02-04-2007
|
#1
|
RaHaTSiZ
|
GidenLErin ArdınDan
her zaman hüzün verir bıraktığın yerde elbet vardır bırakmak istemediklerin  
 kokun kokum gülümsemen gülümsemem dokunu şun hayalim 
 sarılman sarılmam dudakların tenin kokun 
 metro taksi odam sessizlik utangaç bakışmalar sesin 
 gözlerin saçların ellerin yastığım kok un sı cağın sesin 
 ateşin soğukluğum ateşin sıcaklığım ateşin ateşim 
 gülümsemen sarılman gidişin gözyaşlarim  boşl uk 
kimi zaman gereklilik  kimi zaman zorunluluk  kimi zaman da feragat  
ama hepsinin özünde, hepsinin temelinde ya savunma, ya kaçma, ya da korku var  korkularımızla yüzyüze gelmeyi öğrenemedik hiçbirzaman ve bu gidişle öğrenemeyeceğiz bilinçsizce tükettiğimiz son şans'larimiz tükendiğinde, artık 'ne elde ne avuçta kaldı' deyip de borç şans isteyebileceğimiz bir yer, bir kurum, bir insan yok
bazen şans tanımak yeniliklere, bazen de beklenilenin gerçekleşmesi için zaman tanımak kadere
istemeyerek, korkarak, içinden gelmeyerekde olsa, coğu zaman en asil davranıştır gitmek  
yerine nöbetçi olarak sessizliği bırakmak 
gitmek… gitmek terketmektir hayır!!! gitmek aslında terkedilmektir bırakılmaktır öylece, bomboş, kendi başına kalan gelmemiştir seninle kalmayı tercih etmiştir o kaldığı için hep haklı, sen gittiğin için hep suçlusundur ve fakat ne yazıktır ki, herkes onun niye kaldığından çok senin gittiğinle ilgilenir
gitmek;kalıcı olmanın tamamlayıcı hareketi, bulunduğu zamanın değeri ve sevileni, ilk sevildiği şekliyle hatırlamanın kutsal yoludur   
insanlar hep bir yerlere gitmek için çalışır-yıllarca belki günlerce ama yine de gitmek için çalışır fakat tam gitmek üzereyken kalmak için bir sebep çıkar işte bu sebeptendir ki her tarafta parça insanlar var ve işte bu yüzden yarım yaşanır hayatlar  
insanlar hep bir yerlere gitmek için çalışır-yıllarca belki günlerce ama yine de gitmek için çalışır fakat tam gitmek üzereyken kalmak için bir sebep çıkar işte bu sebeptendir ki her tarafta parça insanlar var ve işte bu yüzden yarım yaşanır hayatlar  
bir bakıma hayatın eksenidir gitmek
ayrılıkları getirir beraberinde; hüznü getirir kavuşmayı getirir bazen de; sevinci getirir yeni yerlerle tanıştırır "gitmek"; yeni deneyimler yaşatır geliştirir kişiyi hayatın diskurudur "gitmek"  heyecan getirir
farklıdır gitmek  bilinmeyene gidilir; bekleyene gidilir; beklenene gidilir; zorunluluktan gidilir; zevkine gidilir  gidilecek yerler bitmez belki ama "gitmek"te bir son da gizlidir  elbet ölüme gidilir çünkü 
insan için esas olan ise, ilelebet gidene kadar, gidebildiği kadar gitmektir  
kendine gelmek için gereken bazen 
kendine dönmek için gereken 
hiç bilmediğin bir yere kendinle gitmek 
tek başına kaybolup, yeniden bulmak  
yeni bir ülke yoktur,
diyor ünlü şair,
ne de yeni denizler
nereye gitsen bu kent,
seni peşinden izler
ama gitmektir benim
yenilmezliğim dünyada
ve ben durmaz giderim,
bu can tende durdukça  
gitmek işte, yolun kendisi hiçbir şey değiştirmese de "ben"de bunu öğretiyor en çok yok olmayı "mezarlar vazgeçilmez insanların ölüleriyle doludur" sözünün ne kadar hakiki olduğunu
sen çünkü başka şehirlerin bükük aynalarında kendinin başka kendilerine bakarken buradaki aynalarda sen olmayacaksın sen burada olmadığında bir şey olmayacak sen olmadığında aynalar senin yerine başka birilerinin yüzünü yansıtacak herkes aslında hiç kimsedir çünkü insan hiçbir şeydir tam da aslında bu sebepten, gidebilir nasılsa vazgeçilmez (!) olduğun bu hayat seni hiç kimseyi özlediği kadar özleyecektir şişman benlikler, bu değersizliği talim ederek aslında yolun kendisinin öğrettiğinden daha fazlasını öğrenecektir yokluk son derece terbiye edicidir bu şehir arkadan gelmeyecektir!
|
|
|