Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Tefhimu'l Kuran Tefsiri Nur Suresi (Mevdudi)

Eski 09-01-2011   #24
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tefhimu'l Kuran Tefsiri Nur Suresi (Mevdudi)



62- Mü'minler(97) o kimselerdir ki, Allah'a ve Resulüne iman edenler, onunla birlikte toplu(mu ilgilendiren) bir iş üzerinde iken, ondan izin alıncaya kadar bırakıp-gitmeyenlerdir(98) Gerçekten, senden izin alanlar, işte onlar Allah'a ve Resulüne iman edenlerdir Böylelikle, senden, kendi bazı işleri için izin istedikleri zaman,(99) onlardan dilediklerine izin ver(100) ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile(101) Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir
63- Peygamberin çağırmasını, kendi aranızda bir kısmınızın bir kısmını çağırması gibi saymayın(102) Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir(103) Böylece onun emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden(104) veya onlara acıklı bir azabın çarpmasından sakınsınlar
64- Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır O, sizin üzerinde bulunduğunuz şeyi kuşkusuz bilmektedir Ve O'na döndürülecekleri gün, yapmakta oldukalarını kendilerine haber verecektir Allah, her şeyi bilendir

AÇIKLAMA

97 Bunlar İslâm toplumunun disiplinini pekiştirmek ve öncekinden daha organize hale getirmek için verilen son talimatlardır
98 Bu hüküm, Hz Peygamber'den (sa) sonra gelen halifeler ve müslümanların diğer rehberlerine karşı da geçerlidir Müslümanlar, ister savaş ister barışla ilgili olsun, ortak bir amaç için toplanmaya çağrıldıklarında, rehberin izni olmadan dağılmaları caiz değildir
99 Burada geçerli bir mazeret olmadan izin istemenin mutlak haramlığı konusunda uyarıda bulunulmaktadır
100 Yani, geçerli bir mazeret durumunda bile izin verip vermemek, Hz Peygamber'e (sa) veya Hz Peygamber'den sonraki halifeye kalmıştır Eğer o ortak neden ve çıkarı bireyin şahsî mazeretinden daha önemli görürse, izin vermeyebilir ve bir müminin de buna gönülden razı olması gerekir
101 Burada da bir uyarı vardır: Eğer izin istemede küçük ve gereksiz bir mazeret beyanı, ya da bireysel çıkarı toplumsal çıkarın üstünde tutma sözkonusu olursa, bu da günahtır Dolayısıyla, Peygamber veya halefi, izin isteyenin bağışlanması için dua etmelidir
102 "Dua" çağırmak, dua etmek, seslenmek" demektir Dua'r-Rasul, 'Rasul'ün çağırması veya duası' ya da 'Rasul'ü çağırma' anlamına gelir Bu nedenle, ayetin hepsi de aynı derecede doğru üç anlamı vardır:
a) "Peygamberin çağrısı, halktan birinin çağrısı yerine konulmamalıdır" Çünkü Peygamberin çağrısı gözardı edemeyeceğiniz olağanüstü önemdedir Eğer O'nun çağrısına cevap vermez veya cevapta tereddüt ederseniz, imanınızı riske sokmuş olursunuz
b) "Peygamberin duasını halktan birinin duası yerine koymayın" Eğer o sizden razı olur ve sizin için dua ederse, sizin için bundan daha büyük bir servet olamaz Yok sizden razı olmaz ve size lanet ederse o zaman sizin için bundan daha büyük bir iflâs olamaz
c) "Peygamber'e seslenmek, aranızda birinize seslendiğiniz gibi olmamalıdır" Yani, Hz Peygamber'e, başkalarına isimleriyle seslenip hitap ettiğiniz gibi seslenip hitap edemezsiniz O'na karşı son derece saygılı olmalısınız, çünkü bu konuda göstereceğiniz en ufak bir umursamazlık, ahirette Allah'ın sorgusunu gerektirecektir
Bu anlamların üçü de metne tamamen uygunsa da, birincisi bundan sonraki konuyla daha yakından bağlantılıdır
103 Münafıkların bir diğer özelliği de budur Onlar, ortak bir hedef için toplanmaya çağrıldıklarında, müslümanlar arasında sayılmalarını istemediklerinden çağrıya cevap vermezler Müslümanların cevap vermesine ise kinle hasedlenirler ve fırsatını bulur bulmaz sıvışıp giderler
104 İmam Cafer es-Sadık'a göre, "fitne" burada "zalimlerin yönetimi" demektir Yani müslümanlar, Rasûl'ün hükümlerine itaat etmezlerse, zorbaların hükmü altına düşerler Bunun yanısıra fitnenin daha başka pek çok şekilleri de olabilir Sözgelimi, mezhep ayrılıkları, iç savaş, ahlâkî-manevî çöküş, toplum hayatının bozulması, dahilî kaos, siyasî ve maddi gücün çözülmesi, başkalarının emri altına girme vs
NUR SURESİNİN SONU

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla