Yalnız Mesajı Göster

İran Edebiyatı (Farisi Edebiyat)

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İran Edebiyatı (Farisi Edebiyat)




İran Edebiyatı, İranlıların konuştuğu dil olan Farsça ile oluşmuş bir edebiyattır En önemli temsilcileri,Firdevsi,Sohrab Sepehri, Füruğ Ferruhzad ve Ömer Hayyam'dır 1960 öncesine kadar aruz ölçüleriyle yazılan şiir, yerini çağdaş fars edebiyatına bırakmıştır İran (Farsça: ایران), resmi adı İran İslam Cumhuriyeti (Farsça:جمهوری اسلامی ایران) Güneybatı Asya'da ülke Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Pakistan, Afganistan ve Türkmenistan ile kara sınırına sahiptir Başkenti Tahran'dır

Başlıca Kentleri
Tahran (13 milyon), Meşhed (29 milyon), İsfahan (22 milyon), Tebriz (21 milyon), Şiraz (2 milyon), Urumiye (13 milyon)





TAHRAN






Firdevsî, 934-1020
İranlı şair
İran'ın Homeros 'u diye tanımlayabileceğimiz, Akıllı bir adam, senin düşmanın bile olsa, cahil bir dosttan iyidir Bilgili olan güçlü olur Dünya, baştan başa aslı olmayan bir masaldan başka bir şey değildir sözlerinin sahibi epik yazar Firdevsi İran edebiyatının ve belki de dünyanın en büyük hamasi şairlerinden biri olarak kabül edilirFirdevsî İran edebiyatının da en güçlü şairlerindendir Dünya edebiyatı içinde de eserleriyle saygın bir yeri vardır Firdevsi (Ebülkasım Mansur Bin Hasan Firdevsi) (d 934 Tus, - ö 1020, Tus) İranlı şairBaşlıca yapıtı Şehname yi (60000 beyitten oluşur; ilk insandan 3 Yezdgerd dönemine kadar İran tarihi anlatır) tamamlayınca 1010 yılında Gazneli Mahmut'a sunan Firdevsi, bağlanan aylığı az bulduğu için sultanı ağır biçimde hicvedince, Gazze'den göçmek zorunda kaldı Bir süre Herat'ta ve Taberistan emiri Şehriyar'ın yanında kaldıktan sonra, Tus'a dönerek orada öldüFirdevsi nin soyca bir Dihkan ailesinden olduğu söylenirDoğum yılı kesin olarak bilinmemektedirFirdevsi'nin Şahname adlı eseri vardır Tarihsel olaylara, eski destanlara olan ilgisi onu şehname'yi yazmaya yöneltti

Açıklamalar:
Gazneli Mahmut (d 2 Ekim 971 - ö 30 Nisan 1030)(Farsça Yemin el-Devlet Mahmut)(Tam ismi: Yemin el-Devlet Abdülkasım Mahmut ibn Sebük Tigin), 997-1030 yılları arasında Gazne Devleti nin hükümdarıydı Gazneliler Devletinin kurucusu babası Sebük Tekin'dir


Eseri:
Şehname,( Firdevsi'nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanıdır İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir)

Şehname Hakkında:
Şahname, İran topraklarına düşkün ve yorgun düşmüşleri gölgesinde serinleten eski bir milletin soy kütüğü gibidir Bu gölgede ne pehlivanlar yetişmiş ve onun esrarengiz hikayelerinde yaşamıştır Yarattığı büyük hamasiyle İran ve İslam kültürünü en iyi şekilde yansıtmış olan Firdevsi, İranlıların nasıl ilahi mesajı kabul edecek müsait bir camia olduğunu ve bu ilahi dini kabullendiklerini göstermiştir
İranlıların İslamın ilk yıllarından beri bu ilahi dinin yayılması için canı gönülden çalışmışlardır Bu yüzden Şahname’yi sadece şairlik ve edebiyat açısından değerlendirmek yeterli olmaz Manzum hikayelerin yanı sıra Şahname, beyit beyit, harf harf eski bir milletin arzularını, hayallerini ve yaşamını dillendiren soyname gibidir
Büyük şair Firdevsi H 370-71 yılında Şahname’yi yazmaya başlamıştır Yaklaşık 35 yıl bu büyük hamasinin tamamlanması için uğraşmış ve bu yolda çok cefalar çekmiştir Daha doğrusu Firdevsi, bütün benliğini, varlığını bu işe vakfetmiştir
Bu büyük şair H 411 yılında vefat etmiş ve Tus şehrinde kendi bağı içinde toprağa verilmiştir Hayatının nasıl geçtiğini tam olarak bilmediğimiz Firdevsi’nin belki de şerh-i halini kaleme aldığı ölüm karşısında mana bulan Şahname pehlivanlarının yaşamında aramak gerekir
Şahname 60000 beyitten oluşan büyük bir manzumedir ve mitoloji, pehlivanlık ve tarihi üç bölümden oluşmaktadır
Bu eserin en önemli kaynağı olarak öncelikle Ebu Mansuri’yi söyleyebiliriz Ayrıca Azadserv adında şahsın Rüstem ve Gerşasp hanedanı hakkında rivayetleri ve Firdevsi’nin bizzat kendisinin insanlardan dinlediği hikayeler de Şahname’nin kaynaklarıdır
Şahname’deki masalları, hikayeleri sadece zahiri yapısıyla değerlendiremeyiz Zira mitoloji, masallar birçok oluşumun gerçeklerini bize yansıtan belki de ilk kaynaklardır
Bu masalların dili de sembolik ve rumuzludur Buna dikkat edilmezse bu masallar basit birer hikayeye indirgenmiş olur
Şahname iyi ve kötünün savaşımının rivayetidir Siyavuş’un Sovdabe’nin hileleri sonucu ölümü, Feridun ve Kave’nin zalim Dehak ile savaşı, Menuçehr’in kini … bütün bunlar bu iyi-kötü savaşımını anlatmaktadır Firdevsi ise hep iyinin yanında yer alan bir ermiş gibidir
Şahname bir de devamlığı güzelliği ve azametinden dolayı düşmanları kendine çeken İran’ın pehlivanların onu hep savunmaya hazır olmalarını istemesini anlatmaktadır Bu ruhiyeyle yetişen İranlıların vatan sevgisi ve bu uğurda fedakarlıkları Şahname’de mücessem olmuştur
Firdevsi’nin Şahname’si şiiriyle edebiyatıyla ve kullandığı edebi sanatlarıyla dün de bir şaheser olduğu gibi bugünde bir eşsiz kaynak olarak karşımızda durmaktadır
İçinde barındırdığı duygu, düşünce ve kültür bütün insanlığı kucaklamaya hazırdır

Netten bir yorum Firdevsî, İlkçağ İran düşüncesini ve inançlarını savunmuş, Arapları ağır dille yermiştir 1010 yılında Horasan’ın Türk hükümdarı Gazneli Mahmut’a sunduğu, 60000 (öyle olduğu tahmin ediliyor-orijinal eser asla bulunamamış) beyitlik Farsça mesnevisinde, İran mitolojisini yüceltmiş(unutulmaması gereken konu şahnamenin kaynaklarından birinin Avesta ve zerdüşt mitolojisi olduğudur ), Arapları ise aşağılamıştır Firdevsî Şahnamede: “ Bir zamanlar çölde deve sütü ve kertenkele etiyle geçinen Araplar işi o kadar azıttılar ki, Key’lerin ( eski Fars hükümdarları Keykubat, Keykavus, Keyhusrev vb) taçlarını istemeye başladılar Tuu senin yüzüne kahbe felek tuu!’’ demektedir

Türk hükümdarı Gazneli Mahmut, İran mitolojisi kahramanları Zal’ı, Zaloğlu Rüstem’i, Saka Türkü kağanı Alp Er Tunga’ya (Efrasyab) karşı savaşlarındaki başarılarından dolayı öven Şehname’yi ödüllendirmiş ve sarayının duvarlarına işletmiştir Gazneli Mahmut ve kendisinden sonra hükümdar olan oğlu Mes’ut Türkçe konuşuyorlardıysalar da –Firdevsî’nin Farsça’yı işleyip geliştirme çabalarını destekleyecek ölçüde anadillerinin bilincinden yoksun olduklarından- kurdukları devlet daha sonra Farslaşmıştır Sonradan kurulan Türk devletlerinde , bu arada Osmanlı’da, Zaloğlu Rüstem bizim ulusal kahramanımız gibi tanıtılmış, buna karşılık Türk kahramanı Alp Er Tunga (Tonga) unutulmuştur Zaloğlu Rüstem’in Alp Er Tunga’yı hile ile yakalatmasının anısı olarak dilimizde “Tongaya düşmek’’ deyimi kalmıştır Osmanlı divan şairleri, kendi ulusal destanımızmış gibi Şehname’den etkilenmişlerdir


Alıntı Yaparak Cevapla