Yalnız Mesajı Göster

Sonsuzluğun anahtarı kanaat -1

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sonsuzluğun anahtarı kanaat -1



Başarmak istiyorsak, azmi kanaatle birleştirmek zorundayız: Yani, tüm çabalarımızın sonucu ne olursa olsun, az veya çok, elde ettiğimiz herşeyi sevgiyle, şükranla, rızayla karşılamalıyız Tüm çabalarımız boş çıksa da, mutlu olmamızın ve daha iyi sonuçlara kavuşabilmemizin tek yolu tam olarak bu ölçüdür Azimle çalışırsanız, belki bu dünyada büyük sonuçlara ulaşabilecek kadar uzun yaşamayacaksınız; ama, tüm çabalarınızın karşılığını göreceğiniz bir sınırsızlığa yolculuk yapıyorsunuz!

Hırs, kalbimize değişik kanallardan girmeye çalışır: Az da olsa bencillik, az da olsa kanaatsizliktir Kendimizle değil de başkalarıyla rekabet ediyorsak, sebebi, içimize giren hırstır Yaptığımız işlerde başkalarının takdirini önemsediğimiz ölçüde hırsa bulaştık demektir İşimiz üzerinde çalışmaya devam etmekte aceleyi, işin sonucuna ulaşmakta aceleciliğe dönüştürürsek, hırsa gireriz ve kaybederiz Nihayet, her yükü üstlenen de hırs tuzağındadır: Yaratıcı, kimseye kaldıramayacağı yük yüklemedi, ama insan dünyayı sırtına almaya kalkıştı

Bizi bunaltan acılar fizyolojik değil, psikolojiktir Bedeni bir kamyon altında ezilen insan, en fazla birkaç dakika acı çeker Oysa ruhlarımızı yıllar boyunca tankların altında eziyoruz Ümitsizlik, çaresizlik ve karamsarlık üreten tüm ruhsal acılar hırsın eseridirler
Hırsımız varsa ruhsal enerji düzeyimiz tükenecek, bedenimiz savunmasız kalacak; çevreye engelleyici güçler yayacak, vazgeçecek, ve nihayet, yalnız kalacağız Böyle bir yıkılışı kimse arzulamaz

Yaşama sevincinizi ruhsal enerjinize borçlusunuz Ruhsal enerjiniz de ümitlerinizden, isteklerinizden, dostluklarınızdan ve sevgilerinizden beslenir Hırs duyduğumuzda ürettiğimiz duygu şudur: “Yırtınırcasına istiyorum, yine de hak ettiğimi alamıyorum” “Bir aydır çalıştım, hâlâ öğrenemedim” “Bana ihanet ve haksızlık yapılıyor” Bu düşünceler ümidimizi kıracaktır İhanete uğradığını düşünen insan sevgi yayamaz, coşkulu olamaz Çırpınmasına rağmen başaramadığını düşünen insan telâşa kapılır, daha da beter kaybeder

Telâş bastırırsa, ruhumuzu içten içe tüketiriz Yorgunluk, yılgınlık, isteksizlik ve nihayet çaresizlik bizi kuşatır İstediğiniz bu mudur? Yıllar boyu dayananları ayakta tutan sır buradadır: Azimleri vardı, kanaatleri vardı, fakat hırsları yoktu

Hırs, ruhsal olarak insanı gerdiği gibi, ruhsal gerginlik aracılığıyla bedensel olarak da gerer Bedensel gerginlik stres üretir ve stres kalp ile birlikte beynin zorlanmasına, sinirlerin yıpranmasına neden olur Stres yüzünden beyninizdeki bilgi akışını sağlayan küçük kimyasal maddeler ölür, azalır ve beyniniz hızla körelmeye başlar Başarının ve güçlü olmanın yolu bu mudur?

Karamsarlığı yayıyorsanız kim sizi dinlemekten zevk alır? Sözleriniz zevk vermiyorsa, bir dahaki konuşmanızı dinlemek için kim gelir? Mutluluk yaymıyorsanız, dükkanınıza kim, niçin gelsin? Kimse dostluğunuzdan mutlu olamıyorsa, nasıl başarılı olacaksınız? Yanınızda ve tarafınızda diğer insanlar yoksa, dünyada kalıcı eserler bırakamazsınız
Çok iyi biliyorsunuz ki, herkes başarılı insanlara destek oluyor Defalarca duydum: “Gariban hep garibandır Düşmeye gör, bir tekme de diğerleri vururlar” Garibanlık ruhsal bir olgudur oysa Asıl düşen, beden değil, kalptir Öyle fakirler vardır ki, ilimlerine hayran kalırsınız; onlara ‘gariban,’ ‘zavallı’ gibi sıfatlar yakıştıramazsınız Size, şartlarınız ne olursa olsun, her zaman dimdik ayakta durmanızı sağlayacak yolu öneriyorum Durdurulamayacak olan insan, zulüm ve sapkınlık dışındaki her hali şükürle karşılamayı başaran insandır Ki, kanaatkârdan başkası bunu başaramaz

Aşamayacağınızdan emin olduğunuz engele karşı direnemezsiniz Hırs yüzünden engellerinizi arttırırsınız ve gün gelir tüm dünyanın size savaş açtığını sanırsınız Bütün insanları kötü ve bencil görürsünüz Kendi kimliğinize tek başına hâkim olamaz hale gelir, başkalarına bağımlı yaşamayı kabullenmek zorunda kalırsınız Büyük acıların ucunda vazgeçmek, görevden kaçmak vardır

Acı çektiren evliliğe bir yere kadar dayanabilirsiniz Ders çalışmak acı çektiriyorsa, gün gelir artık asla kitap okuyamazsınız Sonuç okuldan atılmak da ve hatta yok olup gitmek de olsa, kabullenirsiniz İntihar girişimlerinin altında genellikle böyle bir yıkılma ve bunalım vardır

Bir bakan veya büyük bir tekstil şirketinin sahibi intihara kalkıştı Başarılı olduğuna inanılan bir profesör, bir sanatçı intihar etti Hırslı yaşıyorsanız, nerede olursanız olun, statünüz ne olursa olsun, ister zengin, ister fakir, mutlaka acı çekersiniz ve sonucunuz kaçınılmazdır: kurtulmak için vazgeçmek

Oysa kanaat, sonsuzluğun kudretine teslim olmak; bir damla su, bir zerre toz, bir avuç güneş gibi sonsuzluğun rahmetinde eriyip gitmektir Kanaat, önce çok istemek, çok çalışmak; ama sonra da, sonsuzluk sizi nereye götürüyorsa, her yeri heyecanla, sevinçle ve şükürle saniye saniye yaşamaktır

1-Kanaat kavramının bu ikinci yönü tevekkül kelimesiyle ifade edilir Hırsın karşıtı kanaattir; ama, tevekkül etmeyen kanaat edemez
2-bkz Kur’ân: 25:77
3-bkz Kur’ân: 40:60
4-Câmiu’s-Sagîr, 1:86, Hadis No:68
5-Câmiu’s-Sagîr, 1:102, Hadis No:89
6-Câmiu’s-Sagîr, 1:319, Hadis No:532
7-Câmiu’s-Sagîr, 2:12, Hadis No:1201
8-Câmiu’s-Sagîr, 2:130, Hadis No:1501
9-Câmiu’s-Sagîr, 2:146, Hadis No:1537
10-Câmiu’s-Sagîr, 2:145, Hadis No:1536

Alıntı Yaparak Cevapla