Konu
:
Konya- Konya Tarihi Eserler Ve Turistik Yerler
Yalnız Mesajı Göster
Konya- Konya Tarihi Eserler Ve Turistik Yerler
06-26-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Konya- Konya Tarihi Eserler Ve Turistik Yerler
Konya Tarihi Eserler Ve Turistik Yerler
Konya her tarafı târih kokan bir şehirdir
Selçuklular Karamanoğulları ve Osmanlılar bu ilde çok
sayıda ve değerli târihî ve sanat eserleri bırakmışlardır
Türk târihinin en eski ve kıymetli eserlerini sînesinde barındıran Konya ayrıca bir gönül diyârıdır
Önemli bir turizm merkezi olan Konya’da Aralık ayının ilk
Pazar gününden 17 Aralıka kadar devâm eden Mevlânâ Haftası; 5 Temmuzda başlayıp bir hafta devam eden Akşehir Nasreddin Hoca şenlikleri; 25-30 Ekim arasında yapılan Âşıklar Bayramı; 9 Eylülde yapılan Cirit Yarışmaları ve 1971’den bu yana 5 Ağustosta başlayıp bir ay devâm eden Konya Fuarı ile turizm faaliyetleri hızlanır
Türk mîmârî anıtlarının zenginliği bakımından Konya Türkiye
şehirleri içinde İstanbul Bursa ve Edirne’den sonra yer alır
Târihî ve sanat eserlerinin çoğu kaybolmuş olmasına rağmen çok zengin bir hazîneye sâhiptir
Selçuklu eserleri en çok bu ildedir
Bozkır ortasında bir medeniyet âbidesidir
Başlıca târihî eserleri şunlardır:
Konya Kalesi: Varlığı bilinen fakat yeri bir türlü tesbit edilemeyen târihî Konya kalesine âit Hastahâne caddesinde bir şahsa âit arsada kazı yapılırken 5 m derinlikte 50x70 cm ebadında düz satıhlı halde duvar taşları bulunmuştur
Konya surlarını yeniden inşâ edercesine Sultan Alâeddîn Keykubad yaptırmıştır
Aynı sultan Konya iç kalesi ile iç kale sarayını da yaptırmıştır
Bugün hiçbiri yoktur
Gevale Kalesi: Takkeli Dağının bir yamacında sarp ve sivri tepe üzerinde yapılmıştır
Bu bölgenin kilit noktasıdır
Haçlı seferlerinde Selçuklu sultanları bu kaleye çekilmişlerdir
Selçukluların siyâsî suçluları burada hapsedilmiştir
Beyşehir Kalesi: Yapılış târihi bilinmeyen kalenin sadece kapısı vardır
Sur temelleri toprakla örtülmüştür
Kaleyi 1288’de Eşrefoğlu Süleyman Bey; 1605 ve 1635 senelerinde Osmanlılar tâmir ettirmiştir
Kale surlarının duvarları 75 m kalınlıkta idi
Alâeddîn Câmiî: 1156 senesinde Anadolu Selçuklu Sultanı Birinci Rükneddîn Mes’ûd zamânında temeli atılıp inşâsına başlanmış zaman zaman duraklamalar geçirmesinden dolayı Birinci Alâeddîn Keykubat zamânında tamamlanabilmişti
1221’de ibâdete açılan câmi Konya’nın en büyük ve en eski câmisidir
Konya şehrinin Alâeddîn Tepesi diye anılan yüksek bir noktasına kurulan câmi Selçuklu mîmârîsinin en güzel örneklerindendir
Minberi abanoz ağacından olup
Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en güzel örnekleridir
Sâhip Ata Külliyesi: Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata Fahreddîn Ali tarafından 1258-1283 yılları arasında yaptırılmıştır
Külliye mescid türbe hanekah ve hamamdan meydana gelmektedir
Çeşitli zamanlarda tâmir gören mescid ilk orijinalliğini yitirmiştir
Türbede Sâhip Ata ve çocukları medfundur
Sadreddîn Konevî Câmii ve Türbesi: Şeyh Sadreddîn Mahallesindedir
Kıble tarafındaki kapısının üzerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine âit kitâbeler olup Selçuklu kitâbesinden 1274 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır
1899’da tâmir gören Câminin mihrabı Selçuklu çini süslemeciliğinin güzel örneklerindendir
Câminin doğu avlusundaki türbenin üzerinde köşeli tambura kâide üzerinde kafesli ahşap külah 1990 yılında Konya Vâliliğince yeniden tâmir edildi
Mevlânâ Türbesi ve Mevlevi Dergahı Külliyesi: Türbede dünyâya nur ve feyiz saçan büyük evliyâ İslâm âlim ve mütefekkiri hak âşığı Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî hazretleri medfundur
Selîmiye Câmiinin doğusunda Üçler Mezarlığının kuzeyindedir
Külliyenin batısı derviş hücreleri öbür tarafları duvarlarla çevrilidir
Külliye; Yeşil
Türbe gümüş kapı mescid semâhâne derviş hücreleri matbah Hurrum PaşaTürbesi Hasan PaşaTürbesi Sinan Paşa Türbesi Murad Paşa Kızı Türbesi Mehmed Bey Türbesinden meydana gelmiştir
Yeşil Türbe hazret-i Mevlânâ’nın vefâtından beş sene sonra 1278’de Mîmar Bedreddîn Tebrizî’ye yaptırılmıştır
Mevlânâ hazretlerinin yanında mübârek babası Sultân-ül-Ulemâ Behâeddîn Veled oğlu Sultan Veled kâtibi ve vefâtından sonra halîfesi olanHüsâmeddîn Çelebi talebesi Salâhaddin Zerkubî torunları ve yakınları yatmaktadır
Türbenin üzerinde kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe) denilen külah biçiminde on altı dilimli güzel bir kubbe vardır
Osmanlı Sultanları hazret-i Mevlânâ türbesine çok ilgi gösterdiler
Kânûnî Sultan Süleymân Han Irak Seferine giderken hazret-i Mevlânâ’yı ziyâret edip türbenin yanına bir câmi inşa ettirmiştir
Üçüncü Sultan Mehmed Han esaslı bir tâmir ve türbenin yanına medrese dervişler için hücre denilen 34 dâire yaptırdı
Sokullu Mehmed Paşanın oğlu Hasan Paşa türbenin kabristanı ile semâhâne denilen kısmını birbirinden ayıran gümüş bir kapı ile gümüşten iki basamaklı merdiven ilâve ettirdi
Türbe ve külliye günümüzde müze hâline getirilmiştir
İplikçi Külliyesi: Alâeddîn Tepesinin doğusunda İkinci Kılıç Arslan’ın vezirlerinden Şemseddîn Altunba (Altınağa) yaptırmıştır
Samurcu Ebû Bekr tarafından genişletilmiştir
Câmi ve medreseden meydana gelen külliyenin medrese kısmı yıkılmıştır
Kalıntılarına rastlanan medrese Anadolu Selçuklu döneminin ilk örneklerindendir
Selîmiye Câmii: Mevlânâ türbesinin yanındadır
1565’te Mîmar Sinan’ın yaptığı tahmin edilmektedir
Çift minârelidir
Ak mermerden minberi taş işçiliğinin orijinal örneklerindendir
Yirminci asrın başlarında üslubuna uygun
olarak tâmir edilmiştir
Güdük Minâre Mescidi: Akşehir’de Sultan Birinci Alâeddîn Keykubat zamânında Muhtesip Emînüddîn Hacı Hasan tarafından 1226’da yaptırılmıştır
Kare plânlı ve tek kubbelidir
Minâresi baklava biçimli tuğla süslemelidir
Taş Medrese ve Mescidi: Akşehir’de Fahreddîn Ali Sâhip Ata tarafından külliye olarak 1250’de yaptırılmıştır
Günümüze sâdece medrese
mescit ve türbe ulaşmıştır
Medrese açık avluludur
Türbe
mescit ve minâre çini mozaik süslemelidir
Eşrefoğlu Câmii: Beyşehir ilçesinin İçerişehir mahallesindedir
Anadolu’daki ağaç direkli câmilerin en büyüğü ve orijinalidir
Çeşitli zamanlarda tâmir gören câminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir
Câminin yanında Eşrefoğlu Seyfeddîn Süleymân için yaptırılmış bir türbe vardır
İsmâil Aka Medresesi: Beyşehir’de Eşrefoğlu Câmiinin batısında 1369’da İsmâil Aka tarafından yaptırılmıştır
Kesme taştan olan binânın büyük kısmı yıkık vaziyettedir
Medresenin yanında İsmâil Aka’nın türbesi bulunmaktadır
Lala Mustafa Paşa Külliyesi: Ilgın ilçesindedir
Mîmar Sinan’ın yaptığı külliye câmi
imâret
arasta ve kervansaraydan meydana gelmiştir
Câmi 1577’de kervansaray kısmı ise 1584’te tamamlanmıştır
Arasta’da 12 dükkan vardır
İkinci Selim Külliyesi: Karapınar ilçesinde Sultan İkinci Selim tarafından 1563’teMîmar Sinan’a yaptırılmıştır
Külliye
câmi
kervansaray
hamam
çeşme ve şadırvandan meydana gelmiştir
Külliye çeşitli zamanlarda tâmir görmüş
bâzı kısımları orijinalliğini kaybetmiştir
Şeyh Sücâeddîn Türbesi: Musalla Mezarlığındadır
Kesme taştan
gövdesi 6 dilimli
tuğla kubbesiyle orijinal bir yapıdır
Yapım târihi belli değildir
Fakih Dede Türbesi: Burhandede Mahallesinde 1454 senesinde tasavvuf âlimi Burhaneddîn Fakih için yaptırılmıştır
Kitâbesi çok güzel mozaiklerle süslüdür
Türbe
Karamanoğulları devrinde
Selçuklu Mîmârisini devâm ettiren önemli bir eserdir
Nasreddin Hoca Türbesi: Akşehir’dedir
Tâmirler yüzünden ilk orijinal yapı özelliğini kaybetmiştir
1905 yılında Akşehir kaymakamı Şükrü Bey günümüzdeki şekliyle tâmir ettirmiştir
Seyyid Mahmûd Hayrânî Türbesi: Akşehir’de ve şehrin batısındadır
1268’de yaptırılan türbe
Karamanoğlu İkinci Mehmed zamânında tâmir ettirilmiştir
Ceviz ağacından olan tek kanatlı giriş kapısı ahşap işçiliğinin ilginç örneklerinden olup
Akşehir müzesindedir
Ahşap sandukalar ise İstanbul Türk-İslâm eserleri müzesindedir
Tavus Baba Türbesi: Konya’nın mesîre ve târihî yeri olan Meram’dadır
Sultan Alâeddîn Keykubad’ın devrinde Konya’da vefât etmiş olan Şeyh Tavus Mehmed el-Hind medfundur
Taş ve tuğladan yapılmış sâde bir eserdir
Yanında bir câmi vardır
Argıt Han (Altınapa Hanı): Konya-Akşehir yolu üzerinde Şemseddîn Altunba tarafından 1201’de yaptırılmıştır
Sâde
süslemesiz yapı yıkık vaziyettedir
Kızılviran (Kızılören) Hanı: Konya-Beyşehir yolunda
Birinci Gıyâseddîn Keyhüsrev tarafından 1205’te yaptırılmıştır
Yazlık ve kışlık bölümlerinden meydana gelmiştir
Girişin solunda üst katta bir mescid vardır
Sultan Han: Konya-Aksaray yolu üzerinde Birinci Alâeddîn Keykubad zamânında 1229’da yapılmıştır
1278’de tâmir gören yapı
yaklaşık 5000 m2’lik bir alanı kaplar
Dıştan kulelerle desteklenmiş görkemli bir kaleye benziyen han
bu türün en büyük ve güzel örneklerindendir
Horozlu Han: Konya-Akşehir yolu üzerinde Emir Câmedâr Eseddüddîn Ruz-apa tarafından 1246-1249 yılları arasında yaptırılmıştır
Bir bölümü tâmir edilen yapının avlusu yıkıktır
İsmin
horozla alâkası olmayıp; Ruz-apa (Ruz-be
Uruz-be
Hunuz-be
) kelimesinin etimolojik değişmesinden “Horozlu” adını almıştır
Ishaklı Han: Akşehir-Çay yolu üzerinde Fahreddîn Ali Sâhip Ata tarafından 1249’da yaptırılmıştır
KlasikSelçuklu sultan hanları plânındadır
Kapu Câmii: Eski Odun Pazarı Semtinde
Post Nişin Pir Hüseyin Çelebi tarafından 1568’de yaptırılmıştır
İki defâ yıkılan
bir defa da yanan câmi 1868’de bugünkü hâlini almıştır
İhyaiyye Câmii diye de bilinir
Kapu Câmii
Osmanlı devrinde Konya’da yapılan câmilerin en büyüğüdür
Aziziye Câmii: Türbe Caddesinde 1671-76 seneleri arasında Dâmâd Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır
1867’de yanan câmiyi 1875’te Sultan Abdülazîz’in annesiPertevniyal Vâlide Sultan yeniden tanzim ettirmiştir
Câmi Barok-Rokoko Mîmâri tarzlarının birleşmesinden meydana gelmiştir
Çift minârelidir
Şemsi Tebrizî Mescidi ve Türbesi: Şems Mahallesindedir
Türbe ve mescidin yapılış târihi bilinmemektedir
Önceleri bir mezarlık içinde bulunan mescid ve türbenin etrâfı park hâline getirilmiştir
Taş Mescid: Sultan Birinci İzzeddîn Keykavus zamânında Hacı Ferruh tarafından 1215’te yaptırılmıştır
Ana giriş kapısı ve mihrap Selçuklu taş işçiliğinin ilk zengin örneklerindendir
Sırçalı Mescid: On üçüncü asırda yapıldığı tahmin edilen mescid zengin çini mozaik süslemeleri ve tuğla örgüsüyle çok orjinal bir yapıdır
Sağlam olarak günümüze ulaşan çini mozaik süslemeli mihrap Selçuklu mihraplarının en güzel örneklerindendir
Tâhir ile ZühreMescidi: Beyhekim Mahallesindedir
Kitâbesi olmadığından kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir
Yanında halk hikâyelerine konu olmuş Tahir ile Zühre’nin türbesi vardır
Ali Gav Medresesi: Tarla Mahallesindedir
Yapım târihi ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir
1901’deki tâmirattan sonra Mahmûd Bey Medresesi ismini almıştır
Medresenin yanında Hâcı Bektâş-ı Velî hazretlerinin talebelerinden Ali Gav Baba medfundur
Tâcül Vezir Medresesi ve Türbesi: Dedebahçe Semtinin doğusunda İkinci Gıyâseddin Keyhüsrev devri vezirlerinden Tâceddîn MehmedBey tarafından yaptırılmıştır
Kaynaklarda medrese hanekâh mescid ve türbeden meydana gelen bir külliye olduğu bildirilmektedir
Günümüze sâdece türbe ve medrese ulaşmıştır
Türbede Vezir Tâceddîn ve torunları medfundur
Sırçalı Medrese: Gazli Alemşah MahallesindeSultan İkinci Alâeddîn Keykubat’ın Lalası Bedreddîn Müslih tarafından 1242’de yaptırılmıştır
Anadolu’daki çinili medreselerin ilk ve en güzel örneklerinden olan Medrese açık avluludur
Yanındaki türbede türbenin bânisi Bedreddin Muslih medfundur
Karatay Medresesi: Alâeddîn tepesinin kuzeyinde Emir Celâleddîn tarafından 1251’de yaptırılmıştır
Selçuklu devri kapalı medreselerindendir
Doğusunda beyaz ve gök mermerden büyük bir taş kapısı vardır
Medrese günümüzde çini eserler müzesi olarak kullanılmaktadır
Küçük Karatay Medresesi: Karatay Medresesinin karşısında 1248-1250 yılları arasında Celâleddîn Karatay’ın kardeşi Kemaleddîn Timûrtaş tarafından yaptırılmıştır
Açık avlulu medreselerdendir
İnce Minâreli Medrese: Alâeddîn Tepesinin batı eteğinde Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata Fahreddîn Ali tarafından 1260’da yaptırılmıştır
Selçuklu devri kapalı medreseler tipindedir
Portal üzerine işlenmiş âyet ve motifler Selçuklu taş işlemeciliğinin şâheserlerindendir
Medresenin câmi kısmı yıkılmış sâdece iki şerefeli ince uzun minâresi kalmıştı
1901’de meydana gelen debremde de ikinci şerefe yıkılmıştır
Günümüzde taş ve ahşap eserler müzesi olarak kullanılmaktadır
Has Bey Darülhuffazı: Gâzi Alemşah Mahallesinde Karamanoğlu İkinci Mehmed Bey zamânında Hacı Has Bey oğlu Mehmed Bey tarafından 1421’de yaptırılmıştır
Tuğladan kare plânlı bir yapıdır
Ahşap işlemeli kapısı Taş ve Ahşap Eserler Müzesindedir
Nasuh Bey Darülhuffazı: Karamanoğlu İkinciİbrâhim Bey zamânında Kâdıoğlu Nasuh Bey tarafından yaptırılmıştır
Kesme taştan kare plânlı ve tek kubbelidir
Günümüzde İl Halk Kitaplığı Gazete Dergi Bölümü olarak kullanılmaktadır
Ulu Câmi: Akşehir’de on üçüncü asrın başlarında yaptırıldığı tahmin edilmektedir
Minâresi 1213’te Ebû Saîd İbrâhim tarafından yaptırılmıştır
Sultan Birinci Alâeddîn Keykubat döneminde tâmir ettirilen câmi sonraki tâmirlerden dolayı orijinalliğini kaybetmiştir
RüstemPaşa Kervansarayı: Ereğli ilçesinde Kânûnî Sultan Süleymân devri sadrâzamlarından Rüstem Paşa Mîmar Sinan’a yaptırmıştır
Kitâbesi olmadığından kesin yapım târihi bilinmemektedir
Bir bölümü yıkılmıştır
İkinciKılıçarslan Köşkü: Alâeddîn tepesinin kuzey yamacında yer alan bu köşkü Birinci Alâeddîn Keykubat tâmir ettirdiği için uzun süre Alâeddîn köşkü olarak bilinmiştir
Anadolu çini sanatının gelişimini gösteren önemli eserlerdendir
Günümüzde sâdece doğu duvarları kalmıştır
Keykubat Sarayı: Beyşehir Gölünün güney batı kıyısında Birinci Alâeddîn Keykubat’ın emri ile 1236’da veziri Mîmar ve Nakkaş Sâdeddin tarafından yaptırılmıştır
Anadolu Selçuklu devri sivil yapılarının en meşhur ve sanat târihi açısından mühim eserlerindendir
Eski eserler:
Hitit Şehri: Konya’ya 7 km uzaklıkta Karahöyük’te çıkarılmıştır
Mimarî kalıntılar mühürler çanak ve çömlekler bulunmuştur
Çatal Höyük: Konya’dan 50 km mesafede olup Anadolu’da insanlığın bilinen ilk yerleşme merkezlerinden biridir
Çatal Höyük Çumra’ya 12 km uzaklıktadır
Evler renkli resimler seramik ve mezarlar bulunmuştur
İvrit Anıtı: Tarihin ilk tarım anıtı olup Hitit devrinden kalma bir kabartma taştır
Ereğli ilçesindedir
Hititler toprağın bereketine şükür ifadesi olarak dikmişlerdir
Ilgın’ın Nane ve Dede Höyükleri vardır
Ilgın’ın 25 km kuzeydoğusunda Hitit devrinde III
Hattuşil’nin oğlu Tatalya “Salburt” isimli bir şehir kurmuştur
Bu şehir ile ilgili eserlerden öğrenildiği kadarıyla Hititler “Hiyeroğlif” yazıyı Mısırlılardan 500 sene önce M
Ö
3500’de kullanmışlardır
Eflatunpınar: Hitit Çeşmesi Anıtı olup M
Ö
1300-1200 yıllarından kalmadır
Beyşehir’e 15 km mesafededir
14 taştan yapılmış olup
duvar şeklindedir
Belviranköyünde tarihi kalıntılar Hadım’da Bolat ve Eserler köylerinde önemli Hitit eserleri vardır
Ak Manastır: Konya-Silifke yolu üzerinde kayaya oyulmuş bir manastırdır
274 senesinde Saint Horion adına yapılmıştır
Haghia Kilisesi: Sille’de 327 senesinde yapılmış olup Anadolu’daki en eski kiliselerden biridir
Bizans Çağı Kalıntıları: Cihanbeyli Akçaşar köyünde tarihi kalıntılardır
Mağaralar:
Merkez ilçeye bağlı Küçükmuhsine köyü yakınında irili ufaklı bin mağaranın içi renkli resimlerle bezenmiştir
Tabiî güzellikler:
Konya; tabiî güzellikler mesîre yerleri tabiî baraj göl kenarları bakımından zengin sayılır
Başlıca mesîre yerleri şunlardır:
Meram Bağları: İl merkezinin batısında târihî yeşillikler içinde bir dinlenme yeridir
Târih boyunca bağları suyu ve havasıyla meşhur olan bu mesîre yeri seyâhatnâmelere ve şiirlere konu olmuştur
Ortasından Meram Deresi akar
Zamânımızda gürültülü bir eğlence merkezi hâline gelen MeramBağları eski temiz havasını kaybetmeye başlamıştır
Dede Bahçe: Alâeddin Tepesinin kuzeybatısında târihî bir bahçedir
Burayı Selçuklular zamanında Tâceddîn Ahmet Bey yaptırmıştır
Uzun yıllar mesîre yeri olarak kullanılan bahçe daha sonraları âile gazinosu olarak kullanılmış
Günümüzde kültürpark hâline getirilmiştir
Alâeddîn Bahçesi: Alâeddîn Tepesindedir
Çok eski târihe sâhib olan bahçe son yıllarda belediye tarafından ağaçlandırılıp düzenlenmiştir
Yakamanastırı: Beyşehir’e 6 km uzaklıkta zengin tabiî bitki örtüsü ve bol su kaynaklarına sâhip bir mesîre yeridir
Çam ağaçları ile kaplıdır
Çamlıköy: Akşehir ilçesinin 14 km güneyinde çok güzel manzaralı bir dinlenme yeridir
Beyşehir Gölü: Göl kıyıları çok güzel mesîre yeridir
Göl çevresi çam ormanları ile kaplıdır
Akşehir Gölü: Çevresi ormanlarla kaplı olan gölün kıyıları güzel mesîre yerleri ile doludur
Gölde sazan ve turna balıkları ile av kuşları vardır
Damla Kayası: İl merkezi yakınında Sille bucağında ağaçlıklı ve suyu bol bir mesîre yeridir
Kaplıcalar ve içmeler:
Konya ilinde çok sayıda kaplıca vardır
Fakat bunların bir kısmında konaklama tedâvi tesisleri yeterli değildir
Başlıcaları şunlardır:
Ilgın Kaplıcası: Ilgın’a 2 km uzaklıktadır
Türkiye’nin en bakımlı kaplıcalarından biridir
Modern bir kaplıca olup romatizma nefrit polinefrit kadın ve cilt hastalıklarına faydalıdır
Çavuşçu Köyü Ilıcası: Ilgın ilçesine 10 km uzaklıktadır
Tesisleri mevcut olmayan bu ılıcaya bölge halkı banyo için gitmektedir
Seydişehir Ilıcası: Seydişehir’e 15 km uzaklıkta ağaçlar ve bahçeler arasındadır
Romatizmal hastalıklar başta olmak üzere çıbanlara ve kaşıntılı yaralara iyi gelmektedir
Tesisleri yeterli değildir
Kuşaklı Çamuru ve Kaplıcası: Beyşehir’e 25 km uzaklıktadır
Çevresi ağaçlarla kaplıdır
Romatizma çıban ekzama ve diğer deri hastalıklarına iyi gelmektedir
Tesisleri yoktur
Höyük-Köşk Köyü Hamamı: Beyşehir-Karaağaç karayolunun doğusunda Höyük ilçesine 5 km uzaklıktadır
İçme şeklinde kullanıldığı zaman özellikle böbrek hastalıklarına faydalıdır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul