Prof. Dr. Sinsi
|
Kayseri-Kayseri Genel Bilgi,Tarihi-Kayseri Mescitleri-Kayseri Resimleri Manzaraları
Kayseri Hanları
Sultan Hanı (Bünyan)
,
Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Tuzhisar Bucağı, Sultanhanı Köyü’nde bulunan bu han Kayseri’ye 47 km uzaklıktadır Sultan Hanı’nın kitabesi bulunmasına rağmen silindiğinden okunamamaktadır Bununla beraber hanın Selçuklu Sultanı I Alaaddin Keykubat zamanında 1232-1236 tarihleri arasında yapıldığı bilinmektedir Bu han Konya Sultan Hanı’ndan daha büyük ölçüde olup, plan olarak ona benzemektedir
Sultan Hanı’nın en büyük özelliği de burada bir bakıma sigorta sisteminin uygulanmış oluşudur Hana gelen yolcular gecenin her saatinde içeri girebildikleri halde çıkışları sabahları belirli bir saatle sınırlıdır Çıkış saati gelmeden önce yolcular beraberlerindeki eşyaları kontrol eder ve eksikleri bulunmuyorsa dışarı çıkarlardı Ayrıca bu han vakıf olarak çalıştığı için yolcular üç gün ücret ödemeden kalır, üç günden sonra ücret öderlerdi Burada hastalanan yolcular da iyileşinceye kadar burada ücretsiz kalırlardı

Sultan Hanı dıştan kaleyi anımsatacak bir şekilde dikdörtgen planlı bir yapıdır Girişi hanın batı yönündedir Giriş kapısı kare kaideli yarım daire kulelerle korunmaktadır Hanın anıtsal bir girişi vardır Bu girişin üzerindeki kitabede;
“Elmülkü lillahüvelbaki, elvahidülkahhar, essultan, Essultanazam, şeyhinşahımuazzam, Gıyasüddin, veddeyle Kekkubad Bin Keyhüsrev kısmün emirül Mü’minin tarihi sene Selase mietün minbadil hicre” yazılıdır
Bu anıtsal girişten kare planlı avluya girilmektedir Bu avlunun üç tarafı yazlık kısmı ile dikdörtgen planlı kışlık kapalı bir kısımdan meydana gelmiştir Kışlık kısmın girişi ayrı bir kapıdandır Avluyu çevreleyen revakların arkasında odalar sıralanmıştır Hanın doğudaki revağı dış duvarlara kadar uzanır Burası aynı zamanda arabalık ve hayvanların barındığı yer olarak kullanılmakta idi Avlunun güneyindeki Selçuklu üslubunda yapılmış anıtsal kapıdan kapalı büyük bir salona geçilir Bu salon tonozlarla örtülmüş olup, merkezdeki tonozun üzerinde pandantiflere dayanan bir kubbe bulunmaktadır Bu kubbenin kitabesinde fetih ayeti yazılıdır

Avlunun ortasında küp şeklinde, kemerler üzerine oturan bir mescit bulunmaktadır Bu mescidin güney cephesi geometrik ve çiçek motifleri ile kaplanmıştır Ayrıca kemer yanlarından yukarıya doğru çıkıp birleşen ejder başları da portale ayrı bir görünüm vermektedir
Hanın güneybatı köşesinde beş bölümlü daire planlı bir hamam bulunmaktadır Avlunun sağındaki revaklı bölümden bu hamamın giriş holüne geçilmektedir Hamam soyunmalık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir
Hamam Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir
Karatay Hanı (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesi, Elbaşı Bucağı Karadayı Köyü’ndedir Karatay Hanı’nın kitabelerine göre; giriş bölümü Sultan I Alaaddin Keykubat, avlu bölümü II Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde (1240-1241) 1240 yılında tamamlanmıştır Selçuklu dönemi tarihçilerine ve vakfiyesine göre de bu hanın kurucusu Atabey Emir Celaleddin Karatay’dır
Karatay Hanı, XIII yüzyıl başlarındaki Sultan Hanı plan şemasına göre yapılmıştır Hanın kuzey yönünde görkemli bir girişi bulunmaktadır Oldukça iri saç örgülü kuleler bu girişe daha görkemli bir görüntü vermiştir Girişin üzerindeki kitabede de Selçuklu vezirlerinden Celaleddin Karatay tarafından yaptırıldığını belirten yazı bulunmaktadır
Karatay Hanı çevresinde çeşitli mekanların bulunduğu avlulu kare bir bölüm ile bunun arkasında, dikdörtgen planlı, daha küçük ve kapalı bölümden meydana gelmiştir Hanın tüm duvarları düzgün kesme taştan yapılmıştır Ana duvarlar altısı köşelerde olmak üzere 18 kule ile desteklenmiştir Giriş cephesindeki paye biçiminde örgülü kuleler ve yıldız biçimindeki köşe kuleleri, diğer cephelerde ise üçgen, sekizgen, dörtgen ve yuvarlak kesitli destek kuleleri bulunmaktadır
Giriş cephesindeki portal dışa taşkın ve oldukça yüksektir Bu kapı geometrik ve bitkisel motiflerin yanı sıra insan ve hayvan figürleri ile de dikkati çekmektedir Bitkisel bezemenin arasına gizlenmiş olan bu figürlerin kökeninin Orta Asya Şaman geleneklerine dayalı koruyucu semboller oldukları düşünülmektedir Girişin mukarnaslı bölümündeki bitkisel motifli bordürün ucunda karşılıklı iki aslan ve iki çıplak kadın kabartması ile üst üste insan ve boğa başları buraya yerleştirilmiştir Duvara dayalı köşedeki sütunların iki yüzüne de kuş ve aslan kabartmaları, iç yüzüne Rumiler arasında ikişer siren kabarması yerleştirilmiştir Giriş cephesindeki iki su oluğunun (çörten) biri kanatlı aslan, diğeri de iki boğa kabartması arasında çömelmiş insan şeklindedir
Hanın 13 m uzunluğundaki giriş eyvanının sonunda Hızır Köşkü’ne benzeyen bir yapı grubu bulunmaktadır Sonradan burası türbe olarak düzenlenmiştir Buradaki yıldız tonozlu çeşme eyvanının kemeri üzerinde mukarnaslı nişler içerisinde fil, aslan, boğa, ejder, kuş, tavşan gibi on beş küçük hayvan figürü de peş peşe sıralanmıştır Ayrıca giriş eyvanının avluya yönelik kemeri ejderha başları ile sonuçlanan düğümlü geçme motifleri ile bezenmiştir

Giriş eyvanının diğer tarafındaki kubbeli bölüm hanın mescididir Mescidin geometrik ve bitkisel motifli bordürlerle kuşatılmış kapısı avlu cephesine açılmaktadır Mescidin diğer yanındaki basamaklarla da Ezan Köşkü’ne çıkılmaktadır Mescidin doğusundaki bir koridordan da hamam kısmına geçilmektedir Bu hamam plan ve örgü sistemi yönünden Kayseri Sultan hanı’nın hamamına benzemektedir
Hanın hol bölümü yedi nefli olarak düzenlenmiştir Buradaki sivri kemerli, beşik tonozlu yan nefler daha yüksek olan orta nef tarafından kesilmektedir Orta nefin merkezinde piramidal külahlı içten bir kubbe oturtulmuştur Ayrıca bu orta nefin iki yanındaki nefler sekiler halinde yükselerek yolculara ayrılmıştır En dıştaki nefler hayvanlara ayrılmıştır Bunların önünde blok taştan yemlik ve yalaklar bulunmaktadır
Bu han XIV yüzyılda zaviye şekline dönüştürülmüştür Kayseri Karatay Hanı’na ait 26 m uzunluğunda deri üzerine yazılı vakfiyesi Kayseri Müzesi’nde bulunmaktadır
Vezir Han (Melikgazi)

Kayseri il merkezinde Kapalı Çarşı’nın güneybatı köşesinde bulunan Vezir Hanı’nı Sultan III Ahmet döneminde Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1727 yılında yaptırmıştır
Vezir Hanı üç bölümden meydana gelmiş, kesme taştan bir yapıdır Han iç ve dış olmak üzere iki bölüme ayrılmaktadır Ortadaki avlu çevresinde taş kemerlerin oluşturduğu revağın arkasına odalar sıralanmıştır İki katlı olan hanın ikinci katına büyük taş merdivenlerle çıkılmaktadır
Günümüzde bu han, halıcı, pamuk ve yüncü esnafının toplandığı çarşı olarak kullanılmaktadır
Pamuk (Kapan) Hanı (Melikgazi)

Kayseri il merkezinde, Kapalı Çarşı’nın batısında bulunan bu han XV yüzyılda, Osmanlı döneminde yapılmıştır Pamuk Hanı’na ayrıca Pembe Han ve Kapan Hanı ismi de verilmiştir
Han iki katlı kare planlı küçük bir yapıdır Hanın dış duvarları kesme taştan, ara bölmeleri, tonozları moloz taştan yapılmıştır Sivri kemerli, tonozlu giriş kapısından kare planlı açık bir avluya geçilmektedir Bu avlunun etrafında iki kat halinde odalar sıralanmıştır Değişik dönemlerde bir çok onarıma ve tadilata uğramış olup, orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır
Günümüzde bu han Pamukçular Çarşısı olarak kullanılmaktadır
Cırgalan Hanı (Talas)
Kayseri Talas ilçesi Başakpınar Köyü’nde bulunan Cırgalan Hanı, Sultan I Alaaddin Keykubat zamanında, XIII yüzyılda yapılmıştır Cırgalan Hanı günümüze harap bir durumda, yıkıntı halinde gelmiştir Bu han yeterince incelenmemiş ve yayınlanmamıştır Bununla beraber, Talas üzerinden geçen eski kervan yolunun bağlantı yerinde yapıldığı bilinmektedir
Günümüze gelebilen kalıntılarından dış cephelerinin kesme taştan yapıldığı, bunun arkasındaki duvarların ise moloz taştan olduğu görülmektedir Ancak bu hanın planını çıkarmak mümkün olamamıştır
Hanlar Hanı (Talas)
Kayseri Talas, Harman Mahallesi’nde Harman Camisi’nin doğusundaki cadde üzerinde yer alan küçük bir handır Kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir
Han bugün tamamen özelliğini kaybetmiştir Dıştan bakıldığı zaman bu yapının bir han olduğu da anlaşılmamaktadır Han kesme taştan yapılmıştır İç kısmında sivri kemerli bölümleri oluşturan mekanlar görülmektedir Bununla beraber hanın planını çıkarmak mümkün olamadığı gibi kaynaklarda da ismine rastlanmamaktadır Günümüzde kahve olarak kullanılan bu hanın doğusundaki arka bölümü de depo haline getirilmiştir
|