Yalnız Mesajı Göster

Karikatür Krizi'iplerin Koptuğu An Mı, Yeni Bir Başlangıç Mı

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karikatür Krizi'iplerin Koptuğu An Mı, Yeni Bir Başlangıç Mı



Karikatür krizi iplerin koptuğu an mı,

yeni bir başlangıç mı?

Doğrusu, bu sorunun cevabı nereden bakıldığı ve kimlerin karşılıklı konumlandırıldığıyla ilgili Medeniyetler açısından bakıldığında, yaşadığımız bu kriz, sanki Samuel Hungtington’ın ‘medeniyetler çatışması’ tezini doğrulayacak şekilde iplerin kopmak üzere olduğu izlenimi verdiğini kabul etmek zorundayız Zira, birkaç karikatür nedeniyle, çok geniş bir coğrafyada büyük bir insan kitlesi sonu ölüme varan birtakım gösteri ve tepkilerde bulunmuştur Avrupa medeniyetinin bugünkü hâkim temsilcilerinin, teskin edici yönde gayret gösterenleri bir yana, önemli bir kısmı da ‘fikir ve ifade özgürlüğü’nün ardında ait oldukları medeniyeti savunma psikolojisiyle hareket etmişlerdir Dolayısıyla iki taraf arasında ciddi bir gerginlik yaşandığı ve yüksek dozda bir heyecanla bunu çatışma boyutuna taşıdıkları söylenebilir

Fakat sözünü ettiğimiz bu ‘iki taraf’ı çok iyi analiz etmek zorundayız Çatışma deyince zihnimize otomatik olarak düşen bu iki taraf, tüm enerjilerini ilk anda akla gelebileceği ve medyanın bize o şekilde sunmak için çabaladığı gibi, gerçekten dinden mi alıyor?

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu soruya evet demek çok zor gözüküyor Her türlü haksızlığı ve aşırılığı haram saymış bir dinin peygamberine yapılan hakarete tepki göstermek için, suçu suçluya has kılmadan, bir ülkenin konsolosluklarına saldırmanın o dinin hakikî mü’minlerince tutulacak bir yol olmadığı apaçık Öyleyse bu tepki enerjisini nereden alıyor?

Aslında bu sorunun basit bir cevabı var: Yüzyıllar süren sömürgecilik döneminin sömürülen ülkelerin tarih bilinçlerinde yol açtığı travma ve ardından son 10-15 yılda sömürgecilik dönemini komünizmin çöküşünden sonra yeniden iştahla canlandıran ABD’nin Afganistan’da ve en son Irak’ta yaptıkları, geçen ay boyunca her gün televizyon ekranına yansıtılan tepkilerin ana eksenini oluşturuyor Yani insanlar kendi ülkelerine, hürriyetlerine, mallarına ve canlarına kasteden birilerine ve onların ait olduklarını düşündükleri medeniyet anlayışına tepki gösterdiler Dolayısıyla, meydanda görülen tablo, Hıristiyan-Müslüman çatışmasından ziyade, ‘ezen-ezilen’ arasında yaşanan bir çatışmaya daha yakın duruyor

Bu çatışmalar içinde din, dinî anlayış ve semboller ise tarafların kullandığı bir ‘çatışma dili’ olmaktan çok da öte bir anlam ifade etmiyor Söz gelimi, Danimarka’da karikatür krizinin ortaya çıkmasına neden olan gazetenin de destek verdiği, çoğunluğu gençlerden oluşan, Avrupa’nın diğer yerlerinde de son yıllarda yükselişe geçen aşırı milliyetçiler, gerçekten kendilerini samimi Hıristiyan olarak kabul ettikleri için mi Müslümanlara ve onların kutsallarına saldırıyorlar; yoksa günden güne kötüye giden Avrupa ekonomisi ve kendilerinin işsiz kalmalarının nedenini yanıbaşlarında yaşayan Müslüman göçmenlere yıkmak onlara daha kolay geldiği için mi?

Aynı şekilde, hayatında inandığı dini kamilen yaşayan, onun ilke ve prensiplerine uyan bir Müslüman için, zaten peygamberine iman etmeyen birilerinin ‘sembol’ üzerinden yaptığı bir hakarete, sanki kendi dünyasında onun sadece bir ‘sembol’ kadar değeri varmış gibi ve o sembolün üzeri çizilirse Hz Muhammed’den geriye (haşa!) hiçbir şey kalmayacakmış gibi dellenme boyutunda bir tepki göstermenin ne gibi bir anlamı ve haklı gerekçesi olabilir? Hem bunun akıllıca olduğunu kim söyleyebilir? Böyle bir tepki, Müslümanların kendisini karikatürleştirmez mi?

Böylesi bir olay karşısında bir mü’mine yakışan, vakar ve izzetini bozmadan, en uygun tepkiyi göstermektir Meselâ bu son karikatür krizi karşısında gösterilebilecek en uygun tepkilerden birisi, aleniyet kazanmaması için görmezden gelmek olabilirdi Aleniyet kazandıktan sonra ise, kısa vadede etkili bir boykot kampanyası yeterli olurdu Uzun vadede ise, Suudi Arabistan’ın başlattığını duyduğumuz girişimi gibi, Hz Muhammed’in örnek hayatını konu alan bir siyer kitabını, Avrupa ülkelerinde dağıtmak ve yüzyıllardır bu konuda özellikle cahil bırakılmış Avrupalı halkların sahih bir bilgiye erişmesine vesile olmak, hayata geçirilebilirdi

Müslümanlar olarak şunu unutmamalıyız ki, karşımızda dinin toplum ve devlet yönetimine hâkim olduğu dönemlerdeki gibi saf Hıristiyanlığa bağlı ve onun hükümlerine göre iş gören bir Avrupa yok Şeriatı olmayan Hıristiyanlık, kendisini Hz İsa ve Kilise duvarları arasına sıkıştırdığından beri, Batı dünyasında toplum hayatını Adam Smith’lerin, Karl Marx’ların, Charles Darwin’lerin ‘şeriatı’ yönlendiriyor Ve onların şeriatı, Batı toplumlarını bugün tamamen dinden uzak, dünya hayatı içinde rehbersiz, bunalımlı ve çaresiz bir noktaya getirdi

Vatikan Konsili’ne 1962 yılında “Kilise dışında kurtuluş yolu yoktur” ilkesini esneten en büyük gerekçe de, işte budur Hıristiyan din adamları kendi toplumlarının gün geçtikçe dinî duygu ve yaşantıdan uzaklaşmalarını çaresizce takip ederken, yaşadığı onca karmaşaya rağmen İslâm coğrafyalarında Müslümanların hâlâ dinlerini yaşamakta oluşlarına gıpta ile bakmaktadırlar

Bu noktadan bakıldığında, karikatür krizi ‘iplerin koptuğu an’ olarak tanımlanamayacağı gibi, bilâkis özellikle Bediüzzaman’ın samimî İseviler dediği ihlâslı Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında ‘yeni bir başlangıç’ için daha da çabuk hareket edilmesi gereğini ortaya koymuştur

Biz Müslümanlara düşen, dinimizin ve kutsallarımızın bir medya maymunluğuyla alt edilemeyeceğini, Din Sahibi’nin o kutsal değerleri kâinatın köküne dercettiğini bilerek, vakur hareket etmektir En az peygamberimizi karalayan karikatürlere gösterilen tepkilerdeki heyecan düzeyinde, onun sünnetini hayata geçirmeye çalışmaktır Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, diğer din müntesipleri mutlaka fevc fevc İslâm dairesine katılacaklardır” 14

Ehl-i Kitaba gelince, onlara söyleyeceğimiz son sözümüz ise şudur: “Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın Eğer yine yüz çevirirseniz, işte o zaman, şahit olun ki biz Müslümanlarız!” 15


dipnotlar:

1-Bkz Elmalılı Tefsiri, İsra Suresi tefsiri içinde

2-Yuhanna İncili, 16 bab

3-Zebur, 72 bab

4-Ayrıntılı bilgi için bkz M A Köksal, İslâm Tarihi, 1 cilt

5-Zaten Hz Muhammed’i savaşlara iştirak etmeye sevkeden faktör, Allah’ın vahiy yoluyla ona savaşmasını emretmesiydi Bu hususta bkz Bakara, 190-193, 216

6-Francis E Peters, “The Early Muslim Empires”, New York: Praeger, 1984, s85

7-R W Southern, Western Views of Islam and the Middle Ages (Cambridge, Mass: Harvard U Press, 1962, s2

8-R W Southern, Western Views of Islam and the Middle Ages Cambridge, Mass: Harvard U Press, 1962, s14

9-Albert Hourani, Europe and the Middle East, s2

10-Risale-i Nur Külliyatı

11-age

12-age

13-http://wwwvaticanva adresindedir

14-Risale-i Nur Külliyatı

15-Ali İmran, 64


Alıntı Yaparak Cevapla