Prof. Dr. Sinsi
|
Vesile-i AŞK'tır insan Gaye-i AŞK'tır ALLAH
Yaratıcının en mükemmel tasarımıyım ben
İnsanım ! Ve en mükemmel şekilde tasarlandım
"Ben gizli bir hazineydim, istedim ki bilineyim" diyerek yarattığı âlemlerin en sevgilisi Muhammed'in nuru aşk-ı ile yaratılan kâinatın malıyım
Yani büyük bir aşkın ürünüyüm
Aşk çocuğuyum ben
Âşık olmak ve kâinata sevgimi sunmak üzere programlandım Yaratıcım tarafından
Aşk ne zaman, ne de mekân arar
İlle de mekân derseniz kalbim derim
Zaman ise; geldiği andır 
O gelmeden hissettirir kendini, olaylarla belli eder geleceğini
Sanki geleceğini bilir gibi beklerim onu
Bir hassasiyet bir durgunluk başlar yüreğimde,
Fırtına öncesindeki sessizlik gibi bir sükût kaplar etrafımı
Sanki bir şeyleri hisseder ama ne olduğunu kestiremem bir türlü
İşte o an aşk kapımdadır, içeri girmek için davet bekler benden
Ben aşkı bilsem de O'nun kadar aşkı hiç kimse bilemez
O sevenlerin en sevenidir, çünkü aşkı yaratan O dur
O aşkın ta kendisidir
Sevmeseydi zaten yaratmazdı beni
O, istenmeyi istemeseydi, istemeyi içime vermezdi
O sevilmeyi ister, O istenmeyi bekler
Ve yine insanla ayna tutar insana
Aslında aynada O'dur, Sevgide O'dur, Aşk da O'dur
O benim kapıma gelen deli sevdamdır
"İnsan benim sırrımdır Ben insanın sırrıyım " der
Sır nedir? 
Aslında kâinattaki en büyük sır "AŞK" tır
Sev der, çok sev ama en çok beni sev
Sevdirir birleştirmez, Gösterir yaklaştırmaz, Özletir hasret bırakır, Âşık eder kavuşturmaz
Zaten kavuşsa adı ÂŞK olmaz
Yan der, çıra gibi yan ama tutuşma der
Tutuşacaksan sadece benim için tutuş
Bir baş eğmezliktir insanın hayata karşı hırçınlığı
Ve kendini bildiği andan itibaren aşkı arar
Kâinattaki her şey O'nu arayıştır aslında
O'nu keşfetmek üzere programlanmıştır hayat
Her şeye rağmen AŞK tektir
Gecelerce yıldızların parıltısını seyredersiniz,
Ne güzel, Ne ulaşılmazdır onların ışığı
Ama onlarda güneşten alırlar parlaklıklarını
Güneşi seyredemezsiniz gözleriniz kamaşır
Gaye-i ışıktır güneş, Vesile-i ışıktır yıldızlar, güneşi yansıtırlar
Vesile-i AŞK tır insan, Gaye-i AŞK tır 
Ve perde-i AŞK tır insanı sevmek
İnsanla perdeler kendini hasret bırakır özletir göstermez
AŞK-ı dünyevidir insan ve AŞK-ı uhrevidir 
O kulunun kalbine nazar etmeye görsün,
Kıvılcımı yaktı mı artık hiç kurtuluşunuz yoktur
O yarattığı kulunu sevdirerek yaklaştırır kendine
Sevgilinin zatında aslında kendi nurudur görünen
Seven O'nu sever, Arayan O'nu arar,
İsteyen O'nu ister, Özleyen O'nu özler
Peşinden koştuğumuz da O, Kavuşmak istediğimizde O,
Sarılmak istediğimizde O dur
AŞK; tekdir
Aslında en büyük lütûftur bu, Kulunun kalbine koyduğu kor ateş
"Her göz etmez fark, İşitmez her kulak,
Saklı olmaz birbirinden CAN ve TEN
Canı görmek için izin yok ki bil ki sen
Bir ateştir, yel değildir ney sesi;
Kim ki ateşsizdir; Yok olsun böylesi " der Mevlana
İşte yana yana gelir kul ona
Mucibince amel ederse dünyevi aşktan uhrevi aşka geçiverir
Aslında Mecnun'a Leyla'dan tecelli eden de onun aşkının nurudur
Ama o kalbe kendi sevgisinden daha şiddetli bir sevginin girmesine müsaade eder mi hiç?
Kulunu kullanır, önce kulunda hissettirir zatını,
Gönlüne lezzet tat verir
Güllerin kokusunu gül kokusuyla duyurur,
Bülbüllerin sesini dinletir,
Şakayıkların renklerini gösterir,
Fark ettirir hayatı,
Aldığı soluğu hissettirir
Sonsuz sevgi pınarından su içirir
Sevmeyi böyle öğretir kuluna
Sevince, İlkbahar olur Sonbaharlar âşıklara
Ve aşkı insana insanla efsane eder ve aşığı aşka müptela eder
Aşık artık maşuğunun peşinden koşar, her yerde onu arar
Leylalar Mecnunlar, Yusuflar Züleyha'lar, Ferhatlar Şirirnler ve daha nice efsaneler bu aşkla ona erdiler
Anne sevgisi, Eş sevgisi, Kardeş sevgisi, Evlat sevgisi, Sevgili sevgisi, dostlarına duyulan sevgi, hepsi birdir Hepsi tek pınardan beslenir
Çünkü SEVGİ tektir
Bilmeden 'ı sevmektir ÂŞIK olmak, işte budur aşka mecaz katmak
O zatını, Kulunun suretinde gizler görünmez, ama O kulunu görür
O bilir, O çok sevdiği kulunun kendisini aradığını,
Bir gün mutlaka kendine âşık olacağını da bilir
Bu aşkla Mahmut Hüdai-ye kadılığı bıraktırır
İbrahim Ethem'i atlas yorganından çıkartır
Bişr-i Hafî'ye bütün varlığını tükettirir
Niyazi-i Mısri'ye mum yaptırıp sattırır
Ferhat'a dağları deldirir, aşığa acı çektirir
ÂŞIK sadece sever,
O sevdiği ile birlikte olmayı sever, o sevmeyi sever ve
"Seni seviyorum" demeyi sever
Âşık, ÂŞKA âşıktır, ÂŞIK aslında SANA ÂŞIKtır 
Tek "Seni seviyorum" "Seni seviyorum" demeyi seviyorum
|