06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fuzuli'nin hayatı,Su Kasidesi ve Gazelleri
Gazel - Gayrı
Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yok reh-i aşkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı
Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likaadan gayrı
Yetti bî-kesliğim ol gaayete kim çevremde
Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu’ bulunur bende sadâdan gayrı
Günümüz Türkçesiyle:
1- Senin bulunduğun yerde belâdan başka elde ettiğim şey yok;aşkının yolunda yok olmaktan başka bir maksadım yok
2-Ey âh!gam meclisinin ney’iyim,ateşe yanmış kuru vücudumda arzudan (veya:havadan) başka ne bulursan yele ver (yani:savur,dağıt)
3-Ey kanlı gözyaşı!ayrılık günü yüzüme perde çek ki gözüm o ay yüzlüden başka bir şey görmesin
4-Kimsesizliğim o dereceye vardı ki,çevremde belâ girdabından başka dönen kimse yok
5-Bana ne gönül ateşinden başka kimse yanar,ne de tan yelinden başka kimse kapımı açar
6-Fuzuli!aşk meclisinde nasıl âh etmeyeyim?Bende sesten başka ne kâr bulunur?
Fuzûlî
Gazel - İçindir
Âh eylediğim serv-i hırâmânın içindir
Kan ağladığım gonce-i handânın içindir
Ser-geşteliğim kâkül –i müşkınin ucundan
Âşüfteliğim zülf-i perîşânın içindir
Bîmâr tenim nerkis-i mestin eleminden
Hûnin ciğerim lâ’l-i dür-efşânın içindir
Yaktım tenimi vasl günü şem’ tek ammâ
Bil kim bu tedârük şeb-i hicrânın içindir
Kurtarmağa yağmâ-yı gamından dil ü cânı
Sa’yim nazar-ı nerkis-i fettânın içindir
Can ver gönül ol gamzeye kim bunca zamandır
Cân içre seni sakladığım ânın içindir
Vâiz bize dün dûzahı vasf etti Fuzûlî
Ol vasf senin külbe-i ahzânın içindir
Günümüz Türkçesiyle:
1-Âh edişim,salınarak yürüyen selvin (yani:selvi boyun) içindir,kan ağlayışım gülen koncan (yani:konca gibi ağzın) içindir
2-Başımın dönmesi mis kokulu kâkülündendir;perişanlığım perişan saçın içindir
3-Sarhoş nerkisinin (yani:süzgün gözünün) derdinden vücudum hastadır,inci saçan lâ’lin (yani:arasından inci gibi dişlerin görünen lâ’l gibi kırmızı dudakların) için ciğerim kanlıdır
4-Kavuşma günü vücudumu mum gibi yaktım;bil ki,bu hazırlık senin ayrılık gecen içindir
5-Gönül ve canı gamını yağmasından kurtarmağa çalışmam,fettan nerkisine (yani:nerkis gibi gözüne) feda etmek içindir
6-Gönül! O süzgün bakışa can ver ki,bunca zamandır seni onun için canımın içinde saklıyorum
7-Fuzuli!vaiz bize dün cehennemin nasıl olduğunu anlattı,o anlattıkları kulübesi içindir (yani:senin gam yuvası olan kulübene uygun düşmektedir )
Gazel - Beni
Yâ Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni
Az eyleme inayetini ehl-i derden
Ya’ni ki çok belâlara kıl mübtelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan irâdetim
Ben isterim belâyı çü ister belâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et mübtelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkin ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzûlî gibi bana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni
Günümüz Türkçesiyle:
1-Ey Tanrı!beni aşk belasıyla bildik et,beni aşk belasından bir an ayrı bırakma
2-Yardımını dertlilerden eksiltme,yani beni çok belalara düşür
3-Ben var oldukça dileğimi belâdan ayırma,çünkü ben belâyı isterim,belâ beni ister
4-Sevgilimin güzelliğini gittikçe çoğalt,geldikçe de derdine beni daha beter düşkün et
5-Onun ayrılığı ile vücudumu o kadar zayıflat ki,yelin beni ona kavuşturması mümkün olsun
6-Ey Tanrı!bana Fuzuli gibi kibirlilik verip de beni bana bağlama
Gazel - Küfr-i Zülfün
Küfr-i zülfün salalı rahneler îmânımıza
Kâfir ağlar bizim ahvâl-i perîşânımıza
Seni görmek müteazzir görünür böyle ki eşk
Sana baktıkça dolar dîde-i giryânımıza
Cevr-i çok eyleme kim olmaya nâgeh tükene
Az edip cevr ü cefâlar kılasın cânımıza
Eksik olmaz gamımız bunca ki bizden gam alıp
Her gelen gamlı gider şâd gelip yanımıza
Gam-ı eyyâm Fuzûlî bize bîdâd etti
Gelmişiz acz ile dâd etmeğe sultânımıza
Günümüz Türkçesiyle:
1-Saçının kâfirliği (veya:karalığı) imanımıza yarıklar açalı,bizim perişan halimize kâfir ağlar
2-Seni görmek imkânsız görünür,çünkü sana baktıkça ağlayan gözümüze gözyaşı dolar
3-Cevri çoğaltma,belki birdenbire tükenir;cevri azaltıp canımıza her zaman cevir ve cefalar et
4-Gamımızı eksik olmaz,o kadar ki,yanımıza neşeli gelen herkes bizden gam alıp gamlı gider
5-Fuzuli!günlerin (zamanın) gamı bize zulüm etti;bunalmışız da sultanımıza adalet istemeğe (veya:feryat etmeğe) gelmişiz
Fuzûlî
Seçme Beyitler ve Mısralar
1
Ger derse Fuzûlî ki güzellerde vefâ var
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
2
Dest-bûsî ârzusuyla ölürsem dûstlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
3
Gâh Mecnun gâh ben devr içre nevbet bekleriz
4
Çekme dâmen nâz edip üftâdelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki dâmânındadır
5
Ey Fuzûlî kalmışım hayrette bilmem neyleyim
Dehr zâlim baht nâ-fermân gam çok ömür az
Günümüz Türkçesiyle:
1)Fuzuli eğer “güzellerde vefa var” derse, aldanma ki şair sözü elbette yalandır
2)Dostlar!onun elini öpmek arzusuyla ölürsem, toprağımdan testi yapın,onunla sevgiliye su sunun
3)Devir içinde kâh Mecnun, kâh ben nöbet bekleriz
4)Sana düşkünlerden, nazlanarak eteğini çökme Kork eteğinde olan eller göklere açılmasın (âşıkların ilenmesin sana!)
5)Ey Fuzuli!şaşırmış kalmışım, bilmem neyliyeyim Zaman zalim, baht buyruğuma uymuyor, gam çok,ömür az
Fuzûlî
GAZEL
Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan muradım şem’i yanmaz mı?
Kamu bimarına canan deva-yı derd eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman beni bimar sanmaz mı?
Şeb’i hicran yanar canım, döker kan çeşm-i giryanım
Uyarır halkı efgaanım kara bahtım uyanmaz mı?
Gül-i ruhsarına karşı gözümden kanlı akar su
Habibim faslı güldür bu akar sular bulanmaz mı?
Gamım pinhan dutardım ben, dediler yare kıl rûşen
Desem ol bîvefa bilmen inanır mı inanmaz mı?
Değildim ben sana mail sen ettin aklımı zail
Bana ta’n eyleyen gaafil seni görgeç utanmaz mı?
Fuzuli rind-i şeydadır hemîşe halka rüsvadır
Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı?
GAZEL
Ya Rab, belâ-yı aşk ile âşinâ kıl meni
Bir dem belâ-yı ışkdan kılma cüda meni
Az eyleme inayetini ehl-i derdden
Ya'ni ki çok belâlara kıl mübtela meni
Oldukça men götürme belâdan irâdetim
Men isterem belâyı çü ister belâ meni
Temkinimi belâ-yı mahabbetde kılma süst
Tâ dost ta'n edüp demeye bî-vefa meni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et mübtelâ meni
Öyle zâif kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkin ola yetürmek sabâ meni
Nahvet kılub nasîb Fuzûlî gibi mana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak mana meni
GAZEL
Eyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünya nedür
Men kimem sâkî olan kimdür mey ü sahba nedür
Gerçi cânândan dîl-i şeyda içün kâm isterem
Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dîl-i şeyda nedür
Vasldan çün âşıkı müstağnî eyler bir visal
Âşıka mâşukdan her dem bu istiğna nedür
Hikmet-i dünya vü mâfiha bilen ârif degül
Ârif oldur bilmeye dünya vü mâfiha nedür
Âh u feryâdun Fuzûlî incidübdür âlemi
Ger belâ-yı ışk ile hoşnûd isen gavga nedür
GAZEL
Hansı gülşen gülbün-ü serv-i hırâmânunca var
Hansı gülbün üzre gonca la'l-i handânunca var
Hansı gülzâr içre bir gül açılur hüsnün kimi
Hansı Gül bergi leb-i lâl-i dür-ebşânunca var
Hansı bâgun var bir nahli kadün teg bâr-ver
Hansı nahlün hâsılı sib-i zenahdânunca var
Hansı hûnî sen kimi cellâda olmuşdur esîr
Hansı cellâdun kılıcı nevk-i müjgânunca var
Hansı bezm olmuş münevver bir kadün teg şem'den
Hansı şem'ün şu'lesi ruhsâr-ı tâbanunca var
Hansı yerde tapılır nisbet sana bir genc-i hüsn
Hansı gencün ejderi zülf-i perîşânunca var
Hansı gülşen bülbülün derler Fuzûlî sen kimi
Hansı bülbül nâlesi feryâd ü efgânunca var
GAZEL
Ney kimi her dem ki bezm-i vaslünı yâd eylerem
Tâ nefes vardur kuru cismümde feryâd eylerem
Rûz-ı hicrândur sevin ey murg-ı rûhum kim bugün
Bu kafesden men seni elbette azâd eylerem
Vehm edüp tâ salmaya sen mâha mihrin hiç kim
Kime yetsem cevr-ü zulmünden ana dâd eylerem
Kan yaşum kılmaz vefâ giryân gözüm isrâfına
Munca kim her dem ciğer kanından imdâd eylerem
ıncimen her nice kim ağyâr bî-dâd eylese
Yâr cevri içün gönül bî-dâda mutâd eylerem
Bilmişem bulman visâlinlik bu ümmîd ile
Gâh gâh öz hatır-ı nâ-şâdumı şâd eylerem
Levh-i âlemden yudum eşk ile Mecnûn adını
Ey Fuzûlî men dâhi âlemde bir ad eylerem
GAZEL
Bilmez idüm bilmek ağzun sırrını düşvâr imiş
Ağzunı derlerdi yoh dedüklerince var imiş
Âciz olmuş yakmağa âhı ile kûhu Kûh-ken
Neylesün miskin anun 'ışkı hem ol mikdâar imiş
Daşa çekmiş halk içün Ferhâd şîrîn suretin
'Arza kılmış halka mahbûbun 'aceb bî-'ar imiş
Ka'be ihrâmına zâhid dediler bel bağladı
Eyledüm tahkîk anun bağlanduğı zünhâr imiş
'Ömrlerdir eylerem ahvâl-i dünyâ imtihân
Nakd-i 'ömr ü hâsıl-ı dünyâ hemün bir yar imiş
Zevk-i dîdârı ile dir-dârun yoh etdüm varumı
Devlet-i bâkî ki derler devlet-i dîdâr imiş
Dün Fuzûlî 'ârızun görgeç revân tapşurdu cân
Lâf edüp derdi ki cânum var emânet-dâr imiş
GAZEL
Kad enâr el-aşk-ı li'l-'uşşâkı minhâci'l-hüdâ
Salik-i râh-i hakikat aşka eyler iktida
Aşktır ol neş'e-i kâmil kim andandır müdâm
Meyde teşvir-i hararet neyde te'sir-i sadâ
Vâdi-i vahdet hakikatte makâm-i aşktır
Kim müşahhas olmaz ol vadide sultândan geda
Eylemez alvet-sarây-i sırr-i vahdet mahremi
Âşıkı ma'şuktan ma'şuku âşıktan cüda
Ey ki ehl-i aşka söylersen melâmet terkin et
Söyle kim mümkin midir tağyîr-i takdîr-i Hudâ
Aşk kilki çekti hat levh-i vücûd-i âşıka
Kim ola sâbit Hak isbâtında nefy mâ'ada
Ey Fuzûli intihâsız zevk buldun aşktan
Böyledir her iş ki Hak adiyle kılsan ibtida
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib!
Kılma derman kim, helakim zehri dermanındadır
Ol yire varanı eylesun Hak cennetmekan
Anın meni her daim şen olasız duada
GAZEL
Gönülde bin gâmım vardır ki pinhân eylemek olmaz
Bu hem bir gam ki il ta'nından efgân eylemek olmaz
Ne müşkil derd olursa bulunur âlemde dermânı
Ne müşkil der imiş aşkın ki dermân eylemek olmaz
Fena mülküne çok azm etme ey dil çekme zahmet kim
Bu tedbîr ile def'i derd-i hicrân eylemek olmaz
Sakın gönlüm yıkarsın pendden dem urma ey nâsih
Hevâ-yi nefs ile bir mülkü vîran eylemek olmaz
Dehânın üzre lâ'lin istemiş dil def-i müşkildir
Görünmez hiç cürmü yok yere kan eylemek olmaz
Du'âlar eylerim benden yana bir dem güzâr etmez
Ne çâre sihr ile servi hırâman eylemek olmaz
Fuzûlî âlem-i kayd içre sen dem urma aşkından
Kemâl-i cehl ile da'vây-i irfân eylemek olmaz
|
|
|