05-19-2012
|
#2
|
tersinim
|
Cevap : Nur Damlaları (Adem A.s)
Adem (a s) - 2
Âdem’e (a s ) ruh üflenme zamanı gelince Cenab-ı Hak (c c ) meleklerine:
“-Ben Âdem’e ruh üfledikten sonra siz Ona secde ediniz” buyurdu
Ruh üflenince Âdem (a s ) aksırdı
Melekler ona:
-Böyle aksırdığında Allah’a (c c ) hamdolsun de dediler
Âdem’de (a s ):
-Elhamdülillah dedi
Üflenen ruh Âdem’in (a s ) baş tarafından girdi Ruhun girdiği yer et ve kanla doldu
Can önce gözlerine geldi Âdem (a s ) önce Cennet’i ve Cennet meyvelerini gördü
Önce ruh, ardından can karın boşluğuna gelince karnı acıktı
Cennet meyvelerinden yemek istedi Bunun içinde acele ederek yerinden sıçradı fakat kalkamadı
Cesedinin her yerine ruh ve can gelince Âdem (a s ) eğilip kendine baktı ve vücudunun güzelliğine hayran kaldı
Bu ara Âdem (a s ) bir kere daha aksırınca Allah’tan (c c ) gelen ilhamla:
-Âlemlerin Rabbine hamdolsun dedi
Meleklerde Ona:
-Ey Âdem! Allah (c c ) seni esirgesin diye karşılık verdiler
İlk insan olan Âdem (a s ) bir Cuma günü, bizzat Cenab-ı Hakkın (c c ) kudret eliyle yaratıldı
Bu yaratılma tedricen; ağır, ağır oldu ve uzun zaman aldı
Onda Allah’ın (c c ) bilgi ve sanatının bir kısmı yansıtıldı İnsanoğlu bu yönden de diğer yaratıklardan üstün tutuldu
Cenab-ı Hak (c c ) Âdem’i (a s ) yarattıktan, can denen nefsi verdikten sonra Ona kendi nurundan bir nur zerresi daha ihsan etti
Bu nur zerresi Âdem’in (a s ) sırtında zerrecikler, tohumcuklar hâlinde bulunan bütün insanoğlu soyları içindi
Bu nur mahşere kadar gelecek tüm Adem oğullarında bulunacak, Adem oğulları doğuşlarında bu nurdan kendi paylarını aldıktan sonra eksiltmeden diğer nesillere aktaracaklardı Bu nur insana özel bilinçli ruhtu
Ruh bedenin bilinçli iradesidir Yaratıcıdan gelen, insanoğlunu insanoğlu yapan özel bir nur-u ilimdir Başka varlıklarda bulunmaz
Yaratıcıdan geldiğinden yaratıcıya yakınlaştıkça güçlenerek çoğalır, uzaklaştıkça zayıflayıp, azalır
= = =
Cenab-ı Hak (c c ) bu nuru ihsan buyurduktan sonra tüm Adem oğullarını parçacıklar, zerrecikler hâlinde yarattı; Âdem’in (a s ) sırtına koydu
Cenab-ı Hak (c c ) bu yaratılıştan sonra Âdem’in (a s ) sırtını sıvazladı; sıvazlama sonunda tomarlar hâlinde; kıyamete kadar yaratılacak zürriyetinin her canlı kişisi zerrecikler halinde ortaya çıktı Bazılarının alnında bir parıltı, bir nur vardı
Âdem (a s ) onları görünce:
-Ya Rabbi! Bunlar kimdir? Diye sordu
Yüce Allah (c c ):
“-Onlar, sırtına koyduğumuz zürriyetindir” buyurdu
Âdem (a s ), alınlarının orta yerlerinde birer nur parçası olanları işaret ederek:
-Ya Rabbi! Alnındaki nurları ile diğerlerine üstün gelen şu Kişiler kimlerdir? Diye sordu
Cenab-ı Hak (c c ):
“-Ey Adem! Onlar zürriyetinden gelecek peygamberlerdir Ben şüphesiz ki zürriyetinden geleceklerin tümüne; Beni arayıp bulsunlar, sıfatlarımı bilsinler diye akıl gibi bir nimette ihsan ettim” buyurdu
Sonra hepsine birden:
“-Ben sizlerin Rabbi değil miyim?” Diye sordu
Âdem’le (a s ) birlikte zerreciklerin hepsi de:
-Evet! Ya Rabbi! Sen bizim Rabbimizsin Sen, Sen’den başka ilâh olmayan yüce Allah’sın (c c ) dediler
Cenab-ı Hak (c c ) onlara:
“-Ben sizlere Bana inanmanızı; emirlerimi uymanızı, yasaklarımdan sakınmanızı emrederim
Şunu iyi biliniz ki Benden başka Rab yoktur Benim eşim, şerikimde yoktur
Bana hiç bir şeyi ortak tutmayınız
Bana bunun için ahit ve misak veriniz” buyurdu
Bütün âdem oğulları:
-Ya Rabbi! Bizler şahadet ederiz ki senden başka İlâh yoktur Senin eşin ve şerikinde yoktur dediler
Cenab-ı Hak (c c ) bu kez:
“-Bu şahadetinizi babanız Âdem ve yedi kat gökleri şahit tuttum” buyurdu
Âdem oğulları yine:
-Evet! Sen bizim Rabbimizsin Senden başka ilâh olmadığına bizde şahadet ederiz Birbirimizin şahidiyiz dediler
Yüce Allah (c c ):
“-Göndereceğim peygamberler ve kitaplarımla size bu ahit ve misakınızı hatırlatacağım Artık sizler için bir mazerette yoktur Ne mutlu bu ahit ve misakını tutanlara, sözlerini unutmayanlara” buyurdu
Sonra peygamberlerin nurlarına hitap ederek:
“-Ant olsun; sizlere hikmet ve bir kısmınıza hem hik-met, hem de kitap vereceğim Sonra verdiklerimi tasdik edici bir Peygamber gelecektir Ona iman ve yardım ediniz
Geleceğini ümmetlerinize haber veriniz Bu konuda ahit ve misak veriniz” buyurdu
Peygamberlerin nurlu ruhları:
-Ya Rabbi! Göndereceğin O Peygamber’e iman ettik Ona erişirsek iman etmiş yardımcılarından olacağız diye ahit ve misak verdiler
Bunun üzerine Cenab-ı Hak (c c ):
“-İkrar edip, bu ağır yükümü kabul eylediniz mi?” diye sordu
Onlar da:
-İkrâr ve kabul ettik dediler
Cenab-ı Hak (c c ):
“-O zaman birbirlerinize ve ümmetlerinize karşı şahitlerden olunuz Ben de sizlerle birlikte şahitlerdenim” buyurdu
Böylece bütün peygamberler, gelecek olan O Peygamber’e iman etme ve vaktine erişirlerse yardımcı olmak üzere ahit ve misak verdiler Birbirlerinin şahitleri oldular Allah’ta (c c ) onların şahitleri oldu
= = =
Yüce Allah (c c ) Âdem’i tekrar sıvazlayınca tüm Âdem oğulları sırtına geri girdiler, içinde kayboldular
Bu; Yüce Allah’ın (c c ), kıyamet günü; biz bundan habersizdik dememeleri için daha doğmadan, Âdem’in (a s ) sırtında, özellikleri belirlenmiş zerrecikler halindeyken insanoğlundan aldığı bir onamaydı Bu tasdik bütün insanoğluna aitti
İnsanoğlu bazı yaratıklara biçim olarak benziyordu ama diğer yaratıklardan kesin çizgilerle ayrılmıştı
Yüce Allah (c c ) Âdem oğullarına varlıkların hususiyetlerini, mahiyetlerini, meziyetlerini ve isimlerini öğretti
Sonra melekleri çağırdı Onlara bazı yarattıklarını gösterip:
“-Eğer Âdem’in (a s ) nasıl halife olacağı konusundaki sorunuzda ısrarcı, bu konuda tereddütte iseniz Bana bunların isimlerini söyleyiniz” buyurdu (Bakara 31)
Meleklerin bu konularda bilgileri olmadığından yanıtlayamadılar Bu yüzden Cenab-ı Hakka (c c ):
-Ya Rabbi! Seni bütün noksanlıklardan tenzih eder, bütün kemal sıfatlara sahip olduğunu tasdik ve ikrâr ederiz Senin öğrettiklerinden başka biz de bilgi yoktur Sen öğretirsen ancak biliriz
Muhakkak ki her şeyi en iyi bilensin Her şeye hikmet dairesinde liyakatlere göre ilim ve irfan verici, dağıtıcı olan Sensin diyerek özürlerini belirttiler (Bakara 32)
Devamı var
|
|
|