| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Edebiyat 
 
            Tanım: 
 Okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen bütün yazılı eserlere edebiyat denir
  Edebiyat bir anlatım biçimidir  Düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir  Herhangi bir metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için sanatsal değerler taşıması gerekir   
 
 
    Edebiyatın kapsamı Edebiyat bir anlatım biçimidir  Düşünce ve duygulan güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanır  İnsan yaşantılarını anlatan her metin edebiyat yapıtı değildir  Konu tartışmalı olmakla birlikte, asıl amacı estetik tat vermek değil, bilgi vermek ya da inandırmak olan yapıtlar (teknik ve bilimsel kitaplar, gazete yazılan, reklam metinleri, propaganda yazıları vb) genellikle edebiyatın kapsamı dışında bırakılır  Bir metnin edebiyat yapıtı, sayılması için sanat değeri taşıması gerekir! Ama bu değeri tanımlamak kolay değildir  Edebi değeri olan bilimsel metinlere rastlanabildiği gibi, sanat katına yüksele-meyen şiirler de vardır  Bunlara şiir değil, manzume denir   
 
 Edebiyatın tanımı ve kapsamıyla ilgili tartışmalar, estetik kuramının alanına girer
  İlk sistemli estetik felsefesinin kurucusu olan 19  yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler 
 Kant'a göre, bir metnin sanat sayılabilmesi için "çıkar gözetmemesi", başka bir deyişle kendi dışında hiçbir amaç taşımaması gerekir
  Bütün sanatlar gibi edebiyat da bu bakımdan oyuna benzetilebilir  Oyunun kendi dışında hiçbir amacı yoktur, yalnız zevk almak için oynanır ve biter  Bu yaklaşım, edebiyatı öteki insan eylemlerinden ayıran çok önemli bir noktayı vurgulamakla birlikte, iki yönden eleştiriye açıktır  Birincisi, fazlaca "hazcı" bir yaklaşımdır; edebiyat yapıtlannın içerdiği "doğruluk" boyutunu, aydınlanma yanını ihmal etmektedir  İkincisi, yeterince tarihsel değildir; geçmişte edebiyat dışı sayılan bazı metinlerin zamanla edebiyat kapsamı içine alındığını, bazılarınınsa edebi değer ve işlevini yitirdiğini göz önünde tutmamaktadır  Oysa bütün insan ürünleri gibi sanat da ölümlüdür   
 
 Edebi türlerin en "edebi", en katışıksız, en yoğun olanı lirik şiirdir
  Estetik haz vermenin ötesinde hiçbir amaç taşımaz  Ama bu estetik hazzın içinde derin, karmaşık ve dile getirilmesi güç bir insani gerçeklikle karşılaşmanın verdiği heyecan da vardır   
 
 Yoğunluk ve katışıksızlık açısından lirik şiiri destan, eleji,
 
 ağıt, mesnevi, dramatik şiir ve Türk halk şiiri türlerindendir
  Bir ölünün arkasından söylenen şiirlere denir  Cenaze çıkan evlerde, yas, matem meclislerinde okunan acıklı türkülere halk edebiyatında ağıt adı verilir  Ağıt'ın karşılığı olarak İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı'nda sagu, Divan Edebiyatı'nda ise mersiye adı kullanılmıştır  Ağıt söyleyen kişilere ağıtçı denir   
 
 Ağıtlar genellikle dörtlükler halinde düzenlenir ve onbirli hece vezniyle söylenir
  Ancak beşer veya altışar mısralık bendler halinde söylenmiş ağıtlar da 
 felsefi şiir gibi manzum türler izler
  Bunlar genellikle firik şiirden daha uzun ve daha gevşek dokuludur  Roman, 18  yüzyılda gelişen ve 18  yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler 
 19
  yüzyılda öne çıkan bir türdür  Kaynaklan açısından en zengin edebi biçim olduğu söylenebilir  19  yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler 
 Destan, Efsanelerle değişikliğe uğramış tarihi bir olayın izlerini taşıyan destan, bir milletin hayal gücünü en çok doyurabilecek en eski edebiyat biçimidir
  Hangi edebiyat söz konusu olursa olsun kendiliğinden doğmuş ilkel halk destanlarının var olabileceğine bugün artık inanılmaz   
 
 İlkçağın en uzak dönemlerinden bize kadar gelen destanlar bile bir edebiyat çalışmasının ürünüdür; sözlü bile olsa bilinçli bir çabanın ve kişisel bir yeteneğin verimidir
  Bununla birlikte destanların kolektif bir yanı da 
 
  masal, ortaçağ romansları, deneme ve felsefi metin gibi daha eski biçimlerin hepsi romanı beslemiştir  Ama günümüzde satışa çıkan romanlann büyük bölümü edebiyat yapıtı sayılmaz; estetik zevk vermek için değil, oyalamak ve eğlendirmek için yazılmışlardır  Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür  Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir   
 
 Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür
  Yer ve zaman belli değildir  Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir  İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür  İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır  Masallarda eğiticilik esastır  Çoğu kez evrensel konular işlenir  Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür  Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı 
 Seyahatname, 19 Ağustos 1630 gecesi, rüyasında gördüğü Hz
  Peygamber'in elini öperken heyecanlanıp 'Şefaat ya Resulallah' diyecek yerde 'Seyahat ya Resulallah' diyerek kendi geleceğine farklı bir kapı aralayan garip bir gezgin, tam elli yıl boyunca bütün Osmanlı coğrafyasını adım adım dolaştı  
 
    Detaylı bilgi için linke tıklayınız  gezi notları, anı, (Os  Hatıra, Zikir, Tezekkür, Hafıza, Kuvei hafıza, Tahattur, Fr  Souvenir, Al  Erinnerung, İng  Remembrance, Recollection, İt  Ricordo) 
 Bilinçte yenilenen
    
 otobiyografi, günlük ve mektup gibi kişisel metinler, genellikle edebiyat ile belgeseli ayıran çizginin iki yanında yer alır
  Üsluplarının yetkinliği ve içeriklerinin zenginliğiyle büyük edebiyat yapıtı katma yükselenler olduğu gibi, "gazete yazısı" ve "anı defteri" düzeyinde kalanlan da vardır  Birçok kişisel metin, edebi değerinden çok, yazan konusunda özel bilgiler vermesi yüzünden ilgi çeker  Öte yandan, kolay kolay hiçbir türe sokulamayan ve üslup kaygısı gözetilmeden yazıldığı halde okurlara estetik bir doyum sağlayan metinler de vardır; İlim ve sanat gibi sahalarda tanınmış bir kimsenin kendi hayatını, kendisinin kaleme alarak anlatmasına ve bu şekilde meydana getirilen esere denir  Ancak bu eserler şahsi görüşlere dayandığı için objektiflikten ayrılabilirler  O bakımdan Otobiyografileri okurken veya herhangi bir sebeple onlardan faydalanırken çok dikkatli olmak gerekir   
 
 Şöyle ki, otobiyografi yazan eserindeki tercihlerini kendi duygu ve düşüncelerine göre yapabilir, yaşadığı hayatın kendince beğenilmeyen yönleri anlatılmamı
 
 20
  yüzyıl edebiyatında 20  yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler 
 dışavurumculuk, Estetikte, sanatçının ya*ratma sürecinin temelde, dışavurum bir eylem ve sanatçının izlenimlerini duygula*rını, sezgilerini ve tavırlarını açığa çıkarma*sından ve gözler önüne sermesinden oluşan bir süreç olduğunu savunan akım
  
 
  dadacılık ve 
 
  gerçeküstücülük gibi akımlann ürünleri genellikle bu türdendir   |