Yalnız Mesajı Göster

Kadin Haklari

Eski 06-24-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadin Haklari



3 TÜRKiYE’DE KADIN HAKLARI TARiHi


Her toplumda oldugu gibi kadının Türk toplumunda da önemli bir yeri vardır Kadın, anne

olarak aile ve toplum arasında bir köprü görevi görür Kadının toplumdaki yeri ve görevleri

derken önce onun bir fert olarak gerekli kisiligi kazanmasını, sonra da aile içinde ve toplumun

içinde gerekli yeri alması düsünülmelidir

Tarihsel gelisim içinde Türk kadınının toplumdaki yeri üzerinde durulursa, kadının çesitli

Türk devletlerinde önemli ve saygın bir konuma sahip oldugunu görürüz Kadın sadece ev

içinde degil, dıs alanda hatta yönetimde bile önemli bir pozisyona sahipti Ancak Selçuklu ve

Osmanlı dönemlerinde kadının sorumlulugunun eve yönelmesine ve dısarıdan

soyutlanmasına, islam dini dolayısıyla iliskilerin yogunlastıgı geleneksel ortadogu

alıskanlıklarının etkisi olmustur aynı negatif etki Bizans geleneginden de gelmektedir

Osmanlı toplumunda toplum yapısının cinslerin ayrımı üzerine kurulmus olması, iki ayrı

dünyayı ortaya çıkarmıstır Erkegin dünyası kamusal, kadının dünyası ise özel ve mahremdi

varlıgı ancak aile içinde söz konusu edilebilirdi Eve kapanıp örtünmeye mahkum edilen

kadın, toplum hayatındaki rollerini kaybetmistir Bu durum Tanzimat’la birlikte gelisen

özgürlesme ve egitim talepleriyle degismeye baslamıstır Tanzimat dönemi yazarlarının batılı

hak taleplerinin içinde kadının sorunlarına çözüm üretmek için kamuoyu olusturma istemi de

vardı Özellikle 19yüzyılın sonlarına dogru önemli bir çıkıs olarak “Hanımlara Mahsus

Gazete” üzerinde durmak gerekir Kadın yazarların önemli katkıları olarak çıkan bu gazeteye

ek olarak bir çok entelektüel erkek de kadın özgürlesmesinin geregi üzerinde durmuslardır

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit Ziya Usaklıgil, Namık Kemal önemli isimlerdir Devam eden

dönemde bir çok karmasadan sonra kinci Mesrutiyet bazı tartısmalar için olanak yaratmıs

olmakla birlikte örnegin örtünme ile ilgili yeni yasa taleplerinin de gündeme getirildigi

bilinmektedir Mesrutiyet döneminde bir çok kadın dernegi kurulmustur lk kadın

derneklerinin daha çok hayırsever amaçlarla kurulmus oldugunu görürüz kinci Mesrutiyetle

ortaya çıkan önemli degisimlerden birisi de ev içinde gerçeklesen egitimden kadınlar için de

okulda egitime geçilmis olmasıdır 1917 tarihli Hukuk-u Aile Kararnamesi üzerinde özel

olarak durmak gerekir Bu Kanun Hükmünde Kararname, slam ülkelerinde hangi dinden

olursa olsun herkesi kapsayan ilk standart belge olma özelligi göstermektedir Bu kararname

ile kadınlara bosanma ve poligamiye karsı bazı haklar tanınmakta, evlenmelerde her dinden

teba için devletin kontrolü sart kosulmaktadır Ancak yasa 1919 Haziranı'nda yürürlükten

kaldırılmıstır

Birinci Dünya Savasının yarattıgı ortam bütün dünya da oldugu gibi ülkemizde de kadınların

geleneksel rollerinde zorunlu bir degisimi ortaya çıkarmıstır Savasın çok kısa bir sürede

topyekün bir savasa dönüsmesi erkeklerin cepheye gitmesini kalan alanlarda ve geri

hizmetlerde kadın gücüne ihtiyaç duyulmasına yol açmıstır Gündelik hizmetlerin yanında

askerlerin gereksinimlerini karsılamak için açılan yeni fabrikalarda kadın isçilerin istihdam

edildigini görmekteyiz

Ülkemizde, Birinci Dünya Savasının yenilgi ve 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi ile

sonuçlanmasıyla ortaya çıkan acı tabloda hemen hemen hiçbir hakkı olmayan kadınların da

çesitli mitinglerle protestoları vardır Baslayan Kurtulus savası sadece bir cephe savası olarak

kalmamıs yeni bir yapılanmanın hem kurtulusu hem de kurulusuna dönüsmüstür Kurtulus

Savasında Türk kadını önemli etkinliklerde bulunmus ve vatanını canı gönülden savunmustur

Tarihimizin en zorlu dönemi olan 1914-1923 yılları, kadın haklarına iliskin de yeni bir çizgiyi

gündeme getirmistir

Atatürk’ün Türk toplumunu çagdas uygarlık yörüngesine oturtmak gibi büyük amacının iki

önemli yönü vardır; Birincisi, gelenekçilik tutumunu yok etmek, ikincisi de bu yörüngeye

uygun kuralları, kurumları, örgütleri yerlestirmek, toplumun yeni kusaklarını buna göre

yetistirmektir Bu anlamda Cumhuriyet dönemi gelismeleri bir yenilenme arayısı olarak

adlandırılabilir

Atatürk, Türk toplumunun temeli kabul ettigi aileye ve ailenin de diregi olarak gördügü

kadına, çok büyük önem vermistir Atatürk, ailenin bireylerine bireyler arası iliskilerine ve bu

bireylerin huzur ve mutluluguna egilerek onları egitimde ve iktisatta çagdas medeniyetler

seviyesinin üzerine çıkarmaya çalısmıstır Özellikle hukuk alanında kadınlara genis haklar

tanımıstır

Atatürk’ün kadının statüsüne iliskin yaklasımları evrensel niteliktedir ve son derece genis bir

perspektife sahiptir ve bu perspektif yeni cumhuriyetinde en belirgin özelliklerinden birisidir

Atatürk, 1923 yılında “suna inanmak lazımdır ki dünya yüzünde gördügümüz her sey

kadının eseridir” ya da “ toplumun basarısızlıgının asıl sebebi kadınlara karsı olan

bilgisizlikten ileri gelir, bir toplumun bir organı faaliyette iken diger bir organı islemez ise o

toplum felç olur” derken bu yaklasımını dile getirmektedir Bu hedef için önemli bir baslangıç

olarak 1924 yılında yürürlüge konulan Tevhid-i Tedrisat kanunu bir yandan egitimi

merkezilestirip bir düzene sokarken diger yandan kadın nüfuza ilkokul, orta okul ve

yüksekokul ögreniminin kapılarını açmıstır Bunun anlamı cinsiyet ayrımı gözetilmeden

egitimde esitlik olanagının yaratılmasıdır

Alıntı Yaparak Cevapla