Konu
:
Paşama Mektuplar-Ayşe NİL
Yalnız Mesajı Göster
Paşama Mektuplar-Ayşe NİL
06-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Paşama Mektuplar-Ayşe NİL
Kitabın Adı Paşama Mektuplar Kitabın Yazarı Ayşe NİL Yayınevi ve Adresi Sarmal Yayınevi
İstanbul Basım Yılı 1997 KİTABIN ÖZETİ
Paşama Mektuplar
Ayşe Nil'in kendi araştırma ve incelemeleri üzerine inşa ettiği deneme-makale biçiminde yazılmış mektuplarından oluşmaktadır
Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı mektuplarda
Cumhuriyet'in kuruluşundan beri Atatürk ilke ve inkılaplarına belli çevrelerce maksatlı olarak saldırılmasını; içlerinin boşaltılmaya
Atatürkçülükle hiç de ilgisi bulunmayan çevrelerce insanların kafalarının karıştırılmasını ve gerçeklerin çarpıtılmaya çalşılmasını örneklerle destekleyerek anlatmaktadır
Kitapta İslam'ın
toplumsal ve siyasal düzenleyici yanı ve günümüzde bazen maksatlı
bazen da bilgisizlikten kaynaklanan yanlış yorum ve uygulamalarıyla
Mustafa Kemal'in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal yapısı içindeki çatışma ve uyumsuzlukları sorgulanmaktadır
Kitap içerik kadar biçim açısından da güçlü bir anlatıma sahiptir
Yazar
din ve toplum ilişkilerini "söylevi okuyup onu tanıyınca taparca bir sevgi" duyduğu Mustafa Kemal'e mektuplar biçiminde aktarıyor
Böylece çok etkili bir yöntemi kullanarak çok tartışılan bu güncel konuyu yaşadığı olaylarla birlikte okuyucuların dikkatine sunmayı başarıyor
Herkesin bir sorusunun ve birbiriyle çelişen yüzlerce cevap ve yorumun olduğu bu konuda nesnel
elle tutulur
bilimsel
aklın süzgecinden geçmiş düşünce
kanıt ve örnekler sergileyen yazar
bir solukta okunup bitirilmesi gereken bir eser ortaya koymaktadır
Yazar
özellikle ülkenin yaşadığı bunalım ve kargaşayla dolu son on yıl içindeki toplumsal ve siyasal olayları
etrafındaki aymaz politikacılardan umudunu keserek Atatürk'e şikayet mektupları şeklinde işlemektedir
Kitabın başında bu konu ve sunum şeklinin nasıl ortaya çıktığını anlatmaktadır
Atatürk devrimlerinin ve onun Türk kadınına verdiği değerin doğal sonucu olarak okuyup üniversiteyi bitiren yazar
kendisi gibi eğitimli kabul edilen biriyle talihsiz bir evlilik yapar
Kocasının Cumhuriyet ilke ve inkılaplarından zerre kadar nasibini almadığını fark ettiğinde çaresiz kalır
Kadına toplumca biçilen rol
çevre baskısı ve aile kurumuna olan inancı yüzünden bu evliliği uzun süre yürütmek zorunda kalır; ancak işler dayak yeme noktasına kadar gelince boşanır
Artık boşanmış bir kadın olarak
yaşam onun için daha fazla güçlüklerle doludur
Nitekim bir süre sonra da ciddi psikolojik sorunlar yaşamaya başlar
Bu buhranlı günlerde kendisini okumaya verir
Derdine çare olabilecek bütün kitapları okur
Bu arada kutsal kitaplarla beraber Söylev'i de okur
Söylev'i bitirdikten sonra Mustafa Kemal'i ve yaptıklarının önemini çok daha iyi anlamaya başlar
O sırada iyi bir diyalog içinde olduğu gelininin de önerisiyle düşüncelerini yazıya dökerek rahatlamaya karar verir
Yaşadığı sorunların altında yatan nedenlerin çoğunun güncel olarak yaşanılan toplumsal sorunlar olduğunu düşünerek kendisini anlayabilecek tek kişi olarak gördüğü Mustafa Kemal'e yazmaya başlar
Üç ay boyunca her gün aksatmadan yazılan mektuplarda
toplumu sarıp sarmalamış cehalet ve hurafelerden
oy avcılığı için yapılan din bezirganlığına
aklı başında görünüp de bunlara bilinçli veya bilinçsizce destek veren aymazlara
sırf demokrasi adına bizi Orta Çağ karanlığına ***ürecek akıl dışı talep ve önerilerde bulunanlara
Atatürk düşmanlarına
Atatürkçü görünüp kendi menfaatlerinden başka bir şey görmeyenlere
iki yüzlülere ve çıkarcılara kadar geniş bir yelpazeden örnekler sunulmaktadır
İş o kadar kötü bir noktaya gelmiştir ki Atatürk düşmanlığı tescillenen kişi ve çevreler bile yaptıklarının aslında Atatürk'ün istediği şeyler olduğunu yüzsüzce söyleyebilmektedirler
Yaşanan bütün sorunlara karşın yazar pek de ümitsiz değildir
Bu toplum inandığı dini kendi dilinde okumaktan bir şekilde mahrum edilmiş
kurtarıcısını ve yaptıklarını öğrenmekten alıkonulmuştur
Ne Atatürk'ü ne de dinini doğru dürüst tanımaktadır
Toplumda tam bir kavram karmaşası yaratılmak istenmektedir
Halbuki
insanlarımız Ata'sını ve inancını etraflıca tanıyıp öğrenebilseydi bu tür çatışmalar hiç yaşanmazdı
Bu nedenle yazar
başkalarının inançlarına saygı gösterilmesini salık veren laik sistemimizin korunmasının
topluma
bir an önce aydınlatılması ve karanlık ellerden kurtulması için Ata'sının ve ilkelerinin iyi anlatılması gerektiğini söyler
Bu arada karanlık güçlerin
ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar
Atatürk'ün aydınlık
uygar ve ilerici bir toplum için attığı mayanın aslında tutmuş olması nedeniyle asla başarılı olamayacaklarını da vurgulayarak ülke ve toplum geleceği açısından umutlarını korumaktadır
Bu konudaki hassasiyeti nedeniyle en büyük güvencesinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu belirten yazar
bu işi sadece onlara havale etmenin doğru olmadığını toplumun her kesimince gericiliğe
bağnazlığa ve karanlığa karşı mücadele edilmesinin şart olduğunu vurgular
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul