Prof. Dr. Sinsi
|
Murat Bardakçı ( 1955)
1955 yılında İstanbul'da doğdu Ekonomi öğrenimi gördü Musikiye Dr Selahattin Tanur'la tanbur ve eser meşkederek başladı Tanur'dan "icazet" aldı Ekrem Karadeniz'le teori, teori tarihi ve ses sistemi üzerine çalıştı Fahire Fersan ve Vecdi Seyhun'dan yararlandı İlgi alanı, daha sonra musiki tarihine yöneldi Abdülbaki Gölpınarlı'dan, şarkiyat kaynakları ve metodolojisi alanlarında büyük ölçüde faydalandı Bu arada Türk ve İslam Müziği'nin tarihiyle ilgili kitap, belge, fotoğraf, film ve ses kaydı gibi arşiv malzemesi topladı, geniş bir nota kolleksiyonu oluşturdu
Türk Müziği Tarihi'yle ilgili çok sayıda araştırması yayınlandı Osmanlı İmparatorluğu 'nun yıkılış dönemine ilişkin araştırmalarıyla bilinir Sultan Vahdettin üzerine Şahbaba kitabını yazdı 2006 yılında Kanal D'de yayınlana 'Son Osmanlılar' dizisini yaptı
ESERLERİ:
SULTANİ BESTELER
Murat Bardakçı
Osmanoğulları'nın Son Padişahı Mehmet Vahideddin'in Eserleri
Murat Bardakçı
Kasım 1997, birinci basım
Kapak Tasarım: Fatih M Durmuş
Nota Yazımı: Ziyaeddin Akyiğit
Son dönem Türk tarihinin en tartışmalı isimlerinden olan Sultan Vahideddin bu kitapta siyasi kimliğiyle değil "kanuni-bestekar Mehmed Vahideddin" olarak yeralıyor ve ölümünden bu yana geçen 71 sene boyunca ailesi tarafından muhafaza edilen 41 adet bestesi ilk kez gün ışığına çıkıyor
"Sultani Besteler"de notası yeralan 41 adet eser Şehzade Korkud'dan Üçüncü Murad'a, Üçüncü Selim'den İkinci Mahmud'a, Sultan Abdülaziz'e, Halife Abdülmecid'e ve çok sayıda şehzade ve sultana uzanan ırsi bir geleneğin, Osmanlı ailesindeki bestecilik geleneğinin halkalarındandır
Bu eserler, Sultan Abdülmecid oğlu kanuni-bestekar Mehmed Vahideddin'in bir kısmı Dolmabahçe ve Yıldız saraylarının avizeli salonlarında, bir kısmı da San Remo'daki küçük bir sürgün villasının loş odasında örülmüş nağmeler dünyasının yansımasıdır
xxxxxxx
ŞAHBABA
Osmanoğulları'nın Son Hükümdarı 6 Mehmed Vahideddin'in Hayatı, Hatıraları ve Özel Mektupları
Murat Bardakçı
Pan Yayınları - Gri Yayın Dizisi
Sekizinci Basım: Kasım 1999
Kapak Grafiği: Fatih Durmuş
Önsöz'den
Şahbaba, yapayalnız bir insanın öyküsüdür
Şartların doğru karar vermesine imkan bırakmadığı, hatta olup bitenleri değerlendirmesine bile izin vermediği çaresiz bir insanın öyküsü… Huzuruna el-pençe girildiği günlerin hemen ertesinde hain ilan ediliveren sarayın yalnız adamının, Osmanoğulları'nın son hükümdarı Mehmed Vahideddin'in, torunları arasındaki ismiyle Şahbaba'nın hikayesi 
Tac sahiplerinin gerçi hemen hepsi yalnızdır ve yalnız olmayan belki tek bir hükümdar bile yoktur ama aralarında derin bir mesafe de bulunsa, içlerini dökebilecekleri tek-tük dostlara sahiptirler
Peki, Sultan Vahideddin'in hiç dostu olmadı mı?
Cevabı hükümdarın bizzat kendi kızı veriyor; Sabiha Sultan yayınlanmamış hatıralarında "… Babam, yaradılış itibariyle çekingen, çok mütevazi, muhiti çok dar, dostu, arkadaşı yok denecek kadar az bir insandı" diyor
Vahideddin iktidar yıllarında da yalnızdı… Bu yüzdendir ki hep tek başına kaldı ve nihayet bir zamanlar sureta da olsa kendisinden yana görünenler tarafından bile terkedildi
O, bütün bu olup bitenlerin galiba en başından beri farkındaydı… Bu idrak ediş, sürgünde yazdıklarında apaçık görünüyor… Mektuplarında tahtından ve memleketinden olmuş bir hükümdardan ziyade küskün, yalnızlığın darbesi altında ezilmiş, dönüş ümitleri yavaş yavaş erirken vatan ve aile hasretini alaturka şarkılar besteleyerek terennüm eden, herşeyiyle kadere teslim olmuş bir insan konuşmaktadır…
xxxxxxx
SON OSMANLILAR
Murat Bardakçı
Pan Yayınları - Gri Yayın Dizisi
Birinci Basım: Eylül 1991
İkinci Basım: Ekim 1991
Üçüncü Basım: Eylül 1992
Beşinci Basım: Haziran 1999
36'sı erkek, 48'i kadın ve 60'ı çocuk, 144 kişiydiler  Osmanlı hanedanı, bu 144 kişiden ibaretti  1924 Mart'ında, hepsi Türkiye dışına çıkartıldı  Ellerine ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık "dönüşü olmayan" pasaport verildi Mal varlıkları tasfiye edildi  Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri yasaklandı  Artık ne vatanları, ne de gelirleri vardı  Macera dolu bir sürgün yaşadılar  Geçinebilmek için, her türlü işte çalıştılar  Kimisi mezar bekçiliği yaptı, kimisi kapı kapı dolaşıp sabun sattı  Yabancı zindanlarda can verenleri oldu  Kimisi de başka hanedanların mensuplarıyla evlenip yeniden asalet ünvanı aldı  Sürgün, hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 yıl devam etti 1974'te, ailenin tümünün Türkiye'ye dönebilmesine izin verildi Bir kısmı döndü, bir kısmı yıllardır yaşadığı ülkelerde kaldı Gazeteci Murat Bardakçı'nın, şimdi dünyanın hemen her tarafına dağılmış olan Osmanlı hanedanı mensuplarıyla görüşerek hazırladığı bu kitap, Ortadoğu'ya ve Avrupa'nın bir bölümüne yüzlerce yıl boyunca hükmetmiş bir aileden bugüne kalanların öyküsünü anlatıyor  Konusundaki ilk ve tek eser olan bu kitap, bir yerde, Osmanlılar'ın tarih sahnesinden çekilmelerinden sonraki tarihi 
xxxxxxxx
MARAGALI ABDÜLKADİR
Murat Bardakçı
Birinci Baskı: Aralık 1986
Nota Yazım ve Grafiği: Ganime Altun
Hattat: Sabri Mandıracı
Kapak Grafik: Final Reklamcılık
  Biz, bu kitapta eski çalışmalardan yararlanan, ancak şimdiye dek gözden kaçmış bazı kayıt ve belgeleri ön plana çıkartan bir inceleme sunuyoruz İncelemenin temeli Abdülkadir'in biyografisine dayandırıldığından, ses sistemi, diziler, ika' formlar ve çalgılar gibi teknik konularda yüzeysel kalınarak bahislerin şerhine girilmemesi tercih edilmiştir 
xxxxxxx
REFİK BEY
(Refik Fersan ve Hatıraları)
Murat Bardakçı
Birinci Basım: Mart 1995
Önsöz: Murat Bardakçı
Refik Fersan'ın hatıraları, iki devrin romanıdır: Osmanlının son zamanlarıyla Cumhuriyet'in ilk yıllarının  Okuyucu, hatıralarda sadece geçmişin parlak musiki hayatını değil, can çekişen bir imparatorluğun aristokrat sınıfında yaşanan çizgiyi koruma mücadelesini ve genç cumhuriyetin ilk sancılarını bulacaktır
Murat Bardakçı bu kitabında, Türk Müziği'nde 18 yüzyılın son çeyreğinde başlayan modernleşme hareketlerini ve Refik Fersan'ın hayatıyla musikisini ele alıyor Bunu, hatıratın tam metni izliyor 
Türkiye'de bir Türk Müziği bestecisinin bizzat kaleme aldığı hatıraları ilk kez bu yayınla kitap haline gelirken, müziğimize besteci olarak büyük eserler vermiş ve bir tarza öncülük etmiş olan Refik Fersan, ölümünden 30 sene sonra yayınlanan hatıralarıyla, müzik literatürümüze de öncülük ediyor
xxxxxxxx
FENER BEYLERİ'NE TÜRK ŞARKILARI
Murat Bardakçı
Birinci Basım: Nisan 1993
Kapak Gravürü: Fener Patrikhanesi baş mugannilerinden Yakumaki Protopsaltis (18 yy), tanburuyla
Sunuş: Murat Bardakçı
Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan Fenerliler ve Karamanlılar gibi Rum Ortodoks kilisesine bağlı unsurlara yönelik, Bizans notasyonuyla kaydedilmiş Türk müziği parçaları bugüne kadar hiç araştırılmamış bir konuydu Türkiye'de bu konuda yapılmış ilk çalışma olan "Fener Beyleri'ne Türk Şarkıları", Türk müziği sisteminin Bizans musiki teorisini nasıl etkilediğinin ve iki müziğin asırlar boyu devam eden birlikteliğinin kısa bir öyküsü Murat Bardakçı, bu kitabında Bizans notasının tarihsel gelişimini de ele alıyor, ayrıca bu sistemle notaya alınmış Türk müziği parçalarının yer aldığı en önemli yedi kitabın dökümünü veriyor
xxx
Pan Yayıncılık
Barbaros Bulvarı, 18/4 Beşiktaş 34353 İstanbul
Telefon: 0212/2618072
0212/2275675
Faks: 0212/2275674
E-posta: pankitap@pankitap com
HAKKINDA YAZILANLAR
Bayanlar, baylar; süper bir zekayla karşı karşıyasınız
SERDAR TURGUT
Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi
Okuyucu bu süper zekanın ve bilgi birikiminin sadece gazetedeki sonuçlarıyla yetinmek zorundadır Bu yüzden şanssızsınız aslında Onun asıl birikimini gösterdiği yer kitapları Murat ayrıca büyük bir musiki tarihçisi ‘‘Mavi kanlıların’’ dünyasını da iyi bilir O dünyada rahat hareket eder, belki de o dünyadandır da bilemiyorum
Yazarlığın altın kurallarından bir tanesi insanın sadece bildiği konularda yazmasıdır
Şu anda okumakta olduğunuz yazı egzersizlerinin amacı bu kuralın ihlal edilmesi durumunda neler olacağını ortaya çıkartmak olmalı
Murat'ı sadece yazılarından tanıyorum Aynı mekanlarda kısa süreli bir arada bulunmalarımızda birbirimizi fazla tanıma imkanımız olmadı
Bir insanı ele veren gözleridir Kafası fazla çalışmayan bir insanı gözlerinden hemen anlarsınız Bakınız örneğin Tony Blair, George Bush jr , Pierce Brosnan
Murat'ın gözleri ve gözbebeğindeki hareketlenmeler ise süper bir zekayla karşı karşıya olduğunuzu ortaya koyar
Okuyucu bu süper zekanın ve bilgi birikiminin sadece gazetedeki sonuçlarıyla yetinmek zorundadır Bu yüzden şanssızsınız aslında
Onun asıl birikimini gösterdiği yer kitapları
Örneğin Vahdettin'in hayatı üzerine kaleme aldığı eser Türk tarih çalışmalarında büyük bir devrim, bir alt üst oluşa yol açabilecek tarihi verileri ortaya çıkarmış durumda
Abartmıyorum, bulun ‘‘Şahbaba’’yı ve okuyun lütfen
Neden çok tartışılmaz bu konu? Benim için anlaşılması mümkün olmayan ve galiba da Türkiye'ye özgü bir durum bu
Murat asıl olarak büyük bir musiki tarihçisi
Şarkiyat kaynaklarını bulma yöntemlerini, metodolojiyi öğrenme sürecinde Türkiye'nin önde gelen alimleriyle çalıştığını, onlardan öğrendiğini biliyorum
Bu eğitimi üniversitede veremezler insana, orada öğretilenler ancak o şekilde usta-çırak ilişkisi içinde öğrenilir ve ancak o şekilde usta olunabilir, bunun başka yolu yok
Murat aynı zamanda ‘‘Mavi kanlıların’’ dünyasını da en iyi bilen insandır
O dünyada rahat hareket eder, belki de o dünyadandır da bilemiyorum ve yazabildiklerini de bize anlatır
Eminim ki yazamadıkları yazdıklarından çok daha fazladır
|