06-24-2012
|
#30
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Divan Edebiyatı
DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
a Biçimlerine göre
Divan şiiri, nazım biçimleri bakımından zengindir Nazım biçimleri beyit ve bend temeline dayanır Beyit temeline dayananlar "aynı" ve "ayrı" uyaklı (kafiyeli) olmak üzere ikiye ayrılır Aynı uyaklıların başlıcaları "gazel", "kaside" ve "müstezat"tır Ayrı uyaklı tek nazım biçimi ise "mesnevi"
Bend’lerden oluşan nazım biçimleri de tek bendli ve çok bendli olarak ikiye ayrılır Tek bendliler "rubai" ve "tuyuğ", çok bendliler ise "musammat" ana başlığı altında toplanan "murabba", "şarkı", "muhammes", "tahmis", "tardiye", "tasdir", "müseddes", "tesdis", "müsebba", "tesbi", "müsemmen", "tesmin", "muaşşer", "taşir", "terkib-i bend", "terci-i bend"dir Bunun dışında "müfred" (tek beyit) ve "azade" de (tek mısra) anılabilir
Uyak (kafiye)
Şiirde dize sonlarındaki ses benzerliğidir Türk halk şiirinde ayak olarak adlandırılır Uyakta ses açısından benzeşen sözcüklerin anlam bakımından farklı olmaları gerekir Şiirde ses benzerliği yoluyla uyum sağlamak ve genellikle okuru etkilemek amacıyla kullanılan uyak, sözlü edebiyat ürünlerinde hatırlamayı ve ezberi kolaylaştıran bir öğedir
Ses benzerliğinin niteliğine göre uyaklar çeşitli türlere ayrılır Yalnızca bir ünsüzün (sessiz) benzeştiği uyaklara "yarım uyak" denir En az bir hecedeki ünlü (sesli) ve ünsüzün benzediği uyaklara "tam uyak" ya da "yalın uyak" adı verilir Birden fazla hece arasındaki ses benzerliği ise "zengin uyak"tır Yazılış ve söylenişleri aynı olduğu halde, anlamları farklı olan sesiz sözcüklerle ya da bu sözcüklerin yan yana gelmesiyle yaratılan ses karmaşası sonucu ortaya çıkan benzerliğe "cinaslı uyak" denir Uyak, divan edebiyatında aruz kadar büyük önem taşır Divan şiirini belirleyen temel ilkelerden biri uyak düzenidir
Beyit
Şiirde sonları uyaklı, iki dizeden oluşan, kendi içinde bağımsız bir yapısı ve anlam bütünlüğü bulunan birimdir Bir beytin her dizesi kendi içinde bir bütün olabildiği gibi, birinci dizedeki anlam ikinci dizede de sürebilir Beyit uzun şiirlerde anlatım birimi olarak sık kullanılır Güçlü ve özlü söyleyişlere uygun olduğu için bağımsız tek bir şiir olarak da yazılabilir Ya da başka şiir biçimlerinin bir parçası olarak ele alınabilir Divan edebiyatı beyit temeline dayalıdır
Divan edebiyatında, bir beyitteki iki dize kendi içinde iki parçaya ayrılır Birinci dizenin ilk parçasına sadr, son parçasına aruz ya da harb denir İkinci dizenin ilk parçası ibtida, son parçası acz ya da darb'dir Sadr ile aruz, ibtida ile acz arasında kalan bölüm haşv olarak isimlendirilir Uyaklı bir beyite "beyt-i musarra", uyaksız olanlara "ferd" ya da "müfred" denir Divanlarda müfredler müfredat adıyla ayrı bir bölümde toplanır Uyaklı beyitlerin olduğu bölüme de "metali" denir Örnek beyit:
Biz bülbül-i muhrik-dem-i şevkâ-yı firaakız
Âteş kesilür geçse sabâ gül-şenimizden
Selimî (Padişah 2’nci Selim)
|
|
|