09-28-2011
|
#1
|
GöKKuŞaĞı
|
Eskiden Misafire Oda Vardı, şimdi Bize Yer Yok!
Bizim zamanımızda "misafir odası" diye bir şey vardı
Oda en gösterişli eşyalarla döşenir ve kapısı misafir gelinceye kadar sımsıkı kapanırdı
Sonra bu dönem geçti, o odalar alay konusu oldu
Küçücük evlerin en büyük odasının kırk yılda bir gelecek misafirlere ayrılmasının; o yüzden ailenin akşamları küçük bir odada tıklım tıkış yaşamasının "saçmalığı" anlatıldı günümüz gençlerine
Eh, bugünün yaşam koşulları merceğinden bakınca her gün tozu alınıp misafir gelinceye kadar tekrar üzeri örtülen sehpalar ve koltuklara akıl erdirmek gerçekten güç!
Ama bugünün koşulları deyince  
Misafir var mı ki, misafiri başının üzerine koyan kültür kaldı mı ki, odası olsun!
Her akşam bir manimiz var! Her hafta sonu "dışarda"yız!
Kapımız haberli olarak pek az çalınıyor; habersiz her kapı çalınışında da endişeleniyoruz
Ah bir anlasak! Aslında anne babalarımızın evindeki "misafir odaları" değil, asıl biz acı acı dalga geçilecek haldeyiz!
***
Mimar Emre Özgüder yıllardır Home Art, Evim gibi dergilerde evler ve eşyalarla ilişkimiz üzerine çok sevdiğim yazılar kaleme alıyor
Özgüder son yazılarından birinde evde yalnız kalan bir babanın çocuğunun odasına girip diz çökerek etrafa baktığı anda gördüklerini resmediyordu
Baba ilk kez fark etmişti ki  
Odadaki dolaplar çok yüksekti Üstelik tavanla dolap arasındaki mesafe çok kısaydı Oysa kendi çocukluğunda en sevdiği şey bir sandalye yardımıyla dolapların üzerine çıkmaktı Oradan "dünya" başka görünürdü!
En kötüsü çocuğun yatağının altının olmayışıydı!
Çünkü orası çekmeceler ve çekmece gibi çekilip açılan yavru bir yatakla kapanmıştı
Yatağın altına saklanılmayan, fener ışığında resimli kitaplara bakılmayan orada hayaller kurulmayan bir çocukluk kim bilir ne kadar farklıydı!
***
Upuzun bir sözün kısası şu  
Evlerin ve eşyaların tasarımının nötr olduğunu; bizim onlara "ruh" kattığımızı sanıyoruz ama aldanıyoruz
Bu öyle tek yanlı bir iş değil!
Emin olun ki, eşyaların bizi "ruhsuz"laştırması diye de bir şey var!
Yani "alt tarafı bir masa, alt tarafı bir yatak" demek vahim bir yanlış!
Hiç başınıza gelmedi mi?
Çok severek aldığınız bir yemek masasına yıllar içinde topu topu üç beş kez oturmuşsunuz! Oturduğunuzda da içiniz sıkılmış, tadınız kaçmış!
Ya da koskocaman evinizde kendinizi huzurlu hissettiğiniz ve "ev" bellediğiniz tek alan bir koltuk!
Neden peki? Hiç düşündünüz mü?
Haşmet Babaoğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|
|