06-24-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Divan Edebiyatı
Bâki (şair)
Bâki, (1526-1600) ünlü Dîvânedebiyatı şairi
Hayatı
1526 yılındaİstanbul'da doğan Bâki'nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki'dir Aslında fakir bir ailenin çocuğu idi, babasımüezzinlik yapıyordu Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır Eğitime, ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye başlanınca ailesi medreseyedevam etmesine izin vermiştir, zira başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi
Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerindenders almıştır Eğitimi boyunca şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin ünü de yavaşça yayılmaya başlamıştır
Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır Hayatı boyunca çeşitli dönemlerde devlet hizmetinde bulundu, kadılık, kazaskerlik gibi makamlarda görev yaptı Yaşlılığında Şeyhülislam olmak isteyen Baki bu makama getirilmemiş ve buna çok üzülmüştür 1600 yılında,İstanbul'da vefat etti
Bâki Saray'a hep bir yakınlığı olmuştur Özellikle Kanunî Sultan Süleymanile yakın ilişkileri olmuş, padişah sık sık kendisine iltifat etmiştir Daha sonra 2 Selim ve 3 Murat zamanlarında da hem saraydan hem halktan büyük bir itibar ve ilgi görmüştür Vefatından önce bu kadar ilgi ve alâka gören sanatçı sayısı azdır, o ise vefat etmeden "Sultanüş'şuâra" yani "Şairlerin Sultanı" diye anılmaya başlamıştır
Çalışmaları
Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde kullandığı temalara yansımıştır Aşk, yaşamanın zevki ve doğa şiirlerinin başlıca konularıdır Her ne kadar şiirlerinde tasavvufetkisi veya tema olarak tasavvuf bulunmasa da, tasavvufta da özel bir mahiyeti olan aşk mefhumunu sık sık konu alması itibariyle, dîvânı mutasavvıflar tarafından çok sevilir Tekniği güçlüdür, şiirlerinde yakaladığı ahenk ve akıcılık fark yaratır Dil kullanımında çok yeteneklidir Şiirlerinin yarattığı tını, musiki de şiirlerinin farklı bir özelliğidir Türk, Divanşiirinin dönemin ünlü akımları ve eserleri seviyesine ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur Fazla eser kaleme almamıştır, zira sıklıkla vurguladığı gibi fazla eser bırakmaktan çok, fark yaratacak güzel eserler bırakmak istiyordu Eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdığı "Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" isimli mersiyedir Bu mersiye hem teknik olarak güçlü yapısı hem de eşsiz ahengi ve dönemin ruhunu, özellikle edebiyat tarzını, en güzel şekilde ifade ettiği için en ünlü mersiyelerden birisi olmuştur Başlıca
Eserleri
Dîvân - (4508 beyitlik, en önemli eseri)
Fazâ’il-cihad - (Cihad üzerine bir eseri)
Fazâ’il-Mekke - (Tercüme)
Hadîs-i erbain - (Tercüme)
|
|
|