08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Davut Sulari ( 1926)- (27.12.1984)
Davut Sulari 17 yaşında mana aleminde bade içen güçlü bir aşık 45 yılı aşkın bir zaman aşıklık geleneğini sazıyla sözüyle başarıyla yürütmüş, adını yurt içinde ve yurt dışında duyurmuş bir aşık Erzincan' ın Çayırlı ilçesinde 1926 yılında doğdu Büyükannesinin çocuğu olmadığı için babası Veli çocuğunu nenesine vermiştir Nüfus kaydı Rindi Hanım'ın üzerine yapılmıştır Dedesi Kaltık Mehmet Ağa tasavvuf şairiydi Dedesi genç Davut'a saz çalma şiir söyleme ve türkü yakma zevkini aşıladı
Aşıklık geleniğinin halk şiirinin her türünde başarılı örnekler vermiştir Davut Sulari nin yaktığı türküler bugün dahi usta halk türküsü sanatçıları tarafından TV de ve kasetlerde okunmaktadır Ankara ve İstanbul radyolarında 4 yıl bölge sanatçısı olarak çalıştı Davut Sulari 1955 yılından itibaren Konya'ya gelir özel şiirli türkülü programlar sunardı
Aşıklar bayramının Konya'da yapılmasında emeği geçmiştir Usta aşık türkü atışma güzelleme dallarında büyük bir yetenek sahibiydi Doğu Anadolu da asırlardan beri dilden dile anlatılan efsaneleri menkibeleri şiirleştirir sazıyla etkili bir makam ve deyişle dost meclislerinde sunardı Bütün ömrünü aşıklık geleniğne sadık kalarak sürdürdü Sulari yi sazından sazını Sulari den hiçbir zaman ayrı düşünmek mümkün değildi 27 Aralık 1984 tarihinde Davut Sulari bir aşıklar meclisinde Erzurum'da yanık yanık türkü yakarken bu dünyadan göçtü
Siyah Perçemlerin
Siyah Perçemini Yar Yar Dökmüş Yüzüne,
Salınarak Gelen Hümaya Bakın
Kimden Söz İşitmiş Yar Yar Düşmüş Hüzüne,
Kader Yakışmayan Simaya Bakin
Yar Yar Yar Eylemem Men
Yaktın Yandırdın Beni,
Zalım Aldattın Beni
Ne Dedim De Darıldın,
Bir Pula Sattın Beni
A Göksün Üstüne Yar Yar Bir Bağ Dikilmiş,
Bin bir Çeşit Çiçeklerden Ekilmiş
Dün Uğradım Bir Ücraya Çekilmiş,
Bulut Mu Gaplamış şu Aya Bakın
Yar Yar Yar Eylemem Men
Elin Sitemini Yar Yar Ağlarken Gördüm,
Gül Dibinde Kâh gül Sararken Gördüm,
Bir Seher Akşamı Çağlarken Gördüm,
Davut Sulari'deki Sevdaya Bakin
Yeter
Şu havayı gönül payedarından
Yarana elveda edelim yeter
Yedi nar sunanlar yandı narından
Cehennemde çıkıp gidelim yeter
                                         
Ben dervişem hoşça kervan düzmüşem,
Gönlüm bahar yeli gibi sezmişem
Dalgıcım aşk deryasında yüzmüşem
Naz etme ey bülbül sedalım yeter
Davut Sulari'yim mana-yı natık,
Biz araf ehline uymuşuz artık
İlm-i cavidandan mücevher sattık
Gönül kervanını güdelim yeter
Kipriğin Gaşına Değdiği Zaman
Kipriğin Gaşına Da Değdiği Zaman,
Bekleme Sevdiğim De Vur Beni Beni
Sevdanın Şafağı Da Söktüğü Zaman,
Diyardan Diyara Da Sür Beni Beni
Saçların Rüzgarı Da Tel Tel Biçende,
Dudağın Dilinden De Şerbet İçende
Gönlümde Duygular Ateş Saçan Da,
Alevden Gömleğe Sar Beni Beni
Çek Katarı
Çek Katarı Ben Gelirim Peşine
Ali Meydanına Varalım Hele
Merhametin Yok Mu Gözüm Yaşına
Pire Bağlı Olup Duralım Hele
Ey Müminler Gerçek Erler Merhaba
Ey Rehberler Gerçek Pirler Merhaba
Hazır Dostlar Hazır Yerler Merhaba
Sakiler Sazları Kuralım Hele
Davut Suları'yım Gördüm Didarı
Muhabbeti Baldır Kendisi Arı
Hazreti Ali'nin Sır Zülfikarı
İnkarın Boynuna Vuralım Hele
|
|
|