06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yazmak isterdim yaşanılamayanları,
Üyeler Görebilir ]
Yazmak isterdim yaşanılamayanları,
ama yazacak kadar bile bir yaşam bulamıyorum 
En uçsuz kuytularda, en karanlık ormanlarda,
en derin rüzgarlarda kayboldu yüreğim  
Bütün kuşlar göçtü bu soğuk havalardan,
bu donmuş atmosferden 
bir ben kaldım şaşkın 
Uçurumun kıyısında oturuyorum
ayaklarım boşlukta sallanıyor
uzanmışım yıldızları seyrediyorum   
Kaybolmuş küçük yıldız,
saman yolundan kaçmış küçük yıldız,
evet işte o şimdi kaydı   
Gökyüzünden   
ışıklarını saça saça yokoluşa gidiyor   
Kesik ke**** kopmuş gibi hayat,
avuçlarımdan kayar gibi,
yok oluşa bir adım daha  
Adım adım hayat, adım adım ölüm gibi,
göz göre göre yok olmak gibi 
Umutsuz, umut bile umutsuz hayattan  
her umudun ucunda bir umutsuzlukta var azıcık 
Ne yana baksam adını koyamadığım bir nehir sızıyor,
akıyor, bazen coşuyor gözlerimden
Hayat        ölüm       müdür?      Yaşark en     
yaşamak kaybolmak karanlıkta     
Aydınlık bir mum ışığı sadece,
hayatlarımız fenersiz tünellerden geçiş gibi   
Herkesin bir yalanı var yaşadığı,
gözleri kapalı hayatlarda  
Oysa ben gözlerimi asla kapatmadan
tüm aydınlıkları görerek yaşamak isterim hayatı  
Yoksa hayat, hayat olmaz     
tiyatro ve replikleri belli oyunlar    
Birbirinin aynı hayatlar kopyalanmış yürekler,
duygusuz, kalabalık boşluklar   
Bomboş boşluklar
uçurum gibi ve hep düşerken birşeylere
tutunma isteği    
Oysa ben düşerken tutunmak istemiyorum
özgürce düşmek istiyorum    
Ölümse ölüm          yaşamsa yaşam     !
|
|
|