Prof. Dr. Sinsi
|
Ozanlarımız - TALİBİ COŞKUN (Aşık Talibi)
TALİBİ COŞKUN (Aşık Talibi)
Talibi Coşkun
Nasip Olsa Gine Gitsem Yaylaya
Doya Doya Baksam Suna Boyluya
Senin İçin Yalvarayım Mevlaya
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Ela Göz Üstüne Eğmedir Kaşı
Başına Bağlamış Telli Bir Poşu
Talibi Coşkun Der Bulunmaz Eşi
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Asıl adı Hacı Bektaş dır Kendi beyanına göre 1898 yılında doğdu Nüfustaki doğum tarihi 1904'dür Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Tonus (Altunyayla) köyündendir Babası çiftçiydi Ömrü boyunca kaderi ile pençeleşmiş bir aşk divanesidir Gençlik yıllarında delice sevip vurulduğu Keklik Emine dayısının kızıydı Talibi'ye şiir yazmak ilhamını Keklik Emine vermişti Aşıklık alanında kimseden ders almadan kendini yetiştirdi Şiirlerini topladığı kitapçıklarını satarak geçimini sağlamaya çalıştı
Talibi sevgilisinden cefa gördü Şiir yazar, kazaya belaya baş eğer, koşma düzerdi Bütün yaşamı gurbette geçti En çok Ankara'da bulundu Kitaplarını Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Sivas ve Kayseri de yayınladı Ankara Destanı (1938) Zelzele Seylap Destanı (1944), Felek yarası (1945), Samsun Destanı (1953), Kore Harbi Şehitlerinin Destanı, Kıbrıs Destanı (1961) Inkılap seferi (1913) Kıbrıs Destanı, (1974)
Talibi Coşkun, her olayı iyi, kötü şiirleştiren bir aşıktı Keklik Emine'nin aşkıyla içli, hüzünlü şiirler yazdı Sevgilisine kavuşmadan geride özlem tüten, yüzlerce şiir bırakarak 1976 yılında Ankara'da öldü Sırrı Yalçın ''Halk şairi Talibi Çoşkun'un Hayatı ve Şiirleri'' (1936) adlı kitapta bir kısım şiirlerine yer verdi
Dili sadedir, şiirlerini temiz duygularla, samimi bir uslubla yazmıştır Şiirlerinde yalnızca kişisel duygularını, yaşantılarını, acılarını yansıtmakla kalmaz, toplumsal gerçekleri, siyasal olayları ve doğal yıkımları da anlatır Lirik aşk ve gurbet şiirlerinin yanı sıra yergi ve gülmece yanı ağır basan şiirlerde yazmıştır Soyut ve dinsel konulara hiç girmedi
Eserlerinden bazıları:
1
KOŞMA
Şu güzelin adı Esme
Darılıp ta bana küsme
Kendini köşeye kısma
Kapıya çık sen el gibi
Seni gaybetine sordum
Yolunun üstüne durdum
Bir çala yüzünü gördüm
Haman savuştun yel gibi
Kendisi esmer benizli
Seherdeki yıldız gözlü
Karakaş kırmızı yüzlü
Açılmış gonca gül gibi
Aşıklar cefayı çeker
güzeller belini büker
Dili tatlı sözü şeker
O yanakları bal gibi
Dağlarda yatan evliya
Yalvardım gani mevlaya
Boyu da benzer selviye
Üğrünür şıvka dal gibi
Sana geldim Baharözü
Yaktı beni ela gözü
Yusuf ağanın tek kızı
Akar bulanır sel gibi
Talibi derdi tazele
Güller bağışlar gazele
Benim gördüğüm güzele
Hizmet eylesem kul gibi
2
Bu sene Mevlam çok verdi kışı,
Dümdüz oldu dere, tepe, taş başı
Kamyonun içinde on altı kişi,
Hacılar yoluna düştü otobüs
İşte kaldık Hacılar'ın yolunda,
Bir hüner yok şoförlerin elinde
Bin dokuz yüz kırk dokuz yılında,
Adın bir tarihe geçti otobüs
Gitmiyor boşuna kamyon yüz tuttu,
Çalışmıyor her aletler buz tuttu
Arkadaşlar indi hepte söz tuttu,
Ayazı yedikçe şişti otobüs,
Kimi kazma aldı, kimi küreği,
Kimisinin güp güp atar yüreği
Şoför Mehmet efendinin durağı,
Ufak belli benzer astı otobüs
On dört kürekçiyi soğuk yıldırdı
Onlar ayıkladı tipi doldurdu
Bu yıl kıştan pek çokları çıldırdı,
Senin yiğitliğin geçti otobüs
Geriki otobüs ileri geçti,
Bizim makineye bir çığır açtı
Otobüs canlandı hem köy yanaştı
Gayri yiğitleşti uçtu otobüs
Motor çalışmıyor teker dönmüyor,
Şoför yalvarıyor kimse inmiyor
İleri gitmiyor, geri dönmüyor,
Kışa güç yetmiyor şaştı otobüs
Talibi gurbete düşmüş neylesin,
Bin derdi var hangisini söylesin
Allah bunaltmasın yardım eylesin,
Hamdolsun tehlike geçti otobüs 3
Nasip Olsa Gine Gitsem Yaylaya
Doya Doya Baksam Suna Boyluya
Senin İçin Yalvarayım Mevlaya
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Seni Gördüm Evvel Bahar Yaz İken
O Güzellik Sende İlvan Naz İken
Güller Taze İken Teller Saz İken
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Yüce Dağ Başında Pınar Gözüsün
Sürüden Seçilmiş Körpe Kuzusun
Güzeller Güzeli Yayla Kızısın
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
Ela Göz Üstüne Eğmedir Kaşı
Başına Bağlamış Telli Bir Poşu
Talibi Coşkun Der Bulunmaz Eşi
Belki Seni Bana Yazar Yaradan
4
Hacılardan çıktım ikindi vakti,
Acep bizim kısmet nereye kalktı
Hisarcık bağları burnuma koktu,
Görünmüyor yeşilleri alları
Hisarcığı gördüm bir dere boyu,
Bağları şerefli, şirindir köyü
Abu hayat gibi akıyor suyu,
Bahçelerde açılıyor gülleri
Nereden gelmedir bu köyün aslı,
Gençleri medeni, akıllı uslu
Manzarası güzel, her taraf süslü,
Çayır çimen dereleri yolları
Hisarcık'ta Hacılar'ın denginde,
Kıranardı yüksek, Talas enginde
Durma çalış, şimdi rağbet zenginde,
Sorulmuyor fukaranın halleri
Nasip kalktı geldim Kıranardı'na,
Seyran ettim yaylasına yurduna
Oturmuşlar bir tepenin sırtına,
Çoktur dere tepe cılga yolları
Kıranırdı Hisarcığın yanında,
Bereket var nimetinde namında
Geze geze bura geldim sonunda,
Gürlüyor şöhretleri şanları
Eğer yolcu isen buradan kalkın,
Endüllük köyüne bir isim takın
Uzak değil bir birine pek yakın,
Hep karışık davaları, malları
Reşadiye soğan sarmısak diker,
Ağcakaya rençber, çok tohum eker
Bunların arası on dakka çeker,
Gayet dardır arazisi çölleri
Bazı köyler var ki ocak yakmıyor,
Zenginleri fukaraya bakmıyor
Evvel bahar geçti karlar kalkmıyor,
Bu yıl perişan milletin halleri
Mevlam kullarını böyle mi sever,
Ne sırtımız kızar, ne de gün çavar
Bu yıl kıştan kırıldı çok mal, davar,
Allah büyük, kayırmaz mı kulları
Talibi geziyor nereden nereye,
Derdimi yazıyor ağdan karaya
Yolum uğramadı Zincirdere'ye,
Ondan öte görmek olmaz kelleri
|