Prof. Dr. Sinsi
|
Günde kaç kez seni seviyorum dersiniz?
Yavuz BAHADIROĞLU'nun yazısı
Günde kaç kez seni seviyorum dersiniz?
Annenizi, babanızı, eşinizi, çocuklarınızı, torunlarınızı, yakınlarınızı, arkadaşlarınızı  seviyorsunuzdur Peki, bunu onlara da söylüyor musunuz?  
Elbette annenizi, babanızı, eşinizi, çocuklarınızı, torunlarınızı, yakınlarınızı, arkadaşlarınızı ve dostlarınızı seviyorsunuzdur 
Peki, bunu onlara da söylüyor musunuz?
Ya da şöyle sorayım: Günde kaç kez “Seni seviyorum” diyorsunuz?
“Zaten biliyorlar” diyeceksiniz Belki, ama ağzınızdan duymak eminim daha hoşlarına gidecek ve sizi sırf bu yüzden daha çok sevecekler
Bir gün Âlişân Efendimiz’e ashabdan biri gelmiş ve sokaktan geçen bir adamı göstererek;
“Yâ Resûlallah, ben şu giden adamı çok seviyorum” demiş  
Hazret-i Âlişan Efendimiz sormuş: “O bunu biliyor mu?”
“Hayır, çünkü henüz söylemeye fırsatım olmadı ”
“Git hemen söyle” buyurmuş, Âlişân
“Yarın söylerim” demezsiniz değil mi, sevgili dostlarım Çünkü hiç kimsenin, hiçbirimizin “yarın”ı yoktur  
Yarın gelir, ama biz söylemek istediğimizi söyleyemeyebiliriz  (Çünkü yarına kadar ölebiliriz)
Ya da söyleriz, ama sesimizi duyuramayabiliriz  (Çünkü sevdiğimiz ölebilir)
¥
İyi bir dostum vardı: İyiydi, ama o iyilikten beklenmeyecek bazı patavatsızlıkları (kusurları) vardı  
Çeşitli toplantılarda buluşurduk Her buluşmamızda, “Şimdi şunu bir kenara çekeyim, şu patavatsızlıklarından kurtulmaya çalışmasını söyleyeyim” diye düşünürdüm
Ha “bugün”, ha “yarın” derken, söylemek istediklerimi bir türlü söyleyemedim  
Ve bir sabah dostumun öldüğünü öğrendim  
Ağladım: Çünkü dostumu ikaz etmeyi daima ertelediğim için, dostum kusurlarıyla birlikte ölmüştü
“Keşke” diye düşündüm, “söylemiş olsaydım ”
Hayatımızda ne kadar az “keşke” varsa sevgili dostlarım, o kadar doğru yaşıyoruz demektir
Oğlum kansere yakalanmıştı  
Günün birinde doktor bana “Tıp bitti Yavuz Bey” dedi  
Tıbben yapılabilecek bir şey kalmadığını söylemeye çalışıyordu  
Hayatla memat arasına sıkışmış buldum kendimi  
Oğlumun yattığı odaya koştum, ellerini ellerime aldım ve göz yaşları arasında, “Seni çok seviyorum güzeller güzeli” diye fısıldadım, “Sakın beni bırakma ”
Beni duyabiliyorken neden sık sık sarılmadığıma, onu sevdiğimi sık sık söylemediğime öyle bir pişman olmuştum ki, anlatamam
Neyse, Yaradan onu bize bağışladı ve sık sık sevdiğimi söyleme fırsatını buldum
¥
Mezarlıklara gittiğinizde çevreden gelen seslere kulak verin:
“Seni seviyorum” fısıltıları duyacaksınız  
Bilin ki onlar, bu cümleyi söylemekte çok gecikenlerdir
¥
Sevgiyi söylemenin çeşitli yol ve yöntemleri var, ancak bunların hiçbiri ölüm anına, yahut sonrasına ertelenmemelidir  
Sevdiğinizin cebine küçücük notlar koyabilirsiniz  
Cep telefonuna sevgi mesajı çekebilirsiniz 
Yakınınızda bile olsa duygulu bir mektup yazabilir, çok istediği bir şeyi hediye edebilir, ya da ona bir şiir yazabilirsiniz  
“Şair değilim” demeyin: Herkes kendince şairdir, bir şeyler karalayabilir, ve şiirle sevgi iletişimi en iyi yöntemlerden biridir
Yine de sevgiyi söylemenin en iyi yöntemi, sevdiğiniz insanın gözlerinin içine bakıp gülümsemek ve “Seni çok seviyorum” demektir  
Bence en doğru, en kestirme, en etkileyici ve en geçerli yol budur
¥
Yaşlı adam, karısının taze mezarının başına çömelmiş, bir şeyler mırıldanıyordu  
Kızı kulak kabarttı Babası mütemadiyen, “Seni seviyorum karıcığım, seni çok seviyorum” diyordu
Annesinin sağlığında babasının ağzından böyle bir sevgi sözcüğü duymadığı için çok şaşırdı:
“Annemi bu kadar sevdiğini bilmiyordum baba  ”
Yaşlı adam kızına acı acı gülümsedi:
“O da bilmiyordu, çünkü hiç söyleyememiştim  ”
|