|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bergama / bergama tarihi / bergama tarihi hakkına
TİYATRO VE TİYATRO TERASI
Özellikle kaledeki tiyatronun yerleştirildiği dik eğimli arazi, mimarları özgün ve oraya has çözüm yolları bulma zorunluluğu altında bırakmıştır
Tiyatro Akropolis’in dik batı yamacında kurulmuştur Giriş aşağıdan, önde yer alan büyük “Tiyatro Terası”ndadır
Tiyatro iki yatay yol (diazoma) ile üç bölüme ayrılmıştır Alt yoldaki mermer şeref locası dışında bütün oturma sıraları andesittendir 10 000 kişiye ulaşan seyircilerin içerde dağılması ayrıca kama biçiminde yerleştirilmiş merdivenlerle de sağlanır Tiyatronun sahnesi Hellenistik Çağ’da yalnız tören oyunları zamanında, tiyatro terasında kuvvetli ahşap hatıllar üzerine kurulurdu Oyunların oynandığı alçak bir sahne (proskenion) ve arka plandaki konstrüksiyon (scaenae frons)dan meydana gelir Ahşap sahneyi taşıyan dikmelerin delikleri, tiyatronun orkestrası önündeki terasın döşemesinde iyi durumda kalmıştır Oyunlardan sonra bu delikler taş levhalarla yeniden örtülürlerdi İlk defa Roma Çağı’nda bu gün görülen taş podium tiyatronun önüne inşa edilmiştir Tiyatronun üst kısmındaki yüksek kemerli nişlere sahip duvar da Roma zamanındaki bir değişim sırasında yapılmıştır
Ahşap sahnenin kurulup sökülmesi zor olmakla beraber gerekliydi, çünkü dar ve yapay kurulmuş tiyatro terasında olağan taş bir sahne binası için, terasın kuzeyindeki Dionysos tapınağının görünüşünü kesmeden, bir yer yoktur Bu tapınak yaklaşık 250 m uzunluktaki terasın mimari görünüşüne egemendi Yüksek bir merdivenin üzerinde ion düzeninde bir prostylos’tur ve arkası kayaya yaslanarak yükselir M Ö 2 Yy ’da andesit taşı ile inşa edilmiş, M S 3 Yy Başında kendini olasılıkla burada “yeni Dionysos” olarak kutlayan imparator Caracalla tarafından mermere çevrilmiştir
Tiyatro terasına güneyden, üç kapılı bir kapıdan girilir Sağda ve solda mümkün olduğu kadar dor düzeninde galerilerle süslenmiştir Tiyatro ile doğu galeri arasındaki bir yapı oyuncuların toplandığı bir yapı olabilir Bu yapı da Hellenistik Çağ’dandır Tiyatro terasının substrüksiyonlarının kuruluşu krallık zamanın önemli bir imar faaliyetidir Kuvvetli basıncı tutabilmek için bazı yerlerde beş kat yükseklikte alt yapı kurmak gerekmiştir
ŞEHİR KAZISI
1973’te başlayan şehir kazısı alanı , Akropolis ile bu tepenin yamacı altında bulunan Demeter kutsal alanı ve Gymnasion arasındaki kuşaktadır
Bu kazının amacı buradaki oluşumu ve resmi yapıların dışında Bergama’nın şehir organizması formunu açıklamaktır
1-Yukarı Agora’nın Güney Batısındaki Hamam
Yukarı Agora’dan 100 m aşağı doğru inilirse caddenin batısında yer alan hamamın kalıntıları görülür Tepidarium (yuvarlak esas oda) geniş nişi dolayısıyla açıkça tanınır Diğer odalardan pek az kalıntı vardır Hamamın korunagelen formu Roma İmparatorluk Çağı’na ait olmakla beraber mozaik bezemeli Hellenistik bir öncü yapıya sahiptir, yamaçtan aşağıya doğru Hellenistik Çağ’dan üç büyük teraslamanın temelleri tanınabilmektedir
2- Küçük Gymnasion (Hamam-Odeion-Mermer salon)
Yapı bileşimi birbirine bağlı üç bölümden meydana gelir: Batıda bir hamam (avlunun sütunları yeniden dikilmiştir), bir konferans ya da konser salonu ve doğuda kült salonu Odeion (konser salonu) ve “Mermer Salon “ adı verilen kült salonu hellenistik yapının çekirdeğidir Hamam ancak Roma İmparatorluk Çağı’nda buraya inşa edilmiştir
Hamamın batısında yamacın üzerine doğru dar bir sokak (hamam sokağı) uzanır Sokağın altında bir pis su kanalı akar, aynısı ana caddenin altında da vardır Sokağın batısında, Aşağı ucuna doğru bir latrin (umumi hela)’in duvar kalıntıları vardır Sokağın kanalı latrinide temizler
Hamamın esas girişi ana cadde üzerinde , hamam sokağının hemen doğusundadır Hamamın avlusuna , bu güne kalmamış giriş merdivenlerinden bir koridor ile geçilir Avlunun kuzey yanındaki apsis biçimli soğuk su kurnasının üzerinde eskiden bir su deposu bulunuyordu, hemen kuzeyinde ona bağlı diğer bir su haznesi kalın sıvalı duvarlarından ve su geçirmez tabanından hala tanınabilmektedir Avlunun güneyinde sıcak banyo odaları,terleme odası (küçük yuvarlak oda) ve külhan yer alır Ayrıca odunluk olan ocak odasına ana caddeden giriliyordu Burada külhanı ateşlemek üzere bir platform vardır Ocak odası ve giriş odası arasındaki iki oda olasılıkla dükkanlardı ve bunların üzerinde hamamın artık kaybolmuş odaları yer alıyor olmalıydı
Hamamın avlusu doğu yandan da bir geçişe sahiptir Ayrıca odeion ile en üst oturma sırası düzeyinde bir kapı bağlantı sağlar Burada beden eğitimi ile birlikte ruhun eğitiminde müziğin yakın ilişkisi açıkça ortaya konmuştur
Odeion kama biçimine yakın bir plandadır Oturma basamakları daire parçalarından meydana gelir Bu düzenlemeye çok sık rastlanmamaktadır Düz çizgili oturma sıralarına karşın , sınırlı bir yerin daha iyi kullanımı sağlanır
Doğusundaki “Mermer Salon” , kendi şehri için büyük hayırseverlikte bulunmuş ve daha yaşadığı sırada bir tanrı gibi büyük saygı görmüş bir Bergamalı’ya ait bir kült yeri , bir Heroon’dur Kült heykelinin portre başı , kült apsisi önünde bulunmuştur Üslup ve tarih uyumu bu başta M Ö 70 yıllarında nüfuzlu bir Bergamalı olan Diodoros Pasparos’un portresini tanımayı sağlar
Korunagelen kabartmalarda (asılları Bergama müzesindedir) işlenen konular: Bir dövüş horozu , miğfer ve Dioskurların başarısına yardım eden yıldız, kılıç ve mızrak , zırh Toplam olarak salonda böyle 18 kabartma bulunuyordu ve bunlar bir yanda 9 tane olmak üzere karşısındaki eşini yineliyerek dizilmişti Thema, yapının kurulmasına kuşkusuz para yardımı yapmış Heros’un övgüsüne hizmet eder
Odeion ve mermer salonun önündeki iki derin sarnıca sahip ortak bir avlu (bugün koruyucu çatının önünde , ön teras) bulunur Bu yapıda , varlıklı bir kült birliğinin kendi törenlerinide kutladığı bir bileşim söz konusudur Bu bina Roma İmp Çağı sonuna kadar (M S 4 Yy ) kullanılmıştır
Yapı yıkıntısı arasında bulunan , antik çağda genellikle uğur ve bolluğun olağan sembolü fallos kabartmalı blok , onarım sırasında koruyucu yapının doğu duvarı yüzüne konmuştur
3- Aşevi
Mermer salonun yanında , hemen doğusunda basit bir aşevinin odaları bulunur Yolun sonunda kayalık zemindeki ocağı ile bir oda ve onun arkasında eskiden duvar resimleri ile bezenmiş küçük bir oda daha yer alır Daha arkadaki ve kısmen kaya içine inşa edilmiş üçüncü odada büyük bir ızgara bulunmuştur
4-Şarap ve Yağ Dükkanı
Mermer salonun doğusundaki üçüncü oda duvar örgü payelerden caddeye doğru geniş bir tezgaha sahip bir dükkandır Dükkanın içindeki büyük küpler (pithoi) yumuşak kaya taban oyularak yerleştirilmişti
5-Dionysos Kültü için Podiumlu Salon
Aşevi ve şarap dükkanın kuzey doğu arkasında , yamaç üstünde büyük bir salon yer alır, tabanı sıvalı bir ön terası vardır Salon kiremitli bir dam ile örtülüydü Ön terasın solunda küçük odalar bulunur Terasta bir çeşme kalıntısı ve doğu kısımda tüf kayalık içinde büyük derin bir mahzen vardır Podiumlu salonun girişi çeşme ve mahzen arasındadır
Salona duvarları boyunca uzanan podiumlardan (1 m yükseklik ve 2 m derinlikte) dolayı bu ad verilmiştir Podiumlarda kült topluluğu , başları salonun ortasına dönecek şekilde uzanırlardı Girişin karşısında , önündeki sunak ile kült nişi vardı Burası Dionysos kültüne işaret eden ilginç resim kalıntılarına sahiptir (Bergama müzesinde) Devamlı podiumlar doğu etkisinde kutsal mahalleri anımsatır
6- Hamamı ile Peristylli Ev
Orta yol’un (mittelgasse) doğusunda antik bir peristylli evin kalıntıları vardır Eskiden avluyu çeviren sütunların bir kaç tanesi yeniden dikilmiştir Evin inşası hellenistik çağa uzanır Roma İmp Çağı’nda ev gelişmiş ve oldukça konforlu düzenlenmiştir Isıtılabilen çok büyük bir hamamı ve buna bağlı çok büyük bir su deposu vardır
7- Çeşme
Peristylli evin güney doğusunda antik ana yol boyunca dükkan ve işyerleri sıralanmıştır, bunların arkasında ve üst katlarında kuşkusuz ev odaları yer alıyordu
Yolun kenarında kayadan bir sarnıç üzerinde , bugün bir bölümü ayağa kaldırılmış büyük taş kemerli yapı vardır Halka açık bir çeşme yapısı olmalıdır Bütün evlerde ayrıca çok sayıda sarnıç bulunmaktadır
8- Şehir kazı alanın doğusundaki Peristylli yapı
Şehir kazı alanın doğusunda büyük bir yapı ortaya çıkarılmıştır ki büyük bir olasılıkla Hellenistik Çağ’dan kalmış bir kutsal alan söz konusudur Burada Kybele , Bergama’nın Megalesion’unun yer aldığı var sayılabilir
9- Bizans İnşaatı (12 -14 Yy )
Şehir kazısı alanın tümü yoğun, fakat düzensiz inşa edilmiş bizans evlerine ait kalıntılarla kaplıdır Bu kalıntıların çoğu plana geçirildikten sonra antik yapıları ortaya çıkarabilmek amacıyla kaldırılmıştır
DEMETER KUTSAL ALANI
Bergama hanedanın kurucusu Philetairos zamanında (M Ö 281-263) şehir duvarının dışında kırsal çevrede Demeter’in (toprağın verimliliği ve bereket tanrıçası) kutsal alanı yer alıyordu
Bu yapılar , yazıtlardan öğrenildiğine göre Philetairos ve kardeşi Eumenes tarafından M Ö 3 Yy ’ın ikinci yarısında anneleri Boa’nın anısına adanmıştır Tapınak ve sunak andesit taşındandır İon düzeninde anteli bir tapınaktır Roma Çağı’nda mermer sütunlar ve alınlığı ile korinth düzeninde bir prostylosa çevrilmiştir Tapınağın önündeki oldukça büyük Hellenistik Çağ sunağı eskiden gayet zarif Hellenistik köşe volütleriyle süslüydü
Kutsal alan üç yanda galerilerle çevrilidir, bunlar vadi tarafında kuvvetli destek duvarları üzerinde kuzeye doğru genişletilmelerini Kraliçe Apollonis’e (Attalos I’in karısı) borçludurlar Kraliçe , bugün tekrar dikilmiş sütunları ile (eol yaprak başlıklı) ayakta duran giriş kapısınıda yaptırmıştır Bir kraliçenin bağışta bulunması buranın Bergama kadınları için özel önem taşıdığını gösterir, burada geceleri meşalelerin aydınlığında tanrıçanın bayramları kutlanırdı Bergama müzesindeki , galerilerin Roma Çağı’ndaki değişimi sırasında kullanılmış bir kabartmalı levhada , sunağı yanında elinde meşalesi ile Demeter görülmektedir Kutsal alanın girişinin solunda taş içine açılmış göze çarpmayan bir çukur vardır Burası adak kuyusudur, kutsal yeri ziyaret eden kadınlar Demeter ve yeraltı tanrısı Hades’in karısı olan kızı Persephone için getirdikleri çörek , küçük domuz ve diğer armağanları buraya bırakırlardı Karşısındaki akan bir çeşme kült temizliği için kullanılırdı
HERA KUTSAL ALANI ve YUKARI GYMNASİON
Yukarı Gymnasion’un üstündeki dar terasta , Zeus karısı Hera’nın kutsal alanı bulunur Bu alan batıdaki yuvarlak Exedra (oturma bankı ile heykel kaidesi) , doğuda sütunlu galeri ile çerçevelenmiş ortadaki bir tapınaktan meydana gelir Çok basamaklı açık bir merdivenle çıkılan tapınak bir Roma podiumlu tapınağı ile hemen hemen aynıdır Dor düzeninde bir prostylostur Adak yazıtına göre Attalos II (M Ö 159-138) tarafından inşa ettirilmiştir Tapınak cellasının içinde büyük ölçüde bir erkek heykeli bulunmuştur Zeus’un kült heykeli ya da krali bağışı yapan Attalos II olabilir
Aşağıda yer alan Gymnasion’da da başlangıçta krallık devrine ait Roma kuruluşunun ölçülerine yaklaşan Hellenistik bir yapı bileşimi vardı Yukarı gymnasion geniş bir sütunlu avlunun dört yanındaki kuruluşlardan meydana gelir Doğuda ve batıda hamamlarla sona erer, meydanın batı galerisinin arkasındaki orta mekanda , yarışlardan sonra temizlik için kullanılan yıkanma kurnaları hala durmaktadır Kuzeybatı köşede ,üzeri kapalı ve tiyatro biçiminde bir salon vardır Bu auditorium 1000 kişi kadar alıyordu
Kuzey tarafın ortasındaki mekan Gymnasion’un esas odasıydı, doğuda buna eklenen iki apsisli odanın yazıtlarla “imparator salonu” olduğu anlaşılmıştır Duvar kaplamalarında ,sütun ve saçaklıklarda Roma İmp ’nun çok uzak bölgelerinden getirilen çok çeşitli mermer cinsi kullanılmıştır Doğuda eklenen hamamın bugün aşınmış duvarları da böyle kaplamaya sahipti, iyi durumda korunagelen bu hamamın andesit sütuncukların taşıdığı ısıtılan alt yapısı (hypokaust) hala iyi görülebilmektedir Gymnasionun güneyinde arazinin düşüşü uzun bir koşu yolu, kapalı stadion yapısı ile çok hünerli kullanılmıştır Bu stadionun üzerinde üstteki sütunlu avlunun güney galerisi uzanır
GYMNASİON, AŞAĞI VE ORTA TERASLAR
Bergama Gymnasion’u şehrin en büyük profan yapı bileşimidir Kuruluşun tümü ana çizgileri ve yayılımı ile Hellenistiktir
Bu kuruluş araziye uygun olarak yukarıya doğru büyüyerek genişleyen üç teras üzerinde yer alır, aynı zamanda aşağıdan yukarıyada önemleri artar: Alt teras çocukların , orta gençlerin ,en üst terasta yetişkinlerindir Güney batıdan ana yol gymnasiona ulaşır Orta gymnasionun merdivenli girişinin doğusunda bir sütunun taşıdığı çatının altında 21 m uzunlukta dörtgen bir yapı olan büyük şehir çeşmesi bulunur
Öndeki korkuluğun iç tarafında hala su almakta kullanılan kapların izleri görülmektedir Bunun solunda ,batıda sınırları düzensiz bir terasta çocukların gymnasionun basit girişi bulunur Güney kısmı bugün yıkılmıştır ve temel duvarlarından başka pek az kalıntı vardır Arka duvar paye çıkıntıları ve nişlerle bezelidir Kavisli bir açık merdivenle orta gymnasionun merdivenli geçitine ulaşılır Birbirini dik kesen iki tonozlu örtü tekniği ile burası mimari bakımdan ilginçtir (Hellenistik) Orta gymnasionun doğu ucunda küçük bir tapınağın temelleri görülmektedir Hellenistik çağda inşa edilmiş geniş bir merdiven arkasında korint düzeninde anteli prostylos bir tapınaktır Tapınağın önünde sunak kalıntıları bulunmuştur, kuzeyde, sunağın karşısında , cephesinde dor düzeninde iki sütuna sahip ve tanrılar kültüne hizmet eden bir yapı vardır Bir yazıta dayanarak burada Hermes ve Herakles’e , sembolik olarak vücut kuvveti ve sürat, tapınıldığı anlaşılmıştır
AŞAĞI ŞEHİR
Konsül Attalos Evi
Agoranın kuzeyinde, yüksek bir teras üzerinde Roma çağında değişikliklere uğramış Hellenistik çağa ait soylu bir kişiye ait bir ev kazılmıştır Bu ev sütunlu bir avlu (peristyl) etrafında inşa edilmiştir Evin bütün güney bölümü antik çağdan itibaren yıkılmıştır Avlunun sütunlu galerileri iki katlı olup, altta andesitten dor düzeninde, üstte mermerden ion düzenindedir Batıda evin en büyük odası, erkeklerin toplantı ya da ziyafet odası (oikos) bulunur Bu odanın girişinin sağ yanında bir Herme duruyordu ki eskiden evsahibi Attalos’un bronzdan bir portre başını taşıyor olmalıydı Yazıtta adı anılmakta ve konukları onunla birlikte hayatın tadını sürmeye çağrılmaktadır Avlunun kuzeyinde, koruyucu bir çatı altına alınan oturma ve yatak odalarında değerli duvar resmi ve taban mozaikleri bulunmuştur Avluda bir tane büyük Hellenistik ve iki tane küçük Roma sarnıcı vardır
Aşağı Agora (pazar yeri)
Asıl pazar meydanı M Ö 2 Yy başlarında kurulmuştur Dört yanda sütunlu galerilerle çevrilidir Dor düzeninde iki katlıdırlar Arkalarında tek odalı dükkanlar bulunur Güney galeri yamaçta kurulduğundan alt kata , kuzey galeri ise ikinci bir üst kata sahiptir ve bunun dükkanları kuzeydeki caddeye açılırlar Pazar yerinde dikili levhalarda toplum hayatının kanunları yazılıydı Özellikle yol ve inşası , kuyuların, sarnıç ve su yollarının temizlenmesi gibi şehir polisiyle ilgili sıkı hükümleri kapsayan uzunca krali buyrultu önemliydi (Astynom yazıtı, Ber Müzesi) Pazarın ortasında bir kuyu bulunuyordu ki bunun suyu kuzeydeki konsül Attalos evinin büyük sarnıcından kayalar arasından akarak besleniyordu
Eumenes Kapısı
Bergama’nın en güçlü kralı Eumenes II tarafından şehrin genişletilmesiyle şehir duvarı şehir tepesinin en güneyindeki yamaçlara kadar ileri götürülmüştür Tahkimatın en önemli yapısı şehrin buraya yerleştirilen esas kapısıdır Ovadan gelerek burada duvarın içinden geçen yol tahkimli kapı avlusunda dar bir kıvrım yaparak döner ve biraz daha ötede yüksekteki aşağı agoraya ulaşır Kapı içindeki avlunun doğu duvarındaki sütunlu galeri ile korku verici karakteri giderilmiştir Kapı, her taraftan gelecek saldırıyı önlemek üzere üç kule ile korunmuştu
ANFİTİYATRO
Roma İmp Çağı’nın diğer büyük yapıları Stadion, Aşağı Şehir Tiyatrosu ve özellikle görülmeye değer bir yapı Anfitiyatro’dur Anfitiyatro küçük Asya’da çok az rastlanan bir yapı tipini temsil eder Kazısı yapılmayan bu yapının bazı sütunları ayakta durmaktadır Deniz oyunları için suyundan yararlanılan derenin iki yanda üzerinin tonozla örtülmesi dikkat çekicidir
Kızıl Avlu
Antik kentin aşağı kesimi büyük oranda Bergama kasabası ile kaplanmıştır Kasabanın içinde antik çağa ilişkin en etkileyici kalıntı Kızıl Avlu denen yapıdır Gerek tasarımı, gerekse dev boyutları ile hayranlık uyandıran anıt, Roma ihtişamını çok iyi yansıtmaktadır Kompleksin merkezini büyük bir salon ya da tapınak oluşturur Esasında üç katlı olan bu yapı günümüze aşağı yukarı tüm yüksekliğiyle erişmiştir Tapınağın iki yanında, kendisi gibi iyi korunagelmiş iki yuvarlak kule yükselmektedir Her iki kulenin de önünde sütunlu galeriler ile çevrili birer avlu vardır Sütunlu galerilerden pek az iz kalmasına karşın, iki avlunun da ortasında ince, uzun bir havuz saptanmıştır Sıcak ve soğuk su künklerinin beslediği bu havuzlar dinsel yıkanma işlemine yöneliktir Tapınak ve avlulu kulelerin önünde, uzunluğıı 182 9 m ’yi bulan ve bugün büyük kesimi Bergama kasabasının altında kalan uçsuz bucaksız ana avlu uzanır Giriş kapısını içeren dış duvar ise ana caddedeki evlerin arasında şimdi de görülebilmektedir Bir başka ilgi çekici özellik, büyük avlunun Selinus Irmağı üzerine inşa edilmiş olmasıdır Avlunun altında, onu bir baştan öbürüne eğik bir çizgiyle kat eden ırmak, hâlâ aynı işlevi sürdüren tonozlu iki kanalın içine alınmıştır
Dev boyutlu yapının Mısır tanrılarına, öncelikle Sarapis'e (Mısır'da Osiris) adanmış bir kutsal alan olduğu kesindir Yapının üçlü formu, Sarapis'in yanı sıra başka tanrıların, büyük olasılıkla İsis ve Harpokrates'in, tapım gördüğünü belirtir Yapısal öğelerin her biri, kült ile ilgili farklı törenlerin uygulanmasına izin verecek biçimde tasarlanmıştır Büyük ön avlu tören geçitleri için bir sahne oluştururken, tapınağın kendisi ikiye bölünmüş, yalnızca rahiplerin ve külte kabul edilenlerin ayak basabildiklerí içerideki bir kutsal yer ile tapımda bulunan kalabalığın toplandığı dışarıdaki bir alanı içermiştir İki yandaki kule benzeri elemanların altyapısında saptanan büyük odaların, kült içinde önemli bir rol oynadıkları kuşkusuzdur Bilindiği gibi, Sarapis'in yeraltı ile güçlü bağları ve Yunan yeraltı tanrısı Hades ya da Plouton ile ortak noktaları vardır Küçük avlulardaki havuzlar ise İsis ve Sarapis tapımında suyun taşıdığı dinsel anlam ile ilişkilidir İsis ve Sarapis kültünde su, yıllık taşkınlarıyla Mısır'a bolluk ve bereket getiren kutsal Nil Nehri'ni simgelemiştir Yapı olasılıkla İ S 2 yüzyıla tarihlenir Sonraları orta avluda bir kilise inşa edilmiştir Mevcut yükseltilmiş taban bu yapıya aittir
ASKLEPİON
“ Ölümün Yasaklandığı, Vasiyetnamelerin Açılmadığı Yer”
Antik çağlarda Yunan halkı ölümden sonraki yaşamı hep yerin altında karanlıklar içinde düşünmüş, ve bu yaşama hep soğuk bakmıştır Ölüm öncesi yaşama sıkı sıkı bağlanıp, ölümden sonrasına hep üstün tutmuşdur Bu yüzden gerek Anadolu gerekse Yunanistan hep tiyatrolarla, stadyumlarla ve hamamlarla doludur Oysa Mısır tam bir mezarlıklar ülkesidir Yaşamın vazgeçilmez kaynağı sağlık da unutulmamış, pek çok değişik yerlerde sağlık için tesisler yapılmıştır Ünü günümüze kadar ulaşan Bergama’nın Asklepion’u (Asklepieion) da sağlık alanında hizmet vermiştir
Günümüz Bergama’sının önemli tarihsel ve gezmesel yeri, antik Pergamon’un sağlık yurdu Asklepion’un kuruluşu İÖ 4 yüzyıla dayanır Yapılan kazılar Asklepion, Asklepion olmazdan önce yine aynı yerde başka bir yerleşimin olduğu sonucunu çıkarmıştır Sağlık ve doktorluk tanrısı Asklepios için adanan bu tapım merkezi, olasılıkla, Anadolu’da sıkca karşılaşıldığı gibi, başka bir tapım merkezinin üzerine kurulmuştu Asklepion’un işlevi, barındırdığı yapıları, söylenceleri ve ünlü Bergamalı hekim Galenos’u görmeden önce, Asklepion’a adını veren, eski Yunan’ın ve Roma’nın sağlık tanrısı olan Asklepios’u tanımak gerekir
|