| 
Şengül Şirin  | 
				  Fayans 
 
            Fayans
 
 
 FAYANS a
  (Faenza, bir italyan kenti'nin adından fr  faience)  
 1
  Killi,  yumuşak, gözenekli, bej ya da kırmızımsı renkte hamurdan yapılmış,  içinde kalay oksiti bulunması nedeniyle saydamsızlaşmış "kalaylı sır"  adı verilen geçirimsiz bir maddeyle kaplı seramik  (Kalsin [kurşun ve  kalay oksitleri karışımı] ve silis bileşimi bu sır, üstüne renkli  süsleme yapılmasını kolaylaştırır  Süsleme, pişmemiş sır üstüne  uygulanır ve bu sırla birlikte yüksek sıcaklıkta pişirilir, ["yüksek  derecede" fayans denir] ya da önceden pişmiş sır üstüne uygulanır ve  daha sonra renk vermek için alçak sıcaklıkta yeniden pişirilir J"alçak  derecede" fayans denir]  ) 
 —2
  İnce fayans, XIX  yy  başında, saydamsız beyaz hamurdan, ince, yoğun  ve tınılı bir dokuya sahip, çeşitli bileşimlerden (silis, kuvars ya da  feldispat, sodyum, borik asit, kurşun oksit) oluşan billursu sırla kaplı  seramik çeşidine verilen ad   
 —ANSİkl
  Süslem  Sant  Bir seramik yüzeyinin geçirimsiz, opak ve beyaz  hale getirilmesi için kalaylı sırların ilk kullanımlarına Ptolemaios  döneminde Mısır'da ve ahemeni döneminde Persler'de rastlandı  Bununla  birlikte, müslüman (---> islam) çömlekçilerin kalaylı sır kullanımını  Mısır' da (Fustat) ve Mezopotamya'da (Sus ve Samerra)  yaygınlaştırmaları, böylece bakır ve gümüş parlaklığı vermek amacıyla  bazen madeni bir cilayla kapladıkları ilk fayansları yaratmaları için  VIII  yy  'ı beklemek gerekti  Daha sonra arap fetihçiler bu yöntemleri  Doğu'dan Batı'ya taşıdılar ve XIII  yy  'dan başlayarak ispanya'da  Mâlaga'da gösterişli, parlak fayanslar ortaya çıktı, "ispanyol-mağrib"  adı verilen bu fayansların imalatının XV  yy  'da doruğa ulaştığı yer,  Valencia bölgesinde Manises oldu  Aynı dönemde daha gösterişsiz, ve  yeşil  ve manganez süslemeli bir üretim, Akdeniz çevresinde, Sicilya'da,  Kıbrıs'ta, Fransa'nın güneyinde (Provence ve Roussillon) ve özellikle  fayans sanatının XV  ve XVI  yy  'larda önemli bir atılım yaptığı  italya'da Orvieto ve Toscana'da yaygınlaştı  Faenza'nın (fayansa adını  verdi) büyük merkezleri Cafaggiolo, Siena, Casteldıı-rante, Deruta ve  Urbino'da parlak çok renkli ve üzerinde çeşitli süslemeler bulunan bir  fayans üretimi gelişti  Bunlar genellikle çok beğenilen ve "a istoriati"  denen sahnelerle süslenirdi  Deruta ve Gubbio'da fayansçılar cilalı  fayans yönteminde uzmanlaştılar  XVI  yy boyunca italyan fayansçılar  sanatlarını Hollanda (Anvers, Haarlem, Rotterdam, Makkum'un ilk  fayansları) ve Fransa'ya yaydılar  Sebastiano, Griffo ve Francesco,  Pesaro, Lyon' da bir atölye açtılar, Faenzalı Giulio, Gambin ve  Albissola kökenli Agostino Conra-de ise Nevers'deilk fabrikayı kurdular  Delia Robbia'ların ve faenzalı seramikçilerin sanatından esinlenen  Rouen'da Masseot Abaquesne, Ntmes'de Antoine Syjalon (ya da Sigalon),  Montpellier'de Pierre ve Jean Estöve gibi fransız fayansçılar çeşitli  vazo üretimlerini eczacılık kavanozlarına yönelttiler  XVII  yy  'ın ilk  yarısında, italyan geleneği özellikle Nevers ve Montpellier'de Faenza  usulü beyaz fayans yapımını sürdürdü  
 XVII
  yy  sonunda, Avrupa'da, çoğu zaman mavi ve beyaz renkte boyanan, o  dönemde çok beğenilen ve dışalımı yetersiz olan çin porselenlerinden  alınma motiflerle süslü yeni bir fayans üslubu doğdu  Delft'in usta  fayansçıları bu taklitlerde uzmanlaştılar ve bu fayansların ünü  Almanya'ya (Frankfurt, Ansbach, Hanau), fayansın "delft ware" adını  aldığı ingiltere'ye ve Fransa'ya, "Hollanda usulü fayans" yapılan  Nevers, Rouen ve Lille'e yayıldı  Bu arada gravürcü ve süslemecilerin  etkisiyle özgün bir fransız üslubu doğdu: Rouen'da Louis XlV'ûn  savurganlığı önleme fermanından sonra eritilen değerli madenden sofra  takımlarının yerini almaya yönelik armalı takımların süslenmesinde  kullanılan saçak biçimi kabartmalar ve Moustiers'de ince işlemelerle  "Berain" süslemeler karışımı  XVIII  yy  'da Nevers ve Delft'te  atölyelerin kuruluşundan başlayarak ustaca kullanılan çokrenklilik Rouen  ve diğer fransız fayansçılık merkezlerine yayıldı; süslemelerde büyük  bir çeşitlilik gözlenmeye başlandı (kıvrık dallar, taçlar, insan  figürleri, grotesk süsler, canlı sahneler, vb  )  Bu arada Uzakdoğu  beğenisi, Rouen, Sinceny, Moulins, Saint-Omer, Saint-Amand-les-Eaux'da  fantezilere dayanan bir esinlenmeyle "çinişleri"nde sürdü ve bir süre  sonra yerini rokay süslemeye bıraktı  XVIII  yy  ortalarına doğru  "manganez kum gülleriyle"ünlü Marsilya, Montpellier, Bordeaux, Samadet  yüksek derece fabrikalarında, özellikle renkleri azaltılmış olarak  işlenen çiçekle süslemede daha natüralist bir üslup belirdi  Süsleme ve  porselen fırınlarında alçak derecede fayans pişirme yöntemlerinin  uygulamaya konması, renk tonlarına sonsuz bir çeşitlilik getirdi ve  altın ve erguvan kırmızısı (esas maddesi altın klorür olan) kullanılmaya  başlandı  Çiçek süslemeye öncelik veren bu yeni yöntem, 1748'de, alman  ressamları Lôwenfinckler' in gelmeleriyle hemen hemen aynı zamanda  Strasbourg'da Paul Hannong'un fabrikasında ve Marsilya'da gelişimi hâlâ  bir giz olan Veuve Perrin atölyelerinde ortaya çıktı  Daha az önemli  Niederwiller, Sceaux, Lunéville, Aprey, Meillonnas, vb  gibi  imalathaneler bu yeni yola başvurdular ve süslemelerinin inceliğiyle  porselen imalathanelerine karşı rekabete geçtiler  Bununla birlikte,  XIX  yy  başında Islettes, Saint-Clément (Meurthe-et-Moselle), Nevers,  vb  'nda etkinliklerini sürdüren kimi fayansçıların büyük çabalarına  karşın, sanatsal fayans üretimi geriledi ve sert porselen sanayisinin  doğması ve çok daha geniş bir müşteri topluluğunun ilgisini çeken az  zahmetli ve daha sağlam baskılı ince fayansların seri imalatı üzerine  ortadan kalktı  XX
  yy  'da Buthaud, Metthey, Artigas gibi seramikçiler ve Mayodon, Dufy,  Rouault, Vlaminck, Marquet gibi ressamlar renkli bir süsleme gereci  olarak fayansı yeniden kullanmaya başladılar   • ince fayans, ince fayansın kökeni kimi bölgelerdeki kaolenli toprak  madenlerinin bulunuşuna dayanır: Fransa'da (Saintonge, Poitou, Montereau  bölgesi, Lorraine, Avignonnais), ingiltere'de (Staffordshire, Devon)
  Fransa'da bu yöntemin ortaya çıkması, kurşun rengi, parlak saydam  cilayla kaplı ünlü, ince Saint-Parchaire çömleklerinin yapılmaya  başlanmasıyla XVI  yy  'a kadar dayanır, fakat kullanımı, XVIII  yy  'da  Pont-aux-Choux imalatında, Lorraine fayanslarında (Lunéville,  Saint-Clément, Toul-Bellevue) ve Apt'ta yaygınlaşmıştır  O zamanlar pipo  taşı olarak adlandırılır ve kireç içerirdi  XVIII  yy  'da Fransa'da  "ingiliz kumtaşı" diye adlandırılan ince ingiliz fayansı İngiltere'de  1720'ye doğru Staffordshire'da ortaya çıktı  imalatı örgütlü sanayi  sayesinde çok geniş bir boyut kazandı  Fransa'da çok tutulan bu fayans  ülkeye önce kaçakçılık yoluyla girmeye başladı, 1786'da İngiltere ile  yapılan ticaret antlaşmasından sonra da bütün pazarı kapladı ve  geleneksel fayansın yerini aldı  Douai (1781), Creil (1797), Longwy  (1798), Sèvres (1798), Choisy-le -Roi'da (1804) ince fayans  imalathaneleri kuruldu  Bundan sonra ve baskı yöntemlerinin uygulamaya  konmasıyla ince fayans imalatı sanayi ürünü özelliği kazandı  Montereau  (1819) Bordeaux, Sarregu-emines, Rubelles, Gien ile birleşerek Creil,  Fransa'da, Boch (Septfontaines) Lüksemburg'da, Andenne, Liège, Nimy  Belçika' da en ünlü merkezler arasında yer aldılar  —San
  ince fayanslar, sanayi fayanslarının temelini oluştururlar  Kalkerli ince fayans hamuru yaklaşık % 40 kaolinıt, % 40 kuvars ve % 20  kalker içerir ve yaklaşık 1 000°C bir ateşte pişıriUr  Feldispatlı ince  fayans hamuru imalatıysa dört maddeye dayanır: olabildiğince  beyazlaşıncaya kadar pişirilen ve hamura yumuşaklık veren plastik kil ( %  20-30); beyazlığı mükemmelleştiren kaolin (% 25-30); silisli yağ  giderici (% 25-35); feldispatlı ergitici (% 15-20)  ince fayans  hamurları genel olarak iki kez ateşten geçirilir  1 200°C ve 1 300°C  arası ilk pişirmede ince fayans bisküvisi elde edilir; bu bisküvi daha  sonra sırla kaplanır; ikincisi, sırlı pişirme, 1 000°C bir sıcaklıkta  yapılır  Bununla birlikte, tek pişirmeyle elde edilen ince fayans sanayi  ürünlerine da rastlanır  Fayans imalatı şu aşamalardan geçer; 
 1
  Barbotinin dökümü, plastik hamurun alçı kalıplarda çaplanması ya da  kuru hamurun çelik kalıplarda preslenmesiyle parçaların biçimlenmesi; 
 2
  Çiğ parçaların pişirilerek bisküvi elde edilmesi; 
 3
  Daldırma, akıtma ya da püskürtme yoluyla sırlama; 
 4
  Eskiden fırçayla, günümüzde porselen üstüne elek ya da çıkartma  yoluyla yapılan süsleme  Süsleme sırla aynı anda pişirilirse bir "yüksek  ateş süslemesi" sözkonusudur  Süsleme, sırın pişirilme sıcaklığından  aşağı sıcaklıkta pişirilirse, "alçak derece süslemesi" adı verilir  Fayans, hoş görünümü ve ucuz olması nedeniyle sofra takımları, kaplama  karoları ve banyo, küvet, lavabo, vb  dışında da birçok alanda  kullanılmaktadır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   |