Yalnız Mesajı Göster

Turizm Sözlüğü / Turizm Sözlüğü / Turizm Sözlüğü

Eski 06-26-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turizm Sözlüğü / Turizm Sözlüğü / Turizm Sözlüğü



T

tabiat anıtı
ing: natural monument fra: monument naturel alm: Naturdenkmal
tabiatın ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değere sahip millî park esasları dahilinde korunan tabiat parçası

Tabiat koruma bölgesi
ing: natural conservation area fra: réserve naturelle alm: Naturschutzgebiet
Çevre kirlenmesi ve bozulmasına karşı belirli yöreleri korumak doğal güzellikleri ve tarihi kalıntıların gelecek nesillere intikalini güvence altına almak amacıyla ilan edilen bölgelerdir

Tabiat koruma alanı
(Bkz Tabiatı koruma bölgesi)

tabiat parkı
ing: natural park fra: parc naturel alm: Naturpark
bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçası

tabiat varlığı
ing: natural assets fra: patrimoine naturel alm: Bodenschätze
jeolojik devirlerle tarih öncesi ve tarihî devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde yer altında veya su altında bulunan değerler

tahliye simidi
ing: life buoy fra: bouée de sauvetage alm: Rettungsring
kazaya uğrayan gemi yolcularının ve gemi adamlarının denizde kullandıkları halka biçiminde cankurtaran aracı

Tanrı misafiri
ing: unexpected guest of God fra: hébérge au nom de Dieu alm: von Gott gesandter Besucher
çağrılmadan gece yatısına gelen konuk

tatil destinasyonu
ing: holiday destination fra: destination de vacances alm: Urlaubsziel
tatil için seçilen yer

tatil eğilim anketi
ing: vacation tendency survey fra: enquétes alm: Umfrage zu Urlaubsgewohnheiten
turizmde hizmet sunucuların kararlarını etkileyecek tüketici davranışlarının saptanmasına imkân veren bilimsel araştırma

tatil günü ziyaretçisi
ing: leisure day visitor fra: visiteurs alm: Feiertagsbesucher
konulu park vBulletin eğlence amaçlı yerleri sadece haftanın tatil günlerinden birinde ziyaret eden

tatil köyü
ing: holiday village fra: village de vacances alm: Feriendorf
doğal güzellikler içinde veya ören yerlerinin yakınında kurulu konaklama yanında çeşitli spor eğlence ve satış hizmetlerinin de sağlandığı dağınık yerleşme düzenindeki en fazla üç katlı yapılardan oluşan tesis

tatil yeri
ing: resort fra: villégiature alm: Erholungsort
ziyaretçilere çeşitli hizmetin eğlence konaklama ve kullanım imkânlarının sunulduğu coğrafî alan

Tatilci
ing: holiday maker fra: vacancier alm: Urlauber
genellikle evinden uzakta bir yerde tatilde olan kişi

Tatlı
ing: dessert fra: dessert alm: Nachtisch
yemek sonrası verilen meyve ya da tatlı

tatlı büfesi
ing: dessert buffet fra: buffet dessert alm: Nachtischbüffet
pasta tatlı ya da meyve ikramı yapılan büfe

Taverna
ing: tavern fra: taverne alm: Kneipe
meyhane çalgılı kulüp

Tazmin
ing: compensation fra: compensation alm: Entschädigung
para ya da eş değer karşılığı ile bir hizmet ya da eşya zararını ödeme

tedavi havuzu
ing: cure pool fra: piscine de cure alm: Kurbecken
yalnız tedavi amaçlı termal su kullanılan havuz

Tehir
ing: delay fra: retard alm: Verspätung
ulaşım araçlarının önceden ilân edilen zamanda kalkmaması ya da gelmemesi gecikme

tek aşamalı dağıtım sistemi
ing: one-stage distribution system fra: système de distribution directe alm: einstufiges Vertriebssystem
yolcunun havayolu şirketinden bilet satın alması gibi mal veya hizmetin sunucudan tüketiciye doğrudan ulaştığı dağıtım sistemi

tek düzey satış örgütlenmesi
ing: single-level sales organization fra: vente a niveau unique alm: Verkaufsorganisation auf einer
mal ve hizmet sunucunun tüketiciye hiyerarşik bir karar mekanizmasına gerek kalmadan ulaşabildiği satış organizasyonu

tek kişilik
ing: single fra: personne seule alm: Einzelzimmer
bir konaklama tesisi vapur veya trende tek kişilik oda kamara veya kompartman

tek yolcu bileti
ing: single passenger ticket fra: billet simple alm: einfache Fahrkarte
bir yolcu için geçerli bilet

tek yönlü seyahat
ing: one way trip fra: aller simple alm: Hinreise
satın alındığı sırada dönüş şekli belirlenmemiş genellikle ticarî taşıt gidiş bileti ile yapılan seyahat

teknolojik boyut
ing: technologic dimension fra: dimension technologique alm: technische Dimension
bir konunun örneğin turizm hizmetlerinin teknik yenilikler yönü ile ele alınması

tele pazarlama
ing: telemarketing fra: télémarketing alm: Tele- Vermarktung
satıcının telefonla pazarlama yapması

Teleferik
ing: teleferic fra: téléphérique alm: Schwebebahn
değişik yükseklikteki iki noktayı gidip-gelen kabinleriyle bağlayan motorlu tesis

Telekabin
ing: telecabin fra: télécabine alm: Kabinenlift
taşıyıcı ve çekici bir kablo üzerinde değişik sayıda ve kapalı kabinlerden oluşan iki ilâ dört kişilik kapasitede mekanik yukarı çıkarma cihazı

Telekomünikasyon
ing: telecommunication fra: télécommunication alm: Telekommunikation
haber yazı resim sembol veya her çeşit bilginin tel radyo optik ve başka elektromanyetik sistemlerle iletilmesi bunların yayımı veya alınması

Telekonferans
ing: teleconference fra: téléconférence alm: Telekonferenz
telefon ile uzak merkezlerden konuşmacıları konferans yerine bağlayarak gerçekleştirilen görüşme

Telerehber
ing: automatic guide fra: guide enrégistré alm: automatischer Reiseführer
önceden kayda alınan bilginin cihaz aracılığı ile ilgiliye sunulma şekli

Telesiyej
ing: chair lift fra: télésiège alm: Sessellift
kayakçıları ve turistleri taşıyıcı ve çekici uzun bir kablo yardımıyla oturma yerlerinde taşıyan bir tür mekanik cihaz

Teleski
ing: teleski fra: téléski alm: Skilift
kişileri tutunmalı veya oturmalı bir şekilde taşıyan kablolu motorize sistem

Teletreno
ing: telesledge fra: télétraîneau alm: Schlittenaufzug
15-20 kişi kapasiteli toprak düzeyinde gidiş-geliş kablosuna bağlı insanları karlı bir yamaçtan yukarı doğru belirli bir noktaya çıkarmaya ya da aşağı indirmeye yarayan kızak

Teras
ing: terrace fra: terrasse alm: Terrasse
açık havada dinlenmek yemek yemek veya kahvaltı yapmak için kullanılan yer

Tercüman
ing: translator fra: interprète alm: Übersetzer
otel tur operatörü veya benzeri işletmeler tarafından müşterilerin dil sorunlarını çözmek için görevlendirilen bir kaç dil bilen kişi

termal havuz
ing: thermal pool fra: piscine thérmale alm: Thermalbecken
serbest tedavi veya dinlenme ve eğlenme amacıyla termal suyun kullanıldığı havuz

Teşebbüs
ing: enterprise fra: entreprise alm: Unternehmen
mal ve hizmet üretimi için kurulan işletme firma şirket

Teşhir
ing: exhibiting exposition fra: exposition alm: Ausstellung
sergileme

teyidi yapılmış bilet
ing: confirmed ticket fra: billet confirmé alm: bestätigte Fahrkarte
üzerinde 'OK' yazılı olan ve tekrar tasdik ettirilmesine gerek olmayan bilet

teyit etmek
ing: confirm fra: confirmation alm: bestätigen
rezervasyon yapıldığını doğrulama

teyitli rezervasyon
ing: confirmed reservation fra: réservation confirmée alm: Reservierungsbestätigung
bir konaklama tesisi veya ulaştırma aracı tarafından yapılan bir rezervasyona sadık kalınacağının ifadesi

throw away
ing: throw away fra: consommation partielle alm: teilweise Nutzung
bir tur paketinin kullanılan kısmının ödenmesi bir kısmının kullanılmaması

ticarî reklâmcılık
ing: professional advertising fra: publicité commerciale alm: Handelswerbung
kâr sağlama amacıyla yapılan reklâmcılık etkinlikleri

Tilt
ing: tilt fra: tilt alm: Tilt
elektrikli bir makinede madenî bir topun çeşitli engellere çarpmasıyla puan kazanma esasına dayanan zaman zaman da kendi kendine elektrik devresini kapatarak oyuna son veren xxxxx cihazı

Tirbuşon
ing: corkscrew fra: tire-bouchon alm: Korkenzieher
genellikle mantardan yapılan tıpaları çekmeye yarayan burgu

toplam maliyet
ing: total cost fra: coût total alm: Gesamtkosten
bir malın çeşitli üretim ve dağıtım dönemlerinde o döneme kadar yapılmış olan harcamaların tümü

toplam seyahat süresi
ing: total travel time fra: durée de voyage alm: Reisezeit
yolda geçen mola süreleri dahil bir noktadan diğer bir noktaya ulaşmak için geçen tüm zaman

Toplantı
ing: meeting fra: réunion alm: Versammlung
çeşitli amaçlarla karşılıklı fikir alış verişinde bulunmak üzere kişilerin bir araya gelmesi

toplantı oteli
ing: convention hotel fra: hôtel avec la salle de congrès alm: Tagungshotel
genellikle büyük merkezlerde ve havalimanları yakınında toplantı düzenlenmesine uygun konaklama tesisi

toplantı plânlayıcısı
ing: meeting planner fra: organisateur de congrès alm: Tagungsorganisator
özellikle yer değiştirme gerektiren toplantı organizasyonunda çeşitli sorumluluklar üstlenen görevli

toplu gösteri
ing: serial show fra: représentations cinématographiq alm: programmierte Aufführungen der
bir sanatçıya ya da film yönetmenine ait eserlerin bir mekânda belli bir zaman dilimi içinde programlı olarak topluca gösterimi

toplu işlem
ing: bulk clearance fra: dédouanement collectif alm: Gruppenabfertigung
yolculukta belli bir gruba ait giriş işlemlerinin topluca yapılması

Trafik
ing: traffic fra: trafic alm: Verkehr
bir yerden başka yere hareket eden mallar yolcular veya bunları taşıyan araçlar

trafik polisi
ing: traffic police fra: agent de circulation alm: Verkehrspolizei
ulaşım yollarını ve araçlarını denetleyen görevli

trafik şeridi
ing: lane fra: lignes de trafic alm: Fahrspur
taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için yolun işaretle ayrılmış bölümü

trafik tıkanıklığı
ing: traffic jam fra: embouteillage alm: Verkehrsstau
şehrin belirli kesimlerinde belirli saatlerde trafiğin işleyemez hale gelmesi

train ferry
ing: train ferry fra: transbordeur de train alm: Eisenbahnfähre
yolcuların vagonlardan çıkmasına lüzum kalmaksızın trenleri bir limandan başka bir limana taşımak için raylarla donatılmış vapur

Tramvay
ing: tramcar fra: tramway alm: Straßenbahn
yol üzerinde çıkıntı yapmayacak biçimde döşenmiş özel raylarda hareket eden yolcu taşıtı

Transfer
ing: transfer fra: transfer alm: Transfer
yolcuları limanlardan gar veya oto istasyonundan bir konaklama tesisine ya da tersine konaklama tesisinden istasyonlara taşıma hizmetlerinin tümü

transfer memuru
ing: transfer officer fra: agent de transfer alm: Transferangestellter
bir seyahat acentasında çalışan ve yolcuların otele getirilmesi eşyalarının kaydı ile görevli personel

Transit
ing: transit fra: correspondance alm: Transit
yolcunun bir ülke veya şehirden beklemeksizin ya da kısa bir süre içinde uçak vapur tren veya otokar değiştirmek suretiyle geçişi

transit geçiş
ing: transit pass fra: transit m alm: Transitverkehr
bir yerden veya bir ülkeden durmadan beklemeden yolcu ya da malların geçiş yapması

transit salonu
ing: transit passenger lounge fra: salle de transit alm: Transitsaal
hava limanlarında transit yolcuların bekleme ve dinlenmelerini temin amacıyla ayrılmış salon

transit yolcu
ing: transit passenger fra: passager en transit alm: Transitreisender
hedeflenen yere ulaşmadan önce belli bir programa göre yapılan seyahat sırasında bir veya daha fazla mola veren bu molalarda uçağından ayrılan veya uçak değiştiren kişi

Traverten
ing: travertine fra: travertin alm: Travertin
kaynak sularındaki kireç birikiminden doğan sünger görünümlü kalker tortu pamuktaş

Tren
ing: train fra: train alm: Zug
katarlara bağlı bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi

Alıntı Yaparak Cevapla