05-08-2011
|
#61
|
Şengül Şirin
|
Afrika"da sömürge yönetimi
SÖMÜRGE YÖNETİMİ
Afrika tarihinin 20 yüzyılın ilk yarısındaki en belirgin özelliği, Avrupalı sömürgeci devletlerin çizdiği sınırlar içinde Afrika uluslarının doğmasıydı İki büyük savaş arasındaki dönemde Avrupa devletlerinin çabası, yönetimleri altındaki alanları genişletmek ve ekonomik gelişmeyi sağlamaktı Ama tüm kademelerini Avrupalıların doldurduğu bir bürokrasi çok pahalıya mal olacaktı Böylece Avrupalıların üst kademelerde kalarak öteki kademelerde yerli siyasal güçleri kullanacağı bir karma sistem geliştirildi İngiliz bölgelerinde bu sisteme "dolaylı yönetim" adı verildi Sistemin en gelişmiş uygulaması Nijerya'nın kuzeyinde görüldü Öteki devletler de başka adlar altında gene aynı yola gittiler Devlet giderlerini kısma gereksinimi fiili yetkinin Afrikalı yerel önderlere devredilmesini zorunlu kıldı
Dört Fransız sömürgesi 1895'te Fransız Batı Afrikası adıyla federal bir çatı altında birleşmişti 1902'de federasyonun merkezi Dakar'a taşındı Fransız Ekvator Afrikası da 1910'da federatif devlet biçimini aldı 2 Dünya Savaşı sırasında Batı Afrika Vichy hükümetine sadık kalırken, Ekvator Afrikası General de Gaulle'ü izledi Ekvator Afrikası, de Gaulle'ün askeri hazırlıkları için bir üs görevi gördü; burada kurulan havaalanları Kuzey Afrika ve Hindistan cepheleri ile ABD arasında ikmal noktaları oldu Vichy hükümetinin denetiminde bulunan ve stratejik önemi nedeniyle "Atlas Okyanusunun Cebelitarığı" diye adlandırılan Dakar'a yönelik İngiliz harekâtı başarısız kaldı Kıtanın doğu yakasında, Madagaskar'ın kuzeyinde gene Vichy denetiminde bir üs olan Diego-Suarez ise 1942'de İngilizlerce ele geçirildi, daha sonra Fransızlara devredildi
Fransa, Rusya, İngiltere ve İtalya arasında 1915'te Londra'da imzalanan bir antlaşma, İngiltere'yle Fransa'nın savaş sonunda Afrika'daki sömürge topraklarını Almanya aleyhine genişletmesi halinde, İtalya'nın hak ve taleplerinin gözetileceği güvencesini içeriyordu Bu güvence Eritre, Somali ve Libya sınırlarında İtalya lehine yapılabilecek düzeltmeleri de kapsıyordu 1919'da Fransa bu antlaşma doğrultusunda Tunus sınırındaki bir toprak parçasını İtalyan denetimindeki Libya'ya bırakırken, Tunus'ta yerleşmiş İtalyanlara da özel ayrıcalıklar tanıdı Aynı çerçevede İngiltere de Libya'ya Mısır sınırından toprak bıraktı 1925'te bir başka antlaşmayla stratejik Cegbub Vahası İtalyanlara bırakıldı Afrika'nın doğusunda da İtalyan topraklarına ekler yapıldı Ama İtalya bunlarla yetinmedi 1922'den sonra faşist hükümet Libya'nın sulanabilir tüm topraklarını İtalya'dan getirdiği köylülerle sömürgeleştirmeye girişti İtalya ayrıca Etiyopya karşısında 1896'da uğradığı yenilginin öcünü almayı da tasarlıyordu İngilizlerle Fransızların Eritre ve Tibesti bölgelerinden İtalyan Somalisi'ne ve Libya'ya toprak aktarması da İtalya'yı durduramadı İtalya 1935'te Etiyopya'ya saldırdı, Milletler Cemiyeti'nin ekonomik yaptırımlarına karşın işgal sonuna kadar götürüldü Yeni kazanılan topraklar Eritre ve Somali'yle birlikte İtalyan Doğu Afrikası'nı oluşturdu
2 Dünya Savaşı durumu değiştirdi Mihver'in Süveyş Kanalını ele geçirememesi İtalyan Doğu Afrikası'nın soyutlanmasına yol açtı ve sonunda bölge İngilizlerin eline geçti Alman birliklerinin 1942'de Kuzey Afrika'dan çıkartılmasından sonra İtalya da Libya'yı kaybetti İtalya'nın Afrika toprakları savaştan sonra BM sorumluluğuna verildi 1951'de Libya bağımsız devlet oldu 1952'de Eritre Etiyopya'ya katıldı Somaliland ise 1950'de somali adıyla bağımsız devlet konumunu kazandı
Kaynak:AnaBritannica cilt 1 den frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|