|  07-10-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Sabri Yirmibeşoğlu 
 
            HAKKINDA YAZILANLAR
 
 Sabri Yirmibeşoğlu
 
 Müdahale Türkiye’ye yakışmaz
 
 M
  Ali Kışlalı 
 Türkiye 19 Şubat 2001
 
 
 E
  Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu Türk Silahlı Kuvvetleri içinde en üst rütbeye doğru yükselirken birçok kritik görev yaptı  Kıbrıs’ta bulundu  Özel Kuvvetler Komutanlığı yaptı  Ankara Sıkı Yönetim Komutanlığı ve kolordu komutanlığı sonrası 2  Ordu Komutanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu  Orgeneral rütbesinde dört yıldan sonra, bir yıl görev süresinin uzatılması kendisini Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, oradan da muhtemelen Genelkurmay Başkanlığına getirecekti  Ama beklenen uzatma olmayınca kadrosuzluktan emekliye ayrıldı  “Askeri ve Siyasi Anılarım” başlığı altında, yaşadığı önemli olayları yayımladı  Özellikle 12 Eylül 1980’den emekliye ayrılana kadar önemli görevlerde bulunan Org  Yirmibeşoğlu ile TSK’nın ülkedeki gelişmeleri nasıl değerlendirdiği hakkında bir sohbet yaptık  
 Bugün sizlere hepinizin yakından tanıdığı bir isimle E
  Org Sabri Yirmibeşoğlu ile yaptığımız sohbeti aktarıyorum  İlk sorum 12 Eylül öncesi ortamın TSK açısından görünüşü oluyor  
 Yirmibeşoğlu- Ordu ekonomik, siyasi istikrarsızlık yanında şiddet olaylarından tedirgindi
  Bunda şaşılacak hal olmamalıydı  İç ve dış tehditlere karşı Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak durumunda olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu oluşumlara bigane kalması düşünülemezdi  Çünkü sonra telafisi mümkün olmayan durumlarla karşılaşılabilirdi  
 
 Kışlalı- Sizce TSK’nın hangi hallerde müdahalesi ortaya çıkıyor?
 
 Yirmibeşoğlu- Başka hiçbir çare kalmadığı zaman
  Yoksa halka karşı bir askeri müdahale asla yapılamaz  Ülke çapında bir beklentinin ve desteğin olması lazım  Sokaktaki adam ile birlikte; üniversite, medya ve hukuk güçlerinin onayı lazım  Yoksa bir askeri harekat yapılamaz  Nitekim 1962 yılı 22 Şubatı ile 1963’ün 21 Mayısındaki girişimler böyle beklenti ve desteğe sahip olmamışlardır  Bıçak kemiğe dayandırılmamalı  Siyasiler, sivil yönetim memleketi çıkmaza sokmamalı  Askeri müdahalelere lüzum kalmamalı  Çünkü askeri müdahaleler Türkiye’ye yakışmıyor  İtibar kazandırmıyor  
 
 Kışlalı- Ülke buhranlı dönemlerde çıkış yolunu sizce nerede aramalı?
 
 Yirmibeşoğlu- Dünyada bir çok sosyal ve siyaset bilimcisi böyle buhranlı dönemlerde, karşı görüşlerde de olsalar, partilerin birleşerek uzlaşarak hükümet etmesi ve seçim ortamını hazırlayarak seçime gitmelerini öneriyorlar
  Seçim demokrasinin emniyet subabıdır  
 
 Kışlalı- Demokratik rejimin itibar kazanması için atılmasını gerekli bulduğunuz adımlar var mı?
 
 Yirmibeşoğlu- Tabii var
  Mesela yolsuzluk, rüşvet gibi toplumu rencide eden hususların ortadan kaldırılması için gayret gösterilmeli  Bunlar yargıya intikal ettirilmeli  Varsa suçlular ortaya çıkarılıp cezalandırılmalı  Ama maalesef bu her zaman yapılmıyor  Siyasileri ilgilendiren kirli işler Meclis komisyonlarında örtbas edilebiliyor  Kişilerin birbirini aklaması mümkün olabiliyor  
 
 Kışlalı- Hatıralarınızı yazdığınız iki ciltlik kitabınızda sivil yönetim uygulamalarını yer yer eleştiriyorsunuz
  Bunların yanında askeri yönetimlere de dokunduğunuz görülüyor  Mesela 12 Eylül’den sonraki ara dönemde emekli askerlere gerektiği gibi görev verilmediğini söylüyorsunuz  Hatta Az da olsa bazı görevler verildiyse bunlar hep ahbap çavuş usulü oldu diyorsunuz? 
 Yirmibeşoğlu- Bunları niye yazdığım, geçmişi neden kaşıdığım sorulabilir
  Ama gerçeği dile getirmek istediğime inanıyorum  Yarım asırlık hizmetim esnasında düşüncemi ve gerçekleri söylemeden edemedim  Bunu söylersem iyi mi olur, kötü mü olur diye düşünmedim  Görevli iken çekinmedim de emekli olduktan sonra mı hoşa gideyim diye gerçekleri saptırıp yağ mı çekeceğim? 
 
 Kışlalı- Ne yapılabilirdi de yapılmadı?
 
 Yirmibeşoğlu- Askeri yönetim dönemlerinde özellikle genç yaşlarında emekli olmuş askerlere hizmet imkanı verilebilirdi
  Bu yapılmayınca onlar öcü gibi göründüler  Zaman zaman Asker o işleri bilmez dendiğini duyduğumda üzülmüşümdür  İçte ve dışta Türkiye’nin Asker ağırlıklı bir demokrasi olarak tanımlandığı görülür  Ama Türkiye’nin sivil yönetiminde asker emeklilerinin yeri yoktur  
 
 Kışlalı- Askeri müdahaleler sırasında siyasi kadrolara müdahale, onların yasaklanması yararlı oldu mu?
 
 Yirmibeşoğlu- Hayır
  12 Mart’tan sonra Demirel’in bir daha iktidara gelemiyeceği tahmini yapılmıştı  Oysa Demirel geri geldi  Çankaya’da ve Genelkurmay’da, dar katılımlı bir toplantıdaydık, daha toplantı başlamadan bize bir kimya bilimi kuralını anlatarak İşte tekrar geldim dedi bize  Eğer asılmasalardı, o zamanın liderleri de 27 Mayıs’tan sonra siyasi hayatımızın zirvelerine şüphesiz tekrar gelirlerdi  Parti kapatmakla partinin tabanı ortadan kalkmıyor  Lideri siyaset yapmaktan yasaklamakla siyasi hayatı sona erdirilemiyor  Bunu yakın geçmişte olup bitenler kanıtlıyor  
 
 Kışlalı- Askeri dönemlerde yapılan anayasalar ve kimi yasalar beğenilmiyor?
 
 Yirmibeşoğlu- Doğru ama normal döneme geçilince bunlar eden siviller tarafından değiştirilmiyor? 1961 anayasasına geniş, 1982 anayasasına da dar dendi
  Neden siviller Türk milletinin üzerine tıpa tıp uyacak ölçüde bir anayasa yapmadılar? Ama partiler bir türlü anlaşamıyorlar  Her biri kendi görüşünde anayasa istiyor  
 
 Kışlalı- Başbakanlığı sırasında MGK Genel Sekreteri olarak çalıştığınız Özal da galiba anayasadan memnun değildi?
 
 Yirmibeşoğlu- Doğru
  Bana anayasa kitapçığını eline alıp Sabri Paşa bu anayasa mı yönetmelik mi? dediğini hatırlıyorum   | 
	|  |   |