06-22-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hollanda’da Şarkıyat Araştırmaları
Hollanda’da Şarkıyat Araştırmaları
-4-
Concordance ve Encyclopaedia of Islam
Yirminci yüzyılda Leiden Üniversitesi’nin şarkıyat araştırmaları bakımından en önemli özelliği, şarkıyat alanında uluslararası düzeyde yürütülen projelere merkezlik yapmasıdır Bu mealde zikredilmesi gereken iki proje Concordance ve Encyclopaedia of Islam’dır
Leiden Üniversitesi’nin en önemli Arap filologlarından olan De Goeje’nin emekliliğinin (1906-7) ardından Leiden’daki şarkiyat araştırmalarında merkezi rolü bu sefer Snouck Hurgronje ve Van Vollenhoven üstlenmişti Hurgronje ve Van Vollenhoven sadece akademik çevrelerce tanınan iki bilim adamı değil, Hollanda’nın kolonyal politikalarının oluşumunda da belirleyici rol üstlenmiş olmaları nedeniyle hem Hollanda ulusal kamuoyunun ve hem de uluslararası siyasi çevrelerin yakından tanıdığı şahsiyetlerdi Dolayısıyla pek te şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu iki bilim adamı döneminde Hollanda’daki şarkiyat araştırmaları Arap filolojisi araştırmaları üzerindeki vurgusunu kaybedip, İslami kurumlar ve İslamın araştırılan toplumların sosyal konteksti içerisindeki yerinin araştırılmasına yöneldi Bu yönelişte, elbette ki, çok büyük bir müslüman nüfusa sahip olan Endonezya’nın, Hollanda’nın sömürgesi altında bulunmasının payı küçümsenemez İşte Concordance (Concordance et Indices de la Tradition Musulmane, veya, el-Mu’cemu’l-Müfehres li Elfâzi’l-Hadîsi’n-Nebevî) ve Encyclopaedia of Islam ile ilgili ilk çalışmalar tam da bu kavşakta gündeme gelmiştir
Tarihinin hiç bir evresinde Hollandadaki şarkiyat araştırmaları, concordance ve Encyclopaedia of Islam ile ilgili ilk çalışmaların da başladığı 20 yüzyılın ilk kırk yılında olduğu kadar, kolonyal politikalarla iç içe geçmemişti Ancak bir hakkın teslimi olarak ifade edilmelidir ki, her ne kadar Van Vollenhoven ve Hurgronje concordance projesini etkin bir şekilde desteklemişlerse de projenin bir numaralı insiyatif sahibi olan Arent Jan Wensinck hiçbir zaman ne Endonezya ile ne de kolonyal politikalarla doğrudan ilişki içerisinde bulunmamıştır Bunun da ötesinde Wensinck güncel sorunlardan ziyade tarihsel problematiklerle ilgiliydi Onun akademik tecessüsüne yön veren en önemli faktör teolog olmasıydı Yahudilik, Hırıstiyanlık ve İslam dinine ait birincil kaynakların çözümlenme ve yayımlanmasından ziyade mevcut işlenmiş kaynakların analiz edilmesinin vakti geldiğine inanmış olması itibarıyla, selfi bulunan Leiden’lı orientalistlerden De Goeje’dan ziyade kendisiyle aynı temayülleri temsil eden Dozy’a daha yakın durduğu söylenebilir Wensinck’in hadisle alakası ise “Muhammed ve Medine Yahudileri” konulu doktora tezi üzerinde çalışırken islam ilahiyatı bakımından hadisin ne derece ehemmiyeti haiz olduğunu farkına varmasından kaynaklanmaktadır
Kütüb-i Sitte, Sünen (Dârimî), Muvatta (İmam Malik) ve Müsned (İmam Ahmed b Hanbel) gibi kaynakları kapsayan Concordance bu kaynaklarda yer alan hadislerde geçen kelimelerin alfabetik olarak sıralandığı, ve ilgili kelimenin geçtiği hadisin hangi kaynağın neresinde kayıtlı olduğunu bulmaya yarayan bir indeks niteliğindedir Anahtar kelimeler üzerine kurulan ana projenin yanısıra Concordance çalışmaları bünyesinde aynı zamanda kişi ve soyağacı, yer adları ve Kuran yeri (hadislerde kur’an’a atıfta bulunulan yerlerin bulunmasına yarayan), indekslerinin oluşturulması da proje kapsamına alınmıştı
Başlangıçta projenin on yılda bitirilmesi planlanmakla birlikte bu takvime uyulamamış ve Concordance’ın ilk cildi ancak 1933’te bitirilebilmiş ve 1936’da yayınlanmıştır Bu arada projenin yönetimi 1932’den sonra Union Académique Internationale tarafından üstlenilerek buraya bağlı bir kurum olan Hollanda Kraliyet Akademisi tarafından yürütülmüştür Concordance projesinin mimarı Wensinck (1882-1939) öldüğünde Concordance’nın editörlüğünü onun eski asistanlarından J P Mensing üstlendi Mensing’in 1951’de ölümünün ardından proje çok yavaş bir şekilde de olsa ilerlemeye devam etti ve Concordance’ın son fasikülü 1969’da yayımlandı Genelde Arap literatürü ve özelde de hadis literatürü bakımından ölümsüz bir eser niteliğindeki Concordance’ın kapsadığı hadis kaynaklarında geçen şahıs ve yer isimlerini içeren sekizinci ve son cild 1988’de yayımlanmıştır Concordance projesi için gerekli olan parasal kaynaklar başlangıçta tamamen Hollandadaki akademik enstitülerden sağlanmasına rağmen daha sonra Hollanda dışından da kaynak sağlama yoluna gidilmişti Wensinck 1922’de yayımladığı ve Concordance projesini ilim camiasına tanıttığı yazısında hadis’in İslam ilahiyatı bakımında önemi üzerinde durmakta ve dikkatli olunmak kaydıyla “gelenek” (traditie) olarak nitelendirilebileceğini belirttiği hadis’in İslam ilahiyatı bakımından normatif bir element olarak Kuran’a göre çok daha geniş kapsamlı olduğuna dikkat çekmektedir Wensinck’e göre her ne kadar İslam dinini bir inanç sistemi olarak araştırmak isteyenler onun inanç ve hukuk kaynaklarına müracaat etmeleri zorunluysa da, bu inanç sisteminin tarihsel arka planını araştırmak isteyenlerin “geleneğe” (hadis) müracaat etmeleri kaçınılmazdır Wensinck, İslam ilahiyatının en önemli kaynaklarından biri olarak hadisin öneminin, onun İslam tarihinin en önemli kaynağı olmasıyla sınırlı olmadığını beyan ile Hz Muhammed’in (SAV) “logia”sının İslam ilahiyatındaki fonksiyonunun Hz İsa’nın “logia”sının Hırıstiyanlık ilahiyatındaki gibi bir işleve sahip olduğunu ve bunun da pratikteki yansımasının İslami literatürde hadislere sık sık atıfta bulunulması olduğunu belirtmektedir Ancak Wensinck’e göre bu atıflar bu şekilde kontekstlerinden koparılarak kullanıldığında bunların anlamları muğlaklaşmakta ve gerçek anlamın kavranabilmesi için alındıkları kaynaklardaki yerlerine bakılması zorunlu olmaktadır Her ne kadar kaynakların kendisine ulaşmakta herhangi bir güçlük sözkonusu değilse de bizzat hadislerin kendisine günün bilimsel taleplerinin gerektirdiği şekilde ulaşılması mümkün olmamaktadır Wensinck, hadislere kolayca ulaşmayı temin edecek bir kaynağın o dönemlerde henüz hazırlanmamış olmasını Kuran’ın öneminin ilgililerce gereğinden fazla abartılarak, çok daha geniş kapsamlı olan hadisi gölgelemesine bağlamaktadır Bu nedenle Wensinck’e göre Concordance tarzında bir eser hazırlanmalı ve bu sayede Hadis’in İslam ilahiyatı çalışmalarında gerektiği şekilde kullanılabilmesi temin edilmelidir
Wensinck projenin kapsamının sınırlandırılması ile ilgili verdiği bilgilerde, hangi hadis kaynaklarının proje kapsamına alınacağı sorununu nasıl çözümlediklerini açıklarken, Hicret’in birinci asrında toplanan hadislerin tümüyle proje kapsamına alınmasının gerekliliğine karar verdiklerini ve bu nedenle de Kütüb-i Sitte’nin ve onun tamamlayıcısı niteliğindeki Darîmî’nin sünen’inin ve kısmen hukuki bir kaynak olmasına rağmen Malik ibn Anas’ın Muwattası’nın ve bunlardan oldukça farklı bir metodun ürünü olmasına rağmen Ahmen ibn Hanbel’in Müsned’inin projenin kapsamına alınmasına karar verildiğini belirtmektedir Yine metodolojik bir sorun olarak ortada duran diğer bir sorun da indeksin ne şekilde hazırlanacağı meselesiydi Wensinck bu aşamada Flügel’in hazırladığı Kur’an indeksindeki gibi konusal bir indeksin değil de alfabetik bir indeksin daha etkin ve objektif olacağı noktasından hareketle meselenin bu şekilde halline karar verildiğini belirtmektedir Bu arada gereksiz tekrarlardan kaçınmak gayesine matuf olmak üzere hadis kaynaklarında sıkça karşılaşılan kelimelerin indeksin dışında tutulmasına karar verildiğini belirtmektedir
Şarkıyat alanında Leiden merkezli olarak hayata geçirilen diğer bir proje Encyclopaedia of Islam’dır Her ne kadar Encyclopaedia of Islam’ın tamamıyle bir Hollanda projesi olduğu söylenemezse de projeye ait yük ve sorumlulukların çoğunun kısmının Hollandalı oryantalistlerce üstlenildiği bilinmektedir Her ne kadar geniş kapsamlı bir İslam Ansiklopedisi hazırlama fikri oldukça eski zamanlara dayanıyorsa da bunun gerçekleştirilmesi ancak 1907’den sonraki dönemde mümkün olabilmişti Konu ilk olarak 1892’de Londra’da toplanan Uluslararası Oryantalistler Kongresi’nde İngiliz Oryantalist W Robertson Smith tarafından gündeme getirilmiş, katılımcılar arasında ilgi uyandıran projenin fizibilitesini yapmak üzere 12 kişilik bir komisyon oluşturulmuştu Ancak 1894’te Cenova’da toplanan kongreye kadar sözkonusu komisyon projeyle ilgili herhangi bir ilerleme kaydedememiş ve bu arada Robertson Smith de ölmüştü Cenova kongresinde Goldziher ilgili komisyonun başkanlığına Hollandalı De Goeje’nin getirilmesini teklif etmişse de De Goeje’nın mazur görülmesini talep etmesi üzerine bu görev kongre üyelerince Goldziher’e tevdi edilmişti Ancak Goldziher’in komisyon başkanlığına getirilmesiyle proje bağlamındaki çalışmaların hızla ilerleme kaydedileceğini umanlar Goldziher’in 1897 Paris kongresinde komisyon başkanlığından çekilmesiyle hayal kırıklığına uğrayacaklardı Goldziher’in görevden çekilmesine gösterdiği gerekçelerden biri, Ansiklopedinin Leiden’da basılacağı kesinleşmiş olması nedeniyle redaktörlüğün bu ülkeden biri tarafından yürütülmesinin daha doğru olacağı yolundaki yaklaşımıydı Bunun üzerine De Goeje’nin teklifi ile Goldziher’den boşalan görevi Hollandalı Houtsma üstlendi Houtsma görevi üstlenir üstlenmez kongre üyelerine çağrıda bulunarak bunların hangi maddeleri yazabileceklerini kendine bildirmelerini ve aynı zamanda birer örnek madde yazarak kendisine göndermelerini istemiş, bu şekilde toplanan ilk yazılar 1899’da Specimen d’une Encyclopédie musulmane adıyla yayınlanmıştı Bundan kısa bir süre sonra kurulan Association Internationale des Académies, 1901 yılında Paris’te yaptığı toplantıda bir islam ansiklopedisi yayınlamaya karar aldığında proje hiç beklenmedik bir aşamaya girmiş oldu Bu aşamada proje ile ilgili yeni bir komisyon oluşturularak başkanlığına, ilerde projenin başarılı bir şekilde sonuçlanmasında en büyük pay sahibi olacak olan De Goeje getirildi Ayrıca ihdas edilen diğer bir komite de proje ile ilgili bir yönetmelik hazırlamak üzere çalışmalara başladı Çalışmalar 1902’de ilgili yönetmeliğin tamamlanması ile neticelendi Aynı zamanda projenin toplam 140-150 bin Mark’a mal olması ve 10 yılda tamamlanması planlanmıştı Hazırlanan plan ve yönetmelik Avrupa ve Amerika’daki birçok kuruma gönderilerek bunlardan parasal destek istendi Aralarında Cezayir Genel İdaresi (Gouvernement Général de l’Algérie), Hollanda Kolonyal Yönetimi (Nederlandsche Koloniale Regeering) Alman Kolonyal Birliği (Deutsche Kolonialgeselschaft) ve zamanın Mısır hükümeti gibi Batı sömürgeciliği ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi olan kurumların da bulunduğu otuz civarında resmi ve akademik kurum projeye parasal destek sağlayacaklarını bildirdiler Ancak Ansiklopedinin basımına geçilmeden önce çözümlenmesi gereken iki mesele vardı ki bunun birincisi, bir transkripsiyon alfabesinin oluşturulması meselesiydi Bu mesele Cenova’da kararlaştırılan transkripsiyon alfabesinin kabul edilmesine kimsenin itiraz etmemesi üzerine bu şekliyle çözümlenmiş oldu Çözüm bekleyen ikinci mesele ise Ansiklopedinin hangi dilde yayınlanacağı meselesiydi Bu sorun da projeye parasal katkıda bulunan ülkelerin hepsine hitab etmek üzere Ansiklopedinin üç dilde (İngilizce, Fransızca ve Almanca) yayımlanmasına karar verilerek çözümlenmiş oldu Ancak bu karar projenin süresi ve masrafları konusundaki bütün öngörüleri altüst edecekti
Bu kararların ışığı altında çalışmalarına başlayan ekip 1908’de ansiklopedinin ilk fasiküllerini yayınladıysa da özellikle dille ilgili problemlerden dolayı yükselen itirazlar üzerine çalışmalar aksamış ve A-D harflerini kapsayan birinci cild ancak 1913’te tamamlanabilmiştir Ansiklopedinin ikinci cildi üzerindeki çalışmalar devam ederken patlak veren Birinci Dünya Savaşı, savaşa taraf olan ülkelerin bilim adamlarının birlikte çalışmak istememeleri veya projede görevli kişilerin silah altına alınmaları nedeniyle, çalışmaları aksatmıştı 1919’da projenin danışmanlar komitesi başkanı konumunda bulunan Snouck Hurgronje projenin daha da “Hollandalılaştırılmasını” bir çözüm yolu olarak önermiş ve bu nisbeten gerçekleşmişti Zira projenin sahibi konumundaki Association Internationale des Académies’in savaş nedeniyle işlevselliğini tamamen yitirerek tarihe karışması üzerine Hollanda Kraliyet Akademisi (Koninklijk Akademie te Amsterdam) 1922’de onun yerini almış ve 1924’te de Ansiklopedinin son cildi üzerinde çalışmalara başlanmıştır Ancak bundan sonradır ki Ansiklopedinin ikinci cildi 1927’de yayınlanabilmiştir Redaktörlerin sürekli değişmeleri nedeniyle Ansiklopedi’nin üçüncü cildi de ancak 1936’da, yani dördüncü cildin 1934’te yayınlanmasından sonra bitirilebilmiştir 1934-38 arasında çalışmalarına devam eden redaktörler ilk dört cilde ilave ve düzeltme mahiyetindeki ek cildi de bu dönemde tamamlamıştı Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından Ansiklopedi’nin ikinci edisyonunun hazırlanması gündeme gelmiş ve bu yöndeki çalışmalara başlanmıştır Oryantalist paradigmanın tesirinden birinci edisyona nispetle arındırılmış olduğu söylenebilecek olan Encyclopaedia of Islam’ın ikinci edisyonu üzerindeki çalışmalar halen devam etmektedir
|
|
|