Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Allah’ın (c.c.) Sıfatları

Eski 08-21-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Allah’ın (c.c.) Sıfatları



d Kudret: Allah (cc), sınırsız kudret (güç) sahibidir Allah’ın (cc) kudret sübuti sıfatı gözler önünde olan şeylerde bile insana büyük bir dehşet duygusu verir Oysa cennet ve cehennem gibi gerçekleri ile de biliyoruz ki, aslında bütün yaratılmış olan şeyler henüz gözlerimizin önünde değildir

Allah (cc) yoktan evreni ve içerisindeki yıldızları, gezegenleri yaratmıştır Koyduğu kanunlarla bu yıldız ve gezegenler evren boşluğunda kendilerine özgü hareketleri yaparak dengede durmaktadırlar Bunları hayal dünyamızda canlandırmamız bile Allah’ın (cc) sınırsız kudreti hakkında bir fikir verebilir sanırım İnsanın kendi yaratılışı üzerinde düşünmesi de Allah’ın (cc) kudretini anlamayı sağlayabilir İki ayağı üzerinde dimdik duran insanoğlu bu ayırıcı özelliğiyle diğer memelilere göre daha üstün bir biçimde yaratıldığını adeta kanıtlamaktadır Zekası ile doğayı anlaması, ona hakim olması, teknik araçlarla ondan en azami bir biçimde yararlanması görünüşte insana ait bir kudret olsa da gerçekte Allah’ın (cc) kudretine işaret eden birer ayetleridir Çünkü nihayetinde insana verilen kudreti de yaratan yüce Allah’tır Öyle ise asıl kudret sahibi olan ancak Allah’tır

İnsandaki kudret, Allah’ın (cc) iradesiyle kendisine verilmiş ödünç bir enerjidir Örneğin elimizi havaya kaldırmamız bize verilen bir kudretle gerçekleşmektedir İrademiz elimizi havaya kaldırma yönünde bir karar aldığında Allah (cc) verdiği kudretle bu eylemi gerçekleştirmektedir Bu işte bize ait olan kısım, sadece elimizi kaldırma isteğidir Yani bir niyettir Bu isteğin gerçekleşmesi için gerekli olan enerji ve eylem Allah (cc) tarafından yaratılmaktadır Çünkü Allah (cc) mutlak anlamda irade sahibi olduğu gibi mutlak anlamda güç sahibidir de Allah (cc) bu konuda öz olarak şöyle demektedir: “Sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı (Saffat suresi, ayet 96)”

Allah (cc) sadece henüz yıldızlarının ışığı dünya yaratılalı beri bize ulaşamamış bu büyük evrenin değil başka, mahiyetlerini bilemeyeceğimiz, hayallerini bile kuramayacağımız evrenlerin de yaratıcısıdır O’nun gücüne bir kayıt ve son düşünülemez

Evrenleri yoktan yaratan Allah’ın (cc) kudreti nerede, topraktan yaratılan ve üstelik Allah’tan (cc) ödünç olarak alınan insanın gücü nerede? Bunları birbiri ile karşılaştırmak bile bir küstahlıktır

e Semi: Allah (cc), her şeyi işitendir O’nun işitmesi için kulaklara ve sese ihtiyacı yoktur Bir fısıltının bile anlamı ona gizli kalmaz Hatta O kalplerde geçen niyetleri bildiği gibi zihinlerde geçen ve henüz sese dönüşmemiş düşünceleri de anlar Oysa insanın işitebilmesi için konuşmanın anlaşılır bir dille ve belli bir frekans aralığında yapılması gerekir

Allah’ın (cc) gönlündeki niyetleri ve zihnindeki düşünceleri bilmesine karşın insanın O’nun hoşuna gitmeyecek şeyleri yapmak istemesi, O’nun razı olmadığı ve öfkelendiği düşünceleri kafasında geçirmesi ne büyük bir bahtsızlıktır

Evrenleri yoktan yaratan Allah’ın (cc) işitmesi nerede, topraktan yaratılan insanın Allah’ın (cc) gücü ve yaratmasıyla işitmesi nerede? Bunları birbiri ile karşılaştırmak bile bir küstahlıktır

f Basar: Allah (cc) her şeyi görendir O’nun görmesi için gözlere ve ışığa ihtiyacı yoktur Karanlık bir gecede siyah taşın üzerindeki siyah karıncanın ayaklarını da görür Hatta insanın göremediği kapalı şeylerin içerisindekiler de O’nun için apaçıktır Oysa insanın görebilmesi için yeterli ışık miktarı ile nesnenin gözler önünde bulunması gereklidir

Allah’ın (cc) her şeyi gördüğünü bildiği halde insanın O’nun hoşlanmadığı ve öfkelendiği şeyleri yapması ne büyük bir bahtsızlıktır

Evrenleri yoktan yaratan Allah’ın (cc) görmesi nerede, topraktan yaratılan insanın Allah’ın (cc) gücü ve yaratmasıyla görmesi nerede? Bunları birbiri ile karşılaştırmak bile bir küstahlıktır

g Kelam: Allah (cc), konuşur Ama O’nun konuşmasının hiçbir organa, dile, sese ihtiyacı yoktur Allah (cc) mahiyetini bilemeyeceğimiz bir biçimde konuşur

İnsanlara doğru yolu göstermesi için indirilen kutsal kitaplarında bizim anlayabileceğimiz ses ve harfleri kullanmıştır Kuran-ı Kerim O’nun ezeli sözüdür Kuran-ı Kerim bizler gibi mahluk (yaratılmış) değildir

Allah (cc) Hz Musa Aleyhisselâm ile mahiyetini anlayamadığımız bir tarzda konuşmuştur Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Miraç gecesi hem Allah’la (cc) konuşmuş hem de O’nu görme şerefine erişmiştir

Kuran-ı Kerim’i okuyan Allah’la (cc) sohbet etme nimetine erer Kuran-ı Kerim anlamını bilmeden okunduğunda da manevi feyizlerini verir

Kuran-ı Kerim Levh-i Mahfuz’dan indirildiği için onda her şey temsil yoluyla, yada bir prototip (küçük örnek, model) olarak mevcuttur Kuran-ı Kerim bütün yaratılmışları, olgu ve olayları kapsayan mucizevi bir kitaptır Allah’ın (cc) ezeli ilim, irade, kelam sıfatlarının tecellisidir

Evrendeki, yeryüzündeki, insandaki her şey Allah’ın (cc) birer ayetidir Allah (cc) bunlarla insanlara çeşitli mesajlar verir Allah’ın (cc) evrendeki ve insan üzerindeki en büyük ayetlerinden birisi uyuma, uyanma; gece, gündüzdür Allah (cc) bu ayetleri ile ölüme benzeyen gece ve uykuyla bu dünyaya bir gün veda edeceğimizi; tekrar dirilme (haşir) gibi olan uyanma, gündüz ile de ahiret hayatımızın başlayacağını bizlere yaşatarak her gün anımsatmaktadır Aynı mesajı mevsimler yılda bir kez görsel ve tensel duyularımıza seslenerek bizlere bir başka açıdan yine sunmaktadırlar Allah (cc) tekrar dirilme olayını sadece kutsal kitaplarındaki ayetleriyle bizlere vermekle yetinmemiş, ayrıca evren ve insan gerçekliğine de sözünü ettiğimiz, anlaşılır bir dille ilgili olgu ve olayları yaşatarak işlemiştir

İnsanoğlu Allah’ın (cc) varlığını inkar etmeye pek güç yetiremese de Allah’ın (cc) kendisi ile kutsal kitapları aracılığıyla iletişim kurduğunu, emir ve yasaklarını bildirerek onun yaşamını biçimlendirmek istediğini görmek, tanımak istemez Kuran-ı Kerim’e yaşamında hak ettiği yeri vermez Oysa eşinden, dostundan gelen bir mektubu defalarca kez okur, onu iyi bir yerde de saklar Kendisini yoktan var eden ve öldürdükten sonra da diriltip ödül ve ceza için hesaba çekecek olan Allah’ın (cc) mektubuna (yani Kuran-ı Kerim’e) düşman kesilir yada ilgisizlik gösterir Onun -haşa- çağ dışı olduğunu/eskidiğini düşünür, söyler

Evrenleri yoktan yaratan Allah’ın (cc) konuşması nerede, topraktan yaratılan insanın Allah’ın (cc) gücü ve yaratması ile konuşması nerede? Bunları birbiri ile karşılaştırmak bile bir küstahlıktır

h Tekvin: Allah (cc) her şeyi yaratır Allah (cc) bütün evreni yoktan var etmiştir Yaratırken de maddeye ihtiyacı olmamıştır Kendisinden de hiçbir şey eksilmemiştir O yokluğa “Ol!” emrini vermiş ve iradesi ile yaratmak istediği her şey zahmet çekmeden meydana gelmiştir Allah’ın (cc) sınırsız gücü her şeyi yaratmaya kadirdir O’nun için yoktan yaratmada hiçbir zorluk ve sıkıntı yoktur

Ehl-i sünnetin itikadi (inançla ilgili ilkeler) mezheplerinden birisi olan Maturidiler, Allah’ın (cc) sübuti sıfatlarından birisi olan tekvini ayrı ve bağımsız bir sıfat olarak kabul ederken; yine Ehl-i sünnetin itikadi mezheplerinden birisi olan Eş’ariler ise, Allah’ın (cc) kudret sıfatının bir parçası olarak alırlar ve müstakil bir sıfat olarak düşünmezler

Allah’ın (cc) yaratma sübuti sıfatı insanın her eylemini de kapsamaktadır Öyle ki insanı ve yaptıklarını yaratan Allah’tır (bk Saffat suresi, ayet 96) Görünüşte insana ait olan bütün eylemleri aslında Allah (cc) yaratmaktadır İnsanın yürümesi, ellerini kaldırması, konuşması, yemek yemesi, düşünmesi, görmesi, işitmesi… hep Allah’ın (cc) yaratması ile meydana gelmektedir Kuşkusuz bu düşünce ile insanın kısmi iradesini ortadan kaldırmak da doğru değildir Allah (cc) insanın niyetlendiği kötü eylemleri de yaratır, ama bunlardan razı olmaz Yaratma eylemi Allah’a (cc) ait olduğu için çoğu kez insanın niyetlendiği kötü şeyleri merhametinden gerçekleştirmez Böylelikle insana bir çeşit ihsanda bulunur İnsan her ne kadar bu eylemleri kendisi yaratmasa da gönlünden geçirdiği bir niyetle sahiplenmektedir Ayrıca bu niyetle de bu eylemlerden sorumlu tutulmaktadır Ahirette bunun için de hesaba çekilecektir

İnsanda ne güç ne de yaratma işi vardır Güç ve yaratma işi Allah’a (cc) özgü şeylerdir Ama insan Allah’ın (cc) gücü ve yaratmasıyla bir şeyler yapabilir Örneğin uçak yapmayı düşünebilir Ama ne uçağın maddesini kendisi yoktan yaratmıştır ne de uçağın uçmasını sağlayan doğa yasalarını Bunlar Allah’a (cc) ait şeyler olduğu gibi o kişinin uçak tasarısını eyleme geçirmek için gerekli tüm insan ve araç enerjisini ve eylemlerini de Allah (cc) yaratmıştır Böyle birinin uçağı kendisinin yaptığını söylemesi örfi (geleneksel) bir durumdur Günlük dilde fiillerin insana nispet edilmesi yaratma yönüyle değil kazanç/sorumluluk (kesb) yönüyle doğru kabul edilir Bu nedenle doğal karşılanır Ayrıca insanın böyle konuşmasında da dini açıdan bir sakınca görülmez Örneğin “Yürüdüm, ellerimi kaldırdım, konuştum, resim yaptım…” gibi ifadeler, gayet doğal ve dini açıdan herhangi bir sakıncası olmayan sözlerdir

Bir insanın başarısını Allah’a (cc), kötü ve çirkin fillerini de kendisine yada şeytana bağlaması edep gereğidir Örneğin Allah’ın (cc) izni ile birinci oldum, Allah’ın (cc) yardımı ile sınıfımı taktirle geçtim; nefsimin esiri olarak o günahı işledim, nefsimin gafletiyle ihmal ettim, şeytana uyarak yaptım gibi Bazı kişilerin yaptıkları suçları kadere havale etmeleri Allah’a (cc) bir hakaret anlamı taşımaktadır Bu yüzden “kader mahkumu” gibi ifadeleri kullanmamak gerekir

Allah (cc) ile sanatçı arasında yaratma ile meydana getirme yönü ile bir koşutluk kurulabilir Allah (cc) yarattığı evren ve varlıklarla kendi isim ve sıfatlarını göstermiştir Sanatçı da eseriyle kendi öz yaşamını ve iç dünyasını ölümsüz kılmak ister Ama Allah (cc) eserlerini bir örnek olmaksızın yoktan var ederken sanatçı her zaman bir örneğe ve çeşitli malzemelere muhtaçtır Bazen sanatçılar için yaratıcı, eserleri için de yaratma sıfatları kullanılmaktadır Bu elbette büyük bir yanlışlıktır Zira sanatçı ancak öz yaşamını ve iç dünyasını eserine yansıttığında büyük olma onuruna erişmektedir Meydana getirdiği şeyler de önceden yaşanmış yada oluşmuş şeylerdir, esere yansımaları ile yeniden yaratılmış değillerdir Zaten bu büyüklüğe ermemiş kişilere de sanatçı denmeyeceği açıktır Sanatçının eserlerine bir yaratma eylemi olarak bakmamalıdır Bunun için sanatçı ve eseri için yaratıcı ve yaratma gibi sıfatlar yerine oluşturma ve meydana getirme gibi daha yerinde sözcükler kullanmak gerekir

Evrenleri yoktan yaratan Allah (cc) nerede, topraktan yaratılan insanın Allah’ın (cc) gücü ve yaratması ile bir şeyler oluşturması yada meydana getirmesi nerede? Bunları birbiri ile karşılaştırmak bile bir küstahlıktır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla