04-27-2011
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Azledilmeyen Makam
Azledilmeyen Makam

Söz konusu medresede devamlı sûretde muazzam bir bilgi alşıverişi olurken günün birinde Uluğ Beğ, hocası Kadızâde’den habersiz bir müderrisi görevinden aldı Bunun üzerine Kadızâde-i Rûmî evine çekilerek ders vermeyi bıraktı Uluğ Beğ, “Herhalde hocam rahatsızlandı
Evinde istirâhat ediyor, kendisini ziyâret edeyim” diyerek yola koyuldu Hocasının iyi olduğunu görüp, medereseye niçin gelemediklerini sual etti Bunun üzerine Kadızâde-i Rûmî, Uluğ Beğ’e şu şekilde cevap verdi: “Bizler ilim ve hikmet erbâbının hizmetlerinde bulunduk O zâtlar bana dünyevî makamlar içinde, sadece sâhibinin azledilmediği bir makâmı, yani ilim makâmını kabul etmemi tavsiye etmişlerdi
Bu güne kadar müderrisliği böyle bir makâm sanıyordum Artık Bu derecenin sahiplerinin de azledildiğini görünce, ben de o makâmı terk etmeyi uygun gördüm ”
Emir Uluğ Beğ, hemen yaptığı işin farkına vardı ve hocasından özürler diledi Bir daha hiçbir ilim adamını görevinden almayacağına söz vererek Kadızâde-i Rûmî’yi tekrar eski görevine binbir tazarru ve niyâz ile davet etti Kadızâde de eski vazifesine geri döndü Böylelikle o, bu hareketiyle ilmin ne derece kıymetli bir değer olduğunu kendisinden sonrakilere de çok güzel bir şekilde göstermiş oluyordu
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|