Yalnız Mesajı Göster

Divan Edebiyatı

Eski 06-24-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Divan Edebiyatı






Hüsn ü Aşk



Hüsn ü Aşk (Güzellik ve Aşk) adlı mesneviŞeyh Galip'in (1757-1799) başyapıtıdır 2101 beyittir Aruzun "mefulü-mefailün-feülün" kalıbı ile kaleme alınmıştır

Kendisi bu eseri, 1782'de girdiği bir iddia üzerine 6 ayda yazmıştır Son dönem divan edebiyatının en güzel örneklerinden biri olmasının yanı sıra, tasavvufi alt yapısı ve sembolizmi ile genel olarak edebiyat ve spiritualizm açısından çok önemli bir eserdir Eserin kahramanları güzellik (hüsn) ve güzelliğe yönelişin sonucu olan aşk'tır

Eserin her bir satırında tasavvufi simgeler bulmaktayız, kişi isimlerinden, yer isimlerine ve benzetmelere kadar Sebk-i Hindî (Hint üslûbu) ile kaleme alınmış olan bu büyük eser, doğu edebiyatının zirvelerinden birisi olmuş ve bir çok dile çevrilmiştir, bugün hâlâ yeni baskıları yapılmaktadır



Eserin Yazılışı


Şeyh Galib eserin, Der beyân-ı sebeb-i te'lîf kısmında, bir oturumda Nâbî'nin Hayr-âbâd isimli eserinin fazla övülmesinden rahatsız olarak eseri yazmaya karar verir Şeyh Galib, Nâbî'nin eserinin özgün olmadığını öne sürmüş ve özgün bir eser kaleme almak istemiştir Bu doğru bir tespittir; zira Baltacı Mehmed Paşa adına 1705'te kaleme alınan Hayr-âbâd, Attâr'ın İlâhî-Nâme isimli eserindeki bir hikayeden temel almaktadır Çoğu motifi ve kurgusal detayı söz konusu hikaye ile aynıdır Aslında dönemin ünlü edebi eserleri düşünüldğünde, bu pek normaldir

Şeyh Galib bu eseri özgün olmadığı için kınamış ve kendisi hem edebi anlamda gelişmiş hem de özgün olan bir eser kaleme almak istemiştir Ayrıca eserdeki tasavvuf ağırlığı ve Şeyh Galib'in tasavvufi yönü göz önüne alınırsa, eserin yazılış amaçlarından biri de önemli ve güzel bir tasavvufi eser yazmak istemesidir



Eserin Konusu



Hüsn ü Aşk, kurgusal anlamda Hüsn (Güzellik) isminde bir kız ile Aşk isminde bir erkeğin aşkını anlatan, tasavvufi bir tema ve temele sahip bir mesnevidir Mesnevide anlatılan hikaye şöyledir: Sevgioğulları (Beni-mahabbet) isimli bir Arap kabilesi vardır Bir gece bu kabilede bir kız bir de erkek çocuk doğar, erkeğe Aşk kıza Hüsn ismini verirler, bu ikisini birbirlerine nişanlarlar Öğrenim zamanları gelince ikisi de Edep okuluna giderler, bu okulda Munlâ-yı Cünun isimli büyük bir hoca vardır Bu sıralarda Hüsn Aşk'a aşık olur İkisi zaman zaman Mânâ gezinti yeri`ne gitmekte gezinmekte, sohbet etmektedirler Bu gezinti yerinde Suhan isimli bir mihmandâr (misafir ağırlayan kişi) vardır ki bu kişi her şeyi bilen çok büyük bir insandır

Faka, Hayret isimli kudretli bir kişi Hüsn ile Aşk'ın görüşmesine mani olur Bir süre Suhan yoluyla mektuplaşırlar Aşk'ın Gayret adında bir lalası vardır ve sonunda ikidi Aşk'ın gidip Hüsn'ü kabile büyüklerinden istemesi konusunda anlaşırlar Kabile büyükleri ise Aşk'ın bu arzusuyla alay eder ve eğer Hüsn'e kavuşmak istiyorsa Kalb ülkesine gidip Kimyâ`yı alıp gelmesi gerektiğini söylerler Yolun ne denli zorlu ve korkunç olduğunu da anlatırlar, Aşk yolda dev, cin ve cadılarla karşılaşacak, ateşten bir denizden geçmek zorunda kalacaktır

Aşk ile Gayret Kalb ülkesine yola koyulurlar ve başlarından birçok badire geçer Her badirede onları Suhan kurtarır Mutlu sonla biten hikayede; işin sonunda Aşk'ın Hüsn'ü kendinden ayrı sanmasının onu yanlış yollara düşüren şey olduğunu, aslında Aşk'ın Hüsn, Hüsn'ün de Aşk olduğunu, birlikte ikiliğin var olmayacağını aslın birlik (teklik) olduğu mesajı ile karşılaşılır


Alıntı Yaparak Cevapla