|  06-21-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Mektup 
 
            Mektup, haber ulaştırma amacı güden, son derece içten yazılardır Bir düşünce, duygu veya dileğin iletilmesi amacı güdülür mektupla  Genele, bir topluluğa seslenen mektuplar da olabilir  Ünlü kişilerin, sanat adamlarının birbirine yazdıkları mektuplar edebi mektup özelliği gösterir  Bunlar bir düşünceyi, bir sanat görüşünü açıklayan mektuplardır   
 Fuzuli'nin ?ikayetname'si edebiyatımızda ünlü bir mektup örneğidir
  Tanzimat sonrası edebiyatımızda; Namık Kemal, Ziya Gökalp, Cenap ?ahabettin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı önemli edebî mektup örnekleri vermişlerdir   
 
 TEVFİK FİKRET'ten SÜLEYMAN NAZİF'e
 
 
 2 Şubat 1314 (1899)
 
 
 Umutsuzluk
    umutsuzluk    umutsuzluk!    Umutsuzum kardeşim; korkunç bir kızgınlık bunalımı içindeyim, sönüyorum  Bu biraz daha sürerse, eyvah!    Nedenini söyleyim mi? Fakat bu o kadar tuhaf ki, gülersiniz diye kendi halime gülüyorum  Koca bir dünya içinde yalnızım, Nazif! En yakın arkadaşlarımın arasında, sokağa çıplak çıkmış bir adam duygusuyla titriyorum; herkesin vicdanı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak! Herkes hiç olmazsa üniformalarla - ne diyeyim - mayasını örtüyor; herkes zamanın alçaklık süslerine bürünebiliyor; herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın kolayını buluyor; herkes bu rezalet havasında nefes alabilmek için bir kolaylığa, bir çareye, bir büyüye sahip  
 
 İşte kalem namusu, basın namusu edebiyat namusu
    O da öldü, o da çiğnendi  Gazetesinde bir jurnal basamayanlar artık gazeteci sayılamıyor  Sonra içimizde o edepsizleri kötülüklerinin üstün gelmesinden dolayı kutlamaya koşarak, "Bir gazâ ettin ki hoşnûd eyledin Peygamberi" alkışlarıyla onların bu danışıklı dövüşlerini, namussuzluğun bu vicdanı kıran yengisini alkışlayacak namuslular da var  
 
 Elvedâ ey aşk-ı nâmus, elfirâk ey sıyt-ı âr!
 
 (Ey namus aşkı, ey utanmanın iyi ünü, Allahaısmarladık)
 
 
 Bilir misiniz, bu zamanda namus, kılıfını kemirir bir cevherden başka bir şey değil
  Size koşuyorum; elbette siz beni anlar, benimle ağlarsınız  Bayramın ilk günlerinden beri damarlarımın içinde bir kızgınlık zehiri dolaşıyor, kanımı kemiriyor  Burada artık herkesin benden ürktüğünü, kaçmak istediğini görüyorum  Herkes edepsizliğe hak veriyor; bana diyorlar ki: "Zaman haklıdır, akıllıdır; sen budalasın!" Allah aşkına siz öyle yapmayın, siz bari deyiniz ki: "Sen budalasın; fakat zaman haklı, akıllı değildir!" 
 
 Umutsuzluğumun derecesini düşünemezsin, kardeşim; kendimi taşlara çarpacağım geliyor
  Fakat hani benim yurtsever kanımla kirlenecek bir temiz taş? 
 (Tevfik Fikret, Muallim,
 
 c
  II, 1333/1917, no  14) | 
	|  |   |