Yalnız Mesajı Göster

Meşa Selimoviç

Eski 07-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Meşa Selimoviç



Yugoslav edebiyatının önde gelen yazarlarından


--------------------------------------------------------------------------------


Mehmet (Meşa) Selimoviç


--------------------------------------------------------------------------------



26 Nisan 1910 tarihinde, Bosna'nın Tuzla kentinde doğdu Ailesinin zenginliği ona rahat bir çocukluk yaşattı Ne var ki -Suat Engüllü'nün yaptığı değerlendirmeye göre-, babası sorumsuz, bir o kadar da otoriterdi Romanlannda kaleme aldığı karakterler arasında babası sayılabilecek kişiler oldu


Örneğin Derviş ve Ölüm'de Hasan'ı babasından yarattı Onun için şunları

yazdı: "Genellikle sahip olduğu malı mülkü satarak geçinirdi Atları,

otomobilleri, kadınları, avlanmayı, içkiyi, dost meclislerini severdi Eğlenceye çok düşkündü Ömrü kısa sürdü 54 yaşında öldü O, evin tek efendisiydi Odasına senede sadece iki kez, o da bayramlarda

girebilirdik" İlk ve ortaöğrenimi Tuzla'da tamamladı Bu yıllarda

Andersen masallarından Dickens'ın romanlanna kadar uzanan geniş bir yelpazede ne bulursa, okudu Lise son sınıfta bir yandan Dostoyevski okuyordu, bir yandan da ilk şiir ve denemelerini yazmaya çalışıyordu

1930'da Belgrad Üniversitesi Felsefe Fakültesi Sırp Dili ve

Edebiyatı Bölümü'ne girdi O yıllarda Hersekli arkadaşları ona Meşa demeye başladılar Meşa'yı o da benimsedi, imza olarak Meşa

Selimoviç'i kullandı Üniversiteyi bitirdiği yıl (1936), babasını yitirdi

Tuzla Lisesi'nde öğretmenliğe başladı Böylece gençlik üzerinde etkileri görüldü Meşa Selimoviç, ikinci Dünya Savaşı başladıktan sonra, Halk

Kurtuluş Hareketi adlı örgüde işbirliği yaptığı gerekçesiyle 9 Eylül 1942'de, kız kardeşi ve ortanca kardeşiyle birlikte üçü, Hırvat faşist

Ustaşlar tarafindan tutuklandı Dört ay hapiste kaldı, delil

yetersizliğinden serbest bırakıldı


Yayımına yeni başlanan Oslobecenye gazetesine yazılar yazmaya başladı, Tuzla Birliği'nin siyasal sorumluluğuna getirildi Selimoviç, 1944 yılının

sonlannda Derviş ve Ölüm kitabını yazmasına neden olan acı olayı

yaşadı: Kendi nden beş yaş büyük olan ağabeyi subay Şevkiya Selimoviç, "Kamu Malları Genel Müdürlüğü" deposundan bir karyola, bir dolap, bir sandalye ve buna benzer şeyler çaldığı" için IIIKolordu askeri mahkemesi karanyla kurşuna dizildi Karar yerine getirilmeden önce

hapishaneden Meşa Selimoviç'e suçsuz olduğuna dair bir haber

gönderdi Bu olay Meşa Selimoviç'i çok etkiledi


Sessizlikler, Anılar, Derviş ve Ölüm'de ağabeyinin bu trajik olayına yer verdi Selimoviç, Tuzla Birliği'nden yeni kurtarılmış bölge haline gelen Belgrad'a gitme emrini sevinçle kabul etti "İşgalci ve Yardımcılannın

Cinayetierini Saptama Komisyonu'nun Yayın Bölümü Şefliği "ne

getirildi Bu görevde iki yıl çalıştıktan sonra Yugoslavya Federatif Halk

Cumhuriyetinin Kültür Komisyonu Üyeliği ve Dış Ülkelerle Kültür İlişkileri Bölümü Şefliği'ne atandı


1943'te evlendiği eşiyle iki yıl birlikte olabildi 1945'te tanıştığı, Krallık Yugoslavya Ordusu generallerinden birinin kızı olan Darka ile evlendi Ne var ki bu evliliği ona pahalıya maloldu Parti üyeliğine son verildi İşinden çıkarıldı O da bunun üzerine Saraybosna'ya taşındı Burada çıkan

"Brazda" dergisinde yazmaya başladı



Bu yıllarda ilk öykü kitabı olan İlk Bölük yayımlandı Kendisi de mezun olduğu fakültede Doçentliğe atandı, romantizm dersi okuttu Bir yıl sonra "Brazda" dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi Daha önce başladığı gazete yazarlığını edebiyat yazarlığı biçiminde sürdürdü İki seçki

hazırladı 1946 yılında ilk öyküsü Fırtınanın Türküsü, Meşa

Selimoviç imzasıyla "Naşa Knyljeunost" dergisinde yayımlandı Öykünün konusunu kendisinin de katıldığı Yugoslavya Kurtuluş Savaşı'ndan alıyordu


"Yabancı Ülke" öyküsü filme alındı, 1956 yılında Pula Film Fesivali'nde özel ödül verildi Yazdığı senaryo bir yıl sonra yayımlandı Aynı yıl

Saraybosna Halk Tiyatrosu Müdürü oldu 1961 Meşa Selimoviç için 'altın

yıl' oldu denebilir


Önce "Jivot", ardından "Veselin Masleşa", daha sonra da "Suyedost"

yayınevlerinin yayın yönetmenliğini yaptı Bir yıl sonra da Bosna-Hersek

Yazarlar Birliği Başkanlığına seçildi


Sessizlikler romanına Saraybosna Kenti 6 Nisan Ödülü verildi 1966'da Derviş ve Ölüm yayımlandı


Yugoslav edebiyat çevrelerinde geniş yankı yarattı Bu büyük ilgiyi kendisinin bile beklemediğini söyledi 1962'de haftalık "Nin" dergisince 1966 Yılının En İyi Roman Ödülü ve daha önce Sessizlik için verilen

Saraybosna Kenti Alo Nisan Ödülü, bu kez Derviş ve Ölüm için de

verildi Önce Sırbistan Bilim ve Sanat Akademisi haberleşme üyeliğine, ardından da Bosna-Hersek Bilim ve Sanat Akademisi üyeliğine kabul edildi Sırp milliyetçilerinin kendisini istismar ettiklerini görerek,

Saraybosna'dan ayrıldı, Belgrad'a yerleşti


Selimoviç, Derviş ve Ölüm nedeniyle, Alün Çelenkli Cumhuriyet Nişanı'nı,

Nyegoş Ödülü'nü aldı 1970'te de Yugoslavya'nın en büyük ödülü

olan Avnoy Ödülü'ne layık görüldü Bir gazetede kendisiyle 16

Haziran 1975'te yapılan bir söyleşide sağlığına ilişkin bilgiler verdi:

"Derviş'ten ve Kale'den sonra bir depresyon geçirdim, insanlardan kaçmaya başladım 1971 yılında ağır bir hastalığa yakalandım ve artık yazamayacağımı düşündüm"


Derviş ve Ölüm 1977'de, Kale 1981'de Fransa'da yayımlandı, büyük ilgi

gördü Ne var ki Selimoviç'in sağlığı bozuktu ve günlerini sürekli

yatağa bağlı geçirmek zorundaydı Çember adlı son romanını

tamamlayamadı, Belgrad'da hayata veda etti (1982)


Meşa Selimoviç'i önce Boşnak, sonra Sırp edebiyatçısı ya da genel bir

ifadeyle Yugoslav yazarı olarak tanımlayabiliriz


Onun en ünlü olan eseri Derviş ve Ölüm, Saraybosna'da 1966'da

Türkiye'de ise, 1973'te yayımlandı Daha sonraki basımları 1985,1988 ve 2001 yılında yapıldı


Selimoviç'i de Türkiye'de tanıtan Yaşar Nabi Nayır oldu Derviş ve Ölüm'ün 1973'teki ilk basımı Varlık Yayınları'ndan yapıldı


Selimoviç, iyi bir öğrenim gördü ve temel eserleri okuyarak, yazarlığını

yetkinleştirdi Suat Engüllü'nün saptamasına göre, Selimoviç, başta

Dostoyevski olmak üzere Gogol, Hugo, Stendhal, Zola, Çehov,

Tolstoy, Proust, Thomas Mann, Thomas Volfe, Willam Faulkner,

Ernest Hemingway olmak üzere Rus, Fransız ve Amerikan

edebiyatının başlıca yazarlarını okudu, kendi biçemini yaratmaya

çalıştı Engüllü, şu yargıya vardı: "Çok çalışan, ne yapmak

istediğini iyice bilen, yazdığı her cümleyi acımasız bir

eleştirmen edasıyla değerlendiren bir yaratıcıdır o" Meşa

Selimoviç önce bir öykücüydü Öykü ve romandaki başarısının

ise, yine Engüllü'nün saptamasına göre, "İslam âdet, gelenek ve

göreneklerinin yaşatıldığı Boşnak bir ailede yetişmiş bulunan

Selimoviç'in, bütün eserlerinde, mensubu olduğu ulusun değerleri

olan doğunun manevi zenginlikleri ile lise öğrenciliği esnasında, özellikle

de Belgrad Felsefe Fakültesi'nde öğrenim gördüğü yıllarda benimsediği

batı düşünce tarzı arasında son derece başarılı bir sentezi ortaya

koyabilme becerisini göstermiş olmasında yatmaktadır"


Selimoviç in parçalı Yugoslavya'da edebiyatçı kişiliği de Suat

Engüllü'ye göre, bir ihanet çizgisi izler: "o yıllarda galeyana gelen, her

türlü firsatı akıllıca değerlendiren, elindeki bütün imkânları devreye sokan Sırp milliyetçiliği lobisinin sistematik gayretleri üstün gelmiş, bunun

sonucu olarak da Meşa Selimoviç, Saraybosna'yı terk edip Belgrad'a

yerleşmesinden bir süre önce yayımlanan Predrag Palavestra'nın

Savaş Sonrası Sırp Edebiyatı kitabına Sırp yazarı olarak dahil edilmesi

nedeniyle, 12 Haziran 1973 tarihli Politika Gazetesinde yayımlanan bir

yazıda olduğu gibi, 3 Kasım 1976 tarihinde Sırp ve Bilim Akademisi'ne

gönderdiği mektupta da "Bosnalı, Müslüman bir aileden geldiğini"

belirtmekle birlikte, "Sırp ulusuna ve Sırp edebiyatına mensup olduğunu"

vurgulamış, geçen yüzyılın 60'lı yıllarında Boşnaklığını reddedip Sırplığı ya da Hırvatlığı benimseyen birçok Boşnak aydın ve yazar gibi, asıl mensubu

olduğu Boşnak ulusuna da, Boşnak edebiyatına da sırt çevirip ihanet

etmiştir" (Kale, s499)


Derviş ve Ölüm'ün yazarı Meşa Selimoviç, kitabı için şunları söyledi: "Bu, her şeyden önce felsefi ve psikolojik bir romandır Dürüst bir kişiliğe sahip olmasına rağmen, Derviş'in düşünce tarzı dogmatik, belli kalıpların

dışına çıkmayan bir düşünce tarzıdır; oysa hayat ona tuzaklar kurmakta, onun sözde sarsılmaz düşünce tarzının ve dünya karşısında takındığı tavrın zırhını paramparça etmektedir Yazarken beni özellikle ilgilendiren dildi; dilin kendi içinde gizlediği, etkileyici psikolojik durumların ifade

edilebilmesini sağlayan olanaklardı"


Doğan Hızlan şöyle diyecekti: "Türkiye ile Yugoslavya arasındaki edebi

hat gittikçe pekişiyordu Ivo Andriç'in eserlerinin çevirisini, başka

yazarların dilimizde görünmesi izledi Meşa Selimoviç'in Derviş ve Ölüm'ü

çok beğenildi" (Hürriyet, 29 Mart 1999) Roman yönetmen Alberto

Rondalli tarafindan kendi yazdığı senaryoyla filme çekildi, 2002'de

Türkiye'de de gösterildi


Türkçede de Yayımlanan Başlıca Eserleri


Derviş ve Ölüm (Mahmut Kıratlı, 1973),

Kale (Suat Engüllü, 2001)


11 Temmuz 1982'de de Belgrad'da yaşama gözlerini yumdu




HAKKINDA YAZILANLAR


‘Derviş’ aralıkta vizyona giriyor

Zaman 29 Kasım 2002


Türk–İtalyan ortak yapımı olan “Derviş” adlı film, 13 Aralık tarihinde Türkiye genelindeki 16 sinemada vizyona giriyor


“Derviş”, Boşnak yazar Meşa Selimoviç’in “Derviş ve Ölüm” adlı romanından sinemaya uyarlandı Yönetmen Alberto Rondalli tarafından yazılan Derviş’in senaryosu, insanın varoluşuna dair soruları, romanın başkahramanı Ahmet Nurettin’in deneyimleri aracılığı ile tartışıyor Kapadokya’da 44 kişilik Türk ve İtalyan ekip tarafından çekilen “Derviş”te İspanyol aktör Antonio Buil Puejo ile birlikte aralarında Cezmi Baskın, Ruhi Sarı ve Başak Köklükaya’nın olduğu Türk oyuncular rol alıyor “Derviş”, ekim ayında hayata veda eden tiyatro sanatçısı Soner Ağın’ın rol aldığı son film oldu “Derviş” Locarno Film Festivali’nde evrensel bir konunun etkili anlatımı, fotoğraflarının güzelliği ve oyuncuların başarısı dolayısıyla jüri özel mansiyonu, Gallio Film Festivali’nde ise yönetmenin, romanın edebi değerini, içeriğini ve anlamını yorumlamada, sentezlemede çok başarılı olması, diyalogların biçimi, orijinal sufi müziği, yöneten ve yönetilen sınıflar arasındaki ilişkinin işlenişi açılarından en iyi film ödülü aldı

Alıntı Yaparak Cevapla