11-12-2011
|
#5
|
GöKKuŞaĞı
|
Cevap : Artvin
Artvin Evleri
Artvin sivil mimari örnekleri kırsal kesimde dağınık bir yerleşim düzeni göstermektedir Bu bakımdan bir çok sivil mimari örneği ilin vadi ve tepelerinde ayrı yapılar halindedir Buradaki konutların çevresinde bahçeler ve tarım alanları ağır basmaktadır Evlerin çoğunda birinci katların yapımında taş kullanılmış, üzerine kerpiç veya ahşaptan ikinci katlar yerleştirilmiştir Taşın kolay bulunmadığı bölgelerde ise evler, ağaç kazıklar üzerine oturtulmuştur Bu bölümler hayvan barınakları için kullanılmışsa da gerçekte iklimin yağışlı ve nemli oluşundan ötürü sel ve su baskınlarından evlerin korunması amacıyla böyle bir plan düzeni uygulanmıştır Yaylalardaki bu evlerin yanlarında üzerleri örtülü, çevresi ot ve saman deposu olan ek yapılar da bulunmaktadır
Artvin il merkezinde bulunan ve günümüze ulaşabilen evler genellikle iki katlıdır Bunların da temelleri moloz taştan ve kaba taştan yapılmıştır Birinci katlar taş duvarlı olup, bunların üzerine ağaç direklerin yardımıyla kerpiç ve çoğu kez de tuğla kullanılmıştır Üst örtüler geniş saçaklı olup, çatı altı kirişlerinde yağmurun fazla yağmasından ötürü koruyucu olarak ince kütüklere yer verilmiştir
Evlerin ilk katı bir taşlık çevresinde, mutfak, depo, kiler gibi bölümler; üst katlarda ise bir sofa etrafında sıralanmış odalardan oluşmaktadır Bu odalar dikdörtgen pencereler ve üzerlerindeki tepe pencereleri ile aydınlatılmıştır Çoğunlukla ahşap malzemeye önem verilmiş, kapı, dolap ve pencerelerde son derece güzel ağaç işçiliği gözlenmektedir
Artvin evlerinin bir özelliği de Serender ismi verilen ek yapılardır Serenderler genelde tüketime yönelik besin maddelerinin bozulmadan uzun süre saklanması için yapılmış olan yapılardır Ahşap veya taştan yapılan serenderler çoğu kez dikdörtgen olup, temel duvarları üzerine, köşelere yarım geçmelerle birleştirilmiş taban ağaçları yerleştirilmiş ve sonra bunların etrafı üst yüzeyi konik, teker adı verilen tahta tekerlekler takılmıştır Bu tekerlerin özelliği de direklere kolaylıkla tırmanabilen kemirgenlerin ambarlara girmesini önlemektir Serenderlerde hava sirkülasyonunu sağlamak için ızgara döşemelere önem verilmiştir
Şavşat (Satlel) Kalesi
Şavşat’ın 2 km güneydoğusunda Söğütlü (Şatlel) Köyü’ndedir Bagrat Krallığı döneminde moloz taştan yapılmıştır Benzerleri ile karşılaştırıldığında IX yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Atabekler ve XVI yüzyılda da Osmanlılar tarafından kullanılmıştır Evliya çelebi bu kaleden Şavşadistan içinde sarp bir yerdedir diye söz eder Günümüze oldukça harap bir halde gelmiştir

Ardanuç Kalesi (Ardanuç)
Ardanuç’un Adakale Köyü (Eski Ardanuç) yakınında bir tepe üzerindedir Çevresinde gümüş madenleri olduğundan değerli maden veya cevher anlamına gelen Gevheri Nik Kalesi ismiyle tanınmıştır V yüzyılda yapılan bu kale Gürcü krallarına ve Çıldır Atabeylerine başkent olmuştur Osmanlılar 1551’de bu kaleyi ele geçirmiş, 1562’de de onarmışlardır Bu onarıma ait bir kitabesi bulunmaktadır Günümüze çok harap bir durumda gelebilmiştir

Artvin (Livana) Kalesi
Çoruh Nehri kıyısında Artvin şehrinin girişinde Bagrat (Gürcü) Kralı Büyük Oşet tarafından 937’de yaptırılmıştır Kalenin eski ismi Livana idi Bu kalenin kalıntıları üzerine VI yüzyılda Osmanlılar yeni bir kale yaptırmış ve çeşitli dönemlerde de onarılmıştır Küçük bir kale olup, kente girişi kontrol altında tutmaktadır
İskender Paşa Camisi (Ardanuç)
Tarihi belgelerden öğrenildiğine göre; Artvin’e yapılan Arap akınları sırasında ilk kez VII yüzyılda Araplar tarafından yaptırılmıştır Akkoyunlular döneminde harap olan bu yapı, 1551’de Ardanuç Kalesi’ni ele geçiren Erzurum Beylerbeyi Çerkez İskender Paşa tarafından 1553 yılında yeniden yaptırılmıştır Günümüzde, işlevini sürdüren bu camiye vakıflarda bulunan hasan Efendi tarafından XVIII yüzyılda yenilenmiştir Caminin batısında yer alan üç adet türbe Osmanlı Dönemi’nde ; XVIII yüzyılda inşa edilmişlerdir Burada gömülü olanların Ahıska Çıldır Beylik ailesinden oldukları sanılmaktadır
 Zeytinlik Camisi (Artvin)
Zeytinli Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre 1857 yılında Saliha Hanım tarafından yaptırılmıştır İlk yapıldığı yıllarda kuzey yönündeki bir çınar ağacından minare olarak yararlanılmıştır Sonraki yıllarda bu çınar yıkılmış ve yerine yakın tarihlerde bir minare eklenmiştir Büyük bir onarım geçirmeyen yapı orijinalliğini koruyarak XIX yüzyıl köy camilerinden bir örnektir
Hoşap Kalesi
Van-Başkale karayolu üzerinde, Van’a 60 km mesafedeki Güzelsu bucağındadır XVI yüzyılda MAhmudi Aşireti Bey’i Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır İçinde iki cami, üç hamam, çeşmeler ve zindanlar bulunmaktadır
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|