| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Paranın Tarihi - Paranın Tarihçesi 
 
               Para iktisadi hayatın işleyişinde büyük bir öneme haizdir Mübadelenin yapılmasında sağladığı kolaylık sebebiyle kullanımı yaygınlaşmış ve günümüzün ekonomik yaşayışında vazgeçilmez bir unsur olmuştur  Paranın kullanılmadığı dönemlerde bir malın doğrudan doğruya diğer bir malla mübadelesi yani trampa söz konusu idi  Mübadele edilen mal miktarının oranı her malın diğerine nazaran değerini ifade eder  Trampanın gerçekleşebilmesi, taraflardan her birinin alacağı malın , vereceği maldan daha faydalı olduğuna inanmasıyla mümkün olur  Diğer taraftan , trampa edilecek mallar kolaylıkla bölünemediğinden , bu mallar arasında kolaylıkla kıymet eşitliği sağlanamıyordu  Bu ise mübadeleyi zorlaştırıyordu  Bu zorluğu gidermek için üçüncü bir malı(hayvan derisi , tuz, buğday, inci daha sonra madenler )ödeme vasıtası olarak kullanılmaya başlanmıştır  Yani bu madenler paranın fonksiyonlarını görmüş ve para yer ve zaman bakımından farklı şekillerde ortaya çıkmıştır  Çeşitli madenlerden yapılmış paralar (demir,nikel,tunç, bakır kalay    vs  )yakın zamanlara kadar altın ,gümüş,banknot ve nihayet kağıt para , kaydi para , kağıttan yapılmış paralar(çeşitli senet ve bonolar ), ufaklık paralar kullanılmaya başlanmıştır  
 PARANIN HİKAYESİ
 
 
 İlk çağlardan itibaren insanlar çeşitli malları para yerine kullanmışlardır
  İş bölümünün gelişmesiyle birlikte malların mallarla mübadele edilmesi giderek zorlaşmıştır  Takas edilecek malların değerinin birbirine denk olmaması , malı arzedecek kimsenin her zaman bulunmaması , malların bölünebilme özelliklerinin olmaması çeşitli zorluklar ortaya çıkarmıştır  Örneğin bir at ile yirmi ölçek buğday değiştirmek isteyen bir kimsenin bir pazarda aynı malın karşılığında on ölçek buğday veya beş ölçek süt önerisi ile karşılaşması farklı değerlerin oluşmasına neden olmuştur  Zamanla bölgelerin özelliklerine göre bir mal üzerinde anlaşılarak tk bir mübadele değeri oluşturulmaya çalışılmıştır  Değer ölçüsü, fonksiyonu gören bu mala hesap parası denilmiştir  Hesap parasının temsil ettiği malın ödeme aracı olarak kabul edilmesi paralı ekonominin doğmasındaki en önemli etken olmuçtur  Öte yandan bazı malların taşınma ,bölünme ve biriktirme zorluklarının bulunması madenlerin kullanılmasına yol açmıştır  Özellikle altın bakırgümüş gibi metallerin küçük parçalara bölünebilmelerinin yanısıra değer ölçüsü ve biriktirme fonksiyonlarını görmeleri yaygın bir mübadele aracı olarak kullanılmalarını sağlamıştır  En eski para M
  Ö  2900 yıllarında kullanıldığı altın ve gümüş sikkeler olduğu zannedilmektedir  Anadolu'da ise altın ve gümüşün doğal alaşımı olan elektrumdan basılan paralar mübadele aracı olarak dolaşıma girmiştir  Zamanla altın sikkeler dış ticarette ve büyük ödemelerde bakır bronz gibi madenler de ufaklık para olarak küçük ödemelerde kullanılmaya başlanmıştır  İç piyasada en çok kullanılan ödeme aracı ise gümüş olmuştur  18  yy'a kadar para sisteminin temelini teşkil eden gümüş sikkelerin ağırlığı ve ayarı devletçe tespit edilmekteydi  Para değerinin ölçüsü olarak gümüşün kullanıldığı bu dönemlerde altın sikkeler sadece külçe değerleri üzerinden işlem görmüştür  Gümüş ve altın arasındaki değer oranı serbest dalgalanmaya bırakılmıştır  Devlet sadece kendisine ait veya imtiyaz verdiği darphabelerde basılan gümüş sikkelerin kabülünü zorunlu kılmakla birlikte özel kişilerede tuğra resmi karşılığında ellerindeki külçelerden sikke kestirmek hakkı tanınmıştır  Altın üretiminin zamanla artması gümüşün değerinin istikrarsızlaşması altın sikkelerin de değerinin düşmesine neden olmuş;bir çok ülke gümüş ve metal sistemlerinden vazgeçerek çift metal sistemine veya altın tek metal sistemine geçmiştir  Altın tek metal sisteminde para ölçüsü altın da Darphanelerde özel kişiler sadece altın sikke kesitini bilmiş ,gümüş sikkeler ise devlet tarafından ve devletin tayin ettiği değere göre tedavüle çıkarılmasında Altın sikkeler Birinci Dünya Savaşı’na kadar tedavüld kalmıştır  Çift metal sistemini (bimetalizm) kabul eden ülkelerde ise hem gümüş hem de altın devlet resmi parası olarak kabul edilmiştir  Özel kişiler de iki madenden de sikke kestirmek hakkına sahipti , ödeme güçleri iç piyasada aynı idi  Zamanla altın ve gümüş üretimi arasında dengesizlik ortaya çıktı  İki maden arasındaki parite de bozulmuştur  Özellikle gümüş üretimindeki artış gümüşün değerini para değerinin altına düşürmüştür  Bu durumda gümüşü ucuza alıp darphanede sikke kestirerek ödemlerde kullanmak yaygın hale gelmiş , gümüş sikkeler giderek ortadan kaybolmuştur  19  yy  ’nın ikinci yarısından itibaren çift metal sistemini ayakta tutabilmek için bazı önlemler alınmaya başlanmıştır  Örneğin gümüş sikkelerin değeri düşürülmüş ve serbestçe bastırılması durdurulmuştur  Ayrıca küçük birimli gümüş sikkelere kabul haddi tayin edilmiş , kısaca gümüşün para ölçüsü olarak gördüğü fonksiyonlar sınırlandırılmıştır  Sonuç olarak da ortaya topal mikyas adı verilen sistem ortaya çıkmıştır  Madeni para sistemleri yaygın bir şekilde uygulanırken 17  yy’dan itibaren temsili paraların da tedavül etmeye başladığı göze çarpmaktadır  Aslında madeni sikkelerin yerini tutmak üzere çıkarılan temsili paralara eski çağlarda dahi rastlanmaktadır  Bununla beraber ,çağdaş banknot sistemlerine öncü sayılabilecek ilk para İngiltere’de 17  yy  ’da değerli madenleri muhafaza eden sarrafların tevdiat sahiplerine verdikleri makbuzlardır  Goldsmith’s notes adı verilen bu makbuz hamilleri ,üzerinde yazılı değerde altın veya gümüş külçe almak hakkına sahiptirler  Zamanla bu makbuzlar para gibi tedavül etmeye başlamıştır  Daha sonra sarraflar kendilerine tevdi edilen değerli madenlerin özellikle altının hepsinin aynı anda çekilmediğini farketmişlerdir  Bunun üzerin kendilerine ait olmayan bu aştın stokunun bir kısmını kasa karşılığı olarak tutmuşlar ,geri kalanını ihtiyaç sahiplerine faiz karşılığı borç olarak vermişlerdir  Daha ileri bir safhada ikrazda bulundukları kimselere altın sikke yerine artık banknot adı verilen temsili paraları vermeye başlamışlardır  Sarraflar bir ara açtıkları kredileri ödeme imkanlarının üstüne çıkarmışlar ve mevduat sahiplerini zarara sokmaya başlamışlardır  Bunun üzerine 17  yy’nın sonlarıda faaliyetleri durdurulmuş fakat bu sefer de aynı nitelikleri taşıyan bankalar kurulmuştur  Altın sikke sistemine güvenin azalmaı ve uluslar arası ticarette aracı kurumlara ihtiyaç duyulması banka sistemine uygun hale getitmiştir  Fakat bankalarda banknot ihracı yetkilerini kötüye kullanmışlardır  Nihayet 19  yy  ’nın başlarından itibaren banknot hacminin kontrolüne gidilmiştir  Altın standardı veya çift maden sisteminde banknotların madeni karşılığında emisyon kurumu kefil olmuştur  Banknotlar emisyon kurumuna ibraz edildiğinde karşılıkları olan değerli madenin ödenmesine konvertibilite denir  Uygulamada üç türlü konvertibilite esası altın sikke sistemidir  Bu sistemde madeni paralar ve banknotlar hukuken eşit ödeme kabiliyetine sahip olmuşlardır  Altın külçe sisteminde ise altın sikkeler tedavülden kaldırılmış ve yurt içi ödemeler temsili paralarla yapılmıştır  Konvertibilite esası yalnız yüksek meblağlar için uygulanmıştır  Altın külçe sistemi Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bir ara bazı Avrupa ülkelerinde tatbik edilmiştir  Tedavül hacmini karşılayabilecek kadar geniş altın stokuna sahip olamayan ülkelerde ulusal para ile altın arasındaki bağ altın standardına bağlı dövizler yardımı ile kurulmuştur  Altın kambiyo sistemi adı verilen bu sistemde emisyon kurunun çıkardığı banknotların altın sikke ve altın külçe konvertibilitesi tanınmamıştır  Ancak yurt dışına ödeme yapmak isteyenler altın standardına bağlı yabancı paraları serbestçe elde edebilmişlerdir  Adı geçen sistemi 19  yy sonlarında Rusya uygulamış ve rubleyi altına bağlarken Alman markını esas olarak almıştır  Banknot ihracının kontrolünde başlıca iki görüş ileri sürülmüştür  Otomatik altın standardı teoreminin kurucusu olan İngiliz İktisatçısı D  Ricardo işlemesi için tedavül prensibini savunmuştur  Bu prensibe göre banknot miktarı sıkı bir şekilde altın sikke miktarına bağlanıyordu  Diğer bir deyişle çıkartılan her banknotun tam altın karşılığı bulunması gerekmekteydi  Para arzına elastiklik kazandırmak amacını güden diğer prensip banka prensibi adını taşır  Emisyon sorununu para talebi açısından ekle alan banka prensibine göre tedavüldeki sınırı altın sikke miktarının artık çok genişlemiş olan ticaret hacmine intibak etmesi güçtür; şu halde para arzına elastiklik kazandırmak için bankalara ihracı konusunda serbestlik tanımalıydı  Her iki prensipten de asgari altın ankes sisteminde banknotun belirli oranında minimum altın sikke karlığı bulundurmak zorunluydu  19  yy boyunca özellikle savaş dönemlerinde halkın elindeki banknotları altın sikkeye çevirme eğilimi artmıştır  Merkez bankaları altına çevirme taleplerini karşılayamaz hale gelmiş ve banknotların altına çevrilebilme kabiliyetini geçici bir süre kaldırarak kağıt para rejimine geçilmiştir  Kağıt para rejiminde devlet ve ya merkez bankası tarafından çıkarılan paraların altına çevrilebilme imkanları yoktur  Bununla beraber kağıt para sistemi devamlı olamamış ve ekonomik durum düzeldikçe yeniden altın sikke sistemine dönülmüştür  Aynı tecrübeler Birinci Dünya Savaşı sırasında geçirilmiş ve nihayet 1929 Büyük Dünya Buhranından sonra devamlı olarak kağıt para rejimine geçilmiştir  Kağıt paranın altına çevrilebilme kabiliyeti yoktur  Bununla beraber bu gün kağıt para yerine banknot denmektedir  Kağıt paranın altına çevrilme özelliğinin bulunmaması para arzına geniş bir elastiklik kazandırmıştır  Bu elastikliği saesinde adı geçen sistem para arzını bir ekonomi politikası aleti olarak kullanılmasını sağlamıştır  Kağıt para rejiminin uygulanmasıyla altının ödeme aracı fonksiyonu tamamen ortadan kalkmış değildir  Özellikle uluslar arası ödemelerde bu fonksiyon önemini muhafaza etmektedir  
 
 TÜRKLERDE PARA BASIMI
 
 Osmanlılarda Darphane Emini, kubbe vezirlerinden ve defterdarlardan tayin edilmekteydi
  Para basmayla ilgili yayınlanan bir tamimde: “… sikke denilen şey, her devlet tebeasının alışverişte birbiri aldatmamak ve gerek ağırlığında ve gerek değerinde bir fesat olmamak için padişah adına damgalanmış altın ve gümüş parçaları demektir
  Memlekette geçen sikkenin ağırlığı ve değeri bilinmek için sahip-i mülk olan padişahın sikkesi olması lazım gelir  “ denmektedir  Osmanlıda para birimi AKÇE idi  Akçe gümüş paranın adıdır  İlk zamanlarda bunların ayar ve ağırlığı hiç değişmezdi  Fatih Sultan Mehmet han zamanında 6 kırat olan ağırlığı 5 kırata indirildi  Bundan sonra bazı sultanların devirlerinde değişik ağırlıklar uygulandı  1898 senesinde bileşimi yalnız gümüş ve bakır karışımından meydana gelen 148,000 lira tutarında 10-5 paralıklar bastırıldı  Halk bunlara METELİK diyordu  Sultan 6, Mehmet Han devrinde 40 ve 10 paralıklar; 1840 senesinde KAİME adı verilen 500 kuruşluk kıymetinde kağıt paralar bastırıldı  1851’de 10 ve 20 kuruşluk kaimeler piyasaya çıkartıldı   
 Alınan bir kararla, 1863 eylül ayında kaime basılmasına ve tedavülüne son verildi bu tarihten sonra tahsil ve tediye işlemleri yalnız madeni paralarla yapılmaya başlandı
  1876 senesinde tekrar kaime bastırılması ve tedavüle sokulması kararlaştırılmışsa da 1879’da tekrar tedavülden kaldırılmasına karar verildi  Sultan 5, Mehmet Reşad Han zamanında 1 Nisan 1916 tarihli Tevhid-i Meskukad hakkında Kanuni Muvakkat ile altın Osmanlı devletinde kıymet ölçüsü olarak kabul edildi  Sultan İkinci Abdülhamit Han devrinde yürürlüğe konan Kavaim-i Naktiye nizamnamesi ile para işi belirli bir kanuna bağlandı   Cumhuriyet devrinde 1924 tarihli 411 sayılı kanun ile 100 paralıklar çıkartıldı
  Bu günde kağıt paraların üzerindeki itibari değerler bir kıymetli maden karşılığında tesbit edilemezler  Kullanılmakta olan kağıt paralar altın paraya çevrilebilir olmaktan çıkmıştır  Birim paranın değeri itibari bir özellik almıştır  Banknotların karşılığı bir nevi Türk lirasının mal satın alabileceği değer “satın alma gücü” olmuştur  Kağıt para çıkartılması bir kanunla 1999 yılı sonuna kadar T  C  Merkez Bankasına bir imtiyaz olarak verilmiştir  İmtiyaz süresi bitimine 5 yıl kalıncaya kadar uzatılabilir  Paranın istikrarı konusunda da merkez bankası vazifelidir  1983’ten sonra çıkartılan kanun hükmündeki kararnamelerle Türk parasını koruma hakkındaki kanun hükümlerinde uluslar arası liberal sistemin uygulanması yönünde, bazı düzenlemeler yapılmıştır  IMF ile teknik düzeyde bazı görüşmeler yapılmış 22,03,1990 tarihinden itibaren Türkiye’nin 14  madde (IMF anlaşması) statüsünden 8  madde statüsüne geçtiği ve bu maddenin yükümlülüklerini kabul etmekte olduğu IMF’e resmen bildirilmiştir  Böylece Türkiye’nin kambiyo rejimi büyük bir serbestliğe kavuşturulmuştur   
 
 PARANIN ÇEŞİTLERİ
 
 
 
 İlkel toplum biçimlerinden modern topluma geçişi süresi içinde para olarak kullanılan araçların niteliği değişmiştir
  Tarihi gelişim süresince çeşitli uygarlıkların uygulamaya koyduğu para türleri aşağıdaki şekilde aşamalı olarak 7 grupta ele alınabilir  
 1- MAL PARA: malın malla değiş tokuş edildiği ilkel toplumlarda değişim ölçüsü olarak tuz tütün deri kurutulmuş balık ve hayvan başı gibi değeri olan mallar kullanılmıştır
  
 2- MADEN PARA: “altın ve gümüş sikkeler”in para olarak kullanılmasıdır
  Bu iki değerli metalin diğer mallara göre kıt olması, çabuk bozulmaması ve değer kaybetmeden küçük parçalara bölünebilmesi “mal para”dan “maden para”ya geçişi kolaylaştırmıştır  Altın ve gümüş para, bu aşamada mal değerine eşit bir nitelik göstermektedir  Osmanlı imparatorluğunun ilk döneminde 1314 yılından “akçe” adı verilen, 1,5 dirhem ağırlığında gümüş para basıldı  İlk altın para ise, Fatih Sultan Mehmet zamanında tedavüle çıkarıldı  
 3- ALTIN ve GÜMÜŞE BAĞLI KAĞIT PARA: halkın, maden para olarak kullanılan altın ve gümüşü yanında taşıma yerine güvenilir sarraf ve bankalara yatırılıp, maden para karşılığında aldıkları belgeyi (sertifikayı) kullanması ile ortaya çıkmıştır
  Batı Avrupa ülkelerinde görülen uygulamada, altın ve gümüşü %100 temsil eden bu kağıt paralar, farklı kuruluşlarca düzenlenmiş olmalarına karşın büyük çoğunluk tarafından kabul edilmiş ve kullanılmıştır   
 4- BANKNOT: altın ve gümüşe bağlı kağıt paralarla olduğu gibi %100 karşılığı bulunmayan resmi yada özel kuruluşlarca piyasaya çıkarılan kağıt paralardır
  Özellikle altına bağlı para uygulanması sonunda, altın miktarının ekonominin para ihtiyacına cevap verecek düzeyde artmaması ve altın karşılığında bankaların dağıttığı belgelerin halk tarafından benimsenmiş olması devlet ve bankaların altın karşılığı olmadan kağıt para (banknot) çıkartmalarına yol açmıştır  Böylece karşılığı altın olana belgeler yerine piyasada “banknotlar” yani banka senetleri dolaşmaya başlamıştır  İngiltere’de doğup serbestçe gelişen bu uygulamada, sonraları devletin müdahalesine yol açmıştır  
 5- KAĞIT PARA: günümüzde modern ekonomilerde egemen olan para çeşididir
  Her ülkede yetkili kılınan banka (merkez bankası) tarafından basılan ve karşılığı olmayan bu kağıt paraların,ülke içerisinde kabulü zorunludur  Esas para niteliğinde olan bu kağıt paraların sınırsız ödeme gücü vardır  Ülke dışındaki değeri ise parayı çıkaran ülkelerin dış ekonomik ilişkilerindeki başarısına bağlı olarak değişmektedir   
 Her ülke siyasal bağımsızlığını simgeleyen ulusal para birimini seçme ve basma yetkisine sahiptir
  Tedavüle çıkarılacak kağıt para miktarını o ekonominin ihtiyacına göre ve yasalar çerçevesinde yetkili “kurul” ya da “kuruluş” belirlemektedir  Örneğin Türkiye’de kağıt para basma yetkisi 1211 sayılı “T  C  Merkez Bankası Kanunu” ile Merkez Bankasına verilmiştir   
 6- UFAKLIK veya BOZUK PARA: kağıt para gibi yasal olmakla birlikte tam olarak kağıt paranın yerini tutmayan yardımcı paradır
  Gümüş,bakır, nikel gibi madenlerden yapılan bu ufaklık paraların maden değeri, üzerinde yazılı değerlerin altındadır  Doğrudan Maliye Bakanlığına bağlı bir kuruluş tarafından basılır  Küçük ve kesirli alışverişlerde kullanılan bu “ufaklık para”lar yasa tarafından belirlenmiş sınırlar içinde ödemelerde kullanılır  Alacaklılar, ödemeler sırasında saptanmış sınır üstünde ufaklık para kabulüne zorlanamaz  Örneğin: Türkiye’de ufaklık paraların üst sınırı, üzerlerinde yazılı değerlerin 50 katıdır   
 7- BANKA PARASI yada KAYDİ PARA: bankalarda vadesiz mevduat şeklinde hesapları olanların, kağıt para ile ufaklık para kullanmadan ödemeler bulunmalarıdır
  “banka parasının” maddi varlığı yoktur  Bu yüzden elden ele dolaşmaz hesaptan hesaba nakil yoluyla ulaşmış olur  Ödemeler ilgili hesaplara kayıt düşülerek gerçekleştirildiğinden, bu paraya “kaydı para” adı da verilir  Banka parasının tedavülü, yani ödemeler çek aracılığı ile olur  Özellikle gelişmiş ülkelerde halkın büyük çoğunlu kağıt para taşımak yerine alışverişlerde çek kullanmayı tercih ederler  Bu konuda yasal bir zorunluluk olmadığı için çek yerine kağıt para istemek mümkündür  
 PARANIN FONKSİYONLARI
 
 Para trampanın yol açtığı güçlükleri ortadan kaldırmak için çıkartılmıştır
  Çünkü para mübadeleyi kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır  Bu nedenlerdir ki para,herkesin kabul ettiği bir mübadele aracıdır  Para, faydalı olduğu için ekonomik bir maldır  Ancak tüketim veya yatırım malı olmayıp özel bir duruma sahiptir  Nihai bir tüketim malı gibi tüketilerek bir ihtiyacı gidermeye yaramaz;ancak tüm tüketim mallarının satın alınmasına yarar  Paranın faydası sahip olduğu fonksiyonlarından doğmaktadır 
 Para bir mübadele aracıdır:Malların alınmasında ve satılmasında para bir araçtır ve mübadelede kolaylık sağlar
  Mübadele aracı olması herkes tarafından bilindiği ve kabul edildiği için trampada karşılaşılan zorluklar ortadan kalkar  Böylece ihtiyaçlar hızla karşılanmış olur  Para ortak bir değer ölçüsüdür:Çeşitli mal ve hizmetlerin değerini ,para yardımı ile ölçer ve anlarız  Bütün mal ve hizmetlerin ,bir birinin değeri para ile ölçülmekte ve buna fiyat denilmektedir  Para,fiyatı ortaya çıkarttığı için ticareti kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır  Paranın değerinin sürekli şekilde düştüğü yüksek enflasyon yaşayan ekonomilerde para,bu işlerini tam olarak yerine getirememektedir  Para bir tasarruf aracıdır: Gelirin kullanılmayan kısmı olan tasarruf için para önemli bir vasıtadır  Çünkü gelir elde edildiği dönemde harcanmayabilir  İşte ,tasarruf denilen bu olayın gerçekleşmesi para sayesinde olur  Tasarruflarımız para şeklinde korunur  Eğer tasarruflar menkul yada gayrimenkul mallar satın alınarak muhafaza edilirse bu tür malları gerektiğinde hemen paraya çevirmek mümkün olmayabilir  Para her an kullanıma hazır(likit) olduğu için tasarruf aracı olarak genel kabul görmektedir  Para bir dönem aracıdır  Paranın fonksiyonlarını yerine getirmesi ekonomik gelişmelere paralel olarak daha da somutlaşmıştır  Önceleri tek aşamalı karşılıklı trampaya;daha sonraları çok aşamalı trampaya başvurulmuştur  Yani, eşdeğerli iki mal bulunana kadar,arada başka trampalar gerçekleştirilmiştir  Mübadele vasıtası olarak para devreye girdikten sonra,bu kez para çeşitleri söz konusu olmuştur  Kaynak: Bydigi Forum Paranın Hikâyesi - Paranın Tarihçesi - Bydigi Forum 
 Kaynak: Bydigi Forum http://www
  bydigi  net/showthread  php?p=1952725 
 
 
 |