06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
GüL Pemße
Ah gül pembe,
Dolu dizgin bir kısrak geçti
Sen gelmeden hemen önce
Güneş batmaya hazırken
Ufuk turuncuya keserken
Ah bir görecektin
Nasıl hızlı
say ki bir rüzgar
say ki fırtına
Palandökenleri aşmış gelmiş
Koyaklardan geçmiş gelmiş
Ah nasıl güzel, nasıl güzel
Yelesi tunç, ayakları gümüş mü desem
Şimdi geçti senin önünden
Dört nala doğuya doğru
Doludizgin doğuya doğru
Tozuttu toprağı giderken
Bir derdi vardı gül pembem
Baldıran çiğniyordu ağzında
Ağıt ağıt yutkunuyordu
İki damla yaş süzülüyordu gözlerinden
Ağıt ağıt ağlıyordu
Bozkır düşüyordu gözlerine
Ah o gözleri / kara elmas mı desem
Ne de güzel bakıyordu
Gördüm gül pembem
Göz bebeklerinde enez bir ışık titriyordu
Umut mu desem, direnç mi bilmem
Öptüm yelesinden uğurladım
Dört nala doğuya doğru / dolu dizgin doğuya doğru
''Var git,'' Dedim,'' Selam söyle
Fırat'a selam söyle ''
Firuze giyinsin nehir
Küllerinden doğacaktır bir şehir
Yeni güneşler doğuracak ufuklar
Mavi mavi gülecek bulutlar
Engerekleri boğacak saklandıkları çukurlar
''Var git,'' Dedim,'' Selam söyle
Ağlamasın analar
Halaya dursun oğlanlar
Zılgıt çeksin kızlar
Gelinlere selam söyle
Perçem düşürsünler nar çiçeği yanaklara
Al yüreğimi berdel ettim
Götür intihar arifesi kadınlara
Al, ellerimi kurban ettim
Akan kanlara kurban ettim
Al, gözlerimi kurban ettim
Tüm acılara kurban ettim
Var git eğlenme burda, muştu götür doğmamış çocuklara
Ah nasıl sevindi / nasıl sevindi gül pembem
Bedir asıp yelesine
Poyraz gibi esti gitti
Say ki zıpkın gül pembem / say ki bir kargı gibi
Karanlığı tam ortasından yardı gitti
|
|
|