|  06-24-2012 | #12 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Divan Edebiyatı 
 
              
 DİVAN EDEBİYATI  TARİHÇE
 
 
 Divan edebiyatı, Türklerin, 13 ve 19''uncu yüzyıllar arasında Anadolu''da yarattıkları İslam kültürünün ortak özeliklerini yansıtan, geniş ölçüde Arap ve Fars edebiyatının etkisini taşıyan yazılı edebiyat türüdür
  Ancak divan edebiyatı, Türklerin İslam dinini kabul ettikleri ilk dönemlerden başlayarak Orta Asya ile Azerbaycan''da ortaya çıkan ve aynı nitelikleri taşıyan divan edebiyatı ile karıştırılmamalıdır  Divan edebiyatı tanımı tümüyle Anadolu''ya özgüdür   
 Tarihsel süreçte dindışı ve dini tasavvuf olmak üzere iki kolda gelişti
  Şiir ve düzyazı alanındaki en eski örnekler 13  yüzyılda kalmıştır   
 Divan edebiyatında başlangıcından beri şiir, düz yazıdan daha önde gitmiş ve daha gelişmiştir
  Bunun belki de en önemli nedeni, şiirin sanatçının yaratıcılığını ortaya koymasına daha uygun olmasıdır  Divan şiiri, söz ve anlatım sanatlarını kullanarak, yeni manzumlar bularak okuyucusunu daha kolay etkiler  Düz yazı dalında ise ağır basan, öne çıkan özellik "öğretici" olmaktır  Bu nedenle anlam gözardı edilir ve belagat önem kazanır   
 Divan edebiyatı yazarlarının beslendikleri kaynaklar, başta dinsel inançlar, yani İslami inançlar olmak üzere İslami ilimler, İslam tarihinin olayları, tasavvuf, Hint-İran kökenli söylenceler, peygamber kıssaları, evliya menkıbeleri, çağın bilimleri, günlük olaylar, gelenek ve görenekler, terimler, deyimler, atasözleri ile zenginleşen bir dildir
  
 
 
 
 | 
	|  |   |