Yalnız Mesajı Göster

Edebi Sanatlar

Eski 06-24-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebi Sanatlar




I SES ESASINA DAYANAN SANATLAR


ÂHENG-İ TAKLİDİ

Kelimelerin, -duygu ve düşünce anlamlarından çok- tabiat taklidi seslerle anlatımında ortaya çıkan ahenk

Şıp şıp diye indi merdivenden
Açtı kapıyı küşâde-gerden
beytindeki “şıp şıp” kelimelerinin getirilmesi, ayaktaki terliklerin merdiven basamaklarına dokunmasından çıkan sesi anlatmak içindir

ALİTERASYON

Bir beyit, mısra veya cümlede, -aynı ses-, harf veya hecelerin anlamı da etkileyici bir ahenk oluşturmak amacıyla tekrarlanması sanatıdır

Dest-bûsı arzûsuyla ölürsem dûstlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâre su (Fuzuli)
beytinde s sesinin yedi, r sesinin ise beş kez tekrarlanmasıyla, âdeta susamış ve su arayan bir insanın “susu!” sesleri şiirin genel anlamıyla uyumlu bir nitelikte verilmesiyle aliterasyon vardır

LEBDEĞMEZ
Dudakların birbirine değmesiyle çıkan b,f,p,m,v harflerini, sesli harflerden sonra getirmemek suretiyle yapılan sanattır
Çekil izzetle, uzlet kûşesinde
Aziz ol, derd-i şöhretden cüdâ ol (Ahmed Remzi Akyürek)
beytinde, sesli harflerden sonra dudakların birbirine dağmesiyle çıkabilecek olan b, f, p, m, v harleri kullanılmayarak lebdeğmez sanatı yapılmıştır

II SES-ANLAM ESASINA DAYANAN SANATLAR


A AYRI KELİMELERİN SES ve ANLAM İLGİSİ ESASINA DAYANAN SANATLAR

CİNÂS
Yazılış ve söylenişleri aynı veya birbirine çok yakın olduğu hâlde, anlam itibariyle ayrı olan iki veya daha çok kelime veya kelime gruplarının bir arada kullanılması sanatıdır
Birçok türü olan cinâs öncelikle iki ana grupta toplanır
I CİNÂS-I TAM : Söyleniş bakımından, cinâsı oluşturan harflerin sesli-sessiz (heyet), tür (nev), sıra (düzen) ve sayıları birbirine bütünüyle uyan cinâslardır Bu uygunluğa vücuh-ı erbaada ittifak (dört yönde uygunluk) denir
Yapı bakımından tam cinâs ikiye ayrılır:
1 Cinâs-ı Basît ;: Söylenişleri her yönden bütünüyle uyumlu cinâslardır Genellikle bu tür cinâslar tek kelimeden oluşur

Gerçi ey dil yâr için yüz verdi yüz mihnet sana
Zerrece kat‘ı muhabbet etmedin rahmet sana (Fuzulî)
beytinde yüz vermek; yüz göstermek anlamında, yüz ise sayı anlamında kullanılarak cinâs-ı basît yapılmıştır

2 Cinâs-ı Mürekkeb ;: Söylenişleri aynı, ancak cinâsı oluşturan sözlerden birinin en az iki kelimeden oluşması gereken cinâslardır

Çerâğ-ı hüsnüne ey meh beni pervâne derlerse
Kabûl et sen dahı ey şûh-ı bî-pervâ ne derlerse

Yazılışlarına göre üç tür cinâs-ı mürekkeb vardır

a Cinâs-ı Müteşâbih ;: Mürekkeb cinâsların yazılışları aynı olanlardır
Dûş olub bir tâze yâre
Câna açdım tâze yâre (Vasıf-ı Enderûnî)
beytinde cinâsı oluşturan birinci “taze yare” genç sevgili; ikinci “taze yare” yeni yara anlamlarına gelmekte ve iki ayrı kelimeden oluştukları gibi yazılışları da aynıdır

b Cinâs-ı Mefrûk ;: Söylenişleri aynı, ancak yazılışları farklı olan mürekkeb cinâslardır
Ruhsârını ey dilber âyineye benzettim
Vah vah ne hata ettim ayı neye benzettim

c Cinâs-ı Merfu ;’: Cinâsı oluşturan kelimelerden birinin bir parçası ile diğer kelimenin başka bir parçası birleştirilerek yapılan mürekkeb cinâslardır

Yokken güneşi eşi semâda
Bir eş görünürdü şemse mâda (İsmail Safâ)
(Güneşin, eşi gökyüzünde yokken, güneşe, suda başka bir eş görünür)
beytinde, “şemse mâda: güneşe suda” kelimelerinden ilkinin son hecesi ile ikinci kelime birleştirilerek “semâda: gökyüzünde” kelimesi ile cinâs yapılmıştır

Kelime Türleri Bakımından Tam Cinâslar:

1 Cinâs-ı Mümâsîl ;: Cinâsı oluşturan kelimelerin kelime türü olarak aynı grupta olması sanatıdır Bu cinâsta isim isimle, fiil fiille teşkil edilir

Meclis-i erbâb-ı dil bir lahza sensiz olmasun
Hürmetin inkâr eden âlemde hürmet bulmasun (Nef’î)
beytinde, biri “haram, haram oluş” diğeri “saygı, hürmet” anlamlarındaki “hürmet” kelimeleri arasında cinâs yapılmış olup, bu kelimelerin her ikisi de isim türündendir

2 Cinâs-ı Müstevfâ ;: Cinâsı oluşturan kelimelerden birinin isim, diğerinin fiil türünden oluşturulması sanatıdır

Eyleme vaktini zayi‘ deme kış yaz oku yaz (Sünbül-zâde Vehbî)

II CİNÂS-I GAYR-I TÂM ;: Söyleniş bakımından, cinâsı oluşturan kelimelerdeki harflerin sesli-sessiz (heyet), tür (nev), sıra (düzen) ve sayıları birbirine -en az bir bakımdan- bütünüyle uymayan cinâslardır
Birçok türü vardır:
1 Cinâs-ı Mütekârîb ;: Cinâsı oluşturan kelimelerdeki harflerin tür bakımından uyuşmadığı cinâslardır
a Cinâs-ı Lâhik ;: Tür bakımından uyuşmayan harflerin, cinâsı oluşturan kelimelerin başında yer alması sanatıdır

Mârân gibi hep birbirini sokmada yârân (Vâsıf-ı Enderûn)
mısraında, cinâsı oluşturan “mârân: yılanlar” ve “yârân: dostlar” kelimelerinde tür bakımından uyuşmayan harfler, kelimelerin başında yer almaktadır

b Cinas-ı Muzâri ;’: Tür bakımından uyuşmayan harflerin cinâsı oluşturan kelimelerin ortasında yer alması sanatıdır

Pây-mâl etme bizi mûr görüp ey gâfil
Mûr iken mâr oluruz mâr iken ejderhâyız (Hayâlî)
beytinde cinâsı oluşturan “mûr: karınca” ve “mâr: yılan” kelimelerinde, tür bakımından uyuşmayan harfler kelimelerin ortasında yer almaktadır

2 Cinâs-ı Nâkıs ;: Cinâsı oluşturan kelimelerdeki harlerin sayı bakımından uyuşmadığı cinâslardır

a Cinâs-ı Mutarref ;: Sayıca uyuşmayan cinâsı oluşturanharflerin kelimelerin başında yer almasıdır

Vâdi-i hûşkîde yok bir cür’a yâ bir katre âb
Belki hâk-i sîne-çâki görmemiş zıll-ı serâb
beytinde cinâsı oluşturan “âb” ve serâb” kelimelerinde sayıca uyuşmayan harfler kelimelerin başında yer almaktadır

b Cinâs-ı Müşevveş ;: Sayıca uyuşmayan harflerin cinâsı oluşturan kelimelerin ortasında yer almasıdır

Cem’in gitmişse de kendi cihânda câmı kalmıştır
mısranda cinâsı oluşturan “cem’ ve câm” kelimelerinde sayıca uyuşmayan harfler kelimelerin ortasında yer almaktadır

c Cinâs-ı Müzeyyel ;: Sayıca uyuşmayan harflerin cinâsı oluşturan kelimelerin sonunda yer almasıdır

Bize ey bâd bâdî-i perîşânî olursan da
Dokun gâhî o zülf-i târ-mâra herçi bâd-â-bâd (Sünbül-zâde Vehbî)
beytinde cinâsı oluşturan “bâd:rüzgâr” ve “bâdî:sebep” kelimelerinde sayıca uyuşmayan harfler kelimelerin sonunda yer almaktadır

AKS, AKİS

Bir cümle veya mısradaki kelimelerin yerleri, anlam verecek şekilde değiştirilerek tekrarlanması sanatıdır

Kibârın kelâmı kelâmın kibârıdır

1 Aks-i Tâm ;: Kelimelerin bütününün simetrik olarak yer değiştirilmek suretiyle yapılan akistir
Her dem gülüne bülbül, bülbül gülüne her dem (Nazîm)
mısraının ortasından itibaren tersine yer değiştirerek aks-i tam yapılmıştır

2 Aks-i Nâkıs ;: Kelimelerin bütününe değil, bir kısmına yer değiştirmek suretiyle yapılan akistir

Gelse dergâhına ikrâm görürler küremâ
Küremâ dergehine gelse görürler ikrâm (Ziya Paşa)

3 Tedvîr ;: Mısralardaki kelimelerin yer değiştirildiğinde vezin ve anlamın bozulmaması sanatıdır Genellikle bu sanatın yapıldığı şiirler, 4 mefâ’ilün veya 4 müstef’ilün kalıbıyla yazılır

Semen geldi Recâîye bu mahbesde oturmakdan
Recâîye semen geldi bu mahbesde oturmakdan (Recâî-zâde Mahmud)

AKS-İ MÜFRED

Söylenecek bir kelimenin harflerinin sondan başa doğru okunmasında anlamlı bir kelime çıkarılması sanatıdır
İkbâl: Baht, talih sondan başa doğru okunursa Lâ-bekâ: Ölümlülük kelimesi çıkar ti, bu da ilk kelimenin aks’i olmuş alur

İŞTİKÂK

Bir kökten türemiş kelimelerin bir cümle veya beyitte kullanılması sanatıdır

Gözlerim gözler iken oldu gözün gözüme dûş
Göz ucile gözedirken göze göz oldu fiten (Aydınlı Visâlî)
beytinde, “göz” kökünden türetilen “göze”, “gözün”, “gözler”, “gözlerim”, “gözüme”, “göz ucu” ve “gözedirken” kelimeleri bir arada kullanılarak iştikak sanatı yapılmıştır

1 Şibh-i İştikâk ;: Bir kökten türemiş gibi görünen ama gerçekte öyle olmayan kelimelerin bir araya getirilmesi sanatıdır

Hükümet hikmet ile müşterekdir
Vezîr olan hakîm olmak gerekdir (Keçeci-zâde Fuad Paşa)
beytinde kullanılan “hükümet” ve “hikmet” kelimeleri bir arada kullanılmasına rağmen aynı kökten türemiş kelimeler değillerdir

REDDÜ’L-’ACÜZ ‘ALE’S-SADR

Şiirde, beyitin başındaki kelimenin, beyitin sonunda da söylenmesi sanatıdır Bu kelimeler bazen ortada da olabilir Bunlar aynı anlamda, yazılışı aynı anlamı farklı, kelimelerin kökleri aynıymış gibi (iştikak) olabilir

Dâğ-ı nevdir kurs-ı mâh üzre kelef zanneyleme
Eyledi hüsnün sipihri dâğ-ber-bâlâ-yı dâğ (Ragıb Paşa)

Gerçi cânândan dil-i şeydâ içün kâm isterem
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedür (Fuzûlî)


Alıntı Yaparak Cevapla