Yalnız Mesajı Göster

Yeni TTK Ile Ortakların Şirketlerinden Borçlanmaları YASAKLANIYOR

Eski 06-17-2011   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Yeni TTK Ile Ortakların Şirketlerinden Borçlanmaları YASAKLANIYOR



1) Giriş ve değerlendirme


Muhasebeci ve mali müşavirlerin, muhasebe ve vergi uygulamasında, yarattığı sorun ve sıkıntılar nedeniyle en iyi bildiği hesaplar ortaklar cari hesabı veya teknik tabirle "131-Ortaklardan Alacaklar" ve "213-Ortaklardan Alacaklar" hesaplarıdır Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinde bu hesaplara kaydedilecek işlem ve hareketler aşağıdaki gibi açıklanmıştır
"131 Ortaklardan Alacaklar:İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarların izlendiği hesaptır
231 Ortaklardan Alacaklar: İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç verme ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan) ortaklardan alacaklı bulunduğu tutarların izlendiği hesaptır"
Bu hesaplardan ilkinde, kısa vadeli alacaklar ve ikincisinde uzun vadeli alacaklar takip edilmektedir
Malum olduğu üzere, kurumlar, vergi kanunlarına göre hesaplanan kurum kazançları üzerinden %20 oranında kurumlar vergisi ödemekte ve ticari bilanço kârından kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kârın dağıtılması halinde %15 oranında kâr dağıtımına bağlı stopaj gelir vergisi ödemektedirler Dağıtılan kârın belirli şartlarla yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyanı halinde ayrıca ortaklar tarafından belirli bir oran ve tutarda gelir vergisi ödenmesi gerekmektedir Kurumlar vergisi ile gelir vergisi arasında kurulan söz konusu entegrasyon sonucu kurumlardan elde edilen kazançlar üzerindeki efektif vergi yükü %34 oranına tekabül etmekte ve gelir vergisi tarifesinin en üst dilimine uygulanan vergi oranı olan %35'e yaklaşmaktadır (GVK md 75/1, 2, 3 ve 4; md22; md85, 86; md94/6-b-i; md 121; KVK Md15/2; md30/3; TTK md 466) Dolayısıyla, kâr dağıtımına bağlı stopajın tahakkuk etmemesi ve/veya tahakkukun belirli bir süre ertelenmesi amacıyla, ortaklar kurumdan para çekmekte ve ortaklar cari hesabı çalıştırılmaktadır Bu işlemlere, göreli olarak, aile şirketi statüsünde olan ve kurumlaşma sürecini tamamlamamış şirketlerde daha sık rastlanmaktadır
Yukarıda açıklanan ve daha çok teknik ve parasal olan nedene ilaveten; herkesin bildiği ve aynı zamanda herkesin bilmezlikten geldiği; dolayısıyla varsayımsal olarak kimsenin bilmediği bir neden daha vardır ki; bize göre, bu çok daha önemlidir Ortaklardan alacaklar hesabının önemli kısmı "müesses nizamın" görünmeyen, ancak herkesin bildiği finansmanından kaynaklanmaktadır Zira, bu hesaplarda biriken meblağlara bakıldığında, bu tutarların ortaklar ve/veya ortaklar tarafından kâr payı adı altında kurumlardan çekilip fiilen harcanması iktisadi, ticari ve teknik icaplar açısından mümkün değildir Çünkü, ortakların şahsi harcamaları ve servetlerindeki artışlar ile bu hesapların bakiyeleri arasında olağanüstü farklar bulunmaktadır Dolayısıyla, "müesses nizamın" finansmanının şeffaf hale gelmesine yönelik yasal düzenleme yapılmadığından ve/veya yapılması arzu edilmediğinden, bu yol finansman yöntemi olmaya devam etmekte ve tevsiki mümkün olmayan bu harcamaların vergi yükü kurumlar üzerinde kalmaya devam etmektedir Bu husus, aslında, malumun ilâmıdır Ancak, yasal düzenlemeler ve idari uygulamalar, bu husus görmezlikten gelinerek devam etmekte ve bir önceki paragrafta açıklanan teknik neden gerekçe kabul edilerek uygulama sürdürülmektedir
Muhasebe ve vergi uygulamasında idari eleştiri ve uygulamadan sakınmak için, genellikle, ortaklar cari hesabına adat yöntemi ile faiz tahakkuk ettirilerek gelir kaydedilmekte ve hesaplanan faiz geliri bir finansman hizmeti karşılığı varsayılarak katma değer vergisi tahakkuk ettirilmektedir Bu yolla, "müesses nizamın" finansmanı meşru hale gelmektedir Zira, yapılan işlemlerle ortaklardan alacaklar hesabının bakiyesinin ortaklar tarafından kullanıldığı kayden teyit edilmiş olmaktadır (VUK, md 3, md 227, KVK md13, KDVK md 1, md4)
Ortaklardan alacaklar hesabına yönelik, 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (RG: 14/02/2011-27846) yapılan yasal düzenlemelerle farklı bir aşamaya gelinmiştir Aşağıdaki açıklamalar bu hususa ilişkindir


2) Yeni Ticaret Kanunu ortakların şirketlerden borçlanmalarını yasaklıyor


Malum olduğu üzere, 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, genel olarak, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girecektir Bu Kanunun, ülkemiz ticari hayatı için önemli bir değişim sürecini başlatacağı; şirketlerin yönetim ve denetimi alanlarında ciddi sonuçlar doğuracağı beklenmektedir
Yeni Türk Ticaret Kanununun "Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı" kenar başlıklı 358 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca; iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahipleri şirkete borçlanamaz Meğerki, borç, şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olsun ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulsun
Aynı Kanunun "Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı" kenar başlıklı 395 inci maddesinde;
  • yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamayacağı; aksi hâlde, şirketin yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebileceği;
  • yönetim kurulu üyesi, onun 393 üncü maddede sayılan yakınları (yönetim kurulu üyesi, alt ve üst soyu, eşi, üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları) kendisinin ve söz konusu yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ve en az yüzde yirmisine katıldıkları sermaye şirketleri, şirkete nakit veya ayın borçlanamayacakları; bu kişiler için şirketin kefalet, garanti ve teminat veremeyeceği; sorumluluk yüklenemeyeceği; bunların borçlarını devralamayacağı; aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebileceği;
  • 202 nci madde hükmü saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dâhil şirketler birbirlerine kefil olabileceği ve garanti verebileceği;
  • Bankacılık Kanununun özel hükümlerinin saklı olduğu;
hükme bağlanmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla