Prof. Dr. Sinsi
|
Alzheimer Hastalığı Tedavisi -Alzheimer Hastalığı-Alzheimer Hastalığı Nedir?
dönülebilen bir bunamadır Depresyonun tedavisini yapıp başarı ile tamamlayabilirseniz, bunama tablosu da ortadan kalkar Depresyon ve bunama arasındaki ilişkide ikinci nokta ise şu: Tipik olarak unutkanlık ile başlamasına karşın Alzheimer hastalığı bazen depresyon belirtileri ile
Üyeler Görebilir ]
başlayabilir Hasta için, “Karamsar oldu, içine çekildi, artık hayattan zevk almıyor, enerjisi yok, sık sık ağlıyor, içinden hiçbir şey yapmak gelmiyor” şeklinde şikayetler bildirilir Hatta İsveç’te yapılmış bir araştırma var Gençlik yıllarında hiç depresyon geçirmemiş, ilk depresyon belirtilerini yaşlılığında göstermeye başlayan ve özellikle de depresyon
Üyeler Görebilir ]
ilaçlarına cevap vermeyen hastaların yaklaşık yüzde 50′sinin 5 yıl içinde Alzheimer hastalığı geliştirdiklerini gösteriyor bu çalışma Demans-depresyon ilişkisinde üçüncü nokta ise şu: Alzheimer hastalığının kendisi, seyri esnasında depresyon belirtileri gösterebilir Hasta zihinsel kayıplarının, örneğin belleğinin bozulduğunun farkına varırsa, depresyona girebilir Ya da tamamıyla organik olarak, yani Alzheimer hastalığının beyin kimyasında yarattığı bozulmadan dolayı depresyon belirtileri ortaya çıkabilir

Depresyon yaşlılıkta sık mı görülür? Depresyon, yaşlılarda oldukça sık Yaşlılar; eş kaybı, iş kaybı, çevre kaybı, arkadaş kaybının sonucunda sosyal izolasyona ve bunun getirdiği depresyona daha yatkın oluyorlar Ama depresyon sadece yaşlılığın sorunu değil Hatta şöyle söyleyeyim, bize, “Ben unutkan oldum, acaba bunuyor muyum” diye gelen genç veya orta yaştaki insanların yüzde 90′ında depresyon buluruz Çünkü daha önce de bahsettiğim gibi depresyon, zihinsel işlevleri yavaşlatan, dikkati, konsantrasyonu, zihinsel çalışma hızını bozan bir durum Onun için genç ya da yaşlı, depresyona giren her insanda ortaya bunamaya benzer bir tablo çıkabilir
Kafanı çalıştır, Alzheimer hastalığından korun
Alzheimer hastalığı için risk oluşturan faktörler hangileri ve Alzheimer hastalığını engellemek mümkün mü? Alzheimer hastalığının bilinen bir numaralı riski yaş İnsanlar yaşlandıkça Alzheimer hastalığının riski artıyor Diğer bilinen riskler arasında daha önceden geçirilmiş ciddi kafa travmaları var Giderek daha iyi anlıyoruz ki damar risk faktörleri dediğimiz; yüksek tansiyon, diyabet, özellikle orta yaştaki tansiyon değeri, orta yaştaki kolesterol değeri, Alzheimer hastalığı riskini de belirliyorlar Eğer tansiyon veya kolesterol yüksekse hastalık riski artıyor “Alzheimer hastalığını engellemek mümkün mü” diye sorulduğunda hiç tereddüt etmeden şu yanıtı veriyoruz:
Üyeler Görebilir ]
“Uygulayacağınız genel prensip şu: Kalbiniz için iyi olan her şey beyniniz için de iyidir Yani yüksek tansiyonu düşürmek, kolesterol yüksekse düşürmek, diyabetiniz varsa tedavi etmek, kiloluysanız kilonuzu düşürmek, doymuş yağlardan, hayvani yağlardan kaçınmak, yeteri kadar ve dengeli beslenme şeklini uygulamak Yeteri kadar taze meyve-sebze tüketmek lazım ” Bunları yaptığınız zaman, Alzheimer hastalığının riski sıfıra inmiyor ama göreceli olarak azalıyor

Başka bir ilginç gözlem var: İşinde ön planda beynini kullanarak çalışan insanlarda Alzheimer hastalığının riski, vücudunu kullanarak çalışanlara göre daha az Yani beyni kullanmak belli ölçüde Alzheimer hastalığına karşı koruyor Bir başka ilginç gözlem ise yüksek eğitimli insanlarda, Alzheimer hastalığı riski daha az Ancak ortaya çıktığı zaman daha hızlı bir seyir gösteriyor
Neden böyle oluyor?
Sebebi bilinmiyor Yüksek eğitimli insanlarda daha az görülmesine ilişkin iki tane görüş var: Bir tanesi, bunun tamamen bir yanılsama olduğu yönünde İkinci görüş ise şöyle: Bir insanın zihinsel kapasitesi ne kadar yüksekse, ne kadar çok hücresini aktif tutuyor ve ne kadar çok hücreler arası bağlantı yapıyorsa, bunlardan kayıplar olsa dahi kalan hücre miktarının kritik bir eşiğin altına düşme olasılığı daha düşük Beynin diyelim ki elli milyar hücresi var ve bunun en az kırk milyarının çalışması lazım Bu elli milyar hücrenin hepsini aktif tutan ve aralarında çok sayıda bağlantı olmasını sağlayan insanlarda, kapasitenin belli bir eşiğin altına düşme olasılığı daha küçük Onun için zihinsel rezervi, zihinsel kapasiteyi yüksek tutmak, canlı tutmak büyük bir avantaj
Nasıl çalıştırmak lazım peki?
Bunun tek bir yöntemi yok Mesela hastalarım veya yakınları soruyorlar: “Bulmaca çözeyim mi?” Evet, bu bir yöntem Bulmaca çözebilirsiniz, ama bir başka yöntem de beste yapmak olabilir, kitap yazmak olabilir, arkadaşlarıyla entelektüel tartışmalara girmek olabilir Önemli olan zihinsel bir aktivite yapılması
Üyeler Görebilir ]
Hasta yakınlarından yüzde 50′si depresyonda
Bizim toplumumuz için bir sayı vermeniz münkün mü?
İdeal olarak her semtte olması lazım Özellikle büyük semtlerin her birinde gündüz bakımevlerinin olması şart Gündüz bakımevlerini yaşlı kreşi gibi düşünün, hani çalışan anne-babalar çocuklarını sabah götürüp bırakıyorlar, akşam alıyorlar Gündüz bakımevi de böyle bir amaca hizmet ediyor Herkesin doğal ihtiyaçları var Alışverişe gitmek zorunda, bankadan para çekmek zorunda, hiçbir şey olmasa bir gün nefes almak zorunda Aile hastasını isterse haftada bir kere getiriyor, sabah bırakıp akşam alıyor, o esnada işini gücünü yapıyor, psikolojik olarak rahatlıyor Alzheimer hastasının tedavisinde hasta yakınının önemli bir yeri var Onun da sağlıklı olması lazım Diğer hastalıklardan çok farklı olarak Alzheimer sadece hastayı değil ailesini de yakından etkiliyor Hatta Alzheimer uzmanlarının kullandığı bir deyim vardır: “Başlangıçta bir hastanız vardır, zamanla iki hastanız olur” diye Çünkü Alzheimer hasta yakınlarının yüzde 50′si depresyon belirtileri gösteriyorlar
O zaman Alzheimer hastasını tedavi ederken, hasta yakınını da gözden kaçırmamak lazım
Aynen öyle Hem o kişinin sağlığı açısından hem de hastanın sağlığı açısından, çünkü hasta yakını depresyona girdiği zaman daha sabırsız oluyor, daha çabuk sinirlenebiliyor, hastayı kırabiliyor Ondan sonra da vicdan azabı başlıyor, “Aslında bunu söylememem lazımdı, niye söyledim” diye Ve böyle bir kısırdöngü başlıyor Vicdan azabı, daha fazla duygusal yük, daha fazla depresif eğilim, bunun sonucunda daha sinirli olma gibi bir kısırdöngü olmaya başlıyor Onun için Alzheimer uzmanlarına, hasta kontrolleri esnasında hasta yakınlarının da ruhi durumlarını sorgulamaları öğütlenir
Alzheimer hastalığım psikolojik, sosyal ve toplumsal olarak nereye koyuyorsunuz?

Bu hastalık hem topluma getirdiği ekonomik yük açısından, hem de işin sosyoekonomik boyutu, sıklığı, giderek yaşlanan toplumlarda daha da sık ortaya çıkacağı gerçeği açısından önemli Etkilenen kişi ve aile boyutunda ise diğer hastalıklardan farklı, çünkü hastayı değiştiriyor, olduğu kişi olmaktan çıkartıp başka bir kişi haline getiriyor: İnsanı, kendisi yapan huyunu, karakterini, anılarını yok etmeye başlıyor Onun için de hasta ve yakınları açısından psikolojik yükü ağır olan bir hastalık
Ama bütün bunlara rağmen, Alzheimer hastası ya da yakını olmak dünyanın sonu sayılmamalı değil mi?
Öyle Çünkü işin uzmanları yardımcı olmaya çalışan diğer insanlarla beraber hem hastaların hem de hasta yakınlarının hayat kalitesini yükseltmeye, yükü paylaşmaya çalışıyorlar Hasta yakını olarak insanın kendisini çaresiz hissetmesi, paniğe kapılması, gelecekte olabileceklerden dolayı şimdiden endişelenmeye başlaması hata olur Sorunlar ortaya çıktığı zaman bir şekilde çözümleri bulunuyor Onun için Alzheimer hasta yakınlarına şunu söylüyorum: “Önce şimdiye bakalım, şimdiki sorunlarınızı halletmeye çalışalım Sizin ve hastanızın hayat kalitesini yükseltmeye çalışalım Zaman içinde başka sorunlar ortaya çıkarsa o zaman da gerekli çözümleri birlikte bulmaya çalışırız ”
|