Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Varoluşun En Büyük Gerçeği = Evrim Mi? - Tersinim Mi?

Eski 05-19-2012   #7
tersinim
Varsayılan

Cevap : Varoluşun En Büyük Gerçeği = Evrim Mi? - Tersinim Mi?



Varyasyonlar (Çeşitlenmeler) Evcilleştirme Konusu


Charles Darwin canlılarda açıkça görülen varyasyonlardan uzun, uzun bahsetmiş ve bu değişimleri teorisinin en önemli kanıtlarından birisi olarak göstermeye çalışmıştır

Evrim teorisi taraftarları gönülden inandıkları ve dinsel bir taassupla bağlı oldukları teorilerini ispatlama yönünden müthiş bir delil yetersizliğinden muzdariptirler

Onlar için en küçük bir delil kırıntısı dahi daha önceden çürütülmüş, geçersizliği kanıtlanmış olsa bile çok önemlidir

Bu nedenle defalarca geçersizliği bilimsel yollarla gösterilmiş varsayımlarının en azından bir kısmını yeniden yorumlayarak, daha değişik bilimsel libaslar giydirerek yeni bulunmuş gerçekler gibi defalarca ortaya atarlar

Hayli uzun ve yorucu olan gerçeği arama serüvenimizde bu olayı sıkça gördük ve şaşkınlıkla karşıladık


Bu nedenle evrim teorisinin kurucusu ve üstadı olan Charles Darwin’in ısrar ve önemle üzerinde durduğu, teorinin elifbası konumunda olan Türlerin Kökeni kitabında örnekler verdiklerimize benzer sayfalarca yer ayırdığı hayvanların evcilleştirilmesi ve ıslahının evrime kanıt olduğu varsayımının (gerçekte yeni bir yorum ve anlayış getirmeyen) yeni bir versiyonu ortaya atılmıştır

Islah (evcilleştirilme) bilindiği gibi hayvanların kimi meziyetlerinin insanların menfaatleri doğrultusunda yapay yöntemlerle geliştirilmesidir

Örneğin hızlı koşan köpekler köpek türünün en hızlı koşanları çiftleştirilerek daha hızlı koşan köpek cinsleri elde edilebilir

Yine örneğin çok süt veren inek cinsleri çiftleştirilerek bir parça daha çok süt veren inek cinsler elde edilebilir Görünüşe göre gelişim (evrim) sağlanmış gibidir

Fakat biraz daha dikkatli incelenip düşünüldüğünde gözlemlenen ve evrim zannedilen gelişmelerin hiç de evrim olmadığı hemen anlaşılır Bunun pek çok nedenleri vardır

1)-Ortada canlılardaki kimi meziyetleri ortaya çıkarmak için yapılmış bilinçli bir seçim ve seçilim vardır Halbuki evrim tamamen rastlantılara dayalıdır Devrede bir bilincin olmasına asla izin vermez

2)-Canlılarda gözlemlenen değişimler belirli sınırlar içindedir Türsel değişimler gözlemlenmez Örneğin bir tavşanı bir köpek yapamazsınız

3)-Evcilleştirilen canlılardaki hızlı koşma, çok süt verme gibi kimi meziyetler gen havuzu sınırları içinde değişse dahi bunun paralelinde canlının kimi meziyetleri körelmekte, gerilemektedir Bu nedenle evcilleştirilen canlılar doğaya salındığında genellikle yaşamaya ve üremeye başaramazlar

Fakat evrim taraftarları bunları kabul etmezler Onlara göre evcilleştirme mikro evrim ve makro evrim olarak tanımladıkları iki aşamada gerçekleşen evrimleşmedir Bu versiyonun mantığı şu şekilde kurgulanmıştır

Bitki ve hayvan türlerinin yetiştiriciler tarafından ıslah edilmesi, bir tür içinde farklı genetik varyasyonların oluşması sınırlı değişime, evrim teorisi taraftarlarının ifadesiyle mikro evrime neden olur Mikro evrimin çok uzun süreçlerdeki bileşimi de makro evrimdir

Fark edileceği gibi mikro evrim canlılardaki küçük değişimleri, makro evrim ise zaman içinde mikro evrimlerin birleşerek ortaya koyduğu büyük değişimleri ifade eder Klasik evrim mantığıyla hiç bir farkı yoktur

Bu mantığa göre mikro evrim başlangıçta genetik havuzun sınırları içindeki küçük değişimlerdir

Zaman öylesine uzun, mikro evrimler öylesine çoktur ki bu küçük değişimler genetik havuzdaki bilgilerin değişmesine ve çoğalmasına neden olur Genetik havuzdaki bilginin değişip çoğalması ise yeni bir canlı türü demektir (Bu konuda geniş bilgi için mikro evrim makro evrim bölümüne bakınız)

Darwin zamanında her ne kadar kalıtım kanunları ortaya atılmış bu nedenle bilinmekte ise de genetik tam bilinmediği için bitki ve hayvan yetiştiricilerinin ortaya koyduğu bu sınırlı değişimlerin canlılar üzerinde sınırsız değişimler sağlayabilir ve diğer nesillere aktarılabilir olarak yorumlanması makul karşılanabilir

Nihayet bu eksik ve yetersiz bilginin ortaya koyduğu doğal bir yanılma olarak yorumlanabilir

Teknoloji ve bu teknolojinin paralelinde baş döndürücü bir hızla gelişen 20 yüzyıl bilimi, canlılar üzerinde yapılan benzeri deneyler sonucunda genetik değişmezlik denilen bir ilkeyi ortaya çıkarmıştır

Bu ilke, bir canlı türünü değiştirmek için yapılan tüm ıslah çabalarının belirli bir sınırda kaldığını, sonuçta başa dönüldüğünü, (Darwin buna ıraya dönüş olarak tanımlar) canlı türleri arasında aşılmaz duvarlar olduğunu ortaya koyar

Darwin Yeniden Yargılanıyor adlı kitabın yazarı Norman Macbeth bu konuda şöyle yazmaktadır:

-Sorun canlıların gerçekten de sınırsız bir biçimde varyasyon (değişim) gösterip göstermedikleridir

Türler her zaman için sabittirler

Yetiştiricilerin yetiştirdikleri değişik bitki ve hayvan cinslerinin belirli bir noktadan ileri gitmediğini, hatta hep orijinal formlarına geri döndüğünü biliriz

Asırlar süren yetiştirme çabalarına rağmen, hiçbir zaman siyah bir lale ya da mavi bir gül elde etmek mümkün olmamıştır

Norman Macbeth’in yazısında ifade ettiği bitki ve hayvan cinslerinin orijinal formlarına geri döndüğünün Darwin’de farkındadır Türlerin Kökeni kitabında sık, sık ıraya dönüş olarak bu olaya değinir

Hayvan yetiştiriciliği konusunda dünyanın en önemli uzmanlarından biri sayılan Luther Burbank bu gerçeği; bir canlıda oluşabilecek muhtemel gelişmenin bir sınırı vardır ve bu kanun, bütün yaşayan canlıları belirlenmiş bazı sınırlar içinde sabit tutar diyerek ifade etmektedir

Yine Darwin canlıların değişimiyle ilgili çalışmaların sonucunda ana babaya ya da uzak bir akrabaya soya çekimle bağlanamayan sayısız küçük özellikler, sapmalar görmekteyiz demektedir


Devamı var

Alıntı Yaparak Cevapla