Prof. Dr. Sinsi
|
Kanuni Sultan Süleyman 1520 - 1566

Hayatı
İç İsyanlar
Şarlken ve Avrupa
Viyana Kuşatması Seferler
Macaristan Seferleri
Malta Seferi
Hint Seferleri
Fetihler / Zaferler
Belgrad'ın Fethi
Rodos'un Fethi
Cezayir'in Katılışı
Trablusgarb'ın Alınışı
Cerbe Savaşı
Mohaç Savaşı
Zigetvar Kalesi
Preveze Zaferi
Kapitülasyonlar
Safeviler
Mimari Eserler
Mimar Sinan
Tuğra
Doğu Seferi Haritası
Harita
Babası : Yavuz Sultan Selim
Annesi : Hafsa Hatun
Doğumu : 27 Nisan 1495
Ölümü : 6-7 Eylül 1566
Saltanatı : 1520 - 1566
Devlet Sınırları : 14 983 000 km2
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
1520 - 1566
HAYATI
Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı
Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu
15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509)
Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti
Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti
Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır
Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar
Büyük bir devlet adamı olan Kanûnî Sultan Süleyman aynı zamanda ünlü bir şairdi Meşhur şiirlerinden birisi şudur:
"Halk içinde muteber bir şey yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi
Saltanat dedikleri bir cihan kavgasıdır,
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi"
Erkek çocukları: İkinci Selim, Bayezid, Abdullah, Murad, Mehmed, Mahmud, Cihangir, Mustafa
Kız Çocukları: Mihrimah Sultan, Raziye Sultan
İÇ İSYANLAR
Kanûnî Sultan Süleyman, padişahlığının ilk yıllarında bazı iç isyanlarla uğraştı Mısır'ın fethinden sonra Yavuz Sultan Selim'in Şam Valisi olarak atadığı Canbirdi Gazeli'nin çıkardığı isyan bunlardan ilkidir
Amacı Memlük devletini yeniden kurmak olan Canbirdi Gazeli, 1521 yılının Ocak ayında Dulkadiroğulları'ndan Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratılarak yakalandı ve idam edildi
Kanûnî Sultan Süleyman, sonraki yıllarda yine Mısır'da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu'da Safevilerin desteğiyle ortaya çıkan Kalender Çelebi ve vergi sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun (1527) isyanlarıyla uğraştı Çıkan tüm bu isyanlar Osmanlı kuvvetleri tarafından başarıyla bastırıldı
ŞARLKEN VE AVRUPA
Alman İmparatoru Şarlken'in amacı tüm Avrupa'da hakimiyet sağlamaktı Şarlken, fikirlerine karşı çıkan Fransa Kralı Fransuva'yı esir aldı
Fransa Kralının annesi Düşes Dangolen, Kanûnî'ye bir mektup yazarak yardım istedi
Bunun üzerine Kaptan-ı Derya Barboros Hayreddin Paşa Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki şehri Nis'e giderek Şarlken'in donanmasını yendi Hem Fransa'yı hem de Fransua'yı kurtardı
VİYANA KUŞATMASI
Macaristan'ın Türkler tarafından fethi Avusturya ile Türkleri karşı karşıya getirdi Mohaç Savaşı'ndan sonra Macaristan bir tampon bölge haline gelmişti Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemiyordu Ferdinand, Şarlken'in de desteğiyle Jan Zapolya'yı tanımadı ve Budin'e girdi Karşı sefere çıkan Kanûnî Sultan Süleyman Budin'i geri aldı Savaşmayı göze alamayan Ferdinand ve Şarlken Avusturya'nın başkenti Viyana'ya kaçtılar ve Viyana kuşatıldı (26 Eylül 1529)
Kış mevsimi yaklaştığı için 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı Osmanlı Devleti, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine rağmen, Macaristan'daki durumunu güçlendirmiş ve Avrupa'nın karşı saldırı yapmasını engellemiştir
Macaristan üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Ferdinand, Kanûnî'ye bir elçi göndererek Macaristan'ın kendisine verilmesini istedi Buna karşılık vergi vermeyi kabul ediyordu Bu talebi karşısında olumsuz cevap alan Ferdinand Budin'i kuşattı
MACARİSTAN SEFERİ
Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üzerine Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a kadar ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi
Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir hale geldi Bunun üzerine Ferdinand barış istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in hem Macaristan, hem de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533)
Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ki emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üzerine 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne bağlı Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı
Avusturya'nın elinde sadece kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin önemli siyasi olaylarından olan Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti
MACARİSTAN SEFERİ
Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üzerine Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a kadar ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi
Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir hale geldi Bunun üzerine Ferdinand barış istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in hem Macaristan, hem de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533)
Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ki emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üzerine 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne bağlı Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı
Avusturya'nın elinde sadece kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin önemli siyasi olaylarından olan Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti
MACARİSTAN SEFERİ
Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üzerine Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a kadar ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, şehir ve kale fethedildi
Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir hale geldi Bunun üzerine Ferdinand barış istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in hem Macaristan, hem de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533)
Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ki emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üzerine 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne bağlı Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı
Avusturya'nın elinde sadece kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin önemli siyasi olaylarından olan Osmanlı-Macaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti
|