Yalnız Mesajı Göster

Nart Efsaneleri

Eski 06-24-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nart Efsaneleri





Nart BadiNokue

Badinokue (Adiğey şivesinde Şebatniko) Kuzey Kafkasya mitoloji kahramanlarının en ilginç olanlarındandır Daha önce sözü edilen Sosrıkua Tlepş ve benzeri kahramanlar, iyi savaşçı olmak, toplumu yönetmek gibi özellikleri ile destanlarda iz bırakmışlardır Badinokue ise bu özelliklerinin yanı sıra müzik, şşir gibi sanat alanlarına yönelik davranışları ile Nart toplumunu estetik açıdan etkileyen bir destan kahramanıdır
Kabardey-Besleney-Abazin şivelerinde "Badinokue" olarak geçen bu kahramanın ismine Karadeniz'in doğusundaki mezar taşlarında rastlanıldığı açıklanmaktadır Gürcü bilimadamı YA Çavaşvili'nin "Gürcü Tarihinin Problemleri" adlı yapıtında bu sav açıkça işlenmiştir
Prof GV Ragova'ya göre, bu denli karışık Adiğe isimlerinin yazıldığı ve kullanılmaya başlandığı tarih bilinmeyecek kadar eskidir
Şebetriko ismi el açoklığı anlamına gelmektedir Bolluğu içerir ve çok heceli bir sözcüktür Bu isim hece hece ayrıldığında "Şe-ben-rı-te-rer" oku çok veren anlamı çıkmaktadır Ok ve yayı çok kullanan Nart kahramanları için çok doğal bir isim olduğu görülmektedir Sözcüğün sonundaki "Rıt-re" bölümü Abazince'de de vermek mastarı ile çakışmaktadır
"Ko"=Oğul, "Yı-ko"=Oğlu anlamına geldiği tüm Adiğelerce bilinen basit bir dilbilgisi kuralıdır "Şebetniko" ismi ise "Çok silah verenin oğlu" anlamına gelmektedir Aynı kurallara uyan Adiğe isimleri pek çoktur"Kışoko, Aleciko, Ghıbıjko" gibi isimlerdeki 'ş' harfi Şapsığ söyleşinde ince, diğer Adiğe boylarının söyleyişlerinde kalın olarak kullanılır Şı (kalın), Şi (ince), aşe, "Şebetniko" sözcüklerinin etimolojik araştırmasını yaparken dikkatleri "be" sözcüğü çekmektedir Bu sözcük eski Adiğe dilinde bulunmakla beraber bu gün Kabardey söyleyişinde fazla kullanılmamaktadır O halde Adiğeler, Karadeniz, KErç, Azak ve Psıj kıyılarında topluca yaşarken ve aynı lehçe ile konuşurlarken "be" takısı da dilde yaşamakta idi Öyle ise "Şebetmiko" ismi de o çağlarda kullanılmaya başlanmıştır Hatta günümüzde Abazincede "Be ğue-re" şeklinde kullanılan ve çoğalmak, bollaşmak, üremek anlamına kullanılam sözcükte bile "be"=çok kökü hala yaşamaktadır Şebatnıko isminin Abhazlarda da pek değişmeden kullanıldığı (Nart Şabatnıko, Naşbatıkua) ortaya çıkmaktadır Adiğe Phonemlerinin (Na-ş-ba-tı-ko) hepsi Abhaz dilinde yaşamaktadır Hatta Adiğe telafuz kurallarına uygun biçimde Abhazca'da da kullanılmaktadır
Bugün Adiğey de, Karadeniz kıyısı Şapsığlarında, "Şebatın", "Şebatnıkua" denildiği halde, Çerkesk'te, Kabardey'de bu isim "Şebadınokua", "Badınokua" şeklinde kullanılmaktadır Bı isimdeki "T" phonemi, iç Adiğe (Kabardey-Besleney) dilinde kelime içinde "D" olmaktadır Bu konuda bir kaç örnek vermekte yarar vardır: "Tığuse-Diğuse, Thamate-Thamade" şekline dönüşmektedir Kabardey söyleyişindeki "Badınokue" ismi komşu Osetin ve Abazin söyleyişlerine Kabardey telaffuzu ile geçmiştir Bu dillerde de Badınokue şeklinde kullanılmaktadır
Bütün bu açıklamalardan ulaşılan sonuç şudur:
"Şebat" "Şebatniko", Badınokue" sözcüklerinin ifade ettiği ad aynı addır İsa'dan önceki yüzyıllarda yazılmış, Grek Destanlarında da bu isme rastlanmaktadır Ayrıca Linguistik karakterlerde yukarıda sözü edilen özellikler de vardır O halde bu ünlü Nart isminin Adiğe-Abhaz grubu Kuzey Kafkasyalılara ait olduğu gerçeği aydınlığa kavuşmaktadır
Kahramanımızın isminin bu açıklama dışındaki özellikleri Hadağatle Asker'in "Nartlar" derlemesinde yeterince belirtilmiştir Bu yazıda biz Kafkasya dışında, özellikle Türkiye'nin belirli bir bölgesinde yaşayan Kuzey Kafkasyalılar arasında, bu kahramanın nasıl tanındığı ve Grek mitolojisindeki aynı tip motiflerle karşılaştırmasını yaparak kısa da olsa Hadağatle Asker'in bu konuya ilişkin derlemesinde haklı olarak açık bıraktığı bir cepheyi tamamlamak amacındayız
Badinokue mitolojimizde "Khamılepşine" (Kamıştan yapılan bir Kafkas flütü) çalan, kırlarda, ormanlarda sürülerini otlatan, doğaya aşık bir kahraman olarak tanımlanır Kafkasya'da yapılan derlemelere girmeyen bir öyküsü aynı zamanda Kafkas Folk danslarından "Kafe" veya "Zefako" veya "Guaşemahue"nin doğuşunuda anlatması bakımından ilginçtir:
"Nart Babinokue yukarı Kuban yamaçlarında sürüsünün otlatmaktadır Çevredeki toprak ve yaylalar varlıklı bir prens'in yönetimidedir Prens'in kızı genç Guaşe uzun süredir melankolik bir hastalıktan kurtarılamamaktadır Yemeden içmeden kesilmiş, gülmez konuşmaz olmuştur Kızını bu hastalıktan kurtaramayan prens, uçan kuştan medet umar hale gelmiştir Her yana haber salarak, kızını bu beladan kurtaracak kişi ile evlendireceğini, bu kişiye mal ve mülkünün yarısını vereceğini duyurur Ülkenin dört bir yanından gelenler her konuda her türlü ustalıklarını gösterirler Şarkı söylerler, masal anlatırlar, prensesi güldürmek için her yola baçvururlar Ancak güzel kızı karanlık dünyasından kurtaramazlar
Nart Badinokue ise sürüsünü suya saldıktan sonra bir ağacın altına çekilerek Khamılepşine'sini dudağına götürür, bütün ustalığını göstererek çalmağa başlar Sesten sese melodiden melodiye geçerek hızlanır Sihirli borusundan o güne dek duyulmamış güzellikte eserler dökülmeye başlar
Badinokue'nin çaldığı hava o denli güzeldir ki, bahçeye çıkartılan hasta prensesin kulağına kadar gider Guaşe yıllar süren uykudan uyanır gibi gözlerinin açar, gülümsyerek yerinden kalkar, müzüğin çoşkusuna kendisini bırakarak o güne dek görülmemiş incelikte bir dansa başlar, kuş gibi, tüy gibi kayıp gider prenses Durup dinlenmeden danseder danseder danseder Görenler bu mutlu olayı prense duyurmak için koşarlar (Bu text Pınarbaşı ilçesinin Kazancık köyünde K'unip'at Kadir tarafından anlatılmıştır Y Özdemir çocukluğunda duyduğu şekli ile kaleme almıştır)
Nart Badinokue güzel Guaşe ile evlenirmi bilmiyoruz, ancak "Kafe"nin bugün bile Çerkesler arasında en çok sevilen ve beğenilen danslardan biri olduğunu biliyoruz Sözü Kafe'ye getirmiş iken bu konuda kısada bir açıklama yapmayı faydalı buluyoruz Adiğe dilinde müzik eşliğinde oyun, dans genel anlamında kullanılır Kafe sözcüğü Özellikle Kabardey-Besleney gruplarında her türlü dans karşılığında kullanıldığı gibi bir erkek ve bir kız dansçının düo şeklinde oynadığı, karşılıklı uzun gidiş dönüş ve geçiş hareketleri ile oynanan ağır ve soylu bir dansın adı olarak da kullanılır Gerçekte bu dansın adı "Kafe" olmayıp "Guaşemahue veya Guaşemaf" (Prensesin günü veya uğuru anlamına)dır Nitekim Yukarı Kuban, bugünkü Karaçay-Çerkesk Özerk Bölgesi yöresinden ayrılıp Uzunyayla yöresine yerleşmiş olan Abazin köylerinde bu gün bile bu dansa Guaşemahue denmektedir
Bir Guaşeyi onulmaz hastalıklarından kurtaran bir melodinin, bir dansın bu tür adlandırılması anlamlı olduğu kadar Nart Badinokue'nin özelliklerini yansıtan destanların Çerkes halkının belleğinde ve zevkinde şimdilere dek yaşayan bir kanıtıdır da
Nart Badinokue'yi müzikle ilişkisi bakımından Grek mitolojisindeki Tanrı "Pan", latin mitolojisindeki "Faunus" adlı kahramanlara benzetebiliriz Grek mitolojisinde tanrı Pan, küçükbaş hayvanların ve çobanların koruyucusudur Keçi ayaklı ve insan başlı olarak düşünülürdü Maykop kurganlarında yapılan kazılardan çıkarılan altın kaplama tabletlerde bu tasvire uyan kabartmalara rastlanması çok ilginçtir Bu anlatıma uyan başka kahraman daha vardır Çerkes mitolojisinde Keçi ayaklı olan ve düğün bayram töreni, hasat töreni gibi insanları toplayan olaylarda ortaya çıkan ve toplumu eğlendiren "Ceğafe" adlı bu kahraman özellikle Abazin Halk Destanların'da sık sık konu olur Tanrı Pan kavalını çok sever İnsanların ve hayvanların uykuya daldığı sıcak yaz günlerinde öğle vakti birden bire beklenmedik gürültüler koparır, çevreye korku saçarmış Maraton savaşlarında Persler'i bu şekilde bozguna uğrettığı için Atinalılar Tanrı Pan onuruna Akropol eteklerinde bir tapınak bile yaptırırlar Pan'ın bu özellikleri çağdaş edebiyatta ve sanatta bile etkisini göstermiştir Fransız bestecilerden Cladue Debussy, "La Mer" adlı yapıtında Tanrı Pan'ın gürültüsünü ve kavalını simgeleyen solo flüt partisini "Prelude de L1apremidie d'un Pan" (Bir Pan'ın Öğleden Sonrası Prelüdü) bir bölümde işlenmiştir
Bizim Mitolojimizde Nart Badinokua omuzları Kafkas Dağları genişliğinde, bir omzunda güneş doğarken, öbür omzunda gece karanlığının olduğu, bir omuzunda bahar başlarken, diğer omuzunda karakışın hüküm sürdüğü şeklinde tanıtılmaktadır Bu özellikleri ile günümüze dek şarkı ve destanları ile yaşaya gelmiştir


Yismeyl Özdemir ÖZBAY
Mitoloji ve Nartlar' kitabından alınmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla