Prof. Dr. Sinsi
|
Köroglu
KÖROĞLU
Köroğlu, ünlü bir halk hikayesi, daha doğrusu bir halk romanıdır En az dört yüzyıldan, beri sanat susuzluğunu gidermekte, kahramanlık duygularım beslemektedir
Yiğit ve mert bir kahraman tipi olan Köroğlu, her Türk gencinin ruhunda onun gibi karakterli olma ülküsünü, besledi Halk şiirinin koçaklamalarında hep onun örnek alındığı görülür
Köroğlu, bir kanun kaçağı, devlete karşı gelmiş bir dağ adamıdır Yollar keser, kervanlar vurur Babasının gözlerine mil çektiren zalim Bolu Beyi'nin ordularını bozar, dağıtır Sık sık Bolu'yu basar, şehrin altım üstüne getirir
Bu yaptıkları, örnek alınacak davranışlar değildir elbet Ama, Köroğlu'nu haklı gösterecek yönleri vardır Bir defa haksızlığa, zulme karşı ayaklanmıştır Bu arada kendisi hiç bir zaman haksızlığa sapmamıştır Onun, hikayesinin en yaygın olduğu yüzyıllar, Osmanlı Devleti de büyük iç ve dış sarsıntılar geçirmektedir Ortalıkta, bundan yararlanan derebeyi tipleri türemiştir Vilayetlerde valiler halkı ezmekte, çifte vergiler almakta, zulmün her çeşidini yapmaktadır
Namuslu valiler haklı ya da haksız, devlete karşı büyük ayaklanmalar düzenlemekte, bu arada üzerlerine gönderilen ordular karşısında halk ezilmekte, canından bezmektedir Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Osmanlı tarihinde Celali diye anılan ve yurdun her yanını sarmış, küçük büyük eşkıyalar türemiştir
Arada ne oluyorsa yine halka, köylüye olmaktadır İşte, bu son derece korkulu ve tehlikeli ortam için de, gerçek olmasa bile, ona avuntu veren bir hayali kahraman çıkıyor Bu, Köroğlu'dur O'nun sevimli, şövalye varlığında halk kendini buluyor onda avuntuya
kavuşuyor İşte, bu ruhsal yaratı nedeniyle halk onu seviyor
Yalnız bu kadar da değil Ayrıca, sanat isteklerini de onda buluyor halk Gerçekten, Köroğlu'nun sanatı gerek konu olarak, gerek işleniş bakımından kusursuzdur Konuda olaylar çok ustalıkla birbirine bağlanır, düğümlenir, heyecan artar; sonuç beklenmedik biçimde ortaya çıkar Usta sanatçıların anlatma başarısıyla orta zaman şövalye tipinin en mükemmeli oluşur
Yer yer ve sık sık araya türküler girer Böylece, dinleyicinin müzik istekleri de karşılanmış olur Türküler, kalıp ve ruh bakımından pek başarılıdır Bunlar, asıl konuyla yakından ilgili olmakla beraber, Köroğlu'nun mert karakterini de yansıtır Yerine göre çok içli, lirik şiirlere de rastlarız
İşte, gerek konu, gerek estetik yönün bu kadar güçlü oluşu nedeniyle, Köroğlu hikayesi her çevrede büyük ilgi toplamış büyük ve ölmez bir eser olarak edebiyatımızda yerini almıştır Bu bakımdan edebiyat tarihçilerinin uzun süreden beri üzerinde çalıştıkları bir konu olmuştur Köroğlu
Biz, bu halk kahramanının hikayesini değil, şiirini vermeye çalıştık Şiirlerin asıl konuyla yakın ilgisi bulunduğu için önce hikayenin kısa bir özetini verdik Şiirlerin tadına daha iyi varılabilmesinin, ancak konuyu bilmekle mümkün olacağına inanıyoruz Bu bakımdan, şiirlerin okunma sırasında, konuyu hatırlatmak için, her biri üzerine gerekli kısa bilgi de ekledik Bir de, şiirleri konu bakımından bölümlere ayırdık Her bölümün başında da gerekli açıklamayı yaptık
Amacımız, kahramanlık konusunda halk şiirimizin en güzel örneklerini vermek olduğu için, uzun uzun bilimsel araştırma ve tartışmalara girişmekten sakındık Okurlarımızı sıkmadan, edebiyatımızın bir bölümünü sunmaya çalıştık
Bu arada, yirmi yıldan beri üzerinde çalıştığımız Köroğlu'nun yeni şiirlerini, ilk kaynaklardan tarayarak, en iyilerini sunduk
Eserlerinden bazıları:
1
Kır atım meydan yerinde
Gezer horlayı horlayı
Bir kötü az bin kavgadan
Kaçar zorlayı zorlayı
Kır ata yakışır bunlar
Yiğit geyer demir donlar
Ak gövdeden kızıl kanlar
Akar şorlayı şorlayı
Köroğlu der al kanları
Yere serer çok canları
Eğri kılıç düşmanları
Kırar parlayı parlayı
2
Mert dayanır namert kaçar
Meydan gümbür gümbürlenir
Şahlar şahı divan açar
Divan gümbür gümbürlenir
Yiğit kendini övende
Oklar menzili döğende
Kılıç kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürlenir
Ok atılır kalasından
Hak saklasın belasından
Köroğlu'nun narasından
Dağlar gümbür gümbürlenir
3
Benden selam olsun Bolu Bey'ine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
|