Prof. Dr. Sinsi
|
Aydın Zeybekleri - Efe, Zeybek -Aydın Efe Giysileri - Efe Giysisi
Arkadas ben danimarkada yasayan aydin yörük türklerinden labaratuvar uzmani bir gencim
Yazilarimda bitakim türkce ses ler olmazsa beni yahsi görün bunun nedeni elimde DK yazdiraci oldugu icindir Bakiyorum zeybek konusunda cok eksikler var, arastirilmadan ordan burdan calma yorumlar ile gecistirilmis arastirma eksikligi görüyorum yok arabca seymen sözcügü diyerek baska anlamda deyip anlamini bilmeden sübek sözcügüne baglamalar, ilkönce seymen arapcaya degil farscaya yamanir oda sekban dir seymen ile ilsiki kurmaya calisirlar ancak sekban köpek bekcisi anlaminda kullanildigini sanirim bu bitakim geri aydinlar bilmiyorlar, nasil bir iliski ise, seymen in ne sekban ile sübek ile ilsikisi yokdur bide arapcanin ses de etkisi olabilir diye sacmalimissiniz yahu öyle olsa egede de olur orta anadoluda da olur niye biri zeybek diyor da öbürü seymen desin bu ancak türkcede olan yöresel agizlar ile aciklanabilir, ege agzi ic anadolu agzi karadeniz agzi gibi türkcemizin agizlarindan kaynalanabilecegi sanirim hicbir dangalagin usuna gelmiyor, seymen , zeybek ile ayni kökten gelen öztürkce sözcüklerdir, üstelik sübek de öztürkce olup besik altina baglanan sidik kabi yada boruyu denir cocugun sidigi o besigten süzülerek kaba gider orada birikir, sübek budur cift sözcük degil tek sözcükdür sü-bek ile iliskisi yokdur sübek süzmek(bek) sözcügü kökünden gelir gercekten sidigin bebegin kundaginda bi caputdan sidigin süzülerek bir boru araciligi ile besigin altinda biriktirilmesi bunu acikca gösteriyor Sü+beg ise cok eski öztürkce sözcük olun Sü asker demekdir, bek ise bugün kullandigimiz bey de beg sözcügünden gelmedir Subasi, subay gibi türkce sözcüklerde bu kökden gelir, bitakim dangalaklar bunu Su+bay biciminde olarak subay olmustur deselerde dogrusu bu degildir her ne kadar ikiside öztürkce olsada bay sözcügü saygiyi beg (bey) sözcügü yönetimi belirtir, dolayisiyla türk dil devriminde Subasi örnek alinarak Su + bey sözcügü türetilmistir ayrica bu türkcedeki ses uyumu ile subay durumuna gecmistir
Ayrıca Arapların da bu sözcüge sahiplendiklerini belirtmek gerek bitakim yazarlara göre Araplar, Mısır'da oluşturulan askeri fırkalardan bazılarının Bursa yöresindeki Türklerden oluştuğuna; bu askerlere toplu davranışlarında atak olmaları nedeniyle "Civa gibi" anlamında "Zeybeki" dendiğine ve bu sözcügün zamanla Zeybek sekline aldigina inandiklarini belirtmektedir Bu sacmalik arabca sanilan ziybak(Ziwak) sözcügüdür, ilkönce bu arapca degil farsca olarak yamanir ancak bitakim dallamalar nedense arapcaya yamamaya yegliyor farscada jivak olarak gecer, türkiye türkcesinde civa olarak gecen sözcük dür hindilizcesi (ingilizcesi) silverwater dur, baska bir yerde kullanilamaz simdi bu sözcük civanin zeybek ile ne iliskisi olur sivi akici demir yigini, civan dese hadi derdim biraz düsünürdüm, civan gibi delikanli ancak civa diyorlar arabcada ziwak olarak farscada jiwak (civak) olarak gecer simdi arkadaslar bizde öztürkce CIVIK sözcügü vardir anlami cok kapsamlidir CIVIK sivi akiciligi belirten bir sözcükdür CIVIL CIVIL ise canliligi neseyi belirten türkce sözcüklerimizdendir arapcada farscada I sesi yokdur dolayisiyla bu sesler bu dillerde baska seslere dönüsmesi gerek örnegin I sesinin i ye yada u, yada a ya gibi buna dayanarak c nin j ye I nin i ye a ya dönüstüne düsünerek farscada jivak sözcügü cikmaktadir bu arapcayada ziwak olarak gecmesi kesinlikle acikdir , bu sözlerin kökeni bile türkcedir
Simdi yörük türklerinin gecimini agirlikli davar sigir besleyerek yetistirerek sagladigini cogumuz bilir, buna dayanarak
Zeybek kavramının ortaya çıkışı çobanlıkla ilgili görünmektedir  "Zeybeklerin çoğunluğunun çobanlıktan yetişme  , çobanların yanlarında birkaç yakın arkadaşları olur, zeybek çetesi kuracakları zaman bu kişileri bulup konuşurlar Bu kişiler de genellikle çobandırlar Zeybeklerin ilk mesleği çobanlık  Çoban tipine bakıldığında, zeybeğin sosyal rolü ve taşıdığı özelliklerle büyük ölçüde örtüştüğü görülmektedir" gibi belirlemeler yapılmaktadır
Haydar Avcı'ya göre; sorundaki tıkanma, halk diline uzak oluş ve yabancılıktan kaynaklanmaktadır Bugün Anadolu'nun birçok yöresinde halk dilinde halen kullanılan bir sözcük vardır Bu sözcük "zağmak" sözcüğüdür ki çeşitli anlamlara gelmektedir
Zağmak: 1 Kaçmak, koşmak ( Söğüt, Çal, Denizli – Üçem, Bala, Ankara – Göl, Çubuk, Ankara – Güvenç, Konya )
2 Düşmek ( Zile, Tokat – Bor, Niğde )
3 Hızla fırlamak, akarcasına kayıp gitmek ( Eğridir köyleri, Isparta – Söğüt, Bilecik – Alaşehir, Manisa – Çankırı – Mersin köyleri, İçel – Afşin, Maraş – Çarşamba, Samsun – Şarkışla, Koyulhisar, Sivas – Bor, Niğde – Yozgat )
4 Saldırmak ( Kumdanlı, Yalvaç, Isparta )
5 Hareket etmek, hızla bir yere gitmek, gidiş, yerinde duramamak, kaçarak kurtulmak
( Ankara, Kalecik ilçesi, Alevi – Türkmen köyleri )
6 Yaman, atik, çevik, bir şekilde hareket etmek ( Isparta, Keçiborlu, Kılıççı kasabası ve köyleri )
Ayrıca Ankara yöresi köylerinde "zağ" sözcüğü hızla git, durma, seğirt, savuş, hareket et anlamında kullanılan bir sözcüktür
Şimdi bu açıklamaların "zeybek" kavramıyla ne ilgisi var denilebilir Kısaca bunu açıklayalım Bildiğindi gibi "bek", "bak", "pek", "pak" ekleri Türkçede kavram yaratmak amacıyla kullanılan eklerdir Söz gelimi kaymak fiilini ele alacak olursak, burada "kay" köküne "pak" eki eklenerek "kaypak" kavramı türetilmiştir ki, anlam olarak ikiyüzlülüğü, tutarsızlığı, dönekliği, güvenilmezliği anlatmaktadır "Zağ" köküne ise, "bek" ya da "bak" eki eklendiğinde ise "zağbek" veya "zağbak" kavramları ortaya çıkar ki, bu da sürekli kaçan, belli bir yerde kalıcı olarak durmayan, yeri geldiğinde saldırı durumunda olan, bir yere, özellikle sığınılacak ve savunulacak yerlere kaçarak kendini savunan gibi çeşitli anlamları içerir ki, bu anlamlarda zeybekliğin yapısı ve konumuyla bütünüyle örtüşmektedir
Bu kavramın yüzyıllar boyunca halk ağzında, yöresel söyleyişlere ve dilin akıcılığına uydurularak "zeğbek", "zeybek" şekline dönüşmüş olabileceğini de rahatlıkla düşünebiliriz Söz gelimi Ege Bölgesi telafuzuyla Orta Anadalu, Kuzeybatı Anadolu telafuzuyla Güneybatı Anadolu telafuzunun aynı olduğunu söyleyebilir miyiz ? Dolayısıyla bu kavramların da bölgeler arası konuşma dilinde böyle küçük değişikliğe uğraması bize göre doğal bir durumdur Bu tür değişimleri, başka sözcük ve kavramların kullanımında da görebiliriz
Zeybeklerin de bir yerde duramayan, belli ve kalıcı bir mekanı bulunmayan, barınmak ve korunmak amacıyla sürekli kaçış, yani hareket halinde olan, ulaşılması zor ve sarp yerlere, özellikle dağlara giden topluluklar olduğu düşünülürse, bu kavramın pekala bu sözcükten açıkladığımız biçimde türetildiği neden söylenmesin ?
Ayrıca kaynaklarda zeybek kavramının "ele avuca sığmaz kişi" anlamına geldiği de belirtilmektedir ki, bu da yukarıda ki düşüncelerimizi doğrular niteliktedir
Biliyoruz ki, zeybeklik geleneği içinde dağa giden, dağlara çıkan kişiye "zeybek oldu" denilmektedir Zağmak sözcüğünün anlamlarıyla bir arada düşünüldüğünde, bu anlam ve aktarım, savlarımızı bütünüyle desteklemektedir
Ayrıca zağbek ve zeybek kavramlarında olduğu gibi seymen kavramının da Ankara'nın çeşitli yörelerinde sağmen, samen, seymen, seyman şekilllerinde kullanıldığı görülmektedir Yine buna benzer bir biçimde "bey" kavramı da halk dilinde beğ, bağ, ba, beg biçimlerinde kullanılabilmektedir Çoğu zaman halk "beyim" kavramının "beğim" biçiminde telafuz eder ki, dildeki bu tür değişimler yukarıdaki düşüncelerimizi önemli ölçüde onaylamaktadır Halk dilinde "y" harfinin "ğ" ve "g" harflerine, "g" ve "ğ" harflerinin "y" harfine dönüştüğü çok sık görülen bir durumdur Aynı durum "zağbek" kavramı için de geçerlidir
Yine bu şekilde dildeki yöresel değişim sonucu zeybek bölgesi olan Ankara dolaylarında zeybek kavramının çeşitli şekillerde değişikliğe uğradığını, "zibek", "ziybek" gibi söyleniş biçimlerine rastlanıldığını ve bu şekilde halk arasında kullanıldığını belirtmekte yarar görüyoruz
Beyin kullanilinca anlamina kazanir, kullanilmayan beyin küflü agac gibidir
Disaridan kalin görünür dolu sanarsin baltayi vurdunmu icinin bos oldunu görürsün
Buda benim size baltam olsun
|