06-24-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ferhat İle Şirin (Amasya)
Ferhat ile Şirin, konusunu Hüsrev - ü Şirin adlı İran öyküsünden alan eski bir Türk halk öyküsüdür Gerek Hüsrev ü Şirin gerek Ferhad ile Şirin adıyla İran ve Türk Divan şairleri tarafından mesnevi biçiminde yazılmıştır
Hüsrev - ü Şirin, ya da Ferhat ile Şirin adlarıyla İran'lı ve Türk divan şairlerince mesnevi biçiminde yazılmış olan bu halk öyküsü, Orta Asya, Azerbaycan, İran, Türkiye ve Balkanlar'da ülkelere ve yörelere göre bazı değişikliklere uğramış olarak yüzyıllardır anlatılmaktadır
Anadolu'da geçen haliyle Ferhat İle Şirin'in Amasya ile ilintisi bulunmaktadır Öykünün en eski Türkçe baskısı 1854 yılında, yeni harflerle de 1930 yılında yayımlanmıştır Ferhat İle Şirin, bir Karagöz oyununa konu olmuş, şair Nazım Hikmet'in yorumlamasıyla, Devlet Tiyatroları, Ankara Sanat Tiyatrosu gibi topluluklarca sahnelenmiş, 1966 ve 1970 yıllarında iki kez sinema filmi olarak çekimi yapılmıştır
Konusu
Öykünün Anadolu'da da anlatılan ve konusu Amasya kenti ile bağlantılı olan biçimi şöyledir: Azerbaycan'da Erzen kentinin kadın hükümdarı Mehmene Bânu kız kardeşi Şirin için bir köşk yaptırmıştır Köşkü süsleme işini o yörenin en usta süslemecisi (nakkaş) Ferhad'a verirler Ferhad, çalışırken Şirin'i görür ve ona âşık olur Mehmene Bânu da Ferhad'ı sevmektedir Bu nedenle Şirin'le evlenmesini istemez, karşı çıkar Ferhad bir gezi sırasında Amasya kentinin hükümdarı Hürmüz Şah ile tanışır Hürmüz Şah Ferhad'ın başına gelenleri dinleyince onu yanına alır Birlikte Erzen'e giderler Hürmüz Şah, Şirin'i Ferhad için Mehmene Bânu'dan ister Mehmene Bânu karşı çıkınca iki hükümdar birbirlerine savaş açarlar Savaş sırasında Hürmüz Şah'ın oğlu da Şirine âşık olur Savaş sonunda yenilen Mehmene Bânu her şeyi bırakarak kaçar Şirin Amasya'ya getirilir Oğlunun da Şirin'e âşık olduğunu öğrenen Hürmüz Şah güç durumda kalır En sonunda Ferhad'a başarılması güç bir iş verir ve bu işi başarması koşuluyla Şirin'e kavuşabilceğine söyler Ferhad, Amasya yakınlarındaki bir dağı delecek ve kente oradan su getirecektir Ancak bu işi başarırsa Şirin'le evlenebilecektir Ferhad büyük bir çoşku ile işe koyulur ve bir süre sonra işin sonuna yaklaşır Ferhad'ın bu işi başaracağını anlayan Hürmüz Şah, çalıştığı bir dağda Ferhad'a yaşlı bir kadınla Şirin'in öldüğü haberi haberini yollar Bu yalan habere inanan Ferhad, Şirin'in ölüm acısına dayanamaz ve dağları deldiği gürzünün canına kıymak amacıyla havaya fırlatır ve yere düşen gürzün altında kalark ölür Ferhad'ın ölüm haberini alan Şirin de bir hançerle kendini öldürür İki sevgiliyi yan yana gömerler
Söylenceye göre; her bahar Ferhat'ın mezarı üstünde kırmızı, Şirin'in mezarı üstünde beyaz bir gül ve aralarında da bir diken çıkmaktadır
Öykü; Ferhat'ın Şirin'e olan sevgisiyle, halkı suya kavuşturma çabalarını bir arada işlemekte olan destansı bir öyküdür
Bir söylence niteliği kazanan bu öyküye göre her bahar Ferhad'ın mezarı üstünde kırmızı bir gül, Şirin'in mezarı üstünde beyaz bir gül ve iki gülün arasında da bir diken biter Ferhad ile Şirin'i sonsuza kadar ayıran bu diken kimine göre Mehmene Bânu, kimine göre Ferhad'a yalan haberi getiren yaşlı kadındır
Ferhad ile Şirin öyküsünün en eski Türkçe baskısı 1854'te, yeni harflerle ise ilk kez 1930'da yayımlanmıştır Halk arasında Ferhad, aşkı uğruna acı çekip dağları delmeyi göze almasıyla bir simge durumuna gelmiştir Bu öykü aynı adla bir Karagöz oyununa da konu olmuştur Nâzım Hikmet de öyküyü değişik bir yorumla oyunlaştırmış ve Ferhad'ın Şirin'e olan sevgisi ile halkı suya kavuşturma ülküsünü bir arada işlemiştir
|
|
|