Yalnız Mesajı Göster

Hz.İbrahim'in hayatı

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz.İbrahim'in hayatı



Hzİbrahim'İn hayatı



İbrahim, ne yahudi idi, ne de Hıristiyan'dı: ancak, o hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir (Al-i İmran Suresi, 67-68)


Hz İbrahim, Kuran'da kendisinden sıklıkla bahsedilen ve Allah'ın insanlara örnek gösterdiği bir peygamberdir Putlara tapan kavmine Allah'ın mesajını getirmiş ve onları uyarıp korkutmuştur Kavmi ise Hz İbrahim'in uyarılarını dinlememiş, aksine ona cephe almıştır Kavminin baskıları artınca Hz İbrahim, eşi, Hz Lut ve beraberindeki birkaç kişiyle beraber bir başka yere göç (hicret) etmek zorunda kalmıştır


Kuran'da, öncelikle Hz İbrahim'in Hz Nuh'un soyundan geldiği belirtilmektedir



Alemler içinde selam olsun Nuh'a Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz Şüphesiz o, bizim mü'min olan kullarımızdandı Sonra diğerlerini suda boğduk Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır (Saffat Suresi, 79-83)


Hz İbrahim'in zamanında Mezopotamya ovasında, Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan birçok kavim, göğe ve yıldızlara tapıyorlardı En büyük tanrıları Ay tanrısı "Sin" idi Ay tanrısı uzun sakallı ve elbisesinin üzerinde hilal şeklinde ay bulunan bir insan suretinde canlandırılıyordu Ayrıca bu kavimler bu tanrılara ait birçok kabartma resim ve heykelcik yapıyor ve bunlara tapıyorlardı Oldukça yaygın olan bu inanç, özellikle Yakındoğu'da kendisine oldukça uygun bir yaşam sahası bulmuş ve bu sayede uzun zaman varlığını sürdürmüştü Bölgede yaşayan insanlar MS 600'lü yıllara kadar bu tanrılara tapmaya devam ettiler Bu inancın bir sonucu olarak, Mezopotamya'dan Anadolu'nun içlerine kadar olan bölgelerde "Ziggurat" ismiyle bilinen ve hem gözlem evi hem de tapınak olarak kullanılan yapılar inşa edilmiş ve buralarda başlıca Ay tanrısı "Sin" olmak üzere çeşitli tanrılara tapınılmıştı1


Günümüzde ancak arkeolojik kazılarla belirlenebilen bu inanç şeklini, Kuran'da bulabilmek mümkündür Kuran'da belirtildiğine göre, Hz İbrahim bu ilahlara tapmayı reddetmiş ve sadece tek gerçek ilah olan Allah'ı tanımıştı Kuran'ı Kerim'de Hz İbrahim'in bu davranışı şöyle anlatılır:


Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum


Böylece İbrahim'e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk


Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir" Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti


Ardından Ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum"


Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım"


Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim Ve ben müşriklerden değilim (Enam Suresi, 74-79)


Kuran'da Hz İbrahim'in doğduğu ve yaşadığı yer hakkında ayrıntılı bir bilgi verilmez Ancak verilen önemli bir bilgi, Hz İbrahim ve Hz Lut'un aynı zamanda ve yakın coğrafyalarda yaşadıklarıdır Çünkü Lut kavmine gönderilen melekler, Hz Lut'u ziyaret etmeden önce Hz İbrahim'e gelmişler ve karısına bir çocuk müjdesi vermişlerdir


Kuran'da Hz İbrahim hakkında bahsedilip de, Eski Ahit'te bahsedilmeyen bir konu Kabe'nin inşaasıdır Kuran'da Kabe'yi Hz İbrahim'in oğlu İsmail ile beraber inşa ettikleri anlatılmaktadır:

İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin; (Bakara Suresi, 127)


Bugün Kabe'nin geçmişi hakkında bilinen yegane şey ise, buranın çok eski zamanlardan itibaren kutsal bir yer olarak kabul edildiğidir Bu nedenle, Kabe'ye peygamberimiz öncesindeki cahiliye döneminde putların yerleştirilmesinin, Hz İbrahim tarafından tebliğ edilen ilahi dinin zaman içinde yozlaştırılmasının ve dejenere edilmesinin bir sonucu olduğunu söylemek mümkündür



Eski Ahit'te Hz İbrahim'in Doğum Yeri


Hz İbrahim'in doğduğu yerin neresi olduğu sorusu her zaman için üzerinde tartışılan bir konu olmuştur Hıristiyanlar ve Museviler Hz İbrahim'in Güney Mezopotamya'da doğduğunu söylerlerken, İslam dünyasındaki yaygın kanı, İbrahim peygamberin doğum yerinin Urfa-Harran civarı olduğudur Eldeki bazı yeni bulgular, Musevi ve Hıristiyan tezlerinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını göstermektedir


Museviler ve Hıristiyanlar, Hz İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya olduğunu söylerlerken dayanakları, Tevrat'tır Tevrat'ta Hz İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya'daki Ur şehri olduğu söylenmektedir Hz İbrahim, bu şehirde doğup büyüdükten sonra Mısır'a gitmek için yola çıkmış, Türkiye sınırları içinde bulunan Harran bölgesini geçerek uzun bir yolculuk sonunda Mısır'a varmıştır


Oysa yeni bulunan bir Eski Ahit nüshası, bu bilginin doğruluğu hakkında ciddi şüphelerin oluşmasına yol açmıştır Zira bugüne kadar bulunan en eski Eski Ahit nüshası olarak kabul edilen MÖ 3 yüzyıla ait bu Yunanca kopyada, "Ur" şehrinin ismi bile geçmemektedir Bugün birçok Eski Ahit araştırmacısı, "Ur" kelimesinin bir yanlış yazılma veya sonradan eklenme olduğunu söylerler Buna göre Hz İbrahim, Ur şehrinde doğmamış, belki de hayatında hiç Mezopotamya bölgesine gitmemiştir


Ayrıca şu bilinmektedir ki, zaman içinde bazı yerlerin isimleri ve kapsadıkları bölgeler değişebilmektedir Günümüzde Mezopotamya ovası dendiği zaman, herkes kabaca Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan Irak topraklarının güney kesimlerini anlamaktadır Oysa günümüzden 2000 yıl önce Mezopotamya olarak tanımlanan yer, daha kuzeyde, neredeyse Harran'ı da içine alan ve Türkiye topraklarına kadar uzanan bir bölgeydi Bu sebeple Eski Ahit'te yazan Mezopotamya Ovası ifadesinin doğru olduğunu kabul etsek bile günümüz Mezopotamyası ile 2000 yıl öncesinin Mezopotamyası'nın aynı yerler olduğunu düşünmek yanlış olacaktır


Hz İbrahim'in doğum yeri olarak gösterilen Ur şehri hakkında ciddi şüpheler ve anlaşmazlıklar varsa da, Hz İbrahim'in yaşadığı yerin Harran ve çevresi olduğu konusunda bir fikir birliği vardır Hatta Eski Ahit üzerinde yapılacak kısa bir inceleme, burada bile Hz İbrahim'in doğum yerinin Harran olarak gösterildiğine dair bazı ifadeler ortaya çıkartır Örneğin Eski Ahit'te Harran bölgesine "Aram bölgesi" ismi verilmektedir (Tekvin, 11/31 ve 28/10) Hz İbrahim'in soyundan gelen kişilerin ise kendilerini bir "Arami'nin oğlu" olarak tanıttıkları söylenmektedir (Tesniye, 26/5) Hz İbrahim'in bir Arami olarak tanınıyor olması, onun bu bölgede hayatını sürdürdüğünü göstermektedir


Nitekim İslami kaynaklarda da Hz İbrahim'in doğum yerinin Harran ve Şanlıurfa olduğu yönünde güçlü bir kanı vardır "Peygamberler şehri" olarak nitelendirilen Şanlıurfa'da Hz İbrahim'le ilgili birçok hikaye ve efsane bulunmaktadır



Eski Ahit Neden Değiştirildi?


Eski Ahit ve Kuran iki ayrı Hz İbrahim'den bahseder Kuran'da Hz İbrahim putperest bir topluluğa elçi olarak gönderilmiştir Kavmi göğe, yıldızlara, aya ve çeşitli putlara tapmaktadır O ise kavmiyle mücadele eder, onları batıl inanışlarından geri çevirmeye çalışır, bu nedenle de başta babası olmak üzere tüm kavmin düşmanlığı ile karşılaşır


Oysa bunların hiçbiri Eski Ahit'te yer almaz Hz İbrahim'in ateşe atılması, kavminin putlarını kırması gibi olaylar da Eski Ahit'te bulunmaz Hz İbrahim'in Eski Ahit'teki konumu, daha çok Yahudilerin atası şeklindedir Eski Ahit'teki bu tablonun "ırk" kavramını ön plana çıkartmak isteyen Yahudi önde gelenleri tarafından çizildiği ise açıktır Kendilerinin Allah tarafından ebediyen seçilmiş ve üstün kılınmış bir halk olduklarına inanan Yahudiler, bilerek ve isteyerek Kutsal Kitaplarını tahrif etmişler ve söz konusu inanış doğrultusunda eklemeler ve çıkarmalar yapmışlardır Bu sebepten dolayıdır ki Eski Ahit'te anlatılan Hz İbrahim, sadece Yahudilerin atasıdır


Eski Ahit'e inanmakta olan Hıristiyanlar da Hz İbrahim'in Yahudilerin atası olduğunu düşünürler; ancak bir farkla: Hıristiyanlar'a göre Hz İbrahim bir Yahudi değil, bir Hıristiyan'dır Irk kavramını Yahudiler kadar önemsemeyen Hıristiyanlar'ın bu tutumu, bu iki dinin arasında bir çatışmaya ve tartışmaya yol açmıştır Allah, Al-i İmran Suresi, 65-68 ayetlerinde bu tartışmalara şöyle bir açıklama getirir:

Ey Kitap ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?


İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz


İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan'dı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi


Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir (Ali İmran Suresi, 65-68)


Kuran'da Hz İbrahim, Eski Ahit'te yazandan tamamen farklı olarak kavmini uyarıp korkutan ve onlarla mücadeleye girişen bir kişidir Küçük yaşlardan başlayarak putlara tapmakta olan kavmini uyarmış ve onlara bu davranışlarından vazgeçmelerini öğütlemiştir:

İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır" (Ankebut Suresi, 16)


Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir (Ankebut Suresi, 18)


Kavminin Hz İbrahim'e olan cevabı ise onu öldürmeye teşebbüs etmek olmuştur:

Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu Böylece Allah onu ateşten kurtardı Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır (Ankebut Suresi, 24)


Kavminin kötülüklerinden kurtarılan Hz İbrahim bu olaylardan sonra hicret etmiştir:

Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık (Enbiya Suresi, 70)


Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım (Meryem Suresi, 48)


-----------------------------------------------------------------------------------

DİP NOTLAR

1 Everett C Blake, Anna G Edmonds, Biblical Sites in Turkey, İstanbul: Redhouse Press, 1977, s 13


Alıntı Yaparak Cevapla