluluğunu alır ve yeni sinagog 931 yılının Şavuot Bayramı’nda halka kapılarını açar Bu sinagoga "Eski - Yeni Sinagog" adı verilir Çünkü eskisinin taşları ile yapılmıştır Günümüze kadar ayakta kalabilen dünyanın en eski sinagogudur Prag Yahudi Müzesi bu yıl 100 yaşında Bu müze bünyesinde; Meisel, İspanyol,, Eski - Yeni, ve Klausen Sinagoglarını, Eski Mezarlığı,, çeşitli Yahudi cemaatleri ve sinagoglardan toplanan kutsal objelerin , onları korumak adına, tek bir Merkez Müze’de toplanmasına karar verildi Nazilerin amacı tabi ki müze kurucularından oldukça farklıydı Onlar için bu müze, yeryüzünden izlerini silmeyi planladıkları bir kavmin mezar kitabesi olacaktı 1 Ekim 1994'te tekrar Prag Yahudi Cemaati’ne iade edilen Yahudi Müzesi, Muscovite Bölgesi’nden kaçıp gelen Yahudilere tıpkı kehanete uygun olarak kucak açar Orta Çağ’dan beri Bohemya topraklarında yaşayan Yahudiler giderek çoğaldılar İlk ahşap sinagogları onlara küçük gelmeye başlayınca yeni taştan bir sinagog inşa etmeye karar verirler Toprağı kazmaya başlayınca daha önceden orada inşa edilmiş bir sinagogun taş duvarlarını ve geyik derisine yazılmış Tora yazılarını bulurlar Yeni sinagoglarını Pinkas Kültür Merkezi’ni ve Merasim Salonu’nu barındırmaktadır 1906’da bu müzeyi kuranlar arasında tarihçi Dr Hugo Lieben ve sonradan Prag Yahudi Cemaati’nin başkanlığını yapan Dr Augustin Stein vardı 1939’da Nazi işgali sırasında müze kapatıldı Dr Stein ve diğer uzman ve üyelerin Nazilerle yaptıkları uzun müzakerelerden sonra Komünist rejim yıllarında bazı kısıtlamalara maruz kaldı Dünyadaki en büyük Judaica sanatına sahip bu müzenin 40’ın üstünde sergileri ve 100 000 kitabı mevcuttur



Bohemya

Çekoslavakyada bir bölge Yüzölçümü 52,062 kilometrekare, nüfusu da 7 109 376 dır Çekoslavakyanın Bohemya ormanı, Erzgebirge, Sudetler ve Bohemya - Moravya yükseklikleriyle kuşatılmış bir bölgedir Bohemya Baltık ve Kuzey denizleriyle Tuna ülkeleri arasında bir geçit yeridir   


Kristaller

Avrupa’da kristalin keşfedilmesi binlerce yıllık geçmişi olan cam sanatında yepyeni bir dönemin başlamasına neden oldu Aslında bazı jeolojik katmanlarda doğal olarak bulunan şeffaf kaya kristalinin orta çağda birçok dekoratif eşyada kullanıldığının örneklerini Avrupa Müzeleri’nde görmekteyiz Ancak, kristal işçiliği 17 Yüzyılda Avrupa’da gerçek bir sanat haline gelmiştir

Cam sanatı ve kristal yapımı, Avrupa’da özellikle iki ülkede çok gelişmiştir Bunlardan Venedik cam sanatının en eski merkezi olarak kabul edilir Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeki “Bohemya” diye anılan bölge ise 16 yüzyıldan sonra cam sanatında söz sahibi olmaya başlamıştır
Bohemya’nın 19 yüzyılın ilk yarısında cam işçiliğinde birinci sıraya yükselmesi ve Bohemya kristallerinin dünya evrensel kültür mirasında yer almasının nedenlerinden biri potasyum, kurşun, manganez gibi önemli katkı maddelerinin ve fırınları besleyecek yeterli odunun bölgede bol miktarda bulunmasıdır Ayrıca, Eski Bohemya (bugünkü Çek Cumhuriyeti)’nin transit yolları kavşak noktasında bulunması da önemli bir nedendir En önemli neden ise 17 yüzyılda IV Şarl ve II Rudolf dönemlerinde cam ve kristal işçiliğinin ulusal bir gelenek haline gelmesidir

Venedik’te Bohemya’dan çok daha eski tarihlerde cam renklendiriliyor ya da boyanıyor, özel taşlarla kesilerek dekorlanıyor ya da üstüne gravür yapılarak işleniyordu Ama işçilik sırlarının Bohemya cam ustaları tarafından elde edilmesi sonucu 19 yüzyılda Venedik, cam sanatında tahtını Bohemya’ya kaptırdı

Işığı yansıtma ve kırma özelliği ile Venedik üretiminden çok üstün olan Bohemya ürünlerinde gelişme hızlanarak devam etti 18 yüzyılın sonlarında porselen benzeri bir ürün olarak sunulan opal beyaz cam,, 19 yüzyılın ilk yarısında cam sanatında o güne kadar görülen en büyük gelişme olarak kabul edildi saydam cam boyaları ve pürüzsüz beyaz kristal

Avrupa’da porselenin keşfinin üzerinden yüzyılı aşkın bir zaman geçtiğinden, tasarımcılar farklı bir takım arayışlar içindeydiler Eski sodyum esaslı camlar gravür işlemeye ve kesime çok uygun değildi Oysa artık rubi kırmızısı, kobalt mavisi, zümrüt yeşili keşfedilmiş, iki tabakalı cam tekniği geliştirilmiş, camın kesimi, siyah mine ile kabartmalı altın süsleme tekniği, altın ile gümüşün bir arada kullanılması gerçekleştirilmişti

Michael Miller tarafından 1709’da keşfedilen, doğal kaya kristalinden daha pürüzsüz saydam kristal de bu gelişmelerden çok önemli bir tanesidir
Bohemya 18 yüzyıldan başlayarak Rusya, İspanya, Portekiz, Polonya gibi Avrupa ülkelerine ve Kuzey Amerika’ya kristal ihraç etmekteydi Bohemya’da üretilen renkli camların, incik boncukların Kızılderililerle pazarlık ve takaslarda kullanıldığı da bilinmektedir
19 yüzyıl başlarında Napolyon savaşlarının Orta Avrupa’da neden olduğu kaos sonucu Bohemya Venedik’in yanı sıra, Fransız (St Lonis ve Baccarat) İrlanda cam üretimi ile ciddi bir rekabete girdi Bu dönemde ortaya çıkan durgunluk birkaç yılda aşılarak yaratılan yeni Bohemya ürünleri ile yeniden zirveye oturuldu Bu arada Biedermeir Dönemi (1800-1857)’ı ve kristale işlediği eşsiz portrelerini burada anmadan geçemeyiz 1830’larda başlayan altın dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’ndan ve İran’dan alınan siparişlerin hazırlandığı döneme de rastlamaktadır

18 yüzyılda Viyana ve Saksonya’da Osmanlı İmparatorluğu için porselen ihracatında yapılanlar bu kez renkli kristallerde de yapılmaya başlandı O dönemlerde Türkiye ve İran’da kullanılan geleneksel formlar incelenerek, Avrupa’dakilerden farklı formlar yaratıldı Özellikle tabak, şekerlik, akidelik, bardak, kulplu ve kulpsuz sürahi,, bazen sivri ve uzun kapaklı sürahiler, nargileler ve benzeri pek çok yeni ürün ortaya çıktı Osmanlııların zevklerine göre, canlı figür yerine geometrik kesme ve çiçek motifleri ile dekore edilen bu ürünlerde ithal porselende olduğu gibi boya ve daha çok altın, gümüş kullanılmış, küçük motifler ve çiçekler boyanmış, taş kesmelerle bazen kabartmalı şekiller oluşturulmuştur dedekülahı diye bilinen irili ufaklı
Kristalde kobat mavisi, cam göbeği mavi, yatay ışıkta yemyeşil hale gelen sarı, rubi kırmızısı,
pembe, zümrüt yeşili, süt beyazı ve saydam kristal Türkiye’de en sevilen ve popüler renklerdi

Ustalık işi kesme motifler yanında genelde bronz çiçek olarak biçimlendirilmiş kapak tutacakları elmas ve kıymetli taşlarla bezenmişti Bu tür örneklere Topkapı Sarayı Avrupa Camları bölümünde ve Giritli Bohemya Kristalleri Koleksiyonu’nda rastlanmaktadır Osmanlı İmparatorluğu ve İran’a ihraç edilen cam eşya içinde bulunan cam göbeği veya açık yeşil Oryantal opalin parçaların Bohemya ı, yoksa Fransa veya Venedik kökenli mi olduğu konusu halen tartışmalıdır
Yeni akım Bohemya 1820’lerden sonra hızla ilerleyerek Fransa, İngiltere ve Almanya’daki cam ustalarını da çok etkilemiştir Bu dönemde keşfedilen yeni renkler, genelde kıymetli taşların renkleriydi
19 yüzyılın başlarında Kont Georges Buguoy kırmızı ve siyah opak camın imalat yöntemini buldu Dublaj işlemlerle beyaz opak bir tabaka ile kaplanan kristal, ustalıkla kesildiğinde çarpıcı ve daha önce tanınmayan yeni efektler yaratmaktaydı
Kristalde yurt içinde ve yurt dışında kazanılan büyük başarı, usta işçiliğin ve tekniklerin kaybolması için Kamenicky Senov, Bor ve Prag Tatbiki Güzel Sanatlar Okulları’nda cam işleme sanatı bölümleri gibi pek çok eğitim kurumu açıldı
Bohemya kristallerinin ünü 19 yüzyıldan günümüze kadar geldi, yirminci yüzyılda Moser Lobmeyer gibi birçok yeni fabrika ürünleri ile tüm dünyada aranır oldu

Bohemya kristal avize yapımında da yeni bir çığır açarak, tüm Avrupa saraylarına, şatolara ve konaklara renkli veya beyaz kristal avizeler o dönemlerde kullanılan gaz lambalarına ayak ve fanuslar üretti
Avrupa’da 01900’lerde camın oldukça yaygın kullanıldığı Art Nouveau sanat akımında, dekoratif cam imalatında Bohemya 3 sıraya yerleşmeyi başarmıştır İtina ile tasarlanan ve Türkiye’ye ihraç edilen bu eşyaların bir bölümü müze ve özel koleksiyonlarda bulunmakta, bazılarına da antikacı ve müzayedelerde rastlanmaktadır
Türkiye için özel formları nedeniyle ülkemizin bir kültür mirası olan bu eşyaların kısa bir zaman için bizlere emanet edildiğini hatırlayarak, onları korumalı ve değerlerini çocuklarımıza anlatmalıyız Bunların gelecek nesillere kırılmadan ulaşmalarını sağlamak ulusal bir görevimizdir
|